Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. BÖLÜM

@nisaltll

Bulutların arasında gezen uçurtmalar dans ederken genç kız, düşmemek için daha sıkı tutundu.

"Bu çok zevkli." İnci'nin heyecanlı sesine Sarun, gülümserken kanatlarını biraz daha çırpıp yükseldi.

Bulutlar kızın yüzüne çarparken Sarun, bir kaç manevra yapıp yavaşça aşağı süzülmeye başladı.

"Birazdan kızılçayıra ineceğiz."

İnci, daha dikkatli etrafa bakınırken Sarun, sakince aşağı süzülmeye başladı. Bulutların arasından aşağı indikçe rüzgar esti. Rüzgar estikçe Sarun uçamazken savrulmaya başladılar.

"Sıkı tutun!"

İnci, sıkı tutunsa da olmuyor rüzgarın etkisiyle zorlanıyordu.

"Düşüyorum."

Genç kızın elleri kayarken sertçe aşağı süzülüp yere çarpmıştı.

"İnci?"

Uğuldayan ses kızın kulaklarına ulaşırken gözlerini yavaşça araladı.

"İyi misin canım?"

İnci, kahverengi gözlerini yorgunca Gonca'ya çevirdiğinde Gonca telaşlı görünüyordu.

"Başın ağrıyor mu?"

Genç kızın, kaşları çatılırken başı acıyordu.

"Ne oldu bana?"

"Evde başını çarpmışsın. Sarp seni bulmuş?"

"Sarp?" İnci anlamaz bakışlarını Gonca'ya gönderirken Gonca bakışlarını açılan kapıya çevirdi.

"Daha iyi misin?" Sarun, içeri girdiğinde kızın yorgun gözlerini görmüştü.

"Ne oldu? Sen nasıl–"

"Sana gelmiştim merdiven sormak için. Daha sonra çığlık attın bende evine girdim. Düşmüştün. Hastaneye getirdim seni"

"Başın biraz ağrıyacakmış. Bir süre burada müşade altında duracaksın."

İnci, hafif başıyla onaylarken Gonca, devam etti.
"Ben doktoruna haber vereyim."

Gonca, arkadaşının saçını hafifçe okşadıktan sonra dışarı çıkarken İnci, Sarun'a baktı.

"Sarp?"

"Türkçe isim bulmak zordu."

"Sarp daha zor."

"Ahmet, Mehmet çok kullanılan isimlermiş ama benim yakışıklı yüzüme yakışmıyor." Sarun'un egoist tavrı İnci'yi hafif gülümsemişti.

"Nasıl kurtuldun o adamdan? Yüzüğün?"

Sarun, yüzüğünü İnci'ye gösterdikten sonra konuştu.

"Biraz dinlen sonra konuşuruz." Dedikten sonra biraz sessiz kaldı Sarun. "Bu arada alt kat komşunum arkadaşın öyle biliyor."

"Tamam."

İnci, bakışlarını kaçırırken bir süre sonra Gonca ve doktor odaya gelmişlerdi.

"Başını çok sert vurmuşsun. Neredeyse kafatasında kırık meydana gelecekmiş. Beyninde herhangi bir kanama durumu yok yine de tedbir amaçlı seni yaptıracağız. İyi istirahatler."

Doktor, göz ucuyla İnci'yi kontrol ettikten sonra odadan çıkmıştı.

"Ailene haber vermedim. Aramamı ister misin?" Gonca, İnci'nin yanındaki sandalyeyi çekip oturdu.

"Telaşlanırlar, çok detay vermeden ben sonra konuşurum."

"Tamam canım."

Odada sessizlik oluşurken İnci yorgundu ama yatmaktan sıkılmıştı.
Genç kız, gözlerini Gonca'ya çevirdiğinde Gonca konuştu.

"Bir şey mi istiyorsun canım?"

"Hayır sadece–"

İnci'nin sözü açılan kapı ile kesilirken herkes içeri giren kişiye bakmıştı.

"Emir?" Gonca hafif şaşırırken Emir önce İnci'ye sonra Sarun'a baktı.

"İnci iyi misin? Düştüğünü duydum."

