Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. BÖLÜM

@nisaltll

Derin nefes alıp verdi. Yatakta biraz gerinip saate baktığında on biri çeyrek geçiyordu.

"Ay ne güzel uyumuşum."

Genç kız, gözlerini etrafta gezdirdiğinde aynalı dolapta takılı kaldı. Yattığı yerde hızla doğrulup battaniyesini üzerinden attı.

"Sen? Dün kaybolmuştun."

Kuş, bakışlarını kızın gözlerinden ayırmazken İnci ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.

"Odaya nasıl geri girdin peki?"

İnci, baykuş ile bakışmaya devam ediyordu.

"Aferin İnci, şimdide kuşun konuşmasını bekliyorsun."

Genç kız, sinirle odasından çıkmak için davrandığında durup tekrar kuşa baktı.

"Yardımına ihtiyacım var. Karşıma boşuna çıkmadığını biliyorum. Beni tekrar insana çevirmen gerekiyor. İnci lütfen yalvarıyorum sana. Yüzüğümü bulmam lazım deniz olan bir yerde düşürdüm. Enerjisini hissediyorum beni denize götür İnci."

Şimdi hatırlıyordu rüyasında böyle bir şey görmüştü ama gerçek değildir herhalde.

"Eğer seni denize götürmemi istiyorsan sağ kanadını aç."

Kuş, sağ kanadını açıp İnci'ye bakmaya devam etmişti.

"Yok bu gerçek olamaz. Ben iyi değilim bu normal değil."

Genç kız, hızla odayı terk ettiğinde Gonca'nın kahvaltı hazırladığını gördü.
"Günaydın"

"Gonca, ben hayal görüyorum galiba. Odada kuş var."

"Ne?"

"Dünkü çarptığım kuş. Aynalı dolabın önündeki masada duruyor."

Gonca, İnci'nin ciddi olup olmadığını anlamaya çalışırken İnci kızın koluna girdi.

"Gel hadi gözlerinle gör."

İnci, arkadaşını odasına çektiğinde baykuş yine yok olmuştu.

"Sen etkilendin dün o yüzden böyle oldun. Hadi bak tatil günümüz bugün depresyon moduna girmek yasak. Dün iki olay üst üste geldi, yıprandın. Çok normal hadi kahvaltıya, çayı koyacağım."

"Tamam."

Gonca, İnci'yi odasında yalnız bıraktığında anlam veremiyordu. Baykuşu gördüğünü biliyordu emindi.
İletişim kurduğunu da biliyordu dün de aynısı olmuştu hatırlıyordu. Gonca'ya kuşu göstermek istediğinde kuş yine ortadan kaybolmuştu.

"İnci hadi."

"Tamam."

Genç kız, odanın kapısını bilerek kapatıp mutfağa geçtiğinde kuşun geri geleceğini düşünüyordu.

"Çok erken kalkmışsın."

"Bende şaşırdım, moralin bozuk diye sana kahvaltı hazırlamak istedim. Daha iyi misin?"

"İyiyim ya, zaten bitmiş bir şeyin arkasından üzülmek bana yakışmazdı."

"İşte benim arkadaşım. Bu yüzden bugün dışarıda gezelim olur mu?"

"Olur düşünürüz."

İki genç kız, birbirine gülümserken kahvaltı yapmaya devam etmişlerdi.
Gonca kahvaltıyı hazırladığı için İnci bulaşıkları toplamıştı.

"İnci, apartman yöneticisi aradı. Eve gitmem gerekiyor."

"Tamam sıkıntı yok. İşin bitince çıkarız dışarı."

"Tamam canım."

Gonca, alel acele çıkıp gidince İnci hızla odasına girdi.

"Yine burada!"

İnci, korkuyla kuşa bakarken kuş sarı gözlerini kıza çevirdi.

"Allah'ım başıma nasıl bela aldım ben?"

'Bela değilim yardımına ihtiyacım var'

Genç kız, duyduğu ses ile irkildi. Zihninde baykuşun sesini duyuyordu. İnci bu yüzden daha çok korkarken odadan çıkıp hızla kapısını kapattı.

