Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. İHANET'İN RENGİ

@nur.kslr18

Aşk ihanet etmektir. Yani benim için başka bir anlamı yada açıklaması kalmadı. Çok denedim çok çabaladım ama bazen bırakmak gerekir, ben bırakmadım.

Şu anda bunun yüzünden bu halde değilmiyim zaten. Bir şeyi bırakmamız gerektiği an da bırakmamız ve yolumuza devam etmemiz gerekiyor.

Bazen bazı anlar olur. Seversin o kadar çok seversin ki sevdiğinin senden ne zaman soğuduğunu dahi anlayamazsın. Ben de anlayamadım işte. Bazen de aşk sandığımız duygunun adı bağlanma olur.

Kimse kimseye bi anda aşık olamaz, kimse kimseyi bir günde sevemez. Olur da birisi size daha yeni tanışmışken, ben sana aşık oldum ben seni seviyorum gibi şeyler söylerse asla inanmayın. Çünkü dediğim gibi aşk öyle yüce bir duygudur ki gerçekten aşık olan bir insan, aşık olduğu ona söylenmeden farkına dahi varamaz.

Gözlerimi açtığımda başım da çok ağrıyordu, ve kolumda bi ağırlık vardı.

"Berfu iyimisin kızım?" Annemin sesini duymak iyi gelmişti ama ya hatırladıklarım onlar gerçekmiydi? Bütün o olanları ben yaşamışmıydım?..

"Anne, Baran nerde?" Şu an ne kolumdaki serum nede ağrıyan başım umrumda değildi.

"Kızım o gitti, bitti artık unut onu." Annem göz yaşlarıyla konuşurken olanların gerçekliğiyle yüzleşmek beni bir kez daha sarsmıştı.

"Anne yalan söylüyor, o beni hâlâ seviyor, Anne Baran beni bırakmaz, bırakamaz." Hem ağlıyordum hem de başımı iki yana sallayarak konuşuyordum.

Kabullenemiyorum nasıl kabullenebilirdim ki.

"Berfu" Boran abimin sesiyle ona döndüğümde beni kendisine çekerek sarılmıştı, başımı omzuna yaslamış ağlıyarak konuşuyordum.

"Abi, nolur yalan de gitmedi de gidemez de abi lütfen." Aradığım ufacık bir umuttu, ama kimseden ses çıkmıyordu.

"Gitti gülüm, çok özür dilerim seni üzmesine izin vermemeliydim. Ama sana yemin ederim onu kendi ellerimle geberteceğim." Abimin cümlesiyle başımı iki yana salladım.

"Sakın abi, ona bir şey yaparsanız beni unutun. Barana dokunmayacaksınız." Dediğimde abim sesli bir nefes vermişti.

"Tamam gülüm sen nasıl istersen, ama ağlamayacaksın yoksa söz filan dinlemem gebertirim o iti." Hızla başımı salladım ve,

"Sağol abi." Diyerek hızlıca yanaklarımı ıslatan göz yaşlarımı sildim. "Abi eve gitmek istiyorum." Dediğimde başını iki yana sallamıştı.

"Olamaz gülüm, bu gün burada kalmalısın." Derin bir nefes vererek bi kere daha şansımı denemek istedim.

"Neden?" Diyerek sordum.

"Tansiyonun yerinde durmuyor bi türlü de ondan." Evde de uzanabilirdim.

"Abi nolur konağa gidelim, odamdan çıkmam söz." Abim başını salladığında, heyecanla ona sarıldım. "Sağol abim." Dediğim sırada annem,

"Oğlum serumu ne olacak?" Diye sorduğunda abim,

"Evde alır anne, gerekirse doktor eve gelsin. Hiç bir şey bacımdan önemli değil." Boran abim bana çok düşkündü evimizin en büyüğüydü ve evliydi. Bende onu çok seviyordum.

"Ben doktorla konuşayım bir babam kaldı zaten burada da, geçelim konağa. Senin bir ağrın falan varmı gülüm?" Başımı sallayarak onu onayladım.

"Başım çok ağrıyor abi." Abim beni onaylayarak odadan çıktığında babam girmişti.

"Kızım, iyimisin güzelim?"

