@nur_qwq
|
medya deniz İyi okumalar. instagram: miray.watty ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ Salona oldukça büyük bir gerginlik hakimdi. Hiç kimse konuşmuyor,benim bir cevap vermemi bekliyorlardı. Dudaklarımdan çıkacak cümleyi ben bile bilmiyordum ki. Kadir beye ne diyecektim.Kabul mu etmeliydim,yoksa reddetmelimiydim? Yıllar sonra karşıma çıkmışlardı.Büyümüştüm,çocukluğum çok eskide kalmıştı. Hâlâ bir aileye ihtiyacım var mıydı? Kendi kendimi büyütmüştüm zaten.Bu saatten sonra bir anne ve babaya ihtiyacım var mıydı? Bilmiyordum.Bir tarafım aile sevgisini tatmak istiyordu fakat diğer tarafım buna ihtiyacım olmadığını söylüyordu.Belirsizlik içindeydim. Hem aynı zamanda kalp hastasıydım.Sayılı aylarım kalmıştı.Belki de daha az günlerim kalmıştı,bilmiyordum.Uzun zamandır doktor kontrolüne gitmiyordum. Dudaklarımı kemirmeye bir son verip,Kadir Beyin benden bir cevap beklediğini kendime hatırlattım. "Açıkçası ne desem bilemiyorum Kadir Bey.Ben bu yaşıma kadar kendim yaşadım ve büyüdüm.Yani evde başka birilerine pek alışkın değilim. Derin bir nefes alıp son kozumu oynamaya karar verdim. "Hem daha önce söylediğim gibi benim bir köpeğim var.Gördüğüm kadarıyla evinizde ise pek yeşillik ve bahçe yok.Bu kahve için çok sıkıntı olur."
Söylediğim cümlelerin saçmalığına ağlamak istedim.Kadir Beyde cümlelerimin saçmalığını farketmis olacak ki kafasını aşağı eğmiş gülmesini bastırmaya çalışıyordu. Odadaki diğer insanlara göz attığımda hepsinin aynı olduğunu gördüm.Hepsi elleriyle ağzını kapatmış gülmelerini bastırmaya çalışıyordu. Suratsız Berkay bile! Komik bir şeyler mi söylemiştim? Söyleyin bizde gülelim! Ben içimden kendi rezilliğme ağlamak isterken Kadir Bey sonunda gülmesini bastırmış ardından boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı. "Güzel kızım sen hiç merak etme.Evimizin arkasında kocaman bir bahçe var hatta orman Bile sayılabilir.Köpeğin kahvede orada rahat rahat gezer.Yalnız yaşamaya alıştım demiştin emin ol bir kaç hafta sonra bizimle yaşamaya alışıp çok seveceksin." Kadir Beyin kurduğu cümleler kafamın karıştırırken bu sefer ne bahane bulacağımı düşünüyordum. Ve açıkçası evin arkasında bir bahçe olmasınada şaşırmıştım çünkü evin önünden bakıldığında,arkada bahçe olabileceği hiç tahmin edilemiyordu. Kadir Bey kafamdaki tüm B planları yırtıp atarken,bense son kozumunda son kozunu oynuyordum.
"Ama ben evime çok alışmıştım.Evimide çok seviyorum.Hem komşularımı da çok seviyorum.Onları çok özlerim Hem kahvede özler.Üzgünüm ama sizin yanınıza taşınamam."
