@nur.kslr18
|
Aşk nedir ? Nasıl aşık olunur ? Aşık olan bir insan aşık olduğunu neden anlamaz ? Aşkın tarifi yoktur. Felsefede Aşk; İnsansallaştırılmış cinselliktir, bir doğal ortam olduğu kadar bir kültür ortamıdır. Aşkın kökenindeki duygu eksiksiz adanmışlık duygusudur. Bu adanmışlık ne iyiliktir ne özveridir, yalnızca kendini karşılıksız bırakıştır. Aşkın dışında mutlak adanmışlık yoktur. Bunun gibi binlerce alanda binlerde açıklaması bulunmaktadır. Kime sorsam farklı bir tanım yapar. Kimisi için sevdiğinin, gözleridir aşk. Kimisi içinse sevdiğin nefes alması bile yeter. Bana sorarsanız benim için aşk; Kapalı bir kutudur. Her gün sevdiğim hakkında öğrendiğim yeni bir bilgi, her gün o kutudan çıkan bir kelime veya bir cümle benim hayata bağlanma sebebimdi. Bu gün benim en mutlu günüm tarihe kazınacak hayatımın yeni günlerine ilk adımımı atacağım gün. Ben; Berfu Zoydan.. Yıllardır aşkından kendimi bitirdiğim adamla evliliğe ilk adımımızı atıyoruz. Evet bu gün bizim sözünüz var. Konaktaki telaş gözle görülür nitelikteydi. Sadece konak değil bütün Gaziantep buradaydı sanki. Kapı sesiyle "Gel" dediğimde en yakın arkadaşım Halin içeri girdi. Bana baktığında bir süre öyle kaldı. "Kızım bu ne güzellik, Baran eniştem çıldıracak" evet bunu ben de biliyordum. "Evet Halin, biliyorum güzelim " dediğimde gözlerini devirdi ve tekrar gülümseyerek. "Neyse, annen gönderdi beni hazır mısın?" Gelmeleri yakındı. Başımı sallayarak, "Hazırım, sen git ben geliyorum" diyerek onu aşağı gönderdim. Aynanın karşısına geçerek son defa kendime baktım mükemmel gözüküyordum. Odamdan çıktım ve aşağı indim. Annem ve Babam salonda oturuyorlardı. Hızla yanlarına ilerleyerek önce babamın elini öptüm. "Güzel kızım, Rabbim bahtını da kalbin kadar güzel eylesin." Dedi ve yüzümü elleri arasına alarak alanımı öpüp geri çekildi. "Teşekkür ederim babam" dedim ve annemin de elini öperek ona da sarıldım. "Anasının biricik kuzusu, ne ara büyüdün sen..? Dedi annem sesi titriyordu. Geri çekilerek, "Anne sakın ağlama saatlerdir hazırlanıyorum ben" dedim şakayla karışık sinirle. Arkamı döndüğümde abilerimin hepsi hayranlıkla beni izliyordu. "Ne o diliniz mi tutuldu?"dediğimde dördü birden gülerek beni aralarına almışlardı. "Bu güzelliğin karşısında dilim lal olur benim" dedi Hazer abim. "Sen ne ara büyüdün kız" Dedi Hazar abim. Hazer ve Hazar abim ikizlerdi. "Benim prensesim gelin mi olucakmış?" Boran abimin sesiyle gülerek başımı salladım. "Abisinin biriciği, ben nasıl paylaşacağım seni" dedi Gökhan abim. Konuyu kapatmak adına, "Mirza abim nerede?" Diye sordum. "Mardine gitti" Boran abime döndüğümde yüzü kasılmıştı. "Neden abi bi sorun mu var?" Başını iki yana sallayarak, "Yok gülüm, iş için gitmesi gerekiyormuş." Ben den önemli ne gibi bir işi vardı acaba çok merak ediyorum. "Benim sözümün olduğunu bildiği halde nasıl gitti, baba?" Babama döndüğümde derin bir nefes almıştı. "Bilmiyorum kızım, ama gelir elbet çıkarırsın acısını." Diyerek göz kırptığında ben de gülerek başımı salladım. "Anne, her şey hazır değil mi?" "Hazır kızım gelirler birazdan hadi otur sen de." Ben ve bu gün oturmak, asla bir araya gelemeyecek iki kelime. "Hayır anne, ben bi mutfağa bakacağım ne yapmışlar" dedim ve konuşmasına izin vermeden çıktım ve mutfağa girdim. Herkes telaş içindeydi. "Heja" "Buyur Berfu abla" "Her şey hazır değil mi?, ben galiba çok heyecanlandım." İçim içime sığmıyordu. "Sakin ol abla, ilk defa mı evleniyorsun?" Kardeşimin sesiyle ona döndüğümde gözlerimi devirdim. "Evet Afra ilk defa evleniyorum. Allah aşkına bi insan kaç kere evlenebilir!." Zaten heyecanlıyım her an patlamaya hazır bir bomba gibi etrafta dolanıyorum bide gelmiş söylediklerine bak. "Yaa çok güzel olmuşsun canım ablam, bilirsin beni, sadece şaka yaptım" diyerek göz kırpmıştı. Ya ben bu kıza neden kıyamıyorum ki.. "Teşekkür ederim birtanem, sende çok güzel olmuşsun." Kendime çekerek sımsıkı sarıldım ve başına bir öpücük konudurdum. "Abla, annem