@nur_fatma
|
Çok geç yazıp gönderdim üzgünüm.. İyi okumalar 🤍 Yaklaşık üç saatir aynı yerde duruyordum neden mi? Çünkü bizim Louis bey'imiz hala işte. Şuan şirketin bir odasında oturuyordum. Merak ediyorum bunlar hiç mi yorulmuyorlar ben sadece burada oturarak yoruldum. Bu süre boyunca da Simon Bey'in verdiği dosyayı iki kez okudum mesela ne yediği, neyi sevip sevmediği, nelere alerjisi olduğu, nelerden korktuğu, saat kaçta uyandığı veya uyuduğu. Bir insan uyuduğu saati bile belirler mı ya?. Hah işte bu adam belirlemiş, saat on'da uyuyor adam. Bu bilgileri okumak dışında yaptığım tek şey de telefonda gezmek, şuan yaptığım gibi. Ortaya büyük bir nefes bıraktım "sanırım çok sıkıldın" diye bir ses geldi. O tarafa döndüm, kapıda duran bir kadın vardı elinde iki bardak vardı. Yanıma geldi elindeki bardaktan birini bana uzattı "kahve?" Kahveyi elinden alıp teşekkür ettim. Yanıma oturdu elini uzattı bu sefer "Ben Sabrina Villiy" elini tutup "bende Maria Willians" dedim "Burada mı çalışıyorsun? seni ilk kez görüyoru" "Bugün işe başladım, Louis bey'in yakın korumasıyım" "Vay, demek kadın yakın koruma" "Neden şaşırdın?" "Simon bey ilk kez bir değişiklik yapmış. Hep erkekleri işe alırdı" Bu dediğine güldüm. O da gülerek tekrar konuştu "değişik bir adamdır" "Öyle görünüyor" kahvemden bir yudum alıp konuştum "ee sen ne iş yapıyorsun burada" "Ben ticari bilgileri topluyorum daha çok, yani dosyalarla ilgileniyorum" "Yani... Anlamdım desem?" Güldü "önemli değil, bende bazı şeyleri anlamıyorum buraya geleli yeni bir yıl oldu" "Kaç yaşındasın?" "25. sen?" "24" "Senden büyüğüm" "Küçük görünüyorsun" Gözlerini kısıp "alınmalımıyım buna" Gülüp "yani daha gençsin demek istedim" Oda güldü "biliyorum, biliyorum" Biraz daha konuştuktan sonra işi olduğu için gitti. Bende odadan çıkıp şirketi gezmeye kara verdim. Büyük bir şirketti. Gezerken Louis bey'in yanında bir kaç adamla beraber bir yere yürüyüp konuştuklarını gördüm elinde de bir dosya vardı. Muhtemelen o dosya ile ilgili konuşuyorlardı. Birlikte bir odaya girdiler toplantıya girmişlerdir diye düşündüm. Ve ayrılıp şirketin bahçesine çıktım. Bahçede olan bir banka oturdum hava bugün güneşliydi. Telefonum çlınca cebimden çıkarıp kimi aradığına baktım Edward aramıştı. Yanıtlayıp telefonu kulağıma götürsüm "Ee Maria nasıl gidiyor işin" "Sanırım hiç bu kadar sıkılmamıştım" Telefondan gülme sesi geldi "Gülme, zaten bunalıyorum" "Tamam tamam gülmüyorum "derken hala gülüyordu "Sen ne yapıyorsun" "her zamanki şeyler işte birazdan toplantıya girecem, girmeden önce seni arayayım dedim" "İyi yapmışsın" "Ee Koruması olduğun adam ne yapıyor" "Sanırım o da toplantıya girdi" "Eh her zamanki yoğun işler" telefondan farklı bir ses geldi sonra Edward tekrar konuştu "benim gitmem gerek görüşürüz" diyip kapattı. Eh bende şirkete gireyi bari. Şirkete girip bir asansöre bindim, beşinci katın düğmesine bastım. Tam kapanıcakken araya giren elle kapı tekrar açıldı. Elin sahibine baktım Louis bey'di. O da içeri girdi. Arkasında üç kişi daha vardı, onlar binmedi Louis beye kafasını eğip selam verdiler. Kapı kapandı asansörde ikimiz kalmıştık. İkimizde konuşmuyorduk. Bir süre sonra kapı açıldi ben indim o kaldı kapı kapanmadan "birazdan çıkıyoruz aşağı in ve beni bekle" ve kapı kapandı. Sen ciddi misin be adam? Az önce aşağıdan geldim, ya sabır! yan taraftaki asansöre bindim ve tekrar aşağıya indim arabanın yanına gidip bekedim bir kaç dakika sonra Louis bey geldi arka kapıyı açtım diğer üç koruma da diğer arabaya bineceklerken Louis bey "siz gelmiyorsunuz burada kalın veya geri dönün" diyip arabaya bindi bende kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçtim ve arabayı çalıştırıp yola koyulduk. "Nereye gidiyoruz efendim?" "Sen git ben sana söylerim" kafamı sallayıp onayladım... Yarım saat boyunca Louis bey'in tarifi ettiği yollardan geçiyorduk Louis bey "buradn sağa dön" diyice döndüm biraz düz ilerleyince "burada dur" dedi. Arabayı durdurdum. İnip kapıyı açtım o inip yürümeye başladı. Ağaçların çok olduğu yeşillik bir yere gelmiştik. Çok güzel bir yerdi o önde yürüyor bende arkadan yürüyordum. Ağaçların içine dalmıştık. Sonlara doğru ağaçlar azalmaya başlamıştı, ağaçlar bitince sadece yeşil çimenlerin olduğu bir yere gelmiştik tepelik bir yerdi ayrıca burası gerçekten mükemmeldi. Louis bey ellerini cebine koyup ileriye doğru baktı bende biraz arkasında bekliyorum rüzgar hafiften esiyordu. Louis bey ellerini cebinden çıkarıp yere oturdu. Bu yaptığına şaşırmadan edemedim "n'oldu, neden şaşırdın" bu adamın kafasının arkasında da mı gözleri vardı ne "yok şaşırmadım" bir şey demedi. Sadece oturup ileriye bakmaya devam etti... Bölüm sonu...💜 |
0% |