"İyiyim babam, sağol." Babam yanıma geldi ve eğilerek bana sarıldığında göz yaşlarımı daha fazla tutamayarak serbest bıraktım. Abim doktorla odaya girdiğinde babamdan ayrılarak oturdum.

"Nasılsınız Berfu hanım?" Doktorun sesiyle ona döndüm,

"İyiyim, sadece başımda çok ağrı var." Doktor beni onaylayarak,

"Bu normal tansiyonunuzu sabit tutabilmek için çok uğraştık, eve gitmek istemişsiniz tabiki karışamam ama biraz daha kalsanız en azından iki saat kadar daha." Sesli bir şekilde nefes vererek başımı salladım.

"Tamam ama sadece iki saat kalırım." Hastanelerden nefret ediyordum.

"Peki tamam o zaman, iki saat sonra evinize gidebilirsiniz. Ama Serumunuzu yarın çıkartmak zorundayız, durumunuza bağlı" onu onaylandığımda odadan çıkmıştı.

Anne ve babama dönerek, "Anne, baba siz gidin konağa. Abim yanım da geliriz bizde." Dedim abime dönerken.

"Berfu haklı sizde yoruldunuz ben buradayım hadi gidin siz." Ne kadar ısrar etselerde onları göndermiştim, benim için burada boşa beklemelerini istemiyordum. Annemler gittikten bir süre sonra abimle başbaşa kaldığımızda ona döndüm.

"Abi yanıma gelirmisin, beraber uyuyalım." Abim yanıma geldiğinde yatağa uzanmıştı, başımı göğsüne yasladığımda, bi eli saçlarımı okşuyor bir eli ise belimi sarmıştı.

Bu hayyatki en büyük şansım ailemdi. Özellikle babam ve abilerim. Ne zaman başım dertte olsa onların arkamda olduklarını bilmek beni hem rahatlatıyor hemde kendime olan güvenim artıyordu.

Bir gün okulda kütüphanede kitap okurken yanıma gelip oturmuştu. İlk önce şaşırsamda ses çıkartmamıştım. Ben her kütüphaneye indiğimde soluğu yanımda almıştı. Geçen iki hafta boyunca bu böyle devam etmişti.

Günlerden perşembeydi, ben yine olduğu gibi ders arasında kütüphaneye inmiş ve kitap okurken, Baranda gelmişti.

"Berfu" adımı nereden biliyirdu.

"Buyrun" dediğimde gözeleri gözlerimde kalmıştı. Ben şok içinde o gözleri izlerken o da benim gözlerimde kaybolmuş gibi konuşamıyordu.

"Berfu Zoydan, benimle çıkarmısın?" Ben ne kadar kendi hâlinde bir kız olsamda, herkes tarafından tanınıyorduk.

"Ne?" Dedim bi anda şokla.

"Biliyorum çok ani oldu ama nolur reddetme. Ben seni çok seviyorum Berfu." Demişti bana.

Aklıma dolan anılarım ile gözlerimden yaşlar sicim gibi akmaya başlamıştı.

"Gülüm, ne oldu?" Abimin sorusuyla hıçkırarak ağlamaya başlamıştım bu kez. Abim hızla doğrularak benide kaldırmıştı ve yüzümü elleri arasına alarak göz yaşlarımı silmeye başlamıştı ama boşunaydı.

"Abi, ne olur kızma ama buna ihtiyacım var, ağlamak istiyorum sadece." Hıçkırıklarım arasında zorlukla konuştuğumda, abim zorluklarla yutkunarak beni kendisine çekerek sarılmıştı.

"Ağla gülüm, ama tek ağlama ben her zaman yanında olacağım."

Ne kadar öyle ağladım bilmiyorum, ama abim bıkmadan saçlarımı okşamaya ve bana sarılmaya devam etmişti. Hıçkırıklarım artık iç çekişlere dönmüştü.

"Daha iyimisin?" Başımı sallayarak onu onayladım.

"Sağol abi, iyi ki varsın." Abim yüzümü elleri arasına alarak alanımı öpüp geri çekildi.

"Sende iyi ki varsın gülüm, hayde yat uyu biraz."

