Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Bölüm 1: Olayların Başlangıcı

@nsude33

Öncelikle kitaba Bismillah diyerek başlayalım arkadaşlar bu kitaba sizden bir şey rica ederek başlamanızı istiyorum belli yere kadar okuyupta çok sıkıcı veya beğenmedim diyip bırakmayınız lütfen saygı duyarak okuyunuz...

 

BÖLÜM 1: Olayların Başlangıcı

 

Ilık bir kış günüydü. Mezun olmamıza iki gün kalmıştı. Caner ve Berk içerdelerdi, galiba video oyunu oynuyorlardı. İçeri doğru ilerlemeye başladım ve kapıdan onlara baktım evet, cidden tam tahmin ettiğim gibi video oyunu oynuyorlardı. Geri odama doğru ilerleyeyim dedim fakat Damla odasından bana seslendi. Onun yanına ilerledim o bilgisayarın başında mezuniyet elbisesi bakıyormuş meğersem. Bana bilgisayardan bordo renk bir elbise gösterdi ekranı işaret ederken ve dedi ki;

 

-"Kanka sana bu elbiseyi buldum, kendime de bu mavi elbiseyi buldum. Beğendin mi? beğenmediysen başka elbiselerde var göstereyim mi elbiseleri, acaba çok mu soru sordum?"

 

-"Yok kanka sen ne kadar istersen sor ben sonuna kadar cevaplarım. Bu elbise güzelmiş sen kendine seçtiğiniz mavi elbiseyi beğendin mi?"

 

-"Evet, hadi hazırlan gidip alalım." Dedi bende odama gidip giyindim ve kapıya yöneldik ben içeriye " Biz çıkıyoruz" diye seslendim. Onlarda sadece "Tamam" dediler. Biz Damla ile aşağıya indik Damla'ya hemen sordum;

 

-"Bu elbiseleri alacağımız yer nerede?"

 

-"Az ileride işte yürüyerek gidebiliriz."

 

-"Tamam." Dedim yürümeye başladık ama aklımda hâlen bir şey daha vardı. Acaba evdekiler ne giyeceklerdi? Meraklı birisi olduğum için hemen Damla'ya sordum;

 

-"Damla sence ne giyerler? Hiç kıyafet bakmıyorlar kendilerine."

 

-"Melis kanka emin ol ki onlar gizli bakıyorlardır kıyafete, ha bu arada vardık şu yolun karşısı elbiseleri alacağımız yer." Biz kıyafetleri aldık ve eve dönüyorduk. Damla Caner ve Berk'i arayıp haber ver dedi onun elleri doluydu çünkü. Berk'i aradım ama açmadı, duymamıştır dedim. Bir daha aradım gene açmadı Caner'i aradım bu sefer ama oda açmadı. Damla dedi ki " Bunlar kesin dışarı çıktılar ve telefonları evde unutup gittiler." Bende başımla onayladım. Biz eve vardık ve zili çalmamıza rağmen gene ses yoktu. "Yapacak bir şey kalmadı, gel şuraya oturalım onları bekleyelim." Dedim.

 

Aradan yarım saat geçti bizimkiler ellerinde poşetle merdivende belirdiler ve bizi görünce şok oldular ve hemen poşetleri saklamaya çalıştılar. Berk hemen sordu bize;

 

"Niye burada oturuyorsunuz, içeri niye girmediniz?"

 

"Sence anahtarımızı alsak içeri girmezmiydik!" Diye Damla yüksek sesle konuştu. Bende onu hemen cimcikliyiverdim. Bağırması için bir neden yoktu çünkü Berk sadece bir soru sormuştu. Daha fazla uzatmadan içeri girdik.

 

Herkes odasına dağıldı bende odama gittim elbisemi poşetinden çıkardım. Çok şık güzel bordo renk dantelli ve çok az dekolteli bir elbise idi. Üstüme giydim ve Damla'nın yanına ilerlemek için odamın kapısını açınca Berki siyah bir takım elbisenin içinde gördüm. Dona kalmışız ikimizde bir kaç saniye sonra "Siyah sana çok yakışmış." Deyivermişim halbuki sadece aklımdan geçiriyordum. "Sana da bu renk çok yakışmış, çok güzel olmuşsun, zaten güzeldin daha da güzel olmuşsun." Dedi ama orda ki detayı fark edip sadece gülümsedim ve hemen biraz koşar adımlarla Damla'nın odasına girdim. Kapıyı kapatıp arkasına yaslandım kapının. Damla bana dönüp "ne oldu?" Diye sordu. Bende "Boş ver" dedim sadece.