çağırıyor gelmek üzerelermiş" daha konuşması bitmeden davul sesleri gelmeye başlamıştı. Gülerek başımı salladım ve mutfaktan çıktık. Kapı çalmaya başladığında içimde ki heyecan dan, kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Kapıyı açtım ve geri çekilerek babamın yanında durdum. Herkes tek tek içeriye girdi ve en son o geldi. Siyak takım elbise giymişti, babamların elini öperek yanıma geldi, attığı her adımda kalbim sanki mümkünmüş gibi daha hızlı atıyordu. Uzattığı çiçeği aldım ve abilerimin yüzünden teşekkür ederek sarılmadan mutfağa geçtim. Bi süre sonra kahveler pişmeye başlamıştı. "Berfu" Halin'in sesiyle mutfak kapısının olduğu yere başımı çevirdim. "Efendim" yüzünde telaşlı bi ifade vardı. "Kahveleri bekliyorlar hazır değil mi hâlâ?" Derin bir nefes vererek başımı salladım. "Hazır kızım geliyoruz, bi şey oldu sandım sakin ol!." Pişen kahveler dağıtılmaya başladığında bende Baran'ın kahvesini alarak çıktım mutfaktan. Kahveyi bıraktığımda yüzüne baktım çok sıkıntılı gözüküyordu, ve gözlerinin içi kıpkırmızıydı. Ağlamamıştır değilmi?.. Daha 1 ay öncesine kadar bu anların hayalini kuruyorduk, şu an ise burada bu şekilde oturuyor oluşumuz bizim için bütün dünyaya bedel. Herkes kahvesini bitirdiğinde toplanmaya başlamıştı. Barana döndüğümde başı yerde kahve fincanı ise hâlâ doluydu. O an başımdan aşağı kaynar sular aktığını hissettim. Yine de titreyen sesimle sordum korktuğum soruyu.. "Ba.. Baran neden içmedin kahveni" titreyen sesimi ben duyamasam da onun duyduğuna emindim. "Oğlum ne oldu?" Zemher hanımın sorusunu duysamda tepki veremiyordum şu an için tek odağım Barandı. "Ben istemiyorum" tek düze bir sesle mırıldandı ve arkasına bile bakmadan neredeyse koşar adımlarla çıktı. Elimdeki tepsinin yere düştüğünü hissettim ama umrumda değildi. Bu benim Baranım değildi o beni bırakmaz, bırakamazdı. "BARAN" bağırarak ağlamaya ve koşmaya başlamıştım arkasından. "Berfu" dedi abim ama hangisi olduğunu algılayamamıştım. "BERFU dur kızım gitme" annemin sesiydi bu da. Bütün sesler birbirine karışmıştı ama benim tek bildiğim durmadan Baranın arkasından koştuğumdu. "BARAANN DUR NOLUR" bağırmalarımın kelimelerimin onun için bir anlamı kalmamıştı sanki, arkasına dahi bakmadan arabasına binerek uzaklaştı. Ne kadar koşsamda yetişememiştim sevdiğime. Titreyen dizlerimin üzerine yere çöktüm ve hüngür hüngür ağlamaya devam ettim. "Berfu abim gel hadi evimize gidelim" "Berfum güzel kızım benim gel hadi" "Annem gel yavrum, gel hadi gidelim" Sesleri duysamda tepki veremiyordum. Dünya durmuştu, güneş artık dünyayı aydınlatmamaya yemin etmiş gibiydi. Yağan yağmur yüzünden sırılsıklam bir şekilde yerde oturarak ağlıyordum. Bedenimin titremesi daha da arttığında gözlerim kapanmaya başlamıştı. Ne kadar zorlasamda açık tutamadığım gözlerim kapanmaya yeminli gibiydi. Sonunda kendimi bıraktım ve gözlerimin kapanamasına izin verdim. Bedenim tamamen yere düşmeden bir kol beni sararak kucağına almıştı. "Baran" fısıltı halinde çıkan sesimi kimsenin duymadığına emindim. "Berfu iyimisin kızım?" Babama her ne kadar cevap vermek istesemde dudaklarımı aralayamıyordum. "Berfu beni duyuyor musun abim?" Abim kendisini belli etmese abim olduğunu dahi anlayamayacaktım. Bilincim tamamen kapanmak üzereydi. Şu an bana aşk nedir ?, diye sorsalar acı çekmektir derim. Yalan derim. İhanet derim. Aldatmak derim. Ama Aşk öyle yüce bir duygu ki bize nasip olmamıştı. Sahi neydi bu aşk. Aşk acı çekmekmidir ?. Bilmiyorum ama değilse benim yaşadığım neydi. Bilincim tamamen kapanırken son duyduğum ses babama aitti. "Arabayı getirin." Onun ilk defa bu kadar sinirli olduğuna şahit olmuştum..
❄❄
Kurgumun ilk bölümü..
Bir şansı hakettiğini düşünüyorum, asıl olaylar önümüzdeki iki bölümde başlıyor.. Önceden dediğim gibi kitabım Wattpad'de de yayınlanıyor ve bu uygulamada da yayımlanacaktır.
Umarım beğenirsiniz alt yıldıza basmadan diğer bölüme geçmeyelim!..
Sorularınız için yorumlarda buluşalım..♥️❄
|
0% |