@nuperi
|
Bakışlarımı yere dikip mesajları okumayı bitirmelerini bekledim. Telefonumu ellerinden almak istiyordum lakin sürekli elden ele dolaştırıyorlar her kafamı kaldırdığımda başka birinin elinde görüp bu fikrimden vazgeçip ayakkabımın ucunu yere sürttüm.
Umarım yazan kişi mesajları okuduklarını anlamazdı. Aman nereden anlayacak? Kimse gidip söylemeyeceğine göre böyle bir şey mümkün değildi.
“Alp, bana bakma öyle.” Dedim.
Ona bakmasam da bana garip baktığını hissedebiliyordum.
“Cesareti olsaydı burdan yazar mıydı?” Dedi rahat bir tavırla. Sıraya uzanışını izledim, manyak boylu boyunca oturulan yere, elini kafasının altına koyup uzandı.
“Bilmem.” Deyip dudaklarımı büzdüm.
“Ben söyleyeyim: Hayır.”
“Aptal olma!” Dedi Yaman Lafa atlayarak. Ne bu? Benimle alay etme günü falan da benim mi haberim yoktu acaba?
“Kürdo, sen yapma bari.” Dedim. Diğerleri aşırı tepkiler verirken bana bakıp duruyordu. “Hemen engelliyorsun.” Dedi emir verircesine. Ceren beni koruma moduna geçip Faruk’a cevap verdi, “Sen ne hakla karışıyorsun, kendi kararlarını kendisi verebilir.” Deyip bana döndü.
“Gökçe, sen bildiğini yap, ben hep arkandayım. Doğru kararlar vereceğini biliyorum.” Deyip omzuma yaslandı. Faruk elini gözüne götürüp sanki yaş akıyormuş da onu siliyormuş gibi davrandı.
“Bu arkadaşlığınız karşısında gözlerim yaşardı.” Dedi, sesini ağlamaklı yapıp, sonra düzeldi ve yeniden konuştu. “Sanki kendi çok doğru kararlar alabiliyor da bir de senin aldığın kararların arkasındayım diyor.” Dedi, Alp ve Yaman’ dönüp.
“Kürdo!”
“Faruk!”
Yaman ile aynı anda Faruk’a uyarıda bulunmuştuk. Ceren’in hassas bir kalbi vardı ve bu kadar acınası sözler onu kızdırabilirdi yahut üzebilirdi!
“Sen önce kendine bak!” Diye bağırdı. Hızla sınıfın kapısından çıkarken Faruk’un elinden telefonumu çekip aldım.
“Al işte.” Dedim Faruk’a kötü kötü bakarken.
“Ben ne yaptım şimdi?” Dediğini duydum en son Ceren’i takip etmek için kapıdan çıkarken.
|
0% |