Emir, yatağın kenarına oturup kızın elini tuttu.

"Nereden duydun?"

"Konuşmak için gelmiştim. Bekçi Zeki ağabey söyledi. Ağrın var mı nasılsın?"

"İyiyim." Derken elini çekti İnci. "Önemli bir durum yok."

"Nasıl yok? Doktorunla konuştum başını sert vurmuşsun."

İnci, Emir'in davranışlarına anlam veremezken neden birden bu kadar ilgili olmuştu?

"Asıl sen iyi misin? Böyle birden–"
"Ara verdik diye düşman olmadık." Emir'in sesinden bozulduğu belli olurken Gonca, Sarun'a başıyla çıkalım işareti yapıyordu.

Sarun, ne oldu anlamında başını sallarken anlamamıştı. Gonca, eliyle hadi çıkalım işareti yapınca Sarun konuştu.

"Niye kafanı sallayıp duruyorsun?"

Sarun'un sesiyle İnci ve Emir ona bakarken Gonca hafif gülümseyip Sarun'un yanına gitti.

"Biz en iyisi dışarı çıkalım."

Gonca Sarun'u kolundan tutup kaldırınca Sarun İnci'ye baktı.

"Ama İnci–?"

"Önemli değil." İnci, gitmesini onaylarken Sarun, Gonca ile dışarı çıktı.

Genç adam, duvara yaslanırken Gonca, yanında dikilmeye başladı.
"Bir anlamadın."

"Niye dışarı çıktık?" Diyen Sarun'un soğuk tavırları Gonca'ya garip gelmişti.

"Özel konuşacakları durum olur diye. Bunu tahmin etmemen çok garip."

Sarun, sessiz kalırken Gonca'nın insan israfı olduğunu bu dünyada nasıl hayatta kaldığını düşünmüştü. Sarun'a göre Gonca tam bir maldı.

"Bu adam kim?" Diyen Emir, meraktan çok sinirli görünüyordu.
"Yeni taşındı alt kat komşum."

"Sana karşı ilgili görünüyor."

"Saçmalama Emir. Konuşmak istediğin şey ne? Yoksa yorgunum dinlenmek istiyorum."

"Sadece seni görmeye geldim. Bir kaç gün ayrı kaldığımızda seni özlediğimi fark ettim."

"Neden yalan söylediğini düşünüyorum?" İnci'nin sakin ve yorgun hali Emir'in de sakin kalmasına sebep oluyordu. "Uzun zamandır bu kadar oturup konuşmadık bile."

"Biliyorum olmadı. Şimdi bunları konuşmanın zamanı değil önemli olan senin iyileşmen."

İnci, sessiz kalırken Emir'i inceliyordu. Uzun zamandır sevgilisinin soğuk hallerini bildiği için şu an inanmıyor ve bir şeyler hissetmiyordu.

"Refakatçin kim? İstersen kalabilirim."

"Gonca, kalır benimle."

Emir, konuşmak için davranınca İnci engel oldu.

"Dinlenmek istiyorum."

"Tamam. Ben seni yanlız bırakayım."

Emir, hayal kırıklığına uğramış bir şekilde dışarı çıktığında gözleri Sarun ile kesişti.

"Kimsin sen?"

"Kraliyet mensubu. Sen?" Sarun'un ukala tavrı Emir'i gıcık ederken Gonca devam etti.

"Emir sen niye geldin? Ayrılmak isteyen sendin?"

"Ben İnci'nin yanındayım." Sarun, Emir'in yanından geçmek için davranınca Emir, sinirle Sarun'u kolundan tuttu.

"Dinlenmek istediğini söyledi."

Sarun, sinirlenirken kolunu sertçe çekip gözlerini Emir'in gözlerine dikti.
Emir, ne olduğuna anlam veremezken Sarun, umursamadan İnci'nin yanına girdi.

"Dünyalılardan nefret ediyorum."

Sarun'un cümlesi İnci'yi gülümsetirken konuştu
"Bende dünyalıyım."

"İstisna sayabilirim seni. Canın pahasına yüzüğümü korudun."

"Tam bir aptalım değil mi?"

