Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.Bıçak Yarası

@nsh.kose

Bugüne kadar hep zararım kendimeydi ve babaydı.Şimdi ise bir başkası benim yüzümden zarar görüyordu ve hiç bir suçu yoktu. Bunların hepsi Çınar ve Yakup un suçuydu ama içinde bende vardım.

Baran gaza basıyordu, çok hızlı gidiyorduk fakat bu umrumda değildi. Arabayı kenara durdurmuştu arka kapı açıldı ,Beria ydı çok korkmuştu ve gözünden ağladı belli oluyordu. Beria kapı kapar kapamaz Baran "Duygu nu nereye götürmüş olabilirler?" diye sordu.Aklıma tek bir yer geliyordu çünkü benide oraya götürmüşlerdi.

Barana bakıp "Ben bir yer biliyorum büyük ihtimal oraya götürmüşlerdir" dedim. Baran kafasıyla onayladı ve ilerledik yol boyunca Beria ya nasıl götürdüklerini sorduk oda "Ben annemin yanına gittim o arabadaydı geldiğimde hiç bir yerde yoktu" diyordu.

Tarif ettiğim eve varmıştık ,ev dağ eviydi ve büyüktü. Girmek istemedim bana yaptıkları onca şeyden sorna bu eve tekrar girmedim ama Duygun için girecektim , kimse Çınarla Yakub un elinde kalmamalıydı.

Çantam daki silahı elime aldım.Baranın elin de bir silah vardı. Beria arkamızdan geliyordu. Baran kapıyı kırdı ,ilk giren Baran oldu arkasından ben ve Beria girdik.Bir salon vardı salondaki adamların birkaçını vurabildim kalanları Baran gebertti. Üst kata çıkan bir merdiven vardı yavaşça çıkıyorduk. O an bu merdivenden yuvarlandığım zaman geldi.

Üst katta dört oda vardı ikisinin kapısı açıktı. Bir anda Duygunun zorla konuşma sesleri geldi, seslerden ağız ını kapattıkları anlaşıyordu. Baran sesin geldiği kapıya tekme attı oysa kapının açık olduğuna emindim.

Çınar ve Yakup kaçmışlardı çünkü pencere açıktı. Duygun ise üstündeki kıyafetler yırtık tı kollarında ve bacaklarında çok fazla kesik vardı, kıyafetleri kana bulanmıştı. Beria koşarak Duygunun yanına gitti,Baran iplerini çözüyordu.Duygun konuşamayacak kadar perişan haldeydi. Araba götürüp Hızla eve gittik.

   

                                  🥊

Eve geldiğimizde Duygunu koltuğa yatırdık. Beria pansuman aletlerini getirmişti,bende pansuman yapıyordum. Yaraların hepsi bıçakla yapılmıştı.Duygun "Alev..."diye bana seslendi,efendim dercesine baktım.Elini açım avucunu gösterdi.

Elini kesmişlerdi bu diğerlerinden daha derin ve daha çok kanamıştı. Şaşkın gözlerle Duyguna baktım bana bakamıyordu. Elindeki yaraya pansuman yaptım ve diğer yaralarınıda temizledim. Beria çok korkmuştu, yüzü dehşet vericiydi yaşadıklarımız yüzünden kendisini suçluyordu.

Baran kenarda oturuyor bize bakıyordu. Eren hala yoktu.Bir süre sorna Eren geldiğinde hepimize şaşkın şaşkın bakıyordu. Olanları duyunca kafayı yemek üzereydi. Etrafa bir kaç küfür savuşturuyordu. Beria ve Baran arada Duyguna sorular soruyordu. Ben Duygunun yanına oturmuş elindeki yaraya bakıyor hiç tepki vermiyordum.

Bunu yapmaları beni korkutuyordu çünkü sadece düşmanlarının elini böyle çiziyordu. Bir şey yapmalıydım. Eğer başlarına bir şey gelse suçlusu ben olacaktım. Babamda benim yüzümden ölmüştü ve bir başkası benim yüzümden ölmemeliydi. Birşeyler yapmam gerekiyordu ama ne yapacağımı bilmiyordum.

Duygun bana bakıyordu ve yaralı eliyle elimi tuttu, Bu çok içime batıyordu, gülümsedi beni teselli etmeye çalışıyordu ama ben onun yaralarını görünce daha çok üzülüyordum.

Hemen ayağı kalkıp kapıya doğru yürümeye başladım. Beria "Nereye?" dediğinde "Küçük bir işim var" dedim. Duygun ne yapacağımı anladı "Hayırr". Odama girip yatağın üstündeki çantadan silahımı aldım ve komidinin ikinci çekmecesinde başka bir silah daha aldım.