Arkasını hızla döndüğünde baykuş koltuğun üzerinde duruyordu.

'Kaçmak yerine konuşmayı tercih etsen?'

İnci, sırtını odasının kapısını yaslarken korkuyla derin nefes alıp veriyordu.

"Konuşmak istemiyorum. Gitmeni istiyorum." Genç kızın gözleri hafif dolarken sinirleri bozulmuştu.

'Benden korkmana gerek yok. Kalp atışlarını buradan duyabiliyorum sakin ol.'

Baykuşun bakışları yumuşarken kız gergince yutkundu.

'Adım Sarun. Bu kuş bedenine haps oldum. Beni haps edenler yüzüğümü bulmadan bulmam lazım. Yalvarıyorum sana ne istersen yaparım.'

Genç kızın yüzünde herhangi bir değişme olmazken Sarun gerilmişti. Cok çaresizdi neden yardım etmiyordu?

"Burada bir sürü deniz var nasıl bulacağız?"

'Yakın civarda olursam yüzük beni bulur ve eski bedenime geri dönerim'

"Sonra?"

'Seni yalnız bırakacağım. Senden hiçbir şey istemeyeceğim.'

Sarun'un çaresiz sesi kızın zihninde dönerken ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Çok saçma geliyordu şu an yaşadıkları. Kuşun içine sıkışmış bir insan bedeni tam karşısında duruyordu. Bu konu psikolojik destek alsa direkt akıl hastanesine yatırılırdı.

"Tamam, sana yardım edeceğim ama bir daha karşıma çıkmak yok. İnan insan mısın cin misin umrumda değil."

Kuş, kızın cümlesi ile başını onaylarcasına indirip kaldırdı.

"Bekle biraz, üzerimi değiştireyim."

İnci, Sarun'u salonda yalnız bırakıp odasına girdiğinde hızla üzerini değiştirip dışarı çıktı.

"Tamamdır. Gidip yüzüğünü bulalım."

Sarun, kanatlarını çırpıp İnci'nin omzuna konduğunda beraber evden çıkıp arabaya geçtiler.

"Dışarı çıkmadan yüzüğü bulmaya çalış seni nadir bir kuşun bedenine sıkıştırmışlar. Devlet alıkoymasın seni."

'Devlet?'

İnci, arabayı çalıştırırken Sarun'a baktı.

"Uzun hikaye sadece dediğimi yap."

Genç kız, Sarun'u omzundan alıp koltuğa koyduktan sonra evine en yakın olan sahile gitti.

Sarun, gözlerini kapatıp yüzüğün enerjisini hissetmeye çalıştığında çok zayıftı.

'Burada değil.'

"Pekala"

İnci, tekrar yola koyulduğunda Sarun gözleri kapalı bir şekilde enerjiyi hissetmeye çalışıyordu.

"Bulamadın mı?"

'Sessiz ol'

Genç kız, Sarun'un ciddi sesi yüzünden sessiz kalırken uzun süre sahil kenarlarında dolaştı.

'İnsan olsaydım şimdi bulmuştum'

Sarun, gözlerini açıp kıza baktığında İnci kısa bir an Sarun'a baktı.

"Elimden geleni yapıyorum."

'Biliyorum.'

Sarun, tekrar odaklandığında İnci, gezintiye devam etmiş bu akşama kadar sürmüştü.

'Burada dur.' Sarun, heyecanla kanat çırpınca uçmuş kafasını arabanın tavanına vurmuştu.

"Sakin ol." İnci, kemerini çıkarıp arabanın kapısını açtığında Sarun, kızın omzuna konmuştu. "Pekala."

Genç kız, araçtan inip arabasını kilitlediğinde sahile doğru yürümeye başladı. İnci ellerini cebine koyduğunda etrafta birileri var mı tam göremiyordu. Etrafın karanlık olması iyi diye düşündü en azından kuşu gören yoktu.

Saun, enerjiyi çok net hissederken odaklanıp yüzüğünü kumun altından çıkardı. Yüzük hızla Sarun'un önüne gelince havada asılı kalmıştı.

İnci, hayretle yüzüğü incelerken biraz heyecanlanmıştı. Böyle bir şeye nasıl şahit oluyordu hala inanamıyordu.