"Tamam abi." Dediğimde tekrardan yatağa uzandık. Abim saçlarımla oynarken daha fazla dayanamayarak kendimi uykuya bıraktım.

 

 

 

❄❄❄

Bedenimin birisinin kucağında olduğunu hissediyorum ama gözlerimi açamıyordum. Sanki bir şey onu tutuyordu ve açılmasına izin vermiyordu.

Bana ne hissediyorsun diye soran olursa, ben terkedilmedim ben ihanete uğradım. O nasıl kendi yoluna gittiyse ve benden vazgeçtiyse bende ondan vazgeçebilirim. Kimse için kendimden ödün vermemem gerektiğini babamdan öğrenmiştim.

O bana ihanet ederek hayatının en büyük hatasını yaptı, tek sözümle öleceğini bilerek yaptı bunu. Ama bildiği diğer şey ise benim onun ölmesine izin vermeyeceğimdi. Bunu kullanmıştı, benim merhametimi kullanmıştı.

Ben bunu onun için yapmadım, kendim için yaptım. Benim yüzümden değil bir insanın, hayvanın dahi ölmesine katlanamazdım. O da bütün bunları bildiği için yaptı.

Gözlerimi açtığımda abimin kucağındaydım.

"Abi nereye gidiyoruz?" Abim yüzüme bakarak gülümsedi.

"Konağa geldik gülüm uyu sen." Ne ara gelmiştik, kalkmak için hamle yaptığımda abim izin vermedi.

"Serum var gülüm, dur bi sakin ol. Az kaldı merak etmeyesin." Gülerek başımı salladım ve abimin elini tutarak gözlerimi kapattım.

Araba durduğunda ne kadar istemesemde abim beni yine kucağına almıştı. Konağa böyle gireceğim aklımdan geçmezdi. Konak kapısından içeri girdiğimizde herkes avludaydı ama Mirza abim yine yoktu. Annem hızla yanımıza gelerek,

"Kızım iyimisin?, yavrum." Eli ile saçlarımı okşuyor ve kokumu soluyordu.

"İyiyim annem meraklanmayasın, abime de dedim ama izin vermedi yürüyememe."

"Eyi etmişsin oğlum, haydi çıkar odasına da dinlensin." Abim başını saklayarak annemi onaylandığında yürümeye başlamıştı.

"Abi"

"Buyur gülüm."

"Mirza abim nerede?, iki gündür yok. İyi olduğuna eminmisin?" İçimde kötü bir his vardı ve bu his beni yiyip bitiriyordu.

"İyi gülüm, gelir bir, iki güne, sen düşünme onu" diyerek beni geçiştirmişti. Odama geldiğimizde abim beni yatağa yatırmış, ve serumuda asarak yanıma oturmuştu.

"Berfu, beni yanlış anlama ama artık o adamla değil görüşmek konuşmana dahi izin veremem abiciğim." Bunun olacağının bende farkındaydım. "Bilirim seversin, bilirim gönlün vardı ama olmaz gülüm." Derin bir nefes vererek,

"Bilirim abi, zaten ne yüzünü görmek ne de sesini duymak istemiyorum. Onunla aynı şehirde bulunmak dahi bana zulüm artık. Bu aşk değildi bekli de, aşk olsa bu kadar çabuk nefret edebilirmiydim abi?" Abim yüzüme bakarak gülümsedi.

"Ben en baştan bilirdim bunun aşk olmadığını. Sadece yaşayıp görmeni istedim, yaşamadan anlamayacağını bilirdim." Şok içinde gözlerine baktığımda gülerek, "Haydi uyuyasın sen." Diyerek konuşmama izin vermeden odadan çıktığında ben arkasından kapıya bakıyordum.

Gerçekten nasıl anlamıştı bilmiyorum, daha ben anlayamazken o anlamıştı. Serumun etkisiyle daha fazla dayanamayarak gözlerimi kapattım.

 

 

 

❄❄❄

"Barfu'm" gözlerimi açmaya çalışıyordum ama sanki izin vermiyorlardı. "Kızım uyan haydi, doktor geldi bak." Sesin anneme ait olduğunu anladığımda gözlerimi zorlukla açtım.

