@nur_karaba77
|
3.BÖLÜM [GERÇEKLER LE YÜZLEŞ!] Uyandığımda gözlerimin gördüğü ilk şey taştan duvarlar oldu. Soğuk sert zemin vücudumu acı verici bir şekilde yalıyordu. Korku bütün kemiklerimi sızlatıyordu nerdeydim ben? Burası neresiydi ? Buraya nasıl gelmiştim? Bileklerimi acıtan şeyin ne olduğunu merak ettiğimde bileklerimi acıtan şeyin kalın bir halat olduğunu gördüm. Evet hatırlamıştım . Kaçırılmıştım. "Size dedim bana malzeme lazım kız değil . Onu neden getirdinizki ! Artık ondanda kurtulmam gerekecek filizden canını alarak kurtuldum . Bundan nasıl kurtulucam ! Sizin için karımı öldürdüm hala bağlılığımımı sorguluyorsunuz? Zaten ihbar edilmekten öldürerek kurtuldum daha ne yapayım olmuyor işte. Ben bu adamı gerekli malzeme olmadan iyileştiremem . - karından nasıl kurtulduysan bundanda kurtul o zaman . Beni yaptığın fedakarlık ilgilendirmiyor bana bu adamı yaşat!bu adamın bildikleri bana lazım . Ben kızını getirirsek bireyler yapamaya çalışırsın zannediyordum ama sen öldürmek için benden istekli çıktın . Aramıza alıp calısabilirdik aslında. 3 sene sonra ihityaçlarımızda karşılardı . -hayır gerek yok ölmesi daha iyi burda kalırsa benim için sıkıntı oluşturur .Ben askeri hallettikten sonra kızdan kurtulurum . Kanımın donmuştu. Bu sesi tanıyordum . Bu sesi ezbere biliyordum. Bana bağırıp çağıran ,küfür eden , annemin öldüğünü bana durmadan hatırlatan sesti bu . Annemin katilinin sesiydi !... Hayır baba benden kurtulamazsın. Ben artık senin kızın değildim . Öldürdüğün kadının kızıydım. O annemin katiliydi . Burdaki pezevenk orospu çoçuklarinın iti olmak için annemi öldürmüştü . Beni sevmedigini zaten biliyordum ama bu kadar öfkenin ve kinini ne ara bana bu kadar çok beslendiğini anlamıyordum . Artık kendi öfkesi fırtınanın yanındaki bir karışlık rüzgardı . Ve o rüzgarda parçlanacaktı!Bazı kızlar babasının prensesi değil annelerinin savaşçıları olmak zorundaydı. Ben annemin savaşçısıydım ve ant olsun seni burdan öldürmeden çıkmayacaktım. Yerimden zorda olsa doğruldum . Ve kalçamın üstünde arkamı dönerek onlarla göz göze gelmeye çalıştım. Kehribar gözler beni bulduğu an içindeki öfkeyi dahada dışarı taşırmıştı . O gözler bir daha açılmayacaktı! Beni görmezden gelip yanımdaki daha yeni farkettiğim askerin yanına gitti . Benimle göz teması kurmamaya özen gösteriyordu . Gözlerime bakmalıydı . İçlerindeki öfkeyi kini ,nefreti ve gittikçe harlanan ,büyüyen ve dahada yakacak olan intikam ateşini görmeliydi. Bu ateşi o yakmıştı . İçindede o yanacaktı. Yanımdaki asker Babamın iki katıydı . Bir kapıyla aynı boyda olduğunu oturduğu halde şeçebiliyordum . Dağ gibi bir heybeti ve cüssesi vardı . O oan Babamın üzerine devrilse babam altında kalır ,nefes alamazdı. Keşke ! Askerin burnuna bir şey yaklaştırıp kırdığı anda asker ayıldı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı . Simsiyah gözleri dahada büyümüş nefes alış verişi hızlanmıştı . Babamın Hayır!babam değil . Ömer . Annemin katili,vatan haini aşağılık şerefsiz itin tekiydi . Asker gözlerini açtığı anda etrafına kısa bir süre göz geçirmişti. Gözleri beni bulduğunda dahada koyulaşmıştı. Öfkeyle parlıyordu. Bana mı kızmıştı? Hayır çocuk aklımla bir an bana kızdığını sanmıştım. Sonrasında niye kızdığını anlamıştım. Çünkü gözlerinde öfkenin yerini