3. Bölüm
Nis / AY KUŞAĞI / 3.BÖLÜM:Utanç

3.BÖLÜM:Utanç

Nis
nisquiklisut

Merhabalarr! Nasılsınız?

Medya:Olgu ve Erva

*********

Ayaklarımda görünmez prangalar vardı sanki.

Ne zaman ilerlemeye çalışsam bana engel olup geçmişe hapsederlerdi ruhumu.

Arkamda bırakmak istediğim tüm anılar zihnimde tekrar tekrar oynar, unutmayı imkansız kılardı.

Bu döngüden asla kurtulamayacağımı düşünürdüm hep.

Ama artık prangalarımın aşındığını hissediyordum.

Dün Oğuz'la olan mesajlaşmamızdan sonra biraz Erva ile vakit geçirmiştim. Sonra da birlikte uyumuştuk.

Şu an ise uyanalı birkaç saat olmuştu ve ben hararetli bir şekilde temizliğe koyulmuştum.

Bugün Oğuz gelecekti.

Telefondan saate baktığımda okulun bitmesine bir saat olduğunu görmemle elimdeki bezle yerleri silmeyi bıraktım.

Saatlerdir evi temizlemekle uğraşıyordum ve canım çıkmıştı.

Etrafa şöyle bir göz gezdirdiğimde her yeri temizlediğimden emin olmuştum.

Erva'nın çıkardığı sesler ile ona döndüm. İki üç tane eski püskü oyuncağı vardı ve onlarla oynuyordu.

Ona yeni oyuncak almayı aklımın bir köşesine not ettim ve kurabiye yapmak için mutfağa girdim.

Evde doğru dürüst malzeme olmadığı için başka bir şey yapamazdım şu anlık.

Hızlıca kurabiye hamurunu yaptım ve şekil vermeye koyuldum.

Başta kurabiyelere özenle farklı şekiller vermiştim ama daha sonra çok vaktimi aldığı için geri kalanını normal yapmıştım.

Kurabiyeleri dizdiğim tepsiyi kendine hayrı olmayan fırınımıza koydum ve ara ara kurabiyeleri kontrol ederek dağıttığım tezgahı toparladım.

En sonunda kurabiyeler piştiğinde fırını kapattım ama kurabiyeleri içinden çıkarmadım. Sadece yanmamaları için kapağını açtım.

Fazlasıyla terlediğim için duş almam gerekiyordu. Mutfaktan çıkıp önce Erva'nın yanına gittim.

Beni görünce kollarını bana doğru uzattı.

"Aba."

Tatlı tatlı konuşmasıyla kendimi tutamayıp yanağını hafifçe ısırdım.

Erva ellerini kafama koyup ittirdi beni hemen. Hiç sevmezdi onu ısırmamı. Kaşları büyük bir hızla çatıldı.

"Uf oydu."

Mızmızlanmasına güldüm. Çok tatlıydı bu ya!

"Abla şimdi duş alacak tamam mı? Sen de burda uslu uslu oyna, geleceğim ben hemen."

Beni pek takmadan kucağımdan inmek için hareketlendi. Ben de onu indirip kıyafetlerimi hazırlamaya gittim.

Çok kıyafetim olmadığı için seçmem uzun sürmemişti.

Hızlıca duşumu aldıktan sonra kıyafetleri üzerime geçirdim. Kurutma makinemiz olmadığı için saçlarımı kurutmadan güzelce tarayıp salık bıraktım.

Tüm işlerimi hallettiğime kanaat getirdiğimde Oğuz'a adresi atmak için telefonu elime aldım.

Okul birkaç dakika önce bitmişti.

Ben: *Adres*

Oğuz: Yarım saate oradayım.

Ben: Tamamdır.

Çok gerilmiştim şu an. Yarım saate buraya gelecekti resmen!

Gergince bir nefes aldım.

O gelene kadar ben de lazım olacak birkaç kitabı ayarladım. Sonrasında biraz Erva ile oynadık.

Yaklaşık kırk dakika sonra bildirim sesi kulaklarıma doldu.

Oğuz: Doğru adresi attığına emin misin?

Mesajı okuduğumda gerginlikle dişlerimi dudağıma geçirdim.

Bizim evin etrafında tek tük ev vardı ve onlar da aynı bizim ev gibi yıkık dökük gecekondularıydı.

Çok izbe bir sokaktı ve hiç tekin görünmediği aşikardı.

Çocuk tabii garipserdi böyle bir yerde yaşamamı.

Görüldü de kalmaması için cevap yazdım hemen.

Ben: Bekle, evin önüne çıkıyorum şimdi.

Mesajı attığım gibi görüldü oldu. Ben de cevap yazmasını beklemeden Erva'yı kontrol edip hemen çıktım evden.

Oğuz'u görebilme umuduyla etrafa bakarken oldukça lüks bir araba görüş açıma girdi. Oğuz muhtemelen arabanın içindeydi.

Arabanın görüş açısına girmek için biraz ilerledim.

O sırada arabanın kapısı açıldı ve içinden Oğuz indi. Kısa bir süre olduğu yerde durup tek tük yıkık evleri inceledi. Sonra ise bana doğru yürümeye başladı.

O sırada Oğuz'u daha demin getiren araba da yanımızdan hızla geçmişti. Sanırım şoförleriydi onu getiren.

Bu düşünce içimdeki utancın ve gerginliğin hat safhaya ulaşmasına neden oldu.

Çocuğun zengin olduğu her halinden belliydi. Onu bu iğrenç yere çağırmak aptallıktan başka bir şey değildi. Etrafa attığı bakışlar da bu düşüncemi kanıtlar nitelikteydi.

