Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@nur_qwq

Çok heyecanlıydım hem de hiç olmadığı kadar.Hayatımda bu kadar heyecanlı olduğum başka bir ânı hatırlamıyordum.

Kitapçıdan çıktıktan sonra Oğuz abinin arabasına binmiş,benim Kahveyle birlikte yaşadığım eve gelmiştik.

Anahtarla kapıyı açtığım an kahve üzerime atlamıştı.Daha sonra Oğuz abinin bir süre etrafında dolaşmış onu koklamıştı.Oğuz abinin dost canlısı olduğuna inandığında ise onu çok sevmiş,peşinden ayrılmamıştı.

Bense Oğuz abiye hızlıca duş alıp üzerimi değiştireceğimi,isterse salonda oturabileceğini söylemiştim.

O da kabul etmiş,tekrar başım dönerse seslenmemi söylemişti.

Onu salonda bıraktıktan sonra hızlıca banyoya girmiştim.Güzelce yıkanıp ter kokmadığımdan emin olduktan sonra banyoda giyinmiş,hemen geri odama gelmiştim.

Odamda yatağımın baş ucunda duran komidinin üzerindeki kalp ilaçlarımı,sürahiden bardağa su doldurarak içmiştim.

Kıyafet dolabının en alt rafindan siyah sırt çantamı almıştım.İçine akşam içmem gereken ilaçlarımı,yine bağışıklığı güçlü tutmak için içmem gereken vitaminleri almıştım.

İlaçlarımı Kadir beylerin mutfağında kimseye görünmeden içmeyi düşünüyordum.Çünkü çok fazla hap içmem gerekiyordu.Bu yüzden birileri görürse nasıl açıklayacağımı bilmiyordum.

Haplarımı yuttuktan sonra yeşil boğazlı kazağımın bel kısmını aşağıya çekiştirip,aynadan son kez kendime baktım.

İyi görünüyordum.Kendimce

Çökmüş mor göz altlarımı,zayıflıktan belli olan elmacık kemiklerimi görmezden gelirsem iyi görünüyordum.

Normalde göz altlarım kapatıcı ile kapatırdım fakat Oğuz abiyi daha fazla bekletmek istemediğim için uğraşmamıştım.

Siyah sırt çantamı sırtıma taktıktan sonra Oğuz abiyi daha fazla bekletmemek için hızlıca odamdan çıkmıştım.

Salona girdiğimde gördüğüm görüntü kalbimin sımsıcak olmasını sağlamıştı.Yüzümdeki içten gülümseme ile köpeğim kahve ve Oğuz abiyi izlemeye başladım.

Oğuz abi,kahveyi dizlerine yatırmış kafasını okşuyordu.Onunla konuşuyor,arada kafasını öpüyordu.

Kahvenin hoşuna gitmiş olmalıydı ki kafasını hiç hareket etmeden öylece duruyordu.

Salona yavaş adımlarla girdiğimde Kahvenin kulakları hemen dikilmiş,ayaklanmıştı.

Kahve hemen ayaklarımın dibinde bittiğinde dizlerimin üzerine eğilmiş,onu kafasından okşamaya başlamıştım.

"Oğuz abi ben hazırım istersen çıkabiliriz."

Oğuz abi oturduğu koltuktan ayaklandığında kahvede dışarıya çıkacağımızı anladığı için hemen dış kapıya koşturmuştu.

Oğuz abi önden,ben arkadan salondan çıkıp dış kapının önüne gelmiştik.Dış kapıdan önce Kahve çıkmış merdivenlerden inerek apartman kapısının önünde bizi beklemeye başlamıştı.

Sonra Oğuz abi çıkmıştı.Bende anahtarımla evin kapısını kitlemiştim.Arkamı döndüğümde ise Oğuz abinin aşağıya inmediğini görmüş şaşırmıştım.

Merdivenlerde beni bekliyordu.Ona şaşkın gözlerle baktığımda bana içten bir şekilde gülümsemişti.

"Tekrar başın dönerse diye bekledim.Hadi çabuk gel,sen giyinirken annemi aramıştım. Sabırsızlanıyor sen geleceksin diye."

Beni beklemesi kalbimi eritirken,bende onun gibi gülümsemiş birlikte aşağıya inmiştik.