hüzün ,acıma ardından koruma isteği almıştı. Babama döndüğündeyse tekrardan en öfkeli haline dönmüştü. "Ulan orospu çoçukları küçük el kadar kızdan ne istediniz onun. Burda ne işi var . Hele bir şu kıza pis ellerinizi sürün yemin ederim sizi diri diri yakarım lan."karşıdaki terörist buna gülmüştü. - senin derdin bu olmasın Türk askeri sen kendine bak hem yanındaki kız birazdan babası tarafından infaz edilecek onun için bir şey yapamazsın . Bunlar hayatının son dakikaları . Bize gizli üssün yerini söyle ve ölmene izin verelim he ben ölmek istemiyorum yaşamak istiyorum dersen sana kampımda seve seve yer veririm çeviksin, hızlısın ,güçlüsün . İşime fazlasıyla yararsın. Değilmi doktor? . Şu kızına da sahip çık. Çok kötü bakıyor gözleride bir değişik korkuyorum cindir mindir diye . Kork !hemde deli gibi kork ! "Sizin bu çöplükte sizin itiniz olucağıma vatanımın uğrunda gururumla şehit olurum ." -hani nerde o uğruna ölümü göze aldığın vatanın ?Sözde en üst, en önemli askerlerinden birini kaçırdık devletinden bir kişi bile göndermedi. Yazık. Siz bu türkler hiç boyun eğmediğinizden söz dinlemediğinizden kaybediyorsunuz. Gereksiz yere inat edip, onur yapıyorsunuz . Yapacak bir şey yok silahimdaki bir kurşun daha Türk askerinin kafasını delicek .lafı ağzından çıktığı anda büyük bir patlama duyuldu. Kulakları kısa süreliğine sağır edebilecek güçte bir patalamaydı bu .karşımdaki iki adam birden bire yere eğildi. Yanımdaki askerde tık yoktu . Az önce konuşan, labalilik taslayan teroristteki özgüvenden eser yoktu. Yanımdaki asker gülümseyerek söze girdi "Türkiye türkünü yarı yokda bırakmaz askerini kıyıda köşedeki sırtlanlar yem etmez . Bir kurdun korkak bir it yüzünden kaybettiği nerde görülmüş. Şimdi kork ve titre çünkü korkulu rüyan geldi . TÜRK ASKERİ! " askerin bu sözlerine karşı adam ağzında küfürler savurarak dışarı çıktı . Ömer itide arkasından kapıya yönelirken birdenbire durdu. Tabi ya beni unutmuştu infaz etmesi gereken biri vardı . Ama bir şeyi o hengame karşısında farketmemişlerdi. Yanımdaki askerin yanında ufak bir falçata ucu vardı ve ipleri tek bir hamlede o ufak şeyle kesmişti. Hiçkimse görmemişti ama ben görmüştüm. Kestikten hemen sonra falcatayı benim tarafa atmıştı. Bende gerekeni yapıp iplerimi çözmüştüm. Doğru anda onu yarayabilir veya öldürebilirim. Bana doğru yavaş adımlarla yaklaştı . Tam 3 adım kala durdu. Ve gerçek yüzünü gösterdi. " annene çok benziyorsun. Ve annenin kızısın . Bu yüzden senden nefret ediyorum küçük kız. Benim genimi taşıyorsun ama hayır benim kızım değilsin . Annenin canını nasıl alıp kurtulduysam senide aynı şekilde öldürücem . Hiçkimse gerçekleri bilmeyecek ardından üzüleninde olmaz. O yaşlı bunak zaten şimdiye ölmüştür ehh o ayyaşında pek umrunda olmaz . Aslinda seni daha önceden öldürmenin bir yolunu bulmalıydım. Sürekli annneni sayıklıyor sinirimi bozuyordun. Birde boşu boşuna masraftın . Ne diyelim kısmet bugüneymiş." Dedi ve bana bir adım daha atıp sağ cebinden bıçağını çıkardı. İkinci adımı atamadan yanımdaki asker bir çita kadar hızlı, bir kaplan kadar güçlü ,bir panter kadar kıvrak hareketlerle üzerine atladı. Takip etmem zor olmuştu. Aynı anda hem bu kadar hızlı ve dikkatli,bu kadar güçlü ve kontrollü, hızlı düşünen ve hızlı uygulayan birisin ilk