Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Kansız

@nu.rada

yani öncelikle amacım sizi bunaltmadan devam edebilmek ayrıca bu platformda bir kaç tane asker kurgusuna denk geldim. Aramızda ne kadar da çok cahil yada ülkesi hakkında pek bilgisi olmayan birileri olduğunu fark ettim.

 

Örneğin daha illerimizin nerede olduğunu bilmeden hikaye yazanlar ve bunu kurgu olarak yayınlayanlar :(

 

Belki çoğu yerde benim de yanlışım vardır, sizin yorumlarınızı okuyarak ben bu yanlışları düzeltirim ama bazı yazarlar okurlarına saygısı olmadan davranıyorlar.

 

 

Ben bu kurguyu yazarken sizleri de düşünüyorum, umarım beğenirsiniz 🤍

 

 

 

 

 

 

''Aslında yakışıklı.'' dedi Gizem arkamda ki askeri izlemeye devam ederek, parmağımı şıklatarak odağının ben olmasını sağladım. ''Anladık kızım aşıksın.'' diyerek çayımdan yudum aldım.

 

 

''Aşk değil ya sadece yakışıklı olduğunu dile getirdim buna aşk denmez.'' diyerek kafasını önüne eğdi, kahverengi gözlü kızıl saçlıydı. Uzun boylu ve biçimli bir vücuda sahipti bu özellikleri bile çoğu erkeği cezbetmekte yeterliydi.

 

 

 

''Ne denir?'' dediğimde gözleri üniformamda gezindi ''Teğmenn.'' diyerek uzattığında ıslık çalarak kafamı bulutlara çevirdim, ''canım arkadaşım.'' neşelenerek bana seslenmeye devam etti.

 

 

 

''Birinin işi mi düşmüş?'' diyerek gözlerimi onun dışında her yerde gezdirdim. ''İclal'im, güzel cesurlu arkadaşım.'' iltifaları ile gülerek gözlerimi kıstım.

 

 

 

''Kız İclal dinle be beni!'' diyerek dayanamayıp pes ettiğinde arkama yaslandım. ''Ne istiyorsun?'' diyerek göz kırptım, parmakları ile cilveli bir şekilde saçlarını yavaşça kulağının arkasına sıkıştırdı.

 

 

 

''Senin bir timin var ya hani.'' dediğinde onu onaylayan bir ses çıkardım, ''işte orada da askerler var.'' diyerek elini çenesinin altına yerleştirdi. ''Ee Gizem.'' dedim sadede gelmesi için.

 

 

 

''Uzun boylu patlayıcı bomba imha uzmanınız genç yakışıklı olan bir asker var.'' dediğinde boğazımı temizleyerek kollarımı masanın üzerine yasladım. ''Öncelikle benim rüm askerlerim yakışıklı güzelim, diğer bir konu da baban bunu duyarsa sence ne olur?'' dediğimde yüzünde ki heves anında yok oldu.

 

 

 

 

Alt dudağını tedirgince ıssırdı, ''aşk işinede engel olmaz canım.'' diyerek arkasına yaslandığında benden onu onaylamamı bekliyordu ''olmaz değil mi?'' dedi.

 

 

 

''Eğer Az çok Yalçın Yarbayımı tanıyorsam bal gibi de karışır.'' dediğimde yüzü düşmüştü, etrafına üzgün bir ifade ile bakarak gözlerini benden kaçırdı.

 

 

 

 

''Peki sen İclal? Seni üç yıldır tanıyorum ama hiç sevgilin olmadı.'' diyerek gözlerime sorgular ifadelerini sabitledi, ''geçmişinde hiç kimse olmadı mı?'' dedi merakla.

 

 

 

''Yani çocukluk yıllarımda çok sevdiğim biri vardı ama aşk olduğundan emin değildim.'' dediğimde aklımda canlanan gök gözlü çocuk ile parmaklarım arasında ki çay bardağına daldım.

