Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@nisanur_0n9nn

Merhabalar. Umarım beğenirsiniz.

 

"Ve sonra söz verdim kendime bir daha asla değer vermem değersizlere."

.

 

.

 

.

 

MASAL ÖZTÜRK'DEN

 

Hemen telefonu açıp mesaja baktım. Nihayet görmüştü yani iyiydi.

 

Gönderen;Bora

-daha yeni geldik görev yerine telefona şimdi bakabildim.

-iyiyim sen nasılsın?

 

Neden bilmiyorum ama çok heyecanlanmıştım. Hemen yazmaya başladım.

 

Gönderilen;Bora

-bende iyiyim yazmayınca çok merak ettim.

 

Gönderen;Bora

-sen beni merak mı ettin?..

-evimi beğenmişsindir umarım.

 

Elimi yüzüme vurdum adama bildiğin senin için endişelendim dedim. Zaten endişelenmemiş miydim?

 

Düşüncelerimden ayrılıp yazmaya başladım.

 

Gönderilen;Bora

-evin güzel en azından sıcak.

-acaba koltuklarını değiştirmeyi düşünmüş müydün?

 

Aptalım ben ya adama niye böyle şeyler soruyorsam. Heyecandan ne yazdığımı bile farketmedim. Şu an tek istediğim müsait olduğu zamanda onunla konuşabilmek.

 

Bildirim sesiyle tekrar telefona baktım.

 

Gönderen;Bora

-koltuklar mı? Yani düşünmemiştim hiç ama neden?

 

Gönderilen;Bora

-ben neyse ya senin evin sonuçta sadece biraz sertler o yüzden demiştim.

 

Gönderen;Bora

-böyle bir şikayet hiç almamıştım aslında.

 

Gönderilen;Bora

-çok sert değil zaten sadece uyandıktan sonra boynum tutuluyor o kadar.

 

Gönderen;Bora

-Masal bana günlerdir koltukta yattığını söyleme

 

Gönderilen;Bora

-yatıyorum?

 

Gönderen;Bora

-yani masal evde yatak varken niye koltukta yatıyorsun kızım, gidip yatakta yatsana

 

Gönderilen;Bora

-ben sen rahatsız olursun diye şey yaptım.

 

Gönderen;Bora

-arıyorum aç

 

Allah'ım sen bana sabır ver hala emir veriyor. Telefon çalınca açtım.

 

-Masal ben sana ne dedim kendi evin gibi kullan çekinmeden istediğin her yeri kullanabilirsin dedim niye günlerdir koltukta uyuyorsun sen?

 

Sanırım en uzun ikinci konuşması buydu.

 

-Ben nerden bilebilirdim, rahatsız oldun olmadın. Neyse tamam yatarım bu akşam sen gelmeden önce nevresim takımını falan yıkarım ben merak etme.

 

-Komutanım çay içer misiniz?

 

Arkadan diğer askerlerin sesi geliyordu. Onu daha fazla meşgul etmemek için

 

-Neyse sen dinlen sonra tekrar konuşuruz. dedim.

 

Karşısındaki kişiye bir şey söyledi ve bana

 

-Rahatsız olmam öğretmen merak etme nevresim falan da yıkama, gerek yok. İstediğin zaman arayabilirsin. Görüşürüz.

 

-Görüşürüz. dedim ve kapattım.

 

Ortalığı toparlayıp Bora'nın odasına gittim. Kapıyı açtığımda yine yüzüme kokusu çarpmıştı.

 

Telefonumu şarja takıp yattım. Yastık Bora kokuyordu güzel bir kokusu var kendimi güvende ve huzurda hissettiren bir koku.

 

Çok uzun bir süre sonra huzurla uyumuştum.

 

Gece boğazımın ağrısıyla kalkmıştım. Saat daha 04.57'di. Telefonuma baktığımda annemin iki kez aradığını gördüm yattıktan on dakika sonra aramıştı. Bir şey mi olmuştu.

 

Saatin kaç olduğunu unutup annemi aradım telefon sadece bir kere çaldı ve hemen açıldı annem neden hala uyanıktı.