defa görüyordum. Ne yani bütün askerler böylemiydi? Öte yandan benim için hayatını tehlikeye atmıştı. Neden bunu yapmıştıki?ben önemsiz biriydim bir vatan hainin kızıydım . Bir hiçtim. Babasının bile kurtulmak istediği değersiz bir kızdım . Asker ömerin suratına güçlü bir yumruk geçirdi o kadar güçlüydiki bir yumrukta sendeleyip yere yığılmıştı. Heybetinin hakkını veriyordu. "Gel kuçük kız ben seni koruyucam merak etme , korkma bana gel ve burdan gidelim ."Sesi insana huzur ve güven veriyordu. O söyledikten sonra ve öyle söyledikten sonra her şeyi yapabilirdim .hızlı bir şekilde ayağa kalktım. Ve onun yanına koştum. Muhtemel kurtuluşuma ,özgürlüğüme. Onun önüne geldiğimdeyse beni hemen kucağına almıştı. Yaralıydı işkence görmüştü bu her halinden belliydi . Yırtık kıyafetlerinin akan kan üzerine yapışmış ve kurumuştu. Belinde tişörtünün yırtılan kısmından görebildiğim kadarıyla kırbaç izleri vardı. Yaralı olmasına rağmen normaldende hızlı hareket ediyordu. Kapıdan çıktığımız an yüzümü boynuna gömmüştüm. Bir kaç saniye sonra gözlerimi anlık ne olduğu belli olmayan bir korkuyla açmıştım. Korkmaktada haklıydım. Peşimizdeydi ve çok yakındı. Öldürmek istiyordu . Kendi kızını ve kaçan adamı öldürmek istiyordu . En öfkeli korkunç ve yüzünü hayır gerçek yüzünü gösteriyordu . Asker birden bire durdu . Önümüzde bir terörist vardı . Ellerinde hiçbirşey yoktu .cılız ve sıskaydı . Yanlış karar vermişti . Yanımdaki asker onun rahat 3 katıydı . Sorun bu değildi arkamızdan gelen ve bize yaklaşandı, onun elinde bıçak vardı. Ve bir kaç adımı kalmıştı. Asker onu hemen halledebilirdi ."arkamızda " tek kelimem yeterli olmuştu . Asker hemen arkasına doğru kafasını çevirmişti . Refleksleri çok hızlıydı. Ben kucağındayken ikisiyle birlikte dövüşemezdi hem gelenlerde vardı. Etrafa bakmaya pek odaklanamamıştım ama etrafta onun gibi olan en az 35 asker vardı. Hepsi onun kadar heybetli ve görkemliydi. Birde onların sayı olarak 3 katları olan teröristler. Hepsiyle birden başa çıkabilirlermiydi? Görünüşe göre baya çıkıyorlardı. Etrafta yerlerdeki bedenlerin kanlarından oluşan göller ve o göllerin sahibi olan teröristlerden bir küçük tarla yapılmıştı resmen . Bu tarlada sizi temin ederim bir türk askeri veya bir türk askerinin bir damla kanı dahi yoktu... Askerler teröristlerin karşısında korkusuzca dikiliyor teröristlerde yapması gerekn şekilde korkuyla titriyorlardı. Bazıları kaçıyor ,saklanıyor veya dövüşmeye çalışırken kendi topuğuna sıkıyordu. Asker beni kuçağından ışık hızıyla indirdi. Bu kadar kısa sürede bile terörist sayısı 1'den 3' e çıkmıştı. Asker öme doğru hızlı 2 adım attı ve ilk gelen teröriste daha silahını laldıramadan yumruğ çaktı. Arkasını dönüp elinde bıçakla gelen Babamın elinden tutup kendine çekti . Boğazından sıkıca tutup yandaki duvara doğru resmen fırlattı. Bu kadar güçlü ve çevik olmadı oldukça saşırtıcıydı. Asker fırlattığı bedenden bir saniyeliğine ebakışlarını bana çevirirken arkasından bir terörist boynuna atlayıp kollarını adamın boğazına sarmıştı. Asker hemen kendini toparlayıp boynuna sarılan teröristin bileklerini tuttu. Bir çırpıda bileklerine tutup kollarını açtı ve yanına doğru savurdu. Terörist bunu beklemiyor olacaktı ki kendini daha düzeltmeden bedenin alt kısmını yere bıraktı. Oturur vaziyetteyim asker onun kafasına ellerini ii taraftan sararak boynunu hızlı ve sert bir şekilde 180 derece çevirerek kırdı. Evet kırdı. Kemiğin aci dolu be sert kırılma sesi oldukca tok ve biraz yüksek çıkmıştı. Bu kadar sey sadece birkaç aaniyede olmustu. Bunlar olirken etrafımızda da benzer sekilde askerler teöristleri teker teker hallediyordu. Yandan bir teörist daha geliyordu. Askerin 3 kişiyi saniyeler içinde nasıl mahvettiğini gördüğü icin biraz tırsmıştı . Haliyle bende tırsmıştım . Beni şefkatle saran kollarıyla başkalarına ölüm yadırıyordu. Gelen terörist elindeki bıçağa güveniyor gibi yürüyordu ama elleri kokuyla titriyor bıçağı sıkıca tutmasına rağmen her an ellerinden kayıp gidecekmiş gibi duruyordu . Asker ona odaklanmışken babam yavaşça doğrulayan çalışıyordu. Bir eliyle boğazını ovuştururken diger eliyle yerden destek alarak kalkmaya çalışıyordu. Gözleriylesavrulurken ellerinden kaçırdığı bıçağı canı pahasına arıyordu . Bıçak benim bir kaç adım çaprazda duruyordu. Aynı şekil onunda . O farketmeden bıçağa doğru hızlıca koştum. Yere eğilerek bıçağı aldım ve ellerimin arasında sıkıca tuttum. Arkamı döndüğümde askerin hala teröristle uğraştığını farkettim. Hayret. Adam 10 saniyede 3 kişiyi mahvetmişti. Bu adamda nasıl bu kadar oyalanmıştiki? Derken asker birden bire teröriste bir tane yumruğu çakıp "amınakoyduğumun çoçuğu" diye küfürüde basmıştı. Birdenbire sağ yanağımda bir acı hissettim ve yere düştüm. Daha gözümü açamadan belime ve karnıma tekemeler yemeye başlamıştım . "Orospu çocuğu orospu çocuğu hepsi senin yüzünden " yine oydu . Lanetli Olan o ses . Annemin katili, vatanımın haini ,benim çocukluğumu öldüren o ses . Bana ezbere bildiğim kelimeleri söylerken tekmeleri hiç acımadan, sanki karşısındaki kendi kızı değilmişte, düşmanıymış gibi vuruyordu. Kollarımı başıma siper edip darbe almamaya çalışıyordum. Nenem bilmezdi belki ama ben bu davaların her türlüsünü çok yemiştim. Geceleyin karanlık odalarda hem aç bırakılırken ölesiye dövülmüştüm. O yüzden bazen nenem beni görmek istediğinde birkaç hafta geç gönderiliyordum. Vücudumdaki izlerin geçilmesi bekleniyordu. Ruhumdaki izleri hiç kimse görmüyordu ama asıl onlar acıtıyordu. Aslada kaybolmuyorlardı . Tekmeler aniden durdu ve askerin gür sesi yükseldi. " Birdaha ona dokunamayacaksın doktor seni öldürücem ulan seni kendi ellerimle öldürücem " Başımı kollarımın arasından zorla kaldırıp askere doğru bakışlarımı diktim . Asker babamı boğazından tutup ayaklarını yerden kesecek şekilde yukarı kaldırmıştı. Yüzüne doğru remeen kükreyerek söylemişti bunları. Sert çehresi en sinirli halini almıştı. Kaşları çatılmış,gözleriyle öfkeden alevler saçıyordu. Babam olacak şerefsiz kolunu hiç beklenmedik şekilde hızlıca yukarı kaldırmıştı. Hayır . Elinde bir bıçak vardı ve onu askere savurmuştu. Bıçağı boydan boya askerin göğsünü yapacak şekilde çekmişti. Asker acı içinde inleyerek dizlerinin üzerine çöktü. Beraberinde Babamın boğazını tutan elleride babamı bırakmıştı. Ayakları yeri bulduğu anda hafiften sendelemesine rağmen dik durup askerin bacağına bıçağı tekrardan indirdi. Gözlerimi saniyelik kapatmama rağmen ete saplanan bıçağın sesini duymuştum. Gözlerimi sesle hemen aralayıp askere ve babama baktım. Normalde bit bıçak darbesiyle yere