Karşımda gördüğüm bir kadın ve annemle terkraradan uyumak istedim ama annem izin vermedi.

"Uyandın kızım gördüm, kalk hayde." Oflayarak gözlerimi tekrardan açtığımda kadın gülerek bizi izliyordu.

"Ne oldu anne?" Diye sorduğumda başıyla arkasını işaret etti.

"Doktor geldi, kalkasın hayde." Yatakta oturarak,

"Hoşgeldiniz" dedim kadına.

"Hoşbuldum, nasılsınız." Yavaş adımlarla yanıma geldi ve hemen önümde durdu.

"Daha iyiyim." Dediğim sırada serumla ilgileniyordu. Ardından tansiyonunu tekrardan ölçtü. Başımın ağrısı hâlâ devam ediyordu.

"Ağrınız varmı?"

"Başım hâlâ ağrıyor." Tansiyon aletini kaldırarak yüzüme baktı.

"Serum bitmiş onu çıkartalım, tansiyonunuz sürekli oynuyor tam bir netlik yok, bi süre dinlemenizi isteyeceğim ve bir iğne yapalım baş ağrısı içinde" İğne mi dedi o.

Yutkunarak anneme baktığımda başını salladı ama ben tam tersi iki yana salladım.

"Gerek yok geçer, siz serumu çıkartın yeter." Kadın serumu çıkartırken annem araya girerek,

"Var gerek, siz ne gerekiyorsa onu yapasınız doktor hanım." Hızla araya girerek,

"Anne gerek yok dedim." Kadın serumu çıkartmış bizi izliyordu. Ama annem yine bildiğini okuyarak başıyla işaret verdi.

Ayağa kalktığımda ilk önce başım dönsede umursamadan kapıya kadar ilerledim. Annem nereye diye sorsada umursamadım.

"Boran abii" Şu an tek kaçış yolum abimdi. On saniye sürmeden abim merdivenlerde belirdi, hızla yanıma geldi,

"Gülüm iyimisin?, neden ayaklandın sen?" Sorularını sıralarken ben hızla abimin arkasına geçerek ona sarıldım.

"Abi ya annem bana zorla iğne yaptıracak, al başımdan onları nolur." Dedim ıslarla. Ne olur kabul et abi..

"Neden gülüm, sorun ne?"

"Başım ağrıyormuş ondan, abi ben ilaç içerim ama nolur al onları." Annem ve doktor denilen kadın odamın kapısında bizi izliyorlardı.

"Oğlum, bırak hele sen onu." Diyen annemle başımı iki yana salladım.

"Hayır abi sakın." Abim kadına dönerek,

"Ne içindir iğne?" Diye sordu.

"Tansiyonu sabit kalmıyor, ve baş ağrısından." Diyerek açıklamıştı.

"Abi ben istemiyorum." Abim bana döndü ve yüzümü elleri arasına alarak,

"Gülüm, iyiliğin için nolur haydi" başımı iki yana salladım, istemiyorum işte.

"Ama abi b-"

"Berfu, gülüm bende yanında olacağım korkulacak bir şey yok. Lütfen hadi benim için." Pes etmeyeceklerini anladığımda ben pes etmiştim.

"Söz mü?" Dediğimde.

"Söz gülüm." Elimden tuttuğunda odaya girmiştik.

Yatağa uzanarak abimin elini tuttum ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Pamuğu sürmesi bile korkmama yetiyordu. Abimin elini daha da sıktığımda,

"Sakin ol gülüm, nefes al sadece." Başımı sallayarak derin bir nefes aldığım sırada iğneyi hissetmemle bağırdım.

"Abiii"

"Tamam gülüm bak bitti." Derin bir nefes alarak gözlerimi açtım.

"Abi gelsene bi." Abim eğildiğinde sesizce konuştum. "Çıkart onları odamdan sadece sen kal." Abim gülerek başını salladı.

"Bittiyse çıkın haydi." Kadın bir şeyler daha söylediğinde odadan çıktılar.

"Gittiler" derin bir nefes alarak gözlerimi açtım.