 

"Alo annem n'apıyorsun beni aramışsın." dedim. Sesim boğazım yüzünden çok boğuk çıkıyordu. "Uzun zamandır konuşmadık kızım o yüzden aramıştım birde uyku tutmadı işte." dedi.

 

Tam bir şey söyleyeceğim zaman "Senin sesine n'oldu neden kötü çıkıyor ayy yoksa hasta mı oldun oralarda!?" dedi. Devam edeceğini anlayınca "Merak etme anne sadece boğazım ağrıyor geçen gün evde kaloriferler bozulmuştu ev soğuktu o yüzden olmuştur." dedim.

 

"Kızım sen bayağı üşütmüşsündür şimdi ilaç falan içtin mi doktora gittin mi?" dedi.

 

"Anne biraz önce boğazım ağrıdığı için uyandım ve daha doktora gitmedim sabah giderim." dedim.

 

"Yok kızım olmaz öyle ben yarın gelemem ama cuma günü oraya gelicem dikkat et sakın ateşin yükselmesin." dedi.

 

Küçükken ağır bir hastalık geçirdiğim için hemen ateşim çıkabiliyordu yani hastalıkları ağır geçiriyordum. Annemin bu yüzden korktuğunu biliyordum.

 

Ama annem gelemezdi ki kendi evimde kalmıyordum. Anneme bunu nasıl söyleyecektim ki.

 

"Dikkat ederim anne ama dediğim gibi kalorifer bozulunca bir haftada yenisinin gelebileceğini söylediler. Bende bir arkadaşımda kalıyorum." dedim.

 

"Kızım sağlığından önemli mi hem hangi arkadaşın, ne zaman arkadaşın oldu senin, adı ne?" dedi. Nefes al be kadın.

 

"Şey buraya ilk geldiğimde oldu arkadaşım hem Cengiz Amcada tanıyor." dedim.

 

"Adı ne kızım adı?" dedi.

 

"Bora" dedim pat diye. Karşıdan ses gelmedi bir süre.

 

"Kızım sen şimdi daha yeni tanıştığın biriyle aynı evde mi kalıyorsun? Kimdir necidir nasıl güveniyorsun?" dedi.

 

"Anne gerçekten güvenilir biri asker, yüzbaşı hem o evde değil göreve gitti." dedim.

 

Annemin derin bir nefes aldığını duydum. "Kızım benim içim rahat etmez. Ben geliyim otelde kalırım." dedi.

 

İkna edemeyeceğimi anlayınca kabul ettim biraz konuştuktan sonra telefonu kapattım.

 

Kendime nane limon yapıp boğazımın acısının biraz daha azaltmaya çalıştım.

 

Üşüdüğümü farkettiğimde evin ısısını biraz daha yükselttim. Hala uykum olduğu için yatmak için odaya gitmiştim tekrar.

 

Sabah alarmın sesiyle uyandım boğazım geceye göre daha iyiydi ama sesim kısılmış ve başım ağrıyordu. Karsın bu soğuğunda hasta olmasam şaşardım zaten.

 

Banyodan çıktıktan sonra üstümü giyinip makyajımı yaptım. Kahvaltı yapmak istemediğim için evden çıktım.

 

Arabaya binince okula doğru gitmeye başlamıştık biraz sohbet ettik ama sesimin çıkmadığını ve boğazımın acıdığını farkedince sessiz bir yolculuk geçirdik.

 

Okula gelince çıkmayan sesimle teşekkür edip arbadan indim. Dersime girdiğimde kendimi iyi hissetmediğim için öğrencilerime testler vermiş ve çözmelerini söylemiştim.

 

Bugün girdiğim tüm sınıflara aynı şeyi yaptım ve bir sürü çay içtim. Boğazım daha iyiydi kendimi yüksek sesle konuşmaya zorladığımda ağrıyordu.

 

Eve geldiğimde annem aramış durumumu sormuştu bugün akşam buraya gelecekti.