 

Şu anlık bunu demem bence yeterliydi. Birbirimize elbiselerin yakışıp yakışmadığını sorduktan sonra ben geri odama gittim. Normal günlük kıyafetimi giyip içeri geçtim.

 

Damla beni mutfağa çağırdı ben mutfağa gittim. Beni yemeğin yanına salata yapmam için çağırmış. Bende hemen bir salata yaptım ama tuzu eksik mi bakamadım çünkü ellerim batık idi.

 

Damla'nın elleri batık değildi ama oda benim inadıma yanıma gelmiyordu. İçeriden birini çağırmam için. Bende mecbur kalıp Berk'i çağırdım Berk i

Odasından çıkıp yanıma geldi ve bana sordu "Efendim ne oldu?", "Salatanın tuzuna bakamadım şuradan bir kaşık alıp bakar mısın tuzuna?" Dedim.

 

Arkamdan bir kaşık aldı salataya batırdı ve bir kaşık alıp ağzına götürdü. "Tuzu yerinde, çok güzel olmuş, ellerine sağlık." Dedi bende tebessüm attım. Damla'yı çağırdım o sırada Berk geri salona gitti.

 

Damla bana bir peçete verdi ve elimi bir kat temizleyip geri ellerimi yıkamak için lavaboya gittim. Ben lavabodan dönene kadar Damla masayı hazırlamıştı, Caner ve Berk' te masanın başına gelmişlerdi. Yemeğe oturduk, yemeğimizi güzelce yedik ve yemek masasından kalktık.

 

Herkes odalarına çekilirken ben önce duşa girdim, güzel bir sıcak duş aldıktan sonra odama doğru sessiz adımlarla ilerledim çünkü saat gecenin bir buçuğu olmuştu herkes uyumuştu diye tahmin ediyordum.

 

Odama geçip üstümü giyindim. Tam o sırada kapım çalındı bende kısık sesle gel dedim. Gelen Berk idi. Şaşırdım ve "Ne oldu, uyku mu tutmadı." Dedim. Oda "Evet, uyku tutmadı. Sesini duyunca bende geliyim dedim, gelmesemiydim." Dedi. Bende "Yok, iyiki geldin." Diye yanıtladım çünkü gerçektende o gelince içimde bilmediğim bir şey oluyordu sanki onu görünce seviniyordum.

 

Biraz sohbet ettikten sonra artık yatalım dedik ben yatağıma geçtim oda kapıdan çıkıp gitmeden önce üstümü güzelce örtmeme yardım etti. İyi geceler dedi ve kapıdan çıktı.

 

O çıkar çıkmaz ben hemen sessizce kapının yanına gittim ve onun adımlarını dinlemek istedim odasına gittiğinden emin olmak istiyordum. Fakat adım sesi duyuluyordu bir kaç saniye sonra kısık sesle konuştu "İyi geceler güzelim, tatlı rüyalar." Derken sesini duydum kapının ardından. Bir an ağzımı kapattım çünkü acayip mutlu olmuştum.

 

Hemen yatağıma gidip yorganımın içine girdim ve tüm gece onun Güzelim demesi kulağımda çınladı. Ne zaman uyudum bilmiyordum ama sabah Damla beni uyandırdı.

 

Uyandığımda çok garip hissediyordum. Damla geri içeri gitti bense önce yatağımda gerindim sonra kalkıp banyoya gittim. Sıcak bir duş almak istedim çünkü kafamı toparlamam lazımdı. Duştan çıktım ve odama gidip üstümü çabucak giyindim dışardan sesler geliyordu pencerenin yanına ilerleyip pencereyi hafifçe araladım bu gidenler Berk ve Caner'di.

 

Berk sanki ben uyandım mı merak etmiş gibi döndü ve baktı ben o an donakaldım çünkü bana dönüp bakacağını hiç tahmin etmiyordum. O sadece bana bakmaya devam edip gülümsedi. Bende hemen perdeyi kapatıp içeri kaçtım. İçeri gülümseyerek gittim ve neyle karşılaşıyım

 

Damla kahvaltıyı hazırlamış bile bunu görünce ayrı bir mutlu olmadım değil. Birlikte kahvaltımızı yapmaya başladık, yaparken erkekler nereye gitti diye sordum oda dışarı çıktılar dedi sadece ve oda dışarı çıkmak istediğini söyledi bende reddetmedim. Kahvaltımızı bitirince birlikte masayı toparladık.