Kurduğum cümleler tümüyle Yalandı! Gudubet komşularımının hiçbirinide özlemezdim! Aksine kurtulduğum için göbek bile atabilirdim. Komşularım kahveyi asla sevmezlerdi.Apartmanda hayvan beslemeye karşılardı.Hatta ellerinden gelse beni evden bile attırmaya çalışabilirlerdi. Ama ev sahibi ile yakınlığımı bildikleri için hemde ev sahibimin kahveyi çok sevdiği için beni şikayet etmeye korkmuşlardı. Ben Hem aklımdan bu düşünceleri geçirip hemde Kadir Beyin bu bahaneme cevap veremeyeceğini umuyordum. Ama Kadir Bey tüm tezlerimi yıkmak istercesine bunada bir cevap bulmuştu. "Madem o evi bu kadar seviyorsun kızım istersen satın alırız.Ben ev sahibi ile konuşurum sen hiç merak etme.Istediğin zaman evine gider gelirsin." Kadir Beyin kurduğu her cümleyle ağzım bir karış daha şaşkınlıktan açılırken,bu cümleye verebileceğim bir cevabım yoktu. Adam benim için ev satın almaya bile hazırdı be! Derin nefes almaya çalıştığımda bir yandan da gözlerimin dolmasını engellemeye çalışıyordum. Duygulanmistim çünkü ben onları her şekilde reddetmeye hazırken onlar benim için çabalıyordu. Kadir Bey ve Meltem Hanım gözlerimin içine umutla bakmaya devam ederken ben ne cevap vereceğime çoktan karar vermiştim. Derin bir nefes aldım,sesimin konuşurken titrememesini umarak konuşmaya başladım. "Yani sizi aslında zor duruma sokmak istemem.Sonuçta bir evden bahsediyoruz çok pahalıdır Kadir Bey inanın buna gerek yok.Hem ben sanırım deneyebilirim.Bende sizinle yaşamak isterim ancak bir şartım var."
Meltem hanım heyecandan kucuk kıkırtılarla Kadir beye sarılmisti.Ardından bana dönmüştü. "Sen ne dersen kabul etmeye hazırız kızım.Hem o evi sen hiç merak etme ben senin için kendim bizzat satın alacağım sana.Madem o evi o kadar çok seviyorsun,anıların var o evde tabikide alacağız."
Meltem hanım heyecanla yanıma gelmiş ellerimi tutarak konuşmaya başlamıştı.Konuşmasinı bitirdikten sonra ise bana sıkıca sarilmisti. Bende ona sıkıca sarılıp karşılık vermiştim.Çaktırmadan da kokusunu içime çekmiştim. Meltem Hanımın çiçeksi kokusu burnuma dolduğunda annelerin böylemi koktuğunu düşünmeye başlamıştım.Her anne böyle mi kokardı. Bilmiyordum ki ben.Bu hayatta Şimdiye kadar hiç annem olmamıştı. Meltem hanım gözyaşlarımı silene kadar ağladığımı hiç farketmemiştim. Meltem hanımda benim gözyaşlarımı silerken,bir yandan da onun gözyaşları akıyordu.
"Ağlama güzel kızım kavuştuk artık canımın içi.Lütfen ağlama bundan sonra çok mutlu olacağız."
Meltem hanım beni koltuğa oturtmuş,bana sarılarak sakinleştirmeye çalışıyordu. Biraz sarılmış bir şekilde kalmıştık.Daha sonra ben biraz sakinleşmiş birlikte sohbet etmeye başlamıştık. Bir saat önce abilerime anlattığım şeyleri bu sefer Meltem hanım ve Kadir beye anlatmıştım.Onlarda beni dikkatli bir şekilde dinlemişlerdi. Meltem hanım teyzem ve dayım olduğundan bahsetmiş,onlarında beni merak ettiğini söylemişti.Bir kaç hafta sonra onlari benimle tanışmaları için yemeğe çağırmak istediğini,benim için sorun olur mu diye sormuştu. Bende tabii ki olmadığını söylemiştim.Dayım,teyzem ve kuzenlerimle tanışmak tabii ki isterdim. Biz böyle havadan sudan,akrabalardan konuşurken salona yaklaşan ayak sesleriyle herkesin gözleri o tarafa çevrilmisti. Pıtı pıtı ayak sesleri sonunda kesildi ve salonun girişinde çok minik ve tatlı bir kız çocuğu göründü. O anda kafamdaki yapbozun parçaları birleşti. Bu oğuz abinin telefonda bahsettiği ağlayan Selin olmalıydı! Selin sarışın ve masmavi gözlü çok şeker bir kızdı.Meltem hanımada oldukça benziyordu. O an kalbimin hızlı attığını farkettim,kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Hadi ama! Ben büyüyeli çok olmuştu,küçük bir çocuğu kıskanmamalıydım! Selin salonun ortasına kadar gelmiş,benim yanımda oturan Meltem Hanımın kucağına oturmuştu. Dudaklarını büzüp,üzgünce Meltem hanıma bakmaya başlamıştı. "Anne seni bekledim o kadar! Niye gelmedin yanıma? Hani hemen gelecektin.Uyuyamadım ben sensiz çok korktum."