Sarun'un parlayan gözleri yüzüğü havada döndürürken yüzükten de ışık çıkmaya başlamıştı Sarun'un havalanmasını sağlamıştı.

Genç kız, Sarun'un havalandığını görünce biraz uzaklaşıp izlemeye devam etti.

Yüzük, kuşun etrafında hızla dönmeye başladığında etrafta aydınlanmaya başlamıştı.

"Eyvah." Diyen İnci, etrafı izlerken kimsenin olmadığını görmüştü.

Yüzüğün dönme şiddetti artında yukarıdan aşağıya doğru inmeye başlamıştı. Sarun'un bedeni tamamen insan bedeni olunca yüzük hızla sağ yüzük parmağına gitmişti.

"Sana ne kadar teşekkür etsem az."

Sarun'un karanlık yüzüne sadece sesi eşlik ederken İnci yüzünü görmeye çalıştı ama nafile.

"Rica ederim."

"Bu iyiliğin karşılıksız kalmayacak." Sarun, avucunu yukarı kaldırınca elinin içinde kolye belirmişti. "Al bunu, başın derde girdiğinde üzerindeki taş ile temas etmen yeterli. Ömrün boyunca koruyucu meleğin olacağıma söz veriyorum."

Sarun, kızın eline uzanıp kolyeyi avucunun içine koydu. İkisi de karanlıkta birbirini görmezken İnci, onu çok merak etmişti.

"Söz verdiğim gibi gidiyorum."

Sarun, hızla ortadan kaybolduğunda İnci, kendisini salak gibi hissetmişti. Rüyada olduğuna emindi bu yüzden çok eğlenceli geliyordu. Bunların hepsi gerçek olsa korkardı herhalde. Kız, elindeki kolyeyi sıkarken her şeyin gerçek olduğunu biliyordu. Tüm bu olanlar gerçekti ama nasıl? İşte bunu aklı almıyordu.

"Boşver İnci." Dedikten sonra derin nefes alıp verdi. "Kimse sana inanmaz."

Genç kız, bir kaç adım atıp arabasının yanına geldiğinde birisi kolundan tutup çekiştirmişti.

"Nerede o?"

"Kim?" İnci, korkuyla adama bakarken elindeki kolyeyi sıkıca tutuyordu.

"Sarun! Az önce yüzüğünü buldu gördük. Hemen şimdi bize yerini söyle yoksa ölürsün."

Adam, İnci'yi kızın arabası ile kendi bedeni arasında sıkıştırırken elindeki garip bıçağı kızın boğazına yasladı.

"Hemen söyle nereye gitti?"

"Bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum."

Kızın göz yaşları adamın bıçağına damlarken adam sinirle derin nefes aldı.

"İşe yaramazsın!" Adam, bıçakla kızın boğazını kesmek için davranacakken bedeni başka yere savrulmuştu.

İnci, korkuyla çığlık attığında gözlerini savrulan adama çevirdi.

Adam, kumların arasına gömülürken İnci, gözlerini diğer tarafa çevirdi. Kendine doğru gelen adamı tanımazken hızla arabasının kapısını açmaya çalıştı. Kapılar kilitli olduğu için kapılar açılmazken adam yanına geldi.

"Sakin ol. Benim."

"Sarun?" İnci, adamın ses tonunu tanırken gözlerini adama çevirdi.

"Kenarda kal."

Sarun, İnci'yi yalnız bırakıp düşmanın peşinde giderken İnci arkasından bakmıştı. Kalbi ağzında atarken belaya bulaştığını biliyordu.

Sarun, yerde yatan adamı tutup kaldırdığında adam hafif gülümsedi.
"Demek buradasın. Günlerdir seni arıyoruz."

"Dante nerede Yucin? Nasıl geri döneceğimi söyleyin bana?"

"Dante şu an koltuğunda oturuyor. Seni yok etmek için geldik buraya ve şimdi karşımdasın."

Yucin, sihirle Sarun'u vurup ayaklandığında Sarun acıyla yere düşmüştü. İnci'nin arabasına vurduğundan beri canı çok yanıyordu.