"Her insan biraz aptaldır." Sarun hafif gülümseyince İnci de gülümsedi.

"Hala anlatmadın ne olduğunu?"

"Dinlenmek istediğini söylemişsin."

"Başımdan savmak için söyledim."

"Siz içeri girdiğinizde ne olduğunu anlayamadan sen kafanı duvara vurdun. Senin yerde yatan halin ve Yucin'i karşımda görünce ne yapacağımı bilemedim. Yüzüğümü sorup durdu beni boğmaya çalıştı. Eski halime dönemediğim için de kuş olarak kaçmaya çalıştım."

"Yüzük bendeydi onu nasıl bulamadı?"

"Son kalan gücümle sakladım. İstediğini alamayınca gitti bende güneş batana kadar senin başında bekledim. İnsan olunca yardım çağırdım."

Sarun, oturduğu yere yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturunca İnci devam etti.
"Sarp ne alaka? Nasıl buldun?" Derken gülünce Sarun da gülümsedi.

"Bilmiyorum, adımı sordular kim olduğumu adamın yaka kartında Sarp yazıyordu. Sarp çıktı ağzımdan."

"Türkçeyi de çok iyi konuşuyorsun."

"O kısım sihir işi." Sarp parmaklarını şıklattığında parmaklarında minik bir ışıltı oluşurken kapı açılmıştı. Genç adam, sihri yok ederken Gonca ve Emir içeri girmişti.

"İsterseniz gidebilirsiniz ben devr alıyorum." Gonca, İnci'nin yanına otururken Sarun ne yapacağını bilememişti.

İnci'nin evine dönmesi gerekiyordu yoksa sabah kuşa dönüşüp köpeklere yem olacaktı.

"Biz Sarp ile çıkarız değil mi?" Emir, Sarun'a dik dik bakarken Sarun umursamadan oturmaya devam etti.

"Benim acelem yok."
"Ne demek acelem yok? Dışarıda da garip garip tavırlara girdin. Hayırdır sen?" Emir sinirle çıkışırken İnci'yi deli gibi kıskanıyordu. "Kimsin sen ya?"

"Alt kat komşusuyum sen kimsin?"

"Ben sevgilisiyim."

Sarun, duyduğu ile gözlerini İnci'ye çevirince kahkaha atası gelmişti. Ne bulmuştu bu tipsiz herifte?

"Emir yordun beni çık. Sarun sende hadi." İnci, sinirlenirken Sarun ayaklandı.

"Sarp yalnız."

"Neyse ne hadi. İkinizde defolun."

Sarun gözlerini kıza çevirdiğinde içinde konuşup İnci ile iletişim kurmaya çalıştı.

'Evine gitmem gerekiyor'

'Halledeceğim dışarı çık bir süre sonra geri gel'

'Tamam'

Sarun, sakince dışarı çıkarken Emir sinirle Sarun'u takip ediyordu.

"Seni bir daha İnci ile görmek istemiyorum." Emir, sinirle Sarun'u kolundan tutup durdurdu.

Sarun, kaşlarını çatıp dururken Emir tam karşısına geçti.

"Sevgilime ilgin var–"

"Sema peki buna ne diyecek?" Sarun kollarını göğsünde kavuştururken Emir yutkundu.

"Sema?"

"İnci'yi her gün aldattığın ama İnci'nin bilmediği Sema. Daha sonra tekme yedin ondan ve İnci'ye geri dönmeye çalışıyorsun. Bunu İnci'ye anlatsam ne olur?"

"Bu hayatımda duyduğum en saçma yalan." Emir, gergince gülerken Sarun, aşağılayıcı donuk bakışlarıyla Emir'e bakmaya devam ediyordu.

"Neden gerildin Emir? Nabzın 95 atıyor, terliyorsun. Yalandı hani? Her neyse rahat bırak beni. İnci ile düşündüğün gibi bir durum yok."

Sarun gitmek için davranınca Emir yine Sarun'un kolunu tutmuştu. Genç adam, sinirle Emir'in elini tutup arkasında döndürürken Sarun konuştu.