 

Salona geçip biraz sohbet ettik sohbet ederken sadece sahile yürüyüşe gitmeye karar verdik. Ben odama gidiyordum ki kapı çaldı kapıyı açtım gelenler bizimkilerdi.

 

Hoşgeldiniz dedim sadece ve odama gittim. Üstümü değiştirdim ve odamdan çıktım salonun içindeki aynanın karşısına geçtim saçımı toplamaya başladım. Beni görünce Caner sordu "Nereye?" Diye bende "Sahile yürüyüşe gidiyoruz gelin sizde." Dedim Berk bana gülümseyerek cevap verdi "Olur, gelelim." Onlar giyinmeye gittiler bense koltuğa oturdum onları bekledim. Hepsi hazırlanmışlar beni kapıda bekliyorlardı. Bende ayakkabılıktan ayakkabımı alıp kapıdan çıktım. Sahile gittik ama çok fazla yürümedik çünkü hem mezuniyetimiz yarındı hem de hava kararmaya başlamıştı, Caner ve Berk'in tıraş olmaları lazımdı bizimse bakım falan yapmamız.

 

Eve gidince ben odama geçtim ve saçımı ördüm maske falan yaptım ve yattım diğerleri ne yaptı merak etsem de uyudum. Yemek yemedim çünkü bir garip hissediyordum.

 

Sabah çalan alarmımla uyandım. Saat beş idi tören yedi de başlıyor ve daha iki saat var ama genede kalktım, geç kalabilirdik. Diğerleri uyanmışmıydılar bilmiyordum banyoya ilerlerken Caner odasından çıktı ve "Günaydın ne zaman uyandın ye-" dedi ve duyaksadı "Ye- mi ye ne ya." Dedim acaba ne diyecekti de duraksadı? "Boşver" dedi ve mutfağa ilerledi bende banyoya girdim elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Herkesin odasından ses geliyordu demek ki uyanmışlardı.

 

Odama geçip çabucak giyindim ve saçımı açıp makyajımı yaptım. Odamın kapısından çıktım ve Damla ile Caner'i gördüm birbirlerine sarılmışlardı, beni görünce direk geri ayrıldılar bende dedim ki "Siz sarılmaya devam edin sevenleri ayırmak kötü bişi ben gidiom ayakkabımı alacam." Damla "Ya kankaaa." Dedi bence sevenleri ayırmak kötü bişi yani o yüzden oradan uzaklaştım ayakkabımı alıp kapının önünde bekledim. Hepsi geldiler Berk siyah bir takım gitmişti jilet gibi olmuştu ama yani çok güzel çok yakışıklı olmuştu.

 

Hepimiz ayakkabılarımızı giydik ve otobüs durağına gittik. Oradan direk otobüsümüz geldi ve binip gitmeye başladık varmamıza az kalmıştı dağın tepesine doğru ilerliyorduk. Hepimiz telefonlarımıza dalmıştık kafamı bir kaldırdım ki ne göreyim otobüs normal yolda değil bu bizim yolumuz değil dönemeçten sağa gireceğine sola girmişti otobüs galiba tam bu bizim otobüs değil dedim ve her yer karardı.

 

Uyandığımda tek hatırladığım şey bu bizim otobüsümüz değil dediğimdi. Her yer kan içinde idi otobüste olan insanlardan ölenler ve yaralılar vardı Damla, Caner ve Berk bayındı ,hava karanlıktı. Damla'yı uyandırmaya çalıştım çok fazla aralamadan uyanmaya başladı şaşkınlıkla bana sordu "Ne oldu kanka?" bende üzgün bir şekilde "Kaza yaptık Damla, kıyafetler mezuniyet hepsi gitti hepsi bitti." Dedim Damla'nın önce gözleri doldu sonra ağlamaya başladı. Bende diğerlerini uyandırmaya gittim...

 

"Hikayenin devamı yakında elimden geldiğince devam ettirmeye çalışıcam devamı için takipte kalın.."

 

Loading...
0%