 

 

 

''Sonra ne oldu?'' Gizemin sorusu ile kendimi toparladım. ''Sonra babam şehit oldu annem bir süre boyunca beni ve Ezeli alarak herkesle iletişimizi kesti, geri de bir daha onu bulamadım.'' dudakları aralandı fakat diline gelen cümleyi söylemedi.

 

 

 

 

 

Masamın üzerinde ki örgüt kurucularına ait dosyaları tekrar tekrar inceledim, göz hizama giren Yarbayın eli ile dosyaların üzerine bir resim bıraktı.

 

 

Elini çektiğinde simayı tanıyor olabileceğim fikiri hafızamı kurcalamaya başladı. Siyah beyaz fotoğrafı incelemeye devam ettim.

Göz rengini ayırt edemiyordum.

 

 

 

''Üç ay önce örgütün Şırnak ilinden Hakkariyeye yani buraya sınırlarımıza hareket etmesi ile Şırnak ilinde ki görevin sorumluluğu bize devredildi.'' dediğinde eli ile masaya bıraktığı fotoğrafı işaret etti. ''Orada bu örgüt ile ilgili operasyonlara katılıp ilgilenen Yüzbaşı.'' dediğinde fotoğrafı hafızama yerleştirmeye devam ettim.

 

 

 

 

''Gökmen Korkmaz.'' Yarbayın ağzından çıkan isim ile beynimde yankılanmaya başladı. Gökmen; Gök gözlü çocuk.

 

 

''Beni duyuyormusun İclal?'' Yarbayın cümlesini duyduğumda gözlerimi kısa süreliğine sıkıca kapatıp açtım, ''duyuyorum komutanım.'' dediğimde gözleri yanında ki panoya değdi.

 

 

 

Panonun üzerinde birbirine bağlantılı olan örgüt üyeleri vardı. ''Yüzbaşı Korkmaz bu iki üyeyi'de TEM'e teslim etti.'' diyerek en altta bulunan iki adamı işaret etti.

 

 

 

Üzerlerinde çarpı işareti olan adamların yanında bir kişi daha vardı, tek gözü kapalı ve saçı sakalı karışmıştı. ''Kansız.'' diyerek incelediğim fotoğrafta ki adamı işaret etti.

 

 

 

''Bu Arif denilen adamın maşası, Arifin maşasını tutan örgütün liderini henüz bulamadık.'' dedi. Masada ki dosyalara yöneldiğimde işaret ve orta parmağımla Gökmen'in resmini kenara ittim 'öncelik vatandı.'

 

 

 

 

Kansıza ait dosyayı açtım. ''Bu Kansız dedikleri adam köyleri yağmalayıp savaş zemini hazırlıyorlar.'' dedi Yarbay.

 

 

 

''Arif'in tek maşası Kansız kaldı. Yani Kansızı kolay kolay ortaya atmaz.'' dediğimde Yarbay işaret parmağını sallayarak tebessüm etti ''Bu yüzden şimdi büyük bir panik içindiler.'' dediğinde karşımda ki sandalyeye oturdu.

 

 

 

 

''Şınakta bulunan karargah'tan aldığımız habere göre Kansızın ilk hedefi Yüzbaşı.'' sorgular bakışlarım ile kenarda duran Gökmenin resmine odaklandım. ''İntikam istiyor olmalı ama intikam istiyen biri neden Şırnaktan uzaklaşıp buraya gelsin ki?'' dediğimde Yarbay arkasına yaslandı.

 

 

 

 

''Gökmenin babası Hakkari'de burada ceza evinde yatıyor.'' diyen Yarbay ile gözlerim büyüdü 'Ahmet Amca.' şaşkınlığımı gizlemek adına dosyalara döndüm. ''İntikamını hapiste ki bir adamdan nasıl alacak?'' dediğimde gözlerimi Yarbaya değdirdim.

 

 

 

''Yıllardır yaşamlarını devam ettiren bir örgüt, her yerde kirli çıkıları vardır.'' diyen Yarbay ile günler sonra içimde tekrardan başkası adına korkuyu hissettim.

 

 

 

''Yüzbaşı buraya gelip görevini devam ettirecek ve bunu senin timine katılarak yapacak.''

 

 

 

 

Loading...
0%