Oğuz tam yanımda durduğunda düşünceleeimi susturmaya çalışarak ona baktım.

O zaten bana bakıyordu.

Utana sıkıla konuştum.

"Merhaba."

Konuştuğum gibi gözlerimi gözlerinden çekmiştim. O da merhaba karşılık olarak başını oynatmıştı.

Sanırım şu an onu eve davet etmem gereken yerdeydik ama ben gerginlikten ağzımı açamıyordum.

Bir süre garip garip birbirimize baktıktan sonra tam konuşacaktım ki o benden önce araladı dudaklarını.

"Burada ne kadar daha bekleyeceğiz böyle?" Onun konuşmasıyla sonunda ağzımı açmaya cesaret edebildim.

"Hadi gel, eve girelim o zaman."

Eve doğru yürümeye başladım, o da arkamdan geliyordu. Aramızda gerici bir sessizlik vardı. Bu anı sonlandırmak için adımlarımı hızlandırdım.

Evin önüne geldiğimizde adımlarım duraksadı. Oğuz'un etrafa hayretle baktığını hissetsem de ona bakmadım.

Bir harabeyi andıran bu eve onun gibi zengin birini çağırmak utanmama neden oluyordu.

Evin kapısını açana kadar hiç ona bakmadım çünkü yüzündeki ifadeyi görmekten korkuyordum.

Kapıyı açtığımda mecburen ona bakmak zorunda kalmıştım. Gözlerinde garip bir duygu vardı. Biraz daha baksam ne olduğunu çözerdim ama utançtan hemen geri çektim gözlerimi.

Elimle açılan kapıyı gösterdim.

"Burası."

Bir süre hiçbir tepki vermedi. Sanırım yüzüne bakmamı bekliyordu cevap vermek için ama bakamadım. O da yüzine bakmayacağımı anlamış gibi derin bir nefes alarak geçmesi için bıraktığım boşluktan yavaşça eve girdi.

Peşi sıra hemen ben de içeri girip kapıyı örttüm. Oğuz etrafı inceliyordu.

Gözleri rutubetli ve kırık dökük duvarlarda oyalandı uzun bir süre. Bu içimdeki utancın tüm hücrelerime yayılmasına neden oldu.

İlk defa böyle bir eve geldiği belliydi. Bakışları etrafı didik didik ediyor her gördüğü detayla gözlerini garip bir duygu kaplıyordu. Gerçi o da haklıydı. Özel şoförle buraya gelecek kadar zengin bir yaşam sürüyordu. İster istemez yadırgayıp şaşırıyordu.

İçimdeki utancı biraz olsun azaltmak için ona döndüm ve eskimiş koltuğu gösterdim elimle.

"Sen şöyle otur, ben Erva'ya bakıp geliyorum." Benim konuşmamla etrafı inceleyen bakışları bana döndü ve dediğimi yaparak koltuğa oturdu.

"Kardeşinin adı Erva mı?" Sorduğu soruya karşılık olarak başımı aşağı yukarı salladım ve Erva'yı bulmak için odama girdim. Tahmin ettiğim gibi buradaydı. Erva’yı kucağıma alarak salona geri döndüm.

Oğuz hala etrafı inceliyordu ki bizi görünce gözlerini bize sabitledi. Kucağımdaki Erva’yı koltuğa oturttuktan sonra Oğuz’a döndüm “Kurabiye yapmıştım, onları getirip geliyorum hemen.” Oğuz beni başıyla onayladığında hızla mutfağa girdim.

İçim daralmıştı. Bir an önce günün bitmesini diliyordum. Kendimi mutfağa kilitlemek ve asla salona geri dönmek istemiyordum,fazlasıyla gerilmiştim.

Elimle yüzümü yelleyerek derince bir nefes aldım. Kurabiyeleri fırından çıkarıp geniş bir tabağa güzelce dizdim. Artık içeri dönmem gerekiyordu.

Olduğum yerde birkaç saniye daha bekledikten sonra elimdeki tabağı sıkıca kavrayıp salona girdim.

Salona girdiğimde görmeyi beklediğim manzara Erva’yı kucağına alıp onunla oyun oynayan bir Oğuz asla değildi.

Dudaklarım istem dışı aralanırken adım atmayı bıraktım.

Önümde kıkır kıkır gülen ikili yüreğimi sıcacık ederken benim de yüzüm de kocaman bir tebessüm oluştu.

İçimdeki utanç da sıkıntı da bu görüntüyle hafiflemişti sanki.

Yüzümdeki gülümsemeyi bozmadan onların yanına ilerlerken sonunda beni farketmişlerdi. Elimdeki kurabiye dolu tabağı Oğuz’un önüne koyduktan sonra koltuğun diğer tarafına da ben oturdum.

“İyi anlaşmış gibisiniz.”

Konuşmamla Oğuz bendeki gözlerini Erva’ya çevirdi ve yanağını hafifçe sıktı. “Aksi mümkün mü? Şu tipe bak.” Yanağının mıncırılması hoşuna gitmeyen Erva kaşlarını çatmıştı bile.

Şu an biraz daha saha rahat olsam bile bir an önce ödevi yapıp Oğuz’u evden göndermek istiyordum bu yüzden Erva’yı almak için kollarımı uzattım.

“Erva gel hadi ablacım. Sen burda oyuncaklarınla oyna biz de dersimizi çalışalım.” Erva açtığım kollarıma geldi hemen. Onu halının üstündeki oyuncaklarının yanına koydum. Gözümüzün önündeydi zaten.

Şimdi Oğuz’la ödevi yapabilirdik. Kısa sürmesini umuyordum.

_________

💗💗💗

 

 

 

 

 

Bölüm : 09.11.2025 19:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...