 

Zorlada olsa biraz yemek yiyip salona geçtim. Telefonum çalıyordu baktığımda Bora olduğunu gördüm.

 

Telefonu açtığımda "Öğretmen nasılsın rahat uydun mu?" dedi. Alaycı bir sesle.

 

"Uyudum yüzbaşı."dedim çıkmayan sesimle. Ve cümlemi bitirir bitirmez öksürmeye başladım.

 

Karşıdan hışırtı sesleri geldi sonra da rüzgar sesi. "Masal hasta mı oldun sesine n'oldu?" dedi. Odun beyin sesinde endişe mi vardı.

 

"Maalesef, ama iyiyim merak etme." dedim.

 

"Hastaneye gittin mi?" diye sordu. "Hayır ama düzeliyorum." dedim.

 

"Hastaneye gitmeden geçmez öğretmen kars soğuğu hiç bir yere benzemez."dedi. Her zaman ki odun sesiyle.

 

"Zorlama yüzbaşı gitmeyeceğim. Hem annem gelecek yarın bakar o bana." dedim gülerek.

 

"Olsun sen yine de hastaneye git hatta boşver hastaneyi askeriyedeki revire git Şule abla var arkadaşımın eşi o doktor orda bir git görün."dedi.

 

Yine öksürük krizine girdikten sonra Bora tekrar "Bence itiraz etme halin ortada." dedi.

 

"Tamam yüzbaşı gideceğim, bu arada söylemek istediklerim var." dedim. Onaylar şekilde ses çıkarınca "Evine kombi gelmedi bir kaç günü var o yüzden annem gelince evde kalmayacağız otele geçicez teşekkür ederim sana." dedim.

 

Konudan bağımsız "Bizim görev erken bitti. İki üç saate gelmiş olurum ben srn kalmaya devam et hatta annen gelince kalın istediğiniz kadar ben arkadaşta kalırım." dedi.

 

"Yok yani olmaz sonuçta senin evin sen gel ben otele giderim." dedim.

 

"Öğretmen uzatma birinin başka bir yerde kalması gerekiyorsa ben kalacağım." dedi. Adamı kendi evinden kovuyormuş gibi olmasın diye "Tamam eve gel o zaman ben salonda yatarım sen odada." dedim.

 

Söylediğime cevap vermeden "Şimdi kapatmam lazım burdaki askerler tuhaf tuhaf bakıyor helikopterde geldi." dedi.

 

"Tamam görüşürüz." dedim.

 

"Görüşürüz öğretmen." dedi.

 

Telefonu kapatınca ortalığı toparladım. Günlerce evinde kaldığım için de Bora'ya yemek hazırlamaya karar verdim.

 

Mercimek çorbası, pirinç pilavı ve izmir köfte yaptım yanına salata da yapmıştım.

Yemekler bitince içeriye geçip telefonuma bakmaya başladım.

 

3.30 SAAT SONRA

 

Kapının çalma sesiyle okuduğum kitabı bırakıp açmaya gittim. Kapıyı açınca karşımda yorgun bir yüzbaşı vardı.

 

Geriye çekilip "Hoşgeldin." dedim.

 

Kafa sallayıp içeriye geçti. Montunu askılığa asıp salona geçti. Koltuğa oturunca kafasını geriye yasladı bir kaç saniye sonra "Ee nasılsın öğretmen?" dedi.

 

Gülümseyip "İyiyim se-" cümlemi tamamlayamadan öksürmeye başlamıştım. Ayağa kalkıp elini alnıma koydu. "Ateşin yok boğazların şişmiş sanırım." dedi. Onu onayladıktan sonra "Yemek yer misin?" dedim.

 

"Sen mi yaptın?" diye sordu. Kafa salladıktan sonra mutfağa gittim. "Ben üzerimi değiştirip geliyorum." dedi.

 

Yemekleri tabaklara koymaya başladım.

 

 

BORA KARALAN'DAN

 

Görevden gelmiş odaya üzerimi değiştirmeye gelmiştim. Odam öğretmen gibi kokuyordu.

