@nova_777
|
Güneşle yürüyerek ve aynı zamanda konuşarak gidiyorduk. Daha doğrusu ben değil o konuşuyordu. Benim aklım Anıl daydı. Nasıl görmüştü bizi? Ya da neden numarasını vermişti? Aklım hala almıyordu. Ve bi anda Güneş'in bağırmasıyla kendime geldim. Güneş: Ya kızım iki saattir kendi kendime mi konuşuyorum? Tövbe yarabbim kafan yoksa o kahraman çocukta mı? Kesin onda Gönül: Başına seninde böyle bişey gelse bi anda birisi çıkıp seni kurtarsa sende düşünürdün Güneş. Güneş: Kızım tamam anlıyorum da biz vakiy geçirmeye geldik, boşver şunları. Zaten uzun zaman oldu özledim seni. O çocuğu düşünerek mi geçicek bugün?
Güneş cidden sanırım haklıydı. Zaten farklı okullardaydık, dersler sınavlar derken düzgünce konuşamadık bile. Kafamk toparlamaya ve en azındam buluşmamız bitene kadar, Anıl'ı düşünmemeye karar verdim.
Gönül: Sanırım.. Haklısın. O halde ne yapıyoruz? Ne zıkkımlanacağız acıktım ben. Güneş: Sen ne zaman aç değilsin ki canım arkadaşım beniim. Gel bildiğim güzel bir yer var. Hem yemek yeriz hemde sohbet ederiz. Gönül: Bana uyar. Adımlarımızı biraz daha hızlandırarak yürümeye başladık. Güneş'in dediği yere gelince durduk. Güneş: Geldik hadi geç bakalım.
Restorant cidden büyük ve güzeldi. Duvarlarının ışıklandırması ve kolonlarının sarmaşıkla süslenmesi ayrı bi hava katıyordu. Burası şık ve pahalı bi yer olmalıydı. Neyse pek de önemli değildi, nadir çıkardım dışarı. Güneşle cama yakın bi yere oturduk. Ve garson geldi. Siparişlerimizi verip beklemeye koyulduk.
Güneş: Çok hoş değil mi? Annemle gelmiştik geçenlerde. Gönül: Cidden şık ve huzurlu bi yer. Bende beğendim. Güneş: Gönül, bir şey soracağım ama dürüst ol. Güneş: Sen o Anıl mıdır nedir, hoşlandın demi bi tık? Yolda söylemesem daldın gittin çocuğu düşünmekten! Gönül: Tam hoşlanıyorum ya da sevmiyorum diyemem. Tanımam lazım. Alperenin arkadaşı falan çıkarsa? Hemen bağlanmak istemiyorum sonra üzülen ben oluyorum, kafaya takıyorum.. Güneş: Tabiki bencede tanı. Ama biraz beğendin gibi. Demek istediğim bu. İlla sev ya da nefret et diyemem. Bu senin kararın. Gönül: Dediğim gibi, tanımam lazım. Geleceğe sonra bakarız.
Biraz sohbet ettikten sonra yemeklerimiz geldi. Cidden vereceğim paraya değerdi. Sıcak ve lezzetli. Yemeklerimizi yedikten sonra, parayı ödemek için kasaya gitmeye koyulduk.
Restoranttan çıktıktan sonra bi yere oturmaya karar verdik. Çünkü cidden doymuştuk ve adım atacak halimiz yoktu. Gönül: Oturalım gel şuraya. Güneş: Bencede oturalım yürüyemiyorum karnım şişti! Ama baya yemekleri doyurucuydu. Gönül: Cidden iyiydi he. E ben çok konuştum, var mı senin sevdiğin birileri? Güneş: Okuldan hoşlandığım var.. Ama bakmaz ya bana. Gönül: Niye bakmasın be!? Şansını dene derim. Güzel ve terbiyeli bi kızsın. Güneş: Teşekkür ederim, sende öylesin. Ama ne bileyim reddedileceğim gibi geliyo. Sadece ismini biliyorum! Gönül: İsmi ne? Güneş: İsmi Can. Gözlerini görmen lazım yemyeşil. Benden de uzun. Bana göre çok yakışıklı ya. Güneş: Mantıklı, denerim sağ ol. :) Gönül: E tabi ablana sor böyle şeyleri. Ve rica ederim canım ne demek. :)
YAVAŞ YAVAŞ HİKAYEYİ UZATIYORUM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. SİZCE ANIL VE GÖNÜL OLACAKLAR MI? PEKİ YA GÜNEŞ VE CAN? GÜNEŞ AÇILACAK MI? AÇILSA DA RED Mİ YİYECEK YOKSA CAN Bİ ŞANS VERECEK Mİ? TAHMİNLERİ YAZABİLİRSİNİZZ. 🥰
|
0% |