Oğuz abi apartmanın kapısını geçmemiz için tutmuştu.Ona teşekkür etmiş arabanın önüne gelmiştik.Kahve meraklı gözlerle bana bakarken bu sefer yürüyüşe çıkmayacağını anlamıştı.

Oğuz abi arabanın arka kapısını kahve için açmış koltuğa eliyle iki kere vurmuştu.İşaretini alan kahve ise hemen arabanın koltuğuna oturmuştu.Oğuz abi arka kapıyı kapattıktan sonra benim için ön kapıyı açmıştı.Bende ona teşekkür ederek ön koltuğa oturmuştum.

O da vakit kaybetmeden sürücü koltuğuna oturduğunda arabayı çalıştırmış,Arslan ailesinin evine doğru yola çıkmıştık.

Açıkçası korkuyordum.Selinin yine evde bağırıp,benim yüzünden ağlaması beni korkutuyordu.Biliyordum,Meltem hanım ve Kadir Bey beni suçlamazlardı bundan emindim fakat abilerin vereceği tepkiler beni korkutuyordu.

Sonuçta selin travmaları olan zor bir çocuktu.Onun benim yüzünden ağlaması bana karşı ön yargıları oluşmasına neden olabilirdi.

İtiraf etmem gerekirse selini sevmiştim.Çünkü onda kendimi görmüştüm.O da benim gibiydi.Birilerine tutunmak istiyordu.

Hem Selin daha çocuktu.Onun hiçbir suçu yokken ona kötü davranmam çok saçma olurdu.Sonuçta Arslan ailesini o seçmemişti.

Evet seline imreniyordum,onun yerinde olmak istiyordum ama ona ağladığı, aynı zamanda beni evden kovduğu için kızgın değildim.

Evdekilerin bana kızgın olmamalarını umarak,bakışlarımı Oğuz abiye çevirdim.

Yüzü mimiksizdi.Dikkatli bir şekilde arabayı kullanıyordu.Bir süre Oğuz abiyi incelemenin ardından tam bakışlarımı önüme çevireceğim sırada Oğuz abiyle göz göze gelmiş, bana gülümsemişti.

Acaba Oğuz abi herkese böyle güzel gülüyor muydu? Eğer herkese karşı böyleyse diğer güldüğü insanları düşünemiyordum.

Her böyle güldüğünde benim içim gidiyordu da.

"Şey Oğuz abi ileride bir tatlıcı varda orada durabilir miyiz? Seline çikolatalı bir şeyler almak istiyorum.Pasta sever mi? Ya da kurabiye? Ben çocukken çikolataya bayılırdım,eminim selin de çok seviyordur."

Oğuz abi beni yüzündeki tebessümle dikkatle dinlerken,ben heyecanlı bir şekilde konuşuyor elimi oraya buraya sallıyordum.

"İyi düşünmüşsün güzelim selin bayılır çikolatalı yiyeceklere.Pasta alalım olur mu? Evdeki herkes yemiş olur böylece."

Oğuz abiye heyecanlı bir şekilde kafamı sallayıp,onu onaylamıştım.O ise bu hallerime gülmüştü.

Beş dakika sonra tatlıcının önüne geldiğimizde Oğuz abiyle ikimiz inmiş, kahve arabada kalmıştı.

Tatlıcının içine girdiğimizde bir süre tezgahtakileri incelemiştik.Daha sonra ise selinin seveceği türden çikolatalı,üstünde çilekleri olan bir yaş pasta almıştık.Birazda kurabiye aldıktan sonra sıra ödemeye gelmişti.

Oğuz abi aldıklarımızı ödeme konusunda ne kadar ısrarcı da olsa kabul etmemiştim.Kendim ödeyeceğimi söylemiştim.Sonuçta o eve misafir olarak gidiyordum,hem pasta fikri benden çıkmıştı.

Aldıklarımı ödedikten sonra Oğuz abiyle dışarıya çıkmıştık.Arabaya bineceğim sırada tatlıcının yanındaki oyuncak mağazası dikkatimi çekmişti.

Oğuz abiye hemen döneceğini söyleyip,oyuncak mağazasına doğru yürümeye başlamıştım.İçeriye girdiğimde biraz etrafta dolaşmış ardından selinin sevebileceği türden bir oyuncak almaya çalışmıştım.

Keşke çocukken beni de düşünecek birileri olsaydı.

İnsanlar beni hep yaralamıştı.

Kimse benim için çabalamamıştı.

