Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@nisanur_0n9nn

İyi okumalar umarım beğenirsiniz.

 

"öyle kırgınım ki bulut olsam günlerce dinmez yağmurum."

 

 

 

MASAL ÖZTÜRK'DEN

 

Bora'ya bakıp "Anlattıkların çok zor şeyler, sana hiç bir zaman sinirli olmadım. Beni kıran o gün herkesin içinde bilip bilmeden konuşmandı. Seni anlıyorum. Babam..." derin bir nefes aldım zordu benim için.

 

Bana baktı anlamış gibi yanımdaki sandalyeye oturdu. "Anlat, zor biliyorum ama rahatlarsın." dedi.

 

"Babam, Cengiz amcayla çok yakın arkadaşmış. Bir gün burda yani Kars'ta olan bir görevleri oluyor. Babam ve Cengiz amca çatışmadan önce her görev öncesi olduğu gibi ailelerini birbirlerine emanet ediyorlar.

 

O gün babam sanki hissetmiş gibi sıkı sıkı tembihleyip ailem sana emanet onlara ne olursa olsun yardım et demiş. Çatışma başladıktan sonra yan taraflarında bir asker yaralanmış Cengiz amcada ona yardım edebilmek için karşı tarafa geçeceği zaman babam onu koruyormuş.

 

Cengiz amca karşı tarafa geçerken bacağından vurulup düşüyor. Babamda bir şey olmasın diye yanına gidip onu kayalığın arkasına itiyor. Kendi de saklanacağı sırada vuruluyor."

 

Ağlıyordum, herkese karşı güçlü tabuları olan ben şu an tanıyalı bir kaç gün olan birinin yanında ağlıyorum.

 

Bora ellerini tedirgin bir şekilde uzatıp gözyaşlarımı sildi. Bir şey demedim çünkü gerçekten yanımda birisinin olmasına ihtiyacım vardı şu an. Evde genellikle geceleri tek başıma ağlardım. Annem ve kardeşimin yanında güçlü durmalıydım onlar yeterince üzülüyordu bu duruma zaten daha fazla üzülmesinler.

 

Derin nefes alıp anlatmaya devam ettim. "Şehit haberinin aileye nasıl verildiğini biliyordum o zamanlar. Bir gün kapı çaldı, babamın görevden dönme günüydü gittim hemen kapıyı açtım hayal ediyorum böyle babam gelecek birlikte oyun oynayacağız falan... Karşımda üslerini görünce zaten anlamıştım.

 

O gün ve sonraki günler yıkık bir şekilde geçti. Cengiz amca da her fırsatta bize yardım etti destek oldu. Anneme kız kardeşi, İlkay ve bana da çocuğu gibi davrandı." anlatmam bittiğinde Bora bana sarıldı yeni tanışmıştık ne alaka diyip itebilirdim ama bir şey demedim.

 

"Özür dilerim, özür dilerim çok özür dilerim."diyordu bir yandan da. Ayrılıp" Önemli değil dediğim gibi bilmiyordun. "dedim.

 

Biraz konuştuktan sonra yemeklerimizi bitirdik. Bora hesabı istedi, ödemek istemiştim ama bana benim olduğum masada bir kadın hesap ödeyemez öğretmen dedi. Odundu.

 

Amca yanımıza geldiğinde ödemeyi yapıp kalkıyorduk ki amca bize dönüp" Allah sizi hiç ayırmasın çok tatlısınız maşallah."dedi. Sonra Bora'ya dönüp "Delikanlı bu kızı sakın üzme hissediyorum birlikte çok güzel günleriniz olacak." dedi.

 

Bora ve ben şaşkın bir şekilde amcaya bakarken "Amca biz arkadaşız aramızda öyle bir şey yok." dedim. Amca "Şu anlık." dedi ve gitti.

 

Arkasından baka kalırken Bora kendine gelmiş olacak ki koluma dokundu. "Çıkalım hadi" dedi.

 

 

BORA KARALAN'DAN

 

Masalın bunları paylaşırken neler hissettiğini anlıyordum benimde babam şehit olmuştu ve kardeşim Neşe de Masal'ın anlattığı gibi çok küçüktü.

 

Hayatım boyunca hiç bu kadar pişman olmamıştım. Kendi kız kardeşimin bu acısı hafiflesin diye her şeyi yaparken başka bir kadına bu duyguları yaşatmış olmak canımı yakıyordu.

 

MASAL ÖZTÜRK'DEN

 

Dışarıya çıktığımızda kar yağmaya başlamıştı. Küçük küçük yağıyordu.

 

Elimi açıp gökyüzüne doğru tuttum. Bora beni izliyordu. "Çok mu seviyorsun kar'ı?" diye sordu. Tam cevap vereceğim sırada telefonu çaldı, işaret yapıp telefonunu açtı.

 

Telefonu kapattıktan sonra bana dönüp "Görev çıktı gitmemiz gerekiyor." dedi. Onayladıktan sonra arabaya bindik.