"Artık Kızılçayır bizim sen sonsuza dek yok olacaksın." Yucin elindeki bıçağın boyutunu büyütürken Sarun sihir yapmak için elini kaldırmıştı ama kendisini zayıf hissediyordu.

Yucin, elindeki bıçağı Sarun'a saplayacağı anda kafasına yediği darbe ile bıçağı yere düşürmüştü. Yucin yan tarafa doğru bayılırken bıçak Sarun'un koluna büyülü kesik atmıştı.

"İyi misin?" İnci, elindeki levyeyle Sarun'un yanına oturdu.
"Evet sen?"

"İyiyim. Yara derin görünüyor."

"Biliyorum."

Sarun, kolunu tutup ayaklanınca İnci de ayaklandı.

"Yucin, uyanmadan gidelim izimizi bulamasın."

Sarun, kızın elini tuttuğunda İnci ne olduğunu anlayamadan yoğun bir ışıkla kendisini odasında bulmuştu.

"Eve geldik."

Genç kız, gözlerini odasında gezdirirken Sarun sessiz kalmıştı. "Gonca evde mi bilmiyorum sessiz ol?"

İnci, telefonuna sarıldığında Gonca'nın attığı mesajı görmüştü.

–Evde işim uzun sürdü bu akşam gelmem haberin olsun.

"Çok güzel Gonca gelmiyor." Derken dönüp Sarun'a baktı. "Yaran için ne yapmam gerekiyor?"

"Kesikte büyü var, bir şey yapamazsın."

Büyü adamın canını yakarken yüzünden belli oluyordu.

"Yani?"

Sarun, kızı cevaplamadan sağ elini sol kolunun üzerinde gezdirmeye başladı.
"Kessiva."

Adamın elinden çıkan ışıltı kolunun üzerinde gezinirken İnci, yaranın kaybolduğunu görmüştü.

"Bana kim olduğunu hemen anlatıyorsun. Beni nasıl buldun? Nesin sen? Uzaylı falan mısın?"

İnci, cümleleri peş peşe sıralarken Sarun'un sarı gözlerine bakıyordu. Ne kadar da güzellerdi. Genç kız, gergince yutkunurken Sarun'a daha dikkatli baktı. Bal köpüğü hafif dalgalı saçları biraz uzundu, ön kısımdaki tel saçları gözlerine geliyordu. Kemerli bir burnu, solgun dudakları ve keskin bir çene hattı vardı.

Ten rengini açıklaması zordu, beyaz değildi ama buğday tenli de değildi. Kirli beyaz, uzun kollu, kollarının ucunda lastik olan gömleğinin ilk iki düğmesi açıktı. Koyu kahve hafif bol kumaş pantolonunu gömleğinin üzerine çekip kemer takmıştı. Tıpkı kraliyet mensubu gibi görünüyordu.

"Uzaylı mı?" Sarun'un aşağılayıcı sesi kıza ulaşırken bakışlarını sarı gözlere çevirdi. Ne kadar güzel gözleri vardı. "İnsanım tıpkı senin gibi."

"Beni nasıl buldun?"

"Sen beni buldun. Düşmenin etkisiyle bayılmışım gözlerimi açtığımda seni gördüm. Seninle konuşmaya çalıştım ama çok yorgundum."

"Sana çarptığım için kusura bakma."

Sarun, kızın yüzüne anlamsız bakışlar gönderirken İnci, bakışlarını kaçırıp koltuklardan birisine oturdu.

"Ne olacak şimdi? Büyülü güçlerini gördüğüm için öldürecek misin beni?"

"Hayır, şu an senden başka güveneceğim birisi yok."

"Ama ben sana güvenmiyorum."

İnci, elindeki kolyeyi tuttuğunu fark ederken Sarun, devam etti.
"Biliyorum seni öldürmeyeceğimi bil yeterli."

"Hep böyle kibirli misin?"

"Evet, ben ülkenin efendisiyim..."

 

♦Sarun'un laneti nasıl bozulacak?

♦İnci nasıl yardım edicek?

♦Yeni bölüm de görüşürüz.

Loading...
0%