Arabamı çalıştırıp ilerlemeye başladım. Yolda Çınarın önceden aradığı numaraya aradım. Biraz sorna Çınar "Benim olucağını anladın herhalde" dedi onun dediklerini tınmadan "Konum at geliyorum" dedim. Çınar küçük bir kahkaha attı "herzamaki bildiğin yol bebeğim" dedi bana bebeğim demesinden nefret ediyordum.

Sinirle "Bana bir daha bebeğim deme!"dedim sakin bir nefe alıp "Yakup yanındamı?" dedim. Büyük bir ihtimalle bir kaç saat önce olanları konuşuyor, viski ile ortamı şenlediriyorlardı.

Çınar " yanımda o sarışınada selamı var" dediğinde hemen telefonu kapatıp sinirden gaza bastım. Çınarın evine gitmek istemesemde ondan hıncımı almalıydım.

Gereksiz büyüklüğü olan o lanet eve gelmiştim. Güvenlik beni gördüğünde kapıyı açmıştı. Arabayı kenara çekip dışarı çıktım. Üstümdeki siyah ceketi düze

ltip kapıya doğru ilerledim. Kapının önündeki güvenlik kapıyı açtığında Çınar bana döndü birkaç adım dan sorna kollarını iki yana açtı bir elinde viski şişesi vardı. Gülümseyerek "Bakın kim gelmiş" dediğinde hızlı bir şekilde elimdeki silahla boş elini vurdum.

Babam sayesinde vuruşlarım bu kadar iyiydi. Çınar vurduğum eline baktı ve gülüşü birden öfkelendi.Hızlı bir şekilde üzerime yürüdü beni boğmaya kalkacağını biliyordum hemen silahı anlına yapıştırdım. Çınar öfekisinden kuduruyordu silahı indirip koltukta oturan Yakuba doğru ilerledim ve karşısında durup ona baktım . Kahverengi saçları vardı,güzel bir çenesi ve yeşil gözleri bana bakıyordu.

Masaya doğru uzandı ve viski şişesini bana uzattı.Elimdeki silahla viski şişesini param parça ettim, sade Yakub'un tutuğu ağızı kalmıştı. Mermi Yakub'un oturduğ koltuğu delik açmıştı. Yakub hışımla elindeki camı kenara attı. Silahımla elini vurdum.Yakub sinirle kanlı eliyle bana tokat attı tepki vermedim .

Yanağımdaki sıcak kan beyaz tişörtüme damladı.Bu sefer diğer elini deldim. Yakub yanağıma sert bir yumruk attı. Buna bana daha önce binlerce kez yaptığından alışıktım. Sinirim gülümsemeye dönüşmüştü. Yakub'un siniri nefesine yansıyordu.

Bir süre mimiksiz ona baktım fakat Çınar sinirden etrafı parçalıyordu. Yakub derin bir nefes aldıktan sorna ayağa kalktı, uzağımda kalan üç güvenliğe baktı. Artık ne yaptıklarını ezberlemiştim arkamda hareketlenen güvenliklere kafamı çevirip iki sini kafasını dağıttım kalan bir adam mermi yetmedi. Adam bana bakarak gülümsedi ve ben hızlıca diğer silahımı çıkartıp diğerleri gibi onunda kafasını dağıttım.

Tekrar Yakub'a baktım. Bu eve pek insan gelmezdi ve diğer yerlere göre daha az adam vardı.Yakub'un kulağına doğru eğildim "Rekor 30 saniyede üç ölü" dedim. Normalde insan öldürmek gibi bir alışkanlığım yoktu Çınar sayesinde resmen seri ketil olmuştum.

Kafamı geri şekip gülümsedim Yakub şimdi beni öldürebilirdi fakat Çınar bir bebek gibi günlerce ağlardı. Çınar " Seni oruspu ben o adamlara para veriyorum"diye kükredi. Çınar parasını çok seviyordu bir kuruşu bile gitsin istemezdi. Yakub beni boğazımdan tutup duvara yapıştırdı.

Nefes alamıyordum fakat o beni öldüremezdi. Yavaşça silahı yere doğrultup sıktım bacağından vurmuştum ve acı içinde inliyordu eliyle kapıyı gösterip "Defol git burdan" deye tısladı. Yakub yenilgiyi bukadar hızlı kabul edecek adam değildi aklında bir şey vardı.