 

Askeriyeye doğru yola çıktığımızda bana bir bakış atıp "Ee seviyor musun kar'ı?" diye sordu tekrar. Merak ettiği şeylerin cevabını alana kadar soruyordu bunu fark etmiştim.

 

"Çok değil ama her yeri bembeyaz yapması hoşuma gidiyor." dedim. Ona sorduğumda sevdiğini söylemişti.

 

Askeriyeye geçmeden önce beni lojmana bırakmıştı. Arabadan inmeden önce ona. dönüp "Allah'a emanet ol sağ salim gelin hepiniz inşallah." dedim.

 

"İnşallah sende Allah'a emanet ol canın sıkılınca ya da bir şey olursa yazabilirsin bana." dedi. Kafa salladım inmeden önce aniden ona sarıldım. Hâlâ ne ara bu kadar samimi olabileceğimizi düşünüyodum bir yandan da "Çok teşekkür ederim." dedi. Kollarını belime sardı ve derin nefesler aldı. Ayrıldıktan sonra çantamı alıp arabadan indim.

 

Apartmana girene kadar gitmemişti binaya girince arabasının sesini duyduğumda gittiğini anlamışım.

 

Eve girdiğim de içerinin çok soğuk olduğunu farkettim. Kaşlarım çatılırken içeriye girip herhangi bir pencere açık mı diye baktım. Her yer kapalıydı kaloriferlere dokunduğumda buz gibi olduğunu farkettim.

 

Kombinin yanına gidip baktığımda ekranının kırmızı renkte yanıp söndüğünü gördüm. Tuşlarına bastığımda hala düzelmeyince yardım için birilerini çağırmaya karar verdim.

 

İnternetten Kars'ta olan tamircileri bulup birisini aradım. Bir saatin sonunda ev iyice soğumaya başlamıştı. Ufo ısıtıcı çalışmasına rağmen bir faydası olmuyordu montla oturmuş yardımın gelmesini bekliyordum.

 

Bir kaç dakika sonra kapı çaldı açtığımda tamir için çağırdığım usta gelmişti. Kombiye baktıktan sonra "Abla bu kombinin değişmesi lazım zaten eski, birde motorunda arıza olmuş düzelmez yani." demişti. E n'apacaktım ben şimdi.

 

Kafamla onaylayıp "Peki yenisi ne zaman gelir?" diye sordum. Kombiler İstanbul tarafından geldiği ve kardan dolayı Kars yolu kapandığı için beş altı günü bulacağını söyledi.

 

Usta gittikten sonra ne yapacağımı düşünemeye başladım. Ufo ısıtıcı yetmezdi buranın soğuğuna.

 

Cengiz Amcayı aramaya karar verdim. Telefon açıldığında hal hatır faslından sonra olanları anlattım. "Kızım benim eve bir kaç arkadaş geldi. Ev şimdi çok yabancı ve erkek dolu rahat edemezsin ben bir sorayım lojmanda boş ev varsa orda kalırsın olmazsa seni bir otele yerleştiririm olur mu?" dedi. Onayladıktan ve vedalaştıktan sonra telefonu kapattım ve etrafa şöyle bir baktım.

 

Ufo ısıtıcıyı kapatıp odama taşıdım. Odanın kapısını açınca yüzüme bir soğukluk vurdu hemen ısıtıcıyı takıp montumu çıkarmadan yatağıma girdim. Bir kaç dakika sonra telefonum çalmıştı. Cengiz Amca arıyordu.

 

Telefonu açınca Cengiz Amca "Kızım lojmanda boş yer yokmuş ben sana otel ayarlayayım olur mu?" dedi. Arkadan askerlerin göreve çıkmak üzere olduğuna dair konuşmalar duyuyordum. Onu görevden alıkoyamamak için "Ben ayarlarım Cengiz Amca çok teşekkür ederim sanada, iyi görevler size." dedim.

 

"Kızım acil göreve çıkmamız gerekiyor. Sen otellere bak olmazsa ben askerlerden birine söylerim bir kaç günlüğüne evinde çıkar sen kalırsın." dedi.

 

"Amca olmaz öyle ben otel bulurum" dedim. "Tamam öyleyse görüşürüz kızım" "Görüşürüz" dedikten sonra telefonu kapattım.

 

Yataktan kalkıp üstümü değiştireceğim sırada telefonum tekrar çaldı Bora arıyordu.

 

Telefonu açınca "Öğretmen lafımı kesme. Birazdan göreve çıkacağız Cengiz Albay bahsetti olanlardan, ben zaten görevdeyim ev boş sen benim evde kal." dedi.

 

"Olmaz öyle Bora kabul edemem." dedim. Bora derin bir nefes alıp "Bak öğretmen sana isteyip istemediğini sormadım kal dedim. Hem bütün oteller okula çok uzak nasıl gideceksin? Kal işte orada" dedi.