Elimdeki mağaza poşetiyle dışarıya çıktığımda Oğuz abiyi arabanın sürücü koltuğunda otururken görmüştüm.Kolumdaki saate baktığımda ise saatin akşam altıyı göstermesi beni şoka uğratmıştı.

Arabaya doğru kalbimi zorlamayacak şekilde hızlı hızlı yürümeye başladım.Arabaya geldiğimde hemen ön kapıyı açıp oturdum.Çok geç kalmıştık!

Oğuz abi arabayı çalıştırmış,mağazanın önünden ayrılıyorduk.İçimdeki heyecan kıpırtıları tekrar gün yüzüne çıkarken kendimi sakin tutmaya çalıştım.

Oğuz abiyle yol boyunca normal bir şekilde sohbet etmiştik.Bana bir kaç soru sormuş bende cevaplamıştım.

Arslanların geniş bahçelerine girdiğimizde heyecandan tam anlamıyla kitlenmiştim.Hareket edemiyordum.

Oğuz abi bahçenin bir köşesine arabayı park ettiğinde,inme zamanının geldiğini anlamıştım.Önce arabadan Oğuz abi inmiş ardından beklemeden ben inmiştim.

Kapıyı kapattıktan sonra sıra Kahveye gelmişti.Kahvenin arka kapısını açmamla,kahve direkt bahçeye atlamış koşmaya başlamıştı.

Oğuz abi,kahvenin bu heyecanlı hallerine kıkırtılarla gülüyordu.Ben ise yüzümdeki tebessümle kahvenin koşusunun bitmesini bekliyordum.

Sonunda kahvenin koşusunu bitirmesiyle eve doğru yürümeye başlamıştık.Heyecandan terleyen avuç içlerimi pantolonumun kenarlarına silerken,ileride Ekrem amcayı görmüştüm.Ağaçların orada elinde bahçe hortumu ile ağaçları suluyordu.Aramızda baya bir mesafe vardı.Bana el sallamasıyla,bende ellerimi pantolonumdan çekmiş ona el sallamıştım.

Evin kapısının önüne geldiğimizde ise Oğuz abi zili çalmış,beklemeye başlamıştık.Aradan otuz saniye geçmeden kapı açılmıştı.Ardından Meltem hanım görünmüştü.

Beyaz bir kazak,altına ise yine beyaz uzun bir etek giymişti.Oldukça hoş görünüyordu.

Bakışları direkt beni ve kahveyi bulurken kocaman gülümsemişti.Yavaça kapıdan içeriye adımladigimda ise kahve beni beklemeden içeriye koşmuştu.

"Miray, kızım benim hoşgeldin.Senin için ne yemekler yaptım varya! Parmaklarını yiyeceksin."

Meltem Hanımın kapıyı kapatırken kurduğu cümleler,yüzümde bir tebessüm ortaya çıkarmıştı.

"Bir önceki gelişinde yağlı yemekler yiyemediğini söylemiştin.Bende yağsız yemekler yapmaya çalıştım.Ben evde tuz ve şeker çok tüketmediğim için yemeklere tuz koymuyorum.Eğer sen yiyorsan tuzluktan kullanabilirsin canım."

"Teşekkür ederim.Keşke hiç zahmet etmeseydiniz."

Meltem Hanımın kaşları anında çatılmıştı.

"Ne zahmeti güzel kızım.Hepsi senin için."

Meltem hanım,gözlerimin içine bakarak konuşmuştu.Konuşması bitince ise beni kendine çekmiş sıkıca sarılmıştı.

"Tekrar hoşgeldin güzel kızım.Hadi içeriye geçelim artık."

Oğuz abi Meltem hanım ve ben hep birlikte içeriye adımlamıştık.Daha önce geldiğim için yerini bildiğim salona yönelmiştik.

Oğuz abi elindeki poşetleri mutfağa bırakmış,seline bakacağını söyleyerek üst kata çıkmıştı.

Meltem hanımsa,yemeklerinin altını açacağını benim salona oturmamı söylemişti.Ben ne kadar yardım etmekte ısrarcı olsamda beni zorla salona yollamıştı.

Salona geçip oturduğumda Deniz ve Berkay abininde orada olduğunu farketmiştim.Ben salonun en köşesindeki krem koltuğa sığıntı gibi otururken onlar gayet rahat bir tavırla beni inceliyorlardı.