"Abi ya sen niye izin verdin, bilmiyorsun sanki." Gülerek,

"Biliyorum gülüm, ama sende biliyorsun ki senin iyiliğin için. En son tansiyonun böyle olduğunda her gün yaşamıştık aynı şeyi sende hatırla, daha uzun sürmesin diye, bir defada kurtuldun işte." Evet en son geçen sene bu hâlde gelmiştim.

Ne zaman bayılsam bu anları yaşıyorduk, tansiyonumdaki düzensizlikten dolayı kendime zor geliyordum.

"Çok acıdı mı?" Başımı sallayarak onu onayladım.

"Evet, ya ben neyden nefret etsem beni buluyor." Ben sinirle güldüğümde abimde gülmüştü. "Benimle uyurmusun abi?" Babam ve abimle uyumayı çok seviyordum.

"Uyurum gülüm,gel haydi." Diyerek yanıma uzanmış ve başımı göğsüne yaslamıştı.

İşte benim limanım. İhanete uğramayacağım yerlerden birisi, ilki her zaman babam olarak kalacak. Odanın kapısını açıldığında başımı kaldırarak kimin geldiğine baktım, gelen babamdı.

"Kızım, uyuyormuydunuz?"

"Hayır baba, gel buyur." Diyerek oturdum, abimde hemen kalktı ve oturdu. Babam yanıma gelerek bana sıkıca sarıldı ve,

"Anlat bakalım nasıl oldu?, Ne oldu?, Neden yaptı bunu?" Bende bilsem keşke o zaman belki hak verirdim.

"Bilmiyorum baba, ama ben terkedilmedim o bana ihanet etti ve ben onu affetmeyeceğim."

Bana yaptığını affetsemde, yaşadıklarımız onlar ne olacaktı. Binlerce anımız. Biz birlikte güldük, birlikte ağladık. O düştü ben yanında oldum elinden tuttum. Ben düştüm o yanım da oldu elimden tuttu. Ben affatsem, kalbimde ona karşı oluşan nefretim buna izin vermezdi.

"Sen ne yaparsan arkandayım kızım biliyorsun." Diyerek yüzümü elleri arasına almış ve ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşlarımı silerek yanaklarımı öpmüştü.

"Biliyorum babam iyi ki varsın," abime dönerek "İyi ki varsınız." Diyerek ikisinede sarıldım.

"Ay ben bu kadar duygusal değilim." Gülerek onlardan ayrıldım.

"Ha şöyle sen, Berfu Zoydansın kendine gel, kimse benim kızımı üzemez!." Başımı sallayarak babamı onayladım.

"O zaman ikinizide bırakmıyorum ve üçümüz uyuyoruz, eski günlerdeki gibi." Babam ve abim aynı anda,

"Eski günlerdeki gibi."

"Eski günlerdeki gibi." Demişlerdi

Gülerek başımı salladım. Çocukken herkes odasına geçtiğinde, Boran abim, babam ve ben birlikte uyurduk. İşte o an kendimi yenilmez gibi hissederdim.

Hazar ve Hazer abimler ikiz oldukları için birlikte uyumaya alışmışlardı. O ikisi evin komedi ikilisiydi. Mirza abim çok ayrı bi dünyada yaşıyordu. Genel olarak şehir dışında oluyordu yani Mardin'de. Ne buluyorsa artık orada. Gökhan abimse işlerine çok düşkün olduğundan pek iletişimimiz olmazdı. Afra ise kendi halindeydi o babam ve ikizlere daha düşkündü.

Babam ve abime sarılarak gözlerimi kapattım, yarın Mirza abimle konuşmam gerekiyordu ancak o bu olanları duyduğunda ortalık karışacaktı.

En güvenli olduğum kollar arasındaydım ve ikiside zayıf noktam olan saçlarımla oynuyordu. Saçlarımla oynanması uykumu getiriyordu ve onlar bunu biliyordu. Daha fazla dayanamayarak gözlerimi kapattım ve uykunun beni çekmesine izin verdim..

 

 

 

 

❄❄❄

Selamlar!!

Barfu ve Baran barışabilir mi??

Boran karakteri nasıl sizce?

Barfu'nun hayatı tersine dönecekmiş..😉

Umarım beğenirsiniz yıldıza basmadan diğer bölüme geçmeyelim.. 💙❄

Loading...
0%