Selinin ilk söylediği kelime kalbimi deşip çıkarken nefes alamadığımı hissettim. Meltem hanıma anne demişti.Demek ki gerçekten annesiydi. Boğazımdan yumruyu,yutkunmaya çalışarak geçirmeye çalıştım. Meltem hanım kucağındaki kızına yaklaştı ve ona doğru eğilip saçlarının koklayıp öptü. Benim saçlarımı kimse koklamamıştı.Ama ileride benimkinde böyle koklardı değil mi?
"Prensesim,söylemiştim ya sana canımın içi.Büyüklerin konuşması gerekenler olduğunu söylemiştim sana.Hem bak sana bahsettiğim o misafir abla da geldi tanışmak ister misin?."
Selin,meltem hanımdan gözlerini hiç ayırmadan dinlemişti. Sözleri bittiğinde ise odada yeni farkettiği bana dönmüştü. Meltem hanım söylemese belkide beni hiç farketmeyecekti. Hayatım boyunca görmezden gelinmeye alışmıştım ki zaten acıtmıyordu artık.Acıtmıyordu. Selinin mavi gözleri üzerimde dolaşırken kendimi çok kasmamaya çalıştım. Sonuçta o 6 yaşında bir çocuktu.Hiçbir suçu yoktu. Gözleri bir süre üzerimde gelinmiş ardından,alaylı bir şekilde kısılmıştı. Çok kısa bir sürede Meltem Hanımın kucağından atlamış,Oğuz abiye doğru koşup bu sefer ona sarılmıştı. Ve beni şaşkına sokan şey ise bunları benimle hiç göz temasını kesmeden yapmıştı! Selinin benden hiç hoşlanmadığını anlamıştım.Diğer insanlar gibi o da benden hoşlanmamıştı.
"Niye bu kız buraya geldi anne! Ben sen abla deyince yaşlı birilerini beklemiştim.Hem bu kızın Niye saçları sarı! Benimkiler gibi doğal mı o da! GİTSİN BU KIZ BURADAN İSTEMİYORUM ONU!!."
Selin,evin içinde avaz avaz bağırırken ben dumura uğramıştım.Benden hoşlanmadığı farketmiştim ama bu kadar olabileceğini düşünmemiştim. Meltem Hanımın kaşları çatılmış sinirli bir şekilde abisine ahtapot gibi sarılan seline bakıyordu.
"Selin yağmur! Biz seninle bunları daha kaç kez konuşacağız kızım! Niye böyle yapıyorsun Allah aşkına.Ben sana tanışmanı söylemiştim! BU şekilde bağırmanı değil!!"
Selinin göz yaşları deniz gibi masmavi gözlerinden dökülürken,bende içimin acıdığını hissediyordum. Keşke hiç gelmeseydim diye geçirdim içimden.Keşke gelmeseydim.Ben gelmeseydim Selin hiç ağlamazdı. Oğuz abi,seline sarılmış ardından onu sakinleştirmeye çalışacağını söyleyerek onu odasına çıkarmıştı. Selin çıktıktan sonra Meltem hanım bana dönmüş,ellerimi ellerinin arasına almıştı.
"Miray,kızım çok üzgünüm.Selin bebekliğinden beri sorunlu bir çocuk.Annesi o küçükken babasını defalarca aldatmış.Babası her eve geldiğinde selinin annesi ile kavga ediyormuş.En son babası artık dayanamayıp evi terketmiş.Annesi ise selini 3 yaşındayken yetimhaneye verip yurtdışına kaçmış kızım."