                                  🥊

Arabayı durdurdum gelmiştim fakat elim,boğazım,tişörtüm ve ellerim kan içerisindeydi Yakub'un bacağını vururken ellerime ve beyaz ayakkabılarıma sıçramıştı.Yanlarına böyle gidemezdim en azından beni görmemelilerdi. Dikkatlice merdivenlerden indim.Kapıyı açtığımda koridorda kimse yoktu rahat bir nefes aldım ve koşarak odama doğru ilerledim. Bir anda birisi ceketimden beni tutup geri çekti. Bu Barandı başını kulağıma eğip "Bayan 30 saniyede 3 adam öldüren güvercinde buradaymış" diye fısıldadı.

Bunu nasıl biliyordu gözlerimi büyüterek "N- Nasıl? S- Sen nerden biliyorsun?"diye sordum. Yarım saat önce olanları nasıl bilebilirdi. Gülümsedi " Seni takip ettim."dediğinde hala şaşkınca ona bakıyordum. Bunları başkasına söylerse ben biterdim."Sakın kimseye söylemiyorsun.Sakın!"dedim. Kafasıyla onayladı. Tekra odama gitmek için adım attığımda tekrar ceketimden beni geri çekti. Eğilmeden " fakat bir şartım var"dedi.

Benden ne isteyecekti? Beni neyle sınayacaktı?. Derin bir nefes çekerek "Söyle" dedim. Kulağıma eğilerek "Bunu biraz düşüneceğim"dediğinde ceketimi bıraktı.Ona baktığımda keyifli bir şekilde bana bakıyordu, ceketimi düzelttim ve odama gittim.

Duştan çıktıktan sorna ayakkabımı ve tişörtümü temizledim. Üstüme ince bol siyah bir kazak ve kot pantolon giydim. Ofise doğru yürümeye başladığımda eli gözümdeki yaraya gitmişti.

Bu yara bana annemden kaldı fakat ben her dokunduğumda babamı hissediyordum. Annemi ben içimde öldürmüştü.Bu yarayı annem yapmıştı fakat babam sarmıştı.Babamı Çınar öldürmüştü. Ona bunu nasıl ödeticektim .

Ofiste Herkes vardı. Beria koşarak yanıma geldi " Nerdeydin? Nereye gittin?"diye sordu.Ne diyecektim bir kaç saat önce adamları öldürdüğümü söyleyemezdim. Gülümsedim " Küçük bir işim vardı"dedim.

Gözüm Barana kaydı bir süre bana baktı. Beria'ya baktığımda gözünü kısarak "Emin misin?"diye sordu . Kafamla onayladı. Duygum bana şüpheci bakıyordu .Eren benim gibi etrafı süzüyordu.Duygunun yanına geçtim. Duygun birşeyler olduğunu anlamıştı.

Sürekli bana bakıyordu. Beria hevesle "Hadi Doğruluk ve Cesaret oynıyalım" dediğinde. Herkes Beria'ya baktı .Beria ise herkese ne dermiş gibi baktı. Duygun "Ergen gibi mi?" dediğinde Beria kafa salladı.

Eren "Ben varım" dedi. Beria elini Erenin omuzuna koydu ardından Duygun " bende varım " dedi Baran bana bakarak " bende oynuyorum "dedi . Bende kafamla onayladım. Beria bir şişe getirdi. Beria şişeyi çevirdi şişenin ucu Beria ve Duyguna geldi.Beria sordu "Doğruluk mu? Cesaret mi?". Duygun biraz düşündükten sorna " cesaret" dedi.

Beria gülümsedi ve "5 bardak tekilaaaaa" dediğinde koşarak mutfaktan tekila getirdi.Bardağı doldurup Duyguna uzattı. Hepimiz Duyguna bakıyorduk. Duygun iki dikişte bardağı bitirdi ,iki tane daha içti, son iki tane kalmıştı. Dördüncü bardağı zorlanarak içti beşinci bardağı bitirdiğinde şişeyi Duygun çevirdi şişenin ucu Erenle Beria yı gösteriyordu.Eren gülümsedi "doğrulluk mu, cesaret mi?". Beria saçlarını deriye doğru attı "Doğruluk". Eren hiç düşünmeden " En rezil anını anlat" dediğinde Beria utanarak " Lisede bir çocuğun üstüne düşmüştüm ağızlarımız bir birine deydi " dedi. Çok utanmıştı, Eren şişeyi çevirdi şişenin ucu Baranı ve beni gösteriyordu. Baran sordu " Doğruluk mu?Cesaret mi?".Eğer cesaret dersem bana ne yapacağını bilmiyordum. Doğruluk dersem en azından yalanda olsa bir şeyler uydurabilirdim " Doğruluk". Baran gülümsedi alaylı bir şekilde " Az önce gittiğin küçük işini bize anlat"dedi.

                                   🥊

Loading...
0%