 

Kendimi uzun zaman sonra huzurlu hissetmiştim eve geldiğimde beni karşılayan ve ev yemekleri yapan birisi vardı.

 

Düşüncelerimden ayrılıp üzerimi değiştim. Siyah bir tişört ve siyah eşofman giymiştim.

 

Mutfağa gidince çok güzel bir masa vardı. Ne cevherler varmış bizim öğretmende.

 

Masaya oturunca az sohbetli bir yemek olmuştu. Yemekler bitince "Bunları sen mi yaptın öğretmen?"dedim.

 

Kaşlarını çatıp "Tabii ben yaptım ben çok güzel yemek yaparım bir kere." dedi.

 

Onu sinir etmek çok hoşuma gittiğinden "Hazır gibi geldi tatları bana ayrıca hiç yetenekli gibi değilsin öğretmen." dedim.

 

Elindeki peçeteyi bana fırlatıp "Sana yemek yapanda hata." dedi.

 

Daha fazla sinirlendirmemek için "Şaka şaka çok güzel olmuş herşey eline sağlık." dedim. Gülümseyip afiyet olsun dedi. Birlikte masayı toparladıktan o salona gitti bende hazırlanıp askeriyeye.

 

Askeriyeye gelince Cengiz Albayı gördüm. Bana doğru gelip Masal sende kalıyormuş dedi. "Evet merak etmeyin." dedim.

 

Elini omzuma koyup "Sana güveniyorum merak etmem." dedi.

 

Biraz konuştuktan sonra imzalamam gereken kağıtlar için odasına geçtik. Görevle ilgili belgeleri imzaladıktan sonra bahçeye çıktım.

 

Askerler çardaklarda oturmuş konuşuyorlardı. Yanlarına gittim.

 

Bülent "Oo komutanım hoşgeldiniz buyrun." diyerek yer açtı oturduğumda banada çay verdiler.

 

Burçin "Komutanım yengenin evine alınacak kombi yarın gelirmiş, yollar açılmış." dedi.

 

Kaşlarımı çatıp "Ne yengesi oğlum? Bir daha duymayacağım. Sakın kızın yanında da söyleme." dedim.

 

Başını eğip "Komutanım sizi sürekli birlikte görüp evinizde kaldığını duyunca şey ettim ben." dedi. "Şey etme Burçin." dedim.

 

Biraz daha sohbet muhabbetten sonra burçinin telefonu çaldı refleks olarak herkes ona bakınca ellerini ben masumum der gibi kaldırıp "Kız arkadaşım arıyor." dedi ve gülerek kalktı.

 

Yan tarafımdan iç çekme sesi sonra da "Bir sevgilim bile yok anlıyor musun?" diyen Can'ın sesini duydum. Ensesine vurup "Lan gerizekalı ne diyorsun delirdin mi gece gece?" dedim. Herkes gülüyordu.

 

Can çocuk ruhlu biriydi normalde hep böyleydi ama görevini yaparken benden bile ciddi oluyordu.

 

Biraz daha oturduktan sonra saate bakıp kalktım. "Hadi eyvallah, sizde kalkın eve mi gidiyorsunuz nöbete mi napıyorsanız n'apın asker adamsınız." dedim şakayla karışık.

 

Askeriyeden çıkıp lojmana gittim. Evin ışıkları yanıyordu. Eve girince hiç ses yoktu. Ayakkabımı çıkarırken "Öğretmen." diye seslendim. Cevap vermemişti içeriye doğru giderken "Masal." dedim yine cevap yoktu.

 

Salona gidip bakınca koltuğa yatak kurmuş Masal görmeyi beklemiyordum.

 

İnatçı. Odada yatmasını söylemiştim ona.

 

Yanına gidince üstündeki örtüyü çekip kucağıma aldım. Odaya götürünce yatağa yatırdım üstünü örtüp odadan çıktım.

 

SON

 

Selam umarım beğenmişsinizdir. Yorum ve votelerinizi bekliyorum.

 

Hayatınızın iyi olması dileğiyle

N.T

 

 

DÜZENLENDİ.

 

Loading...
0%