Duyduklarım sanki beynime iletilmiyordu.Bu çok iğrençti! Selinin annesi,Selinin gözleri önünde babasını defalarca kez aldatmıştı. Midemin döndüğünü hissetmeye başladığımda,ilaçlarımın içme saatim geldiğini farketmiştim. Ama sorun şu ki haplarımı yanıma almamıştım.Çünkü dikkat çeken bir renkleri vardı.Aynı zamanda evde bir tıpçı olma olasılığını yok sayamazdım.Çünkü tek bakışta ne hapları olduğunu anlayabilirdi. Ben içimden keşke hapları yanıma alsaydım diye geçirirken Meltem hanım konuşmaya devam ediyordu.
"Selin yetimhaneye bırakıldıktan sonra psikolojik olarak çökmüş ve zor zamanlar geçirmiş kızım.Bir kaç kez evlat edinilmiş fakat bu kıskançlık sorunu yüzünden geri yetimhaneye bırakmışlar.Düşünsene ne kadar iğrenç insanlar! Selinin travmasının dahada büyümesine neden olmuşlar!
Biz seni kaybettiğimizi öğrendikten sonra zor zamanlar geçirdik.Özellikle ben psikolojik olarak çok kötüydüm.Ben depresyondayken bir arkadaşım selinden bahsetmişti.Bize iyi gelebileceğini söylemişti."
Meltem hanım söylediklerinin yükünün altında eziliyormuş gibi Derin bir nefes çekmişti içine.
"İlk başta olumlu bakmadım bu fikre.Çünkü seni yeni kaybetmiştik bir başka çocuğa annelik yapma fikri sana ihanet ediyormuş gibi hissettirmişti.Daha sonraları ise acına dayanamadım kızım.Selinin yaralarımıza iyi geleceğini umarak evlat edindik.Abilerinle çok iyi anlaştı Selin.Hepsini ayrı ayrı çok sevdi.Sonra bizede alıştı."
Meltem Hanımın söylediği her cümle kalbimde biraz daha delik açmıştı. Keşke Selinin yerinde ben olsaydım diye geçirdim içimden.Keşke benimde abilerimle büyüme şansım olsaydı.
"Şimdiyse Selin 6 yaşında.Ama psikolojik olarak halâ toparlanmış değil.Başka birileri,onun sevdiği insanlara yaklaşınca hâlâ ataklar geçiriyor.Babası gözünün önüne geliyor.Gerçekten üzgünüm kızım.Seline kızma olur mu?."
Meltem Hanımın titreyerek anlattığı cümleleri sakin bir şekilde ağlamadan dinlemeye çalışmıştım.
"Ben seline asla kızamam Meltem hanım endişelenmeyin.Hem o daha çocuk.Ve Yaşadığı şeyler gerçekten çok ağır,merak etmeyin ben kıskançlık yapacak yaşı çoktan geçtim."
Benimde yaşadıklarım ağırdı ama kimse bilmiyordu. Bende bir zamanlar çocuk olmak istemiştim ama kimse görmemişti. Meltem hanım ve Kadir beyle biraz daha sohbet ettikten sonra,vaktin geç olduğunu artık gitmem gerektiğini söylemiştim. Ekrem amcanın bırakmasını teklif etmişlerdi bende kabul etmiştim. Evden çıkmadan önce Selinin ağlama sesleri kesilmişti.Sanırım Oğuz abi onu sakinleştirmişti. Kapıda herkesle vedalaşıp,Ekrem amcanın yan koltuğuna oturmuştum. Arslan ailesi araba bahçededen çıkasıya kadar kapıda beklemiş ardından içeri girmislerdi. Ekrem amcayla ise eve gelene kadar sohbet etmiş,onu ziyaret etmemi söylemişti.Ardından onlada vedalaşıp apartmana girmiştim. Anahtarlarımı siyah montumun cebinden çıkarmış,kapıyı açmıştım. Kahve ayaklarımın dibinde bittiğinde hemen kapıyı kapatmış,onunla biraz oynadıktan sonra odama geçip üstümü değiştirip uzanmıştım. Kendimi Derin uykunun kollarına bırakırken,yarına üzerimdeki yüklerken kurtularak uyanmayı umdum. ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆-
|
0% |