"İlla seni dövmemi istiyorsun ama benim pis dünyalı mikrobu ile işim yok." Sarun sinirle Emir'i öne iterken Emir kolunun nasıl bu kadar çok acıdığını düşünmüş birazda korkmuştu.

Sarun, Emir'i yalnız bırakıp karanlığa doğru yürürken Emir, inleyerek ayaklanmış kolunun acısının geçmesini istiyordu. Bu nasıl bir acıydı sanki kemiklere her değiştirip geri yerine takılmıştı. Ayrıca Sema'yı nereden biliyordu?

İnci'nin haberi var mıydı? Varsa eğer geri dönüşü yoktu İnci'yi kaybetmişti.

"Sarp hakkında ne düşünüyorsun?" Gonca, merakla İnci'ye bakarken İnci sinirle derin nefes alıp verdi.

"Ne düşünmemi istersin?"

"Bilmiyorum ama ben çok beğendim. Çok yakışıklı ve iyice ki alt kat komşun."

İnci, duyduğu ile gülümserken Gonca'nın nasıl bir belaya buluşacağını bilmiyordu.

"Bol şanslar o zaman."

İnci, umursamaz davranırken çok uykusu vardı ve cidden yorulmuştu.

"Neyse biraz uyu sen ben kantine gidip geleyim."

"Tamam canım."

İnci, Gonca'nın gidişini izlerken Sarun'un nerede olduğunu merak ediyordu. Bir an önce gelmesi gerekiyordu yoksa eve nasıl gideceğini anlatamazdı.

'İnci?'

"Nerdesin sen?"

'Hastanenin önünde geleyim mi?'

"Gonca gelmeden gel hadi"

İnci, cümlesini bitirdiği anda Sarun odada belirirken İnce sinirle çıkıştı.

"Madem buraya ışınlanabiliyorsun eve de ışınlansana."

"Evden bir eşya olmadan ışınlanamam burada güçlerim iyi çalışmıyor. Buraya da tokan sayesinde ışınlandım. Evden bir eşya vermen gerekiyor."

"Yanımda yok sanırım. Evimin anahtarı sende mi?"

"Hayır."

İnci, ne yapacağını bilemezken Sarun donuk bakışları ile İnci'ye bakıyordu.

"Bir şey bulmak zorundasın İnci."

"Ne bulayım sana Allah Allah? Halı mı koltuk mu? Beni evden çıkaran sensin alsaydın anahtar ya da bir şey."

Sarun, duyduğu ile biraz durup düşündü.

"Çantanı aldım içinden çıkar mı bir şeyler."

"Ver bakayım." Sarun, hızla çantayı koyduğu dolaptan alıp İnci'ye verdi.

Genç kız, çantasını alıp içini iyice karıştırdıktan sonra arabasının anahtarını bulmuştu.

"Bunu sana verirsem ve sen arabamı çalarsan?"

"Üff İnci." Sarun, anahtarı hızla kızın elinden aldı. "Beş dakika içinde anahtarın burada olacak merak etme." Dedikten sonra uzanıp hastanenin yastığını aldı ve yüzüğünü kullanarak ışınlandı.

İnci, gidişinin ardından derin nefes alıp verirken anahtarı için hem endişeliydi hem de değildi. İçinde bir yerlerde sebepsizce Sarun'a güveniyordu.

"Ee hala uyumamışsın."

"Işıklar açık uyuyamadım." Diyen İnce yalan söylerken Gonca kızın kucağındaki çantayı görmüştü.

"Çantanı nasıl aldın? Dolaptaydı."

"Hemşireden rica ettim."

Gonca, anladım anlamında başını sallarken kızın çantasını alıp koltuğa koydu.

"Işıkları söndürüyorum o zaman sen güzelce uyu."

"Tamam." Diyen İnci, gözleri ile Gonca'yı takip ederken Gonca ışıkları kapatıp koltuğa oturmuştu.

İnci, gözlerini kapatmadan önce sehbanın üzerine baktığında arabasının anahtarını görmüştü...

 

Bölüm nasıldı?

♦Emir'e gıcık olanlar?

♦Yazım yanlışlarımı yorumlarda belirtirseniz sevinirim

♦ Yeni bölüm de görüşmek üzere...

Loading...
0%