Rahatsız bir tavırla kucağımda birleştirdiğim ellerimle oynarken, Kerem Ali abi ve Kadir Beyin nerede olduğunu düşünüyordum.

Saat neredeyse akşam yedi olmak üzereydi fakat onları geldiğimden beri görmemiştim.

Düşüncelerimle kendimi meşgul etmeye çalışıyordum çünkü salonda gözlerini kırpmadan beni izleyen iki varlık vardı!

 

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

 

Yaklaşık on beş dakikanın ardından onların benimle konuşmayacağını anladığımda daha fazla salonda durmak istemediğim için Meltem Hanımın yanına mutfağa gitmeye karar vermiştim.

Salondan çıkıp mutfağın kapısına geldiğimde Meltem hanımı ocağın başında bulmuştum.

Ocaktaki mercimek çorbası olarak tahmin ettiğim çorbayı karıştırıyordu.

Benim adım seslerini duyduğu zaman kafasını bana çevirmiş,beni görmesiyle kocaman gülümsemişti.

"Az önce söylemeyi unutmuştum canım.Selin için zahmet edip o kadar şey almışsın ben çok teşekkür ederim.:

Meltem Hanımın samimiyetle kurduğu cümleler yüzümde tebessüm ortaya çıkarırken bende ona gülümsemiştim.

"Ne demek Meltem hanım.Selinde sonuçta benim kardeşim.Umarım hediyelerini beğenir." Demiştim

Meltem hanım cümlelerimin ardından tek eliyle saçlarımı okşayıp çorbayı karıştırmaya devam etmişti.

Ben mutfakta Meltem Hanımın sofrayı kurmasına yardım ederken,ısrarla çalan zil dikkatimi bölmüştü.

Meltem hanım çorbanın dibi tutmasın sen kapıya bakar mısın demiş,ben ise tabi ki onu kırmak istemediğim için kabul etmiştim.

Mutfaktan koridora çıktığımda Kahveyi oturur halde bulmuş,kafasını okşamıştım.

Kapıyı açtığımda beni Kadir Bey ve ufuk abi karşılamıştı.Beni gördükleri an yüzlerinin güldüğünü farkettiğimde utanmıştım.

İçeriye girdiklerinde ikiside sırayla bana sıkıca sarılmış,hoşgeldiğimi söylemişti.

Onlar ceketlerini vestiyere asarken,mutfak masasını hazırlayan Meltem hanım ise bize seslenmiş herkesi yemeğe çağırmıştı.Selin hariç diğer tüm herkes yemek masasında cümbür cemaat oturuyorduk.

Meltem hanımın yaptığı çorbayı servis etmesinin ardından yemeğe başlamıştık.Yemeğin ilk on dakikası kimse konuşmamıştı.Sadece çatal ve kaşık sesleri duyulmuştu.

Çorbaları bitirip ana yemeğe geçtiğimiz sırada sessizliği Kadir Bey bölmüştü.

"Miray güzel kızım nasılsın görüşmeyeli?."

Kadir Beyin gözlerimin içine gülümseyerek kurduğu cümleye nasıl cevap vereceğimi düşünüyordum.

Harikayım Kadir Bey.Bugün bir kere bayılmanın eşiğinden döndüm sağolsun oğlunuz beni kurtardı.

Kafamdaki düşüncelerin aksine gülümseyerek her zamanki yalanımı söylemiştim.

"İyiyim teşekkür ederim.Siz nasılsınız?." Demiştim.

"Bende iyiyim kızım.Bugün seni buraya neden çağırdığımızı abin söylemiştir."

Kadir Bey cümlelerini bitirdiğinde gözleri Oğuz Ege abiye dönmüştü.

Bense Oğuz abiden bahsettiğini anladığımda yavaşça başımı sallamış cevap vermiştim.

"Evet,Oğuz abi bugün yemeğe gelmeden önce bahsetmişti."

Arslan ailesinin evine taşınma konusu.Sözü geçen konu buydu.

"O zaman ben diyorum ki kızım yarın ikimiz birlikte gidelim senin eşyalarını toplayalım ne dersin? Tek başına yorulma."

Meltem Hanımın heyecanlı bir şekilde kurduğu cümlelere ben yalnızca başımı olumlu anlamda sallamıştım.

Ne yalan söyleyeyim işime gelirdi.Kıyafetlerim biraz fazlaydı,toplarken yorulabilirdim.Birinