@nur_qwq
|
Selamlar! İyi okumalar♡ ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ Her zaman bir ailem olmasını istemiştim.Fakat aile isterken,sayı belirtilmesi gerektiğini sonradan anlamıştım. Arslan ailesinin geniş salonunda fazlasıyla kalabalıktı.Tüm abiler buradaydı.Aynı şekilde evin geri kalan üyeride. Oğuz abi dün gece görevden gelmişti.Şuansa yanımda oturuyordu.Ufuk ve Kerem abide koltukta diğer yanımda oturuyorlardı. Kadir Bey ve Babanne tekli koltukta oturuyordu.Meltem hanım başka koltukta,deniz ve Berkay abi ise onun yanlarında oturuyordu. Selin de Meltem hanımın kucağında oturuyordu.Kahve yoktu.Mamasını yedikten sonra kaybolmuştu.Sanırım bahçedeydi.Kalabalıktan hoşlanmadığı kesindi. Kerem abi lunaparkın konumuna bakarken,bende üzerimdeki babanne bakışlarını yok saymaya çalışıyordum. Kadının adını hâlâ bilmiyordum.Babanne diyip duruyordum.Cidden neydi bu kadının adı? Kucağımda birleştirdiğim ellerimle oynarken gergin hissediyordum.Tırnaklarım etlerime batıp,canımı acıtıyordu. Parmaklarımın üzerinde başka bir el hissettiğimde bakışlarım yan tarafa çevrilmişti.Oğuz abi ellerimi ellerinin içine almış,tırnaklarımın avucuma batmasını engelliyordu. Yüzünde küçük bir tebessüm belirdiğinde,ellerimi daha çok avucunun içine aldı.Kendimi biraz olsun rahatlatmaya çalıştım. Arslan ailesiyle tanıştığımdan beri hayatımdan gerginlik hiç eksik olmamıştı.Her ne kadar onları sevsemde bana yaşattıkları duygular,korku ve gerginlikten öte gidemiyordu.Tabi bu bazıları için geçerli değildi. Mesela Kerem abimi seviyordum.Beni selinden ayırmıyordu.Seline ne alırsa bana da alıyordu.Beni Lunaparka götürmeyi bile o teklif etmişti.Onu seviyordum,o iyi biriydi. Ufuk abimide seviyordum.Evee geldiğim günden beri bana kötü davranmamıştı.Çok fazla konuşamıyorduk ama benimle lunaparka gelmeyi kabul etmişti.Bu da bana değer verdiğini gösteriyordu.Onuda seviyordum.Hem dişleride çok güzeldi.Birazcık kıskanıyorum. Ve tabi ki Oğuz abim,kendisinide seviyordum.İyi biriydi daha hiç kalbimi kırmamıştı.Eve geldiğim gün kapıyı bana o açmıştı.Sarışındı ve yakışıklıydı. Ve son olarak Berkay ve Deniz abim.Onlar hakkında pek bir düşüncem yoktu.İkiside kalbimi kırmıştı.Berkay abi sonradan pişman olup özür dilemişti,fakat deniz abi de hâlâ bir gelişme yoktu. Berkay abinin hastalığımı gerçekleriyle bilen tek kişi olması gerçeği de,onunla iyi geçinmek zorunda olduğumun kanıtıydı.Her ne kadar kalbimi kırsa bile,ondan nefret etmiyordum. Ve son olarak Göktan Alptuğ.Doktorum sandığım fakat abim çıkan şahıs.Ona sinirliydim.Hem de çok fazla.Abim olduğunu bildiği halde benden saklaması beni sinirlendiriyordu. Aynı şekilde Kadir Bey ve Meltem Hanımada sinirliydim.Sırf çocukları onların istediği mesleği değil de kendi istediği mesleği seçtiği için,ondan vazgeçmişlerdi.Bu ne kadar saçmaydı. Açıkçası hastanede karıştırılmasaydım ve bu ailede büyüseydim,her şey daha farklı olur muydu? "Miray güzelim,istersen çıkalım artık." Kerem abimin omzuma dokunmasıyla irkilmiştim.Bir kaç saniye nerede olduğumu çözemezken,salonda olduğumu yükselen seslerden anlamıştım. Ben aile analizi yaparken,Babanne ve Kadir Bey anladığım kadarıyla baya sinirlenmişti.Bir konuda kavga ediyorlardı. Sanırım Kerem abide beni bu ortamdan uzaklaştırmak için çıkmak istemişti,ama ben kavgayı izlemek istiyordum.Çünkü nedeninin bariz bir şekilde ben olduğum belliydi. "Biraz bekleyelim abi." Kerem abim,kafasını sallayıp önüne döndüğünde sol elimi de, o tutmuştu. Bakışlarım ilk sol elin sahibine,daha sonra sağ elin sahibine kaydığında kendimi şanslı hissediyordum.Elimi tutan iki insanıda çok seviyordum. "Hayır anne kızımız seninle Rize'ye falan gelmeyecek!" Kadir Beyin sert çıkan sesiyle dikkatim ona yönelmişti. Sanırım babanne beni rizeye götürüp,oradaki akrabalarıyla tanıştırmak istiyordu.Kadir beyse,bunu reddediyordu. Açıkçası gitmek isterdim.Bu evden bir süre uzaklaşıp dağda taşta yaşama fikri cazipti.Hem bir kaç abimde yanımda olursa gayet güzel yaşardım.İşime gelirdi. "Gayette gelecek efendim! Senin o yüksek tellerden çıkan sesini kesmesini bilirim ben.Torunum benimle memleketine gelecek,o kadar dedim.Hem siz bakamamışsınız bu kıza! Baksana kemik torbası gibi kalmış.Miray kızım isterse abileride gelir.Ama siz gelmiyorsunuz Kadir! Lafımın üstüne laf söyleme." Babannenin yüksek ve sert çıkan sesiyle kurduğu cümleler,Kadir Beyin suratını baya düşürmüştü.Kadir Bey,somurtkan bir tavırla koltukta arkasına yaslandığında bu seferde Meltem hanım konuşmaya başlamıştı. "Sultan anneciğim,Miray daha teyzesi ve dayısıyla tanışmadı bile." Meltem hanım sitemli bir sesle konuşurken,adını yeni öğrendiğim babanne göz devirmişti. Bu durum komiğime giderken,Sultan babannenin gelininden pek hoşlanmadığını anlayabiliyordum. "Çokta lazım değil sanki onlar gelin hanım? Ha?." Bu sefer de Meltem hanım bozulup,arkasına yaslanmıştı.Her ne kadar gelin-kaynana atışması zevkli olsada,kimse bana fikrimi sormamıştı. "Anne lütfen biraz sakin olur musun? Kızımı korkutuyorsun." Kadir Bey annesini uyarır bir tonla konuştuğunda,Babannenin ateş saçan gözleri onun üzerine çevrilmişti. "Sizin tek bir kızınız var o da karşınızda oturuyor! Elin çocuğuna analık babalık yapacağınız kadar kendi öz kızınıza yapın.Bu kız eve geldiği günden beri bir kere sordunuz mu, nasılsın? Bir derdin var mı diye!." Kadir Beyin çenesi sinirlendiğini belli edercesine kasılırken,Meltem hanımda eliyle selinin kulaklarını kapatıyordu. "Yok! Sormamışsınız suratınızadan belli.Ben ne dediysem o.Yarın çağıracaksan çağır sende o gereksiz akrabalarını.Pazartesi sabahı torunun benle Rize'ye uçacak o kadar.Şimdi naparsanız yapın!." Sultan babanne son lafını söyleyip odadan çıktığında,kimsenin pek mutlu olduğunu söylenemezdi. Kerem ve ufuk abimin ayaklandığını hissettiğimde kafamı onlara çevirmiştim.Kerem abim ufak bir baş hareketi yapıp,kapıyı işaret etmişti.Üçümüz beraber ayaklanıp kapıya doğru gitmeye başlamıştık. Ufuk abim geride kalıp,Kadir beye bir şeyler söyledikten sonra hızlı bir şekilde bize yetişmişti. Biz kapının önünde ayakkabılarımızı giyerken,Oğuz abim de yetişmişti. "Hayrola gençler nereye böyle bensiz?.: Meraklı çıkan sesi komiğime giderken,ayakkabımın bağcığını bağlamaya çalışıyordum.Asla öğrenememiştim. "Lunaparka gideceğiz abi.Sende gelecek misin?." Ufuk abim,Oğuz abimin sorusunu yanıtlamıştı.Daha sonra Oğuz abim hız kaybetmeden ayakkabısını giyerken,konuşmuştu. "Gelmez olur muyum lan! Bayılırım ben Lunaparka." Onun bu cevabına herkes gülerken,kendimi mutlu hissediyordum.Sanki ailemi bulmuşum gibi. Kerem abim dış kapıyı açıp,çıkarken arkamdakilerin de hareketlendiğini hissediyordum.Ne ara başlamışlardı ya bu bağcıkları! Sayısız deneme sonucu,oflayarak kafamı ayakkabıdan kaldırdığında üç kafanında bana gülerek baktığını çok sonradan farketmiştim. Çocuk gibi bağlayamadım için utanmıştım.Kafamı ayaklarıma gömmek istiyordum.Ben pes edip ayaklandığımda,Oğuz abim beni kolumdan tutmuş geri yere oturmamı sağlamıştı. Geri yere oturduğumda ise bir ayakkabımın bağcığını o bağlamaya başlamış,diğerini ise Ufuk abim bağlamaya başlamıştı. İkiside gülerek bağcıklarımı bağlarken,ben Utançla kafamı başka yöne çevirmiştim.Kerem abimle göz göze geldiğimizde,o da iki elini göğsünde bağlamış bizi izliyordu. Bağcıklarımı bağlama işleri bittiğinde ise,ikiside ellerini uzatmıştı.İki elimle de ikisininde ellerini tutarak ayağa kalkmıştım. Onlara bakmadan hızlı hızlı Kerem abime yürüdüğümde, arkamda gülme seslerini duyabiliyordum.Utançla Kerem abime sokulmuştum. O da beni kolunun altına almış, saçlarımı öpmüştü. "Gülmeyin lan!." Kerem abimin yalandan kızgın çıkan sesiyle,gülme sesleri bıçak gibi kesilmişti.Ben kıkırdarken,kafamı kaldırıp ona baktığımda onunda güldüğünü farketmiştim. Arabaya geldiğimizde ise sürücü koltuğuna Kerem abi oturmuştu.Bense bir an nereye oturacağımı bilememiştim. Durakladığımı farkeden Kerem abime,yan koltuğuna pıt pıt eliyle vurmuştu. "Sağ koltuk prensesime rezerve.Buyrun efendim." Onun bu tavırları beni güldürürken,mutlulukla ön koltuğa binmiştim.Oğuz ve ufuk abimde arka koltuğa yerleştiğinde araba çalışmıştı. Dakikalar sonra anayola çıktığımızda,heyecanlıydım.Hayatımda ilk defa lunaparka gidiyordum. Kafamı karıştıran bir konuda vardı.Babannenin Rize konusu.Rizeye gitmek isterdim.Ancak hiç tanımadığım insanlarla karşılaşacak olmak beni geriyordu. Sultan babanne belki de bugün söyledikleri konusunda haklıydı.Meltem hanım ve Kadir Bey eve geldiğim günden beri,bana hiç ilgili davranmamışlardı. Onları yargılayamazdım.Düzenli bir hayatları vardı.Zaten biricik kızları da vardı.Bana ihtiyaçları yoktu. Ama benim onlara ihtiyacım vardı.Bir aileye ihtiyacım vardı.Dertlerimi anlatmak istediğim bir anne,sırtımı yaslayacak bir babaya ihtiyacım vardı. Sultan babanne belki de bu yüzden haklıydı.Belki onlardan biraz uzak kalmayı seçersem,biraz olsun kötü hissederler beni severlerdi. "Kerem abi." "Söyle abim." Derim bir nefes aldığımda,kuracağım cümleyi zihnimde biraz toparlamaya çalışıyordum. Ufuk ve Oğuz abimin de dikkatlerini bana verdiklerini hissedebiliyordum. "Babanne beni gerçekten Rize'ye götürecek mi?" Sorum karşısında dudakları bükülürken,bu durumdan rahatsız olduğu açıktı. "Büyük ihtimalle evet.Orada halalarımız var,seni onlarla tanıştırmak istiyor.Birde anne ve babama ders vermek istiyor sanırım." Memnuyetsiz çıkan sesiyle sinyal verip,başka bir yola dönerken yola odaklanmıştı. "Kaç tane halamız var ki?." Sorum karşısında arabadaki herkes gülerken,ben kızarıyordum. Kerem abim gülmesini bitirdikten sonra sorumu yanıtlamıştı. "Üç tane var.İki tanesi babamızdan büyük.Makbule halam en büyükleri.Elif halam onun küçüğü.Babam ortanca çocuk.Ve en küçük halamız Zekiye." "Zekiye mi?" "Evet Zekiye.Dedemin annesinin ismi.Benden 2 yaş büyük.Hala demiyoruz o yüzden genelde.Sende deme sakın.Biraz takıntılı bir deli.Hala denince yaşlı hissediyormuş." Cevabı beni güldürürken bakışlarım camdan dışarıya takılmıştı.Lunaparkın dönme dolabı karşımdaydı.Ve baya büyüktü. "Abi şu trene de bineriz değil mi?" Ufuk abim,Oğuz abime yönelik konuştuğunda gözlerim aynadan onları izlemeye başlamıştı. Oğuz abimin gözleri ilk önce kocaman olmuş,ardından ufuk abimin ensesine bir şaplak atmıştı. Ufuk abim bu tepki karşısında sesli bir şekilde,Kahkahalarla gülmeye başlamıştı.Kerem abimde gülerken,ben olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. İkisi arka koltukta boğuşmaya başladığında,neyin bu kadar komik olduğunu anlamamıştım. Ufuk abimin kafası,Oğuz abimin bedeninin altından çıkarmaya çalışırken anlatmaya başlamıştı. "Miray abim,sen bilmiyorsun tabi.Bu Oğuz abim varya lunaparkt-" Kafası tekrar Oğuz abimin bedeninin altında kalırken,ne yapacağımı şaşırmıştım.Kafasını tekrar yukarıya çıkarıp bana doğru uzandığında anırarak gülmüştü. "Hız trenine binmiştik işte Oğuz abimle en öne oturmuştuk.Bu tren kalktı hızlı hızlı ilerlediği sırada Oğuz abim ağlamay-" Derken tekrar ağzı kapatılmıştı.İkisi tekrar boğuşmaya başlarken,olaya Kerem abi el atmıştı. "Lan! Dövüşmeyin oğlum.İnince o kıçlarını kırarım ha! Senin değil abim." Kerem abim bana dönüp öpücük attığında,bende ona atmıştım.O araba kullanmaya devam ederken,arkadakilerde ayrılmıştı. Oğuz abim iki elini göğsünde birleştirip,ufuk abime ölümcül bakışlar atarken ben bile korkmuştum. Ufuk abim,hızlıca ortaya yerleşip kafasını ön koltuğa doğru uzatmıştı.Hızını kesmeden anlatmaya başladığında oldukça heyecanlı görünüyordu. "Bu tren ilk başlarda yavaş yavaş gitti tamam mı? Sonra bir hızlandı böyle dik dik bir gitti.Oğuz abim yan koltuğumda bağırıyor ağlıyor falan.Sonra bitmesine az kalmıştı,böyle trenin dönmeli yeri olur ya hani.İşte tam orada Oğuz abim bağırmaya başladı."Midem bulanıyor ufuk,ufuk ölüyorum" Diye." Ufuk abim sesini inceltip,Oğuz abimin sesini taklit ederken,Oğuz abim ona memnuyetsiz bakışlarla bakıyordu. "Sonra o ters kısımda bir öğütme sesi, öğkkkkkkkk diye derinlerden gelen bir ses ve kusmuk kokusu." Karnını tutarak gülmeye devam ederken,bende istemsiz bir şekilde gülmeye başlamıştım. "Bak ciddiyim,Oğuz abimin kusmuğu trenin son vagonuna kadar gitmiş.Havada küstü ya milletin üstüne dökülmüş.Allahım nasıl da kokuyordu rabbim.Trendeki bütün kızları kusmuğuyla imzalamıştı resmen." Biz ufuk abimle Kahkahalarla gülerken,Kerem abimde kendini gülmemek için tutuyordu. "İyi ki o gün sizinle gelmemiştim lan! Yoksa bende kusmuklu kusmuklu gezerdim." Kerem abimin cümlesiyle hepimiz daha çok gülerken karnıma ağrılar giriyordu. Biz gülmeye devam ederken,lunaparka gelmiştik.Arabayı girişte uygun bir yere park ettikten sonra yürümeye başlamıştık. Utanmasam zıplaya zıplaya yürüyecektim.Sevdiğim üç insanla beraberdim. Mutsuz yürüyen Oğuz abime ilerleyip onun sırtına sarıldığımda oda ellerini arkadan birleştirmiş,beni sırtına almıştı. Anlık olarak şaşırsamda,bozuntuya vermemiş ellerimi boynuna dolamıştım.Kafamı ise sırtına yaslamıştım. "Abi benim üzerime kusmazsın değil mi?" Sorduğum soru karşısında Oğuz abimin kafası geriye bana doğru döndüğünde yaklaşmamı işaret etmişti.Ona doğru eğildigimde ise yanağıma öpücük kondurmuştu. "Hayır tabiki güzelim.Kusmuklarımın gideceği kişi belli sakın sen endişelenme." Ölümcül bakışlarla ufuk abiye baktığında,ufuk abi gülmeye başlamıştı. Oğuz abim ufuk abimin üzerine doğru,sırtında benle koşmaya başladığında ufuk abim koşarak Kerem abimin arkasına saklanmıştı. Kerem abim gülerek ufuk abimi arkasına aldığında,kafasını iki yana sallamıştı. Oğuz abim dövmekten vazgeçmiş olmalıydı ki,düz bir şekilde yürümeye başlamıştı.Lunaparkın girişine geldiğimizde sırtından inmiştim. Kerem ve Oğuz abim bilet satın almaya giderken bizde ufuk abimle bir bankta oturmuştuk.Ufuk abim de bana en son ki lunapark anısını anlatmaya başlamıştı. Berkay abiyle dönme dolaba bindiklerini,o sırada elektriklerin gittiğini ve en tepede kaldığını,daha sonra Berkay abimin ağlamaya başladığını anlatmıştı.Berkay abi yüksekten korkuyormuş,o yüzden neredeyse baygınlık geçirecekmiş.Bunları komik bir şekilde Anlatırken abimler geleseye kadar beni gülmekten çatlatmıştı. Abimle geldiğinde ise ilk neye binmek istediğimi sormuşlardı.Bende bilmediğimi söylemiştim.O an ufuk abim öne atılmış,adalet kulesi diye bağırmıştı. Kerem abimle önde yürümeye başladığımda,bu makinelerin kalbime zarar vereceğinden korktuğunu söylemişti.Bende ilaçlarımı içtiğimi,bir sorun olmayacağından bahsetmiştim. Daha sonra biraz ısrardan sonra herkes ikna olmuştu.Bende ilk defa bineceğim için heyecanlıydım.Dakikalar sonra devasa makinenin önüne gelmiştik.Biletleri kesilip,görevliler kemerlerimizi bağlarken iliklerime korkuyordum. Makine ilk olarak en yukarı çıktığında öylece kalacağını düşünmüştüm.Ancak öyle olmamıştı.Bir anda aşağıya indiğinde korkuyla bağırmıştım.Çok kötüydü. Makine aşağıya düşüyormuş gibi hissettirmeye devam ederken,midemin döndüğünü hissediyordum. Dakikalar sonra bittiğinde kendimi yere atmamak için zor duruyordum.Ufuk abim halimize Kahkahalarla gülerken ben hiç mutlu hissetmiyordum. Kerem abim ne kadar iyi görünmeye çalışsada onunda sarsıldığı belliydi.Oğuz abimse fena gözükmüyordu.Kötünün iyisiydi. Ufuk abim aracılığıyla bir kaç makineye daha bindikten sonra kesinlikle berbat hissediyordum. Ufuk abim her makineden gülerek inerken,onun insan olmadığını düşünmeye başlamıştım. Beni öldüren makine ise kafes olmuştu.İngilizce bir adı daha vardı ancak şuan hatırlamıyordum. Kedi kafesi gibiydi içine biniyordunuz daha sonra o etrafında dönmeye başlıyordu.Ufuk abim beni,bu gondola benziyor gel binelim diyerek kaldırmıştı. Kerem abim de beni bir bahaneyle uzaklaştırıp,kalbime bir sorun yaratacaksa binmememi söylemişti.Bense bir sorun olmayacağından bahsetmiştim.Yani inşallah olmazdı. Dakikalar sonra ben havada çığlıklar atarken beni gülerek izlemişlerdi. Onlara trip atmaya başladığımda ise şaşırmış kendilerini affettirmeye çalışmışlardı. Kerem abim,evdeki ayıcıklarıma bir tane arkadaş kazanmıştı.Beyaz bir ayıydı,çok sevmiştim. Oğuz abimse bana pembe bir pamuk şeker almıştı.Onu da güzelce yemiştim. Ufuk abimse kendini affettirmek için beraber atlı karıncaya binme teklifi etmişti.Bu beni güldürürken kabul etmiştim. Biz atlı karıncaya binerkende Oğuz abime fotoğraf çekmesini söylemeyi ihmal etmemiştim tabiki de.Ufuk abimin,bir tavşan üzerindeyken fotoğraflarını çekmişti. Ufuk abim,Oğuz abime el kol yaparken ben Kahkahalarla gülüyordum.Bu fotoğrafları instagramdan paylaşacağımı söylediğimde ise mosmor olmuştu. Saatler sonra hep beraber lunaparkın çıkışına doğru yürürken,bugün ne kadar eğlendiğimi düşünüyordum. Üç abimde yan yana yürürken,her birine sarılmış gün için teşekkür etmiştim. En son ufuk abime sarıldığımda ise bu sefer beni o sırtına almış,koşmaya başlamıştı.Tek elini kaldırıp koşmaya devam ettiğinde,yaptığı Batman taklidi beni güldürüyordu. Arabanın yine sağ koltuğuna bindiğimde,gözlerim yorgunlukla kapanıyordu.Gün içinde çok fazla yorulmuştum.Aynı şekilde kalbimi de fazla yormuştum. Kerem abimin bakışlarını üzerimde hissederken,uykuya daha fazla dayanamamıştım. ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ Bedenimin bir yerden havalandığını hissederken gözlerimi açmak için uğraşıyordum. Kafam bir sırtla buluştuğunda uykum daha çok bastırıyordu. Kendime uyumamam gerektiğini hatırlatıp,konuşmalara odaklanmaya çalıştım. Anladığım kadarıyla bu Kerem abimin omzuydu.Çünkü onun parfümü kokuyordu.Ufuk abimin kapıyı çaldığını duyabiliyordum. Daha sonra kapıyı açan Berkay abimin sesinide ayırt edebilmiştim."Uyuyor mu?" Diye sorduğunu anlayabilmiştim. Sorusu karşısında Kerem abim homurdanıp ters cevap vermişti. "Yok bayıldı ondan.Tabi uyuyor oğlum.Çekilde geçeyim" Merdivenlerden çıktığımızı hissettiğimde,gözlerimi aralamıştım. Arslan ailesinin merdivenlerinden odama çıkıyorduk.Kerem abim diğer eliyle kapıyı açıp beni yatağa bırakmıştı. Bıraktığı yerden yavaşça doğruluğumda göz göze gelmiştik. "Güzelim uyusaydın ya." "İlaçlarımı içmem lazım abi." Kafasını anladım dercesine salladığında,çekmecedeki ilaçlarımı almıştım. O da bardağıma sürahiden su katmıştı.Yatağa oturup ilaçlarımı içtiğimde o hâlâ ayaktaydı. Bardağı komidinin üzerine bıraktığında,yönümü ona doğru dönmüştüm. "Ben çok iyi bir doktordan randevunu aldım.Ama doktor burada değil,Rize'de.Çok sevdiğim bir arkadaşım.Haftaya Rize'ye seninle bende geleceğim.O zaman beraber gideriz." Yavaşça yutkunduğumda tedirginliğimi belli etmemeye çalışıyordum. "Olur abi gidelim." Dudaklarında ufak bir tebessüm belirdiğinde,eğilip saçlarımı öpmüştü.Daha sonra yarım saat sonra yemeğe inmek için ayrılmıştık. Abim gittikten sonra bende kendimi aceleyle duşa atmıştım.Ilık suyla tüm bedenimi güzelce yıkamıştım. Üzerimi giyinip hazırlandığımda ise odadan ayrılmıştım.Koridora hızlıca baktığımda kimse olmadığını görmüştüm. Merdivenlerden yavaşça inmeye başladığımda,merdivenin sonunda beni bekleyen kahveyi görmüştüm.Kafasını yavaşça sevdiğimde,onunla son günlerde ilgilenememek beni üzüyordu. Babannenin isteği üzerine kahve artık mamasını koridorda yiyordu.Bu ikisi içinde en iyisiydi. Adımlarım mutfağa doğru ilerlediğinde,kapı pervazından Meltem Hanımın ve babannenin orada olduğunu görmüştüm. Tedirginlikle içeriye girdiğimde,Meltem hanım beni farketmiş tabakları dizme görevi vermişti.Ben masaya tabakları dizerken onlarda yemeklerle uğraşıyordu. Dakikalar sonra yemek hazır olduğunda herkes sofraya toplanmıştı.Oğuz abinin ıslak saçları onunda duş aldığını farketmemi sağlamıştı. Masaya geçip oturduğumuzda kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.Sadece çatal sesleri geliyordu.Selinin sandalyesi Gözüme çarptığında boş olduğunu farketmiştim. Oğuz abim de farketmiş olmalıydı ki,Meltem hanıma sormuştu. "Anne selin nerede?." Meltem hanım asık suratını tabağından kaldırıp,Oğuz abiye döndüğünde bıkkınlık dolu bir sesle cevap vermişti. "Arkadaşında kalmak istedi.Bende travmalarının tetiklenmemesi için, izin verdim.Bugünlük onun için en iyisi o." Oğuz abi başını sallayıp,yemeğine devam ettiği sırada bakışlarım babanneye çevrilmişti.Küçümser bir ifadeyle yüzü buruşmuştu.Fakat tek kelime etmeden önündeki lahana sarmalarını yemeğe devam etmişti. Herkes doyduktan sonra ise Kerem abiminde yardımıyla,sofrayı toplamıştık.Meltem hanım başının ağrıdığını söyleyerek erkenden uyumaya gitmişti.Kadir Bey de çalışma odasında olacağını söylemişti. Berkay abi ve Deniz abi salonda televizyon izliyorlardı. Babanne,Kerem,Oğuz,Ufuk abim ve bende sofrayı toplamıştık.Bulaşıkları ben sudan geçirmiştim onlarda makineye dizmişlerdi.Babaannede kalan yemekleri tavalara geri boşaltmıştı. Daha sonra işler bitince babanne de tek kelime etmeden misafir odasına çıkmıştı.Bende abilerime odama çıkacağımı söylemiştim.Ardından kahve ve bende üst kattaki odama çıkmıştık. Kahve odanın köşesinde ki yatağına yatarken bende ilaçlarımı içmiş,üzerimi değiştirmiştim ardından telefonumda bugün Oğuz abimin çektiği fotoğraflara bakmaya başlamıştım. Ben fotoğraflara bakarken odamın kapısının çalmasıyla irkilirken,üç tane kafa pervazdan uzanmıştı. Ufuk abim gülerek "gelebilir miyiz?" Diye sorarken,onları gülerek cevaplamıştım. Ardından Kerem ve Oğuz abim resmen üzerime uçmuştu.Kerem abim Oğuz abimi yan tarafa ittirip düşündüğünde,zafer kazanmış bir edayla sağ tarafıma yerleşmişti. Ufuk abimde sol tarafıma yerleşip,bilgisayarı kucağıma bıraktığında şaşkındım. Oğuz abim somurtkan bir ifadeyle Kerem abimin yanına oturduğunda ben hâlâ ne olduğunu idrak edememiştim. "Film gecesi yapacağız mirişko.Ne izlemek istersin? Romantik komedi? Dram? Bilim kurgu? Korku?." Ufuk abim aklımdaki soruları yanıtlamak istercesine konuşmuştu.Dakikalar sonra bilim kurgu izlemeye karar vermiştik. Herkes filme dalmışken,benim gözlerimse onların üzerinde geziniyordu.Arslan ailesi hayatıma, bana değer veren üç tane abi katmıştı.Ve ben bu adamları çok seviyordum. Küçük Miray artık kendini yalnız hissetmiyordu çünkü artık arkasında dağ gibi duracak olan 3 tane abisi vardı. Gözlerim onların yanımda olmasının verdiği güvenle kapanırken,bu anı zihnime kaydediyordum. Dakikalar sonra uykuya daldığımda.Çok rahat hissediyordum. ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ selamlar bölümü nasıl buldunuz? En sevdiğiniz abi? Bana destek olursanız çok sevinirim♡ Sonraki bölüm 2 hafta sonra gelebilir.Yazmayı ne zaman bitirirsem o zaman yayınlarım♡ Düşüncelerinizi merak ediyorum♡ hoşcakalın. |
0% |