 

"Odunsun biliyorsun değil mi? Ben askerin değilim bana emir verme, bak mecbur olduğum için kalıyorum sözünü dinlediğimden falan değil tamam mı?." dedim.

 

"Ee ben anahtarı nerden alacağım?"dedim.

 

"Ben mi odunum... Neyse bu konuyu görevden gelince konuşacağız, anahtar bir tek bende var buraya gelebilir misin?" dedi.

 

Ev ve askeriye arası on dakikalık bir mesafeydi göremeyeceğini bilsemde kafamla onayladım "Gelirim, görüşürüz." dedim oda yanıt verince telefonu kapattım.

 

Üstümü değiştirmediğim için direk evden çıktım. Hızlı yürüyerek askeriyeye ulaştım. Nöbetçi asker kapıyı açtı içeriye girdiğimde Bora'da bana doğru geliyordu.

 

Yanıma geldiğinde hemen anahtarı verdi. "Hemen gitmem gerekiyor kendi evin gibi kullan istediğin eşyaları kullanabilirsin sakın çekinme" dedi.

 

Kafa sallayıp "Tamam ve teşekkür ederim, Allah'a emanet olun." dedim. O'da aynı şeyi söyleyip yanımdan ayrıldı.

 

Askeriyeden çıkıp kendi evime girdim kendimi buzullara gitmişim gibi hissetmiştim.

 

Büyük bir sırt çantasına eşyalarımı koyduktan sonra kapıyı kilitleyip yan apartmana girdim.

 

Bora'nın evini açıp içeriye girince onun kokusu doldu burnuma çok güzel kokuyordu. Nasıl desem... Yıllardır almadığım bir kokuydu. Güven ve huzur veriyordu.

 

Salonda bir koltuk vardı burda yatabilirdim. Diğer yerleri gezdiğimde birinde onun odası diğer odada ise spor aletleri vardı.

 

Saat geç olmuştu artık bu yüzden yatmaya karar verdim. Ev çok sıcak olduğu için koltuğun üzerindeki battaniyeyle yatacaktım ama yastık almam gerekiyordu.

 

Kendimi suç işliyormuş gibi hissederek odasına girip yatağın üstündeki yastıklarda birisini alıp odadan çıktım.

 

Koltuğa yattıktan sonra yorgunlukla hemen uyumuştum.

 

... 

 

Sabah uyandığımda her yerim tutulmuştu. Aslında koltuk çok sert değildi ama uyumak için de uygun değildi sanırım.

 

Kalkıp battaniye ve yastığı düzenledikten sonra mutfağa gittim. Malzemelerin yerini bulduktan sonra kendime tost yapmıştım.

 

Hazırlanıp evden çıktım. Sarp gelmiş arabada bekliyordu. Arabaya bindiğimde sohbet ederek okula geldik. Arabadan inip dersimin olduğu sınıfa girdim.

 

...

 

Derslerin bittikten sonra arabaya binip eve geldim. Makarna yapacaktım bu yüzden mutfağa gittim.

 

Makarnayı yedikten sonra Bora'ya mesaj yazmaya karar verdim. Ne zaman istersen... Hatta canın sıkılsa bile yazabilirsin demişti.

 

Gönderilen;Bora

-selam

-nasılsın?

-vardınız mı görev yerine? (18.35)

 

Çok klişe bir sahnenin içerisindeydim ama merak ediyordum nasıl olduğunu bir şey olup olmadığını. Endişeleniyordum aynı zamanda.

 

Sahî neden bu kadar merak ediyordum onu? Neden yanında kendimi en huzurlu yerdeymiş gibi hissediyorum. Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimden ayrıldım.

 

Arkadaşımdı o benim, evet arkadaşımı merak edebilirdim.

 

Mesajlarım tek tik olduğunda telefonu kapatıp sıkıntıyla nefes aldım. Ortalığı temizledikten sonra öğrencilere yaptığım mini sınavları kontrol etmeye başladım.

 

... 

 

Ağrıyan boynumu ovalayarak başı kaldırdım saate baktığımda 20.45 olduğunu gördüm.

 

Telefona baktığımda mesajlar hala gitmemişti.

 

Önümdeki kağıtları toparlayıp kendime çay yaptım ve dizi izlemeye karar verdim.

 

Televizyonu açıp kanalları gezdim. Bir dizi bulunca izlemeye başladım. Aradan biraz zaman geçince telefonuma gelen bildirimle gözlerimi televizyondan çektin.

 

Gördüğüm bildirimle derin bir mefes alıp mutlu okurken bir bildirim daha geldi.

 

Bora mesaj atmıştı...

 

 

 

 

SON 

 

Merhaba bu bölüm birazcık kısaydı ama zaten bir iki gün içerisinde tekrar bölüm atacağım.

 

Yorum ve voteleri bekliyorum (merak etmeyin bu ikisini yapınca kimliğiniz açığa çıkmıyoor.)

 

Hayatınızın iyi olması dileğiyle

N.T

 

28.01.2024

 

DÜZENLENDİ.

 

Loading...
0%