savrulacağını düşünmüyordum ama günlerdir burda kaldığını biliyordum. Aç ve susuz kaldığı zaten dudaklarının çatlaklığından yüzünün solan renginden belliydi. Göz torbalarındanda uyumadığı anlaşılıyor,gözlerinin kırmızılığıda bunu destekliyordu. Bedenindeki kesilen kumaştan gözüken yaraların zaten haddi hesabı yoktu . Hayır ! Annemi kurtaramamıştım. Bu sefer Babamın bir can dahi almasına izin vermeyecektim. Bir masumun canı daha bu adam tarafından alınmayacaktı. Vatan haini olan bu adam yüzünden bir askerimin kanı yine toprağa düşmeyecekti! Ağrıyan belim ve bacaklarıma rağmen ayağa kalktım. Elimden düşürdüğüm bıçağı gözlerinle hızlıca aradım . Oradaydı hemn arkamda . Eğilip hızlıca aldım. Arkamı döndüğümde hiç düşünmeden Babama doğru koştum. Koşarken bıçağı elimde sıkıca tutup kaldırdım. Arkasına geldiğimde bir an bile düşünmeden bıçağı kafasının hemen altına sapladım. Boynuna giren bıçağın sesini duydum. Eti yarışın hissettim. Akan oluk oluk kanı gözlerimi kırpmadan izledim. Yapmıştım. Kesilen beyaz ten ve altından gelen koyu kırmızı kan . Bıçak sesi, elime akan sıcak kan ve yüzüme fışkıran kan damlaları. Bunlar asla üzerimden çıkmayacaktı. "Orospuçocuğu " Bana son sözü bu olmuştu. Beni işte bu kadar sevmemişti ... Kucağında olduğum asker bir an için kucağındaki küçük kızın hareketini algılayıp arkasını dönmüştü. Gördüğü manzara vatan haini bir doktorun yırtılan boğazından üzerindeki gömleğe oluk oluk akan kan ,ağzından çıkan anlamsız sesler ve bıçağını saplayan küçük kıza söylediği kısık küfürlerdi. Kızını öldürmeye çalışan doktor kendi kızı tarafından öldürülmüştü. İntikamımı almıştım . Annemin katilinin katili olmuştum. Beni kurtaran askere borcumu şimdilik ödemiştim. Neden hiçbirşey hissetmiyorum? Neden ağlayamıyorum ? Babamı öldürdüğüm için. Annemin katilinin o olduğunu öğrendiğim için . Neden ? Biliyordum. O bir vatan hainiydi. O karısının katiliydi. O kızınında katiliydi . Fiziken yaşıyordum ama. Ruhumu onlarca kez öldürmüştü. Bugünse ruhum toprağa, ait olduğu yere gömülmüş,üzerine birdaha canlanamasın diye toprak ve taşlar konulmuştu. Beynimin içinde fırtınalar koparken dışarıda yaprak dahi kıpırdamıyordu. Duygularımın okyanusunda dalgalar beni boğarken , görünürde su durgundu ... Dünyam dönmeyi bırakmış ,güneş doğmamaya karar vermiş ,bulutlar yağmuru getirmemek için direniyorda sanki beni kıyametin ortasında bırakıp, tepkimi izliyorlardı. Bu kıyametten kacacakmıyım?, durup kabullenecekmiydim. Yoksa kıyametin içindeki ateşten dahada fazla yakıp yıkacak kendi canımımı alacaktım. Hiçlik beni birkaç saniyenin sanki asırlar geçmesini sağlayacak kadar sarmalamıştı. Sinsi bir yılan misali beni boğmak için boynuma doluyordu kendini . O beni sıktıkça zihnimin derinliklerindeki hiçlik beni daha derine çekiyor, nefes almamı engelliyordu. Kimden geldiğini anlayamadım kadın sesi beynimin içinde beni çıldırtmak ister gibi feryatlar edip bağırıyor zihnimin duvarlarına yumruklarını ve tekmelerini geçiriyordu . Hem hiçliğin bana getirmiş olduğu sessizlik ve beraberinde gelen düşüncelerin beynimin içinde yankılanması beni delirtme noktasına getirmişti. Küçük bedenim ve aklım için son birkaç ay ve bugün olanlar bana fazlasıyla fazlaydı. İnsan yüzme biliyor diye okyanusta yalnız başına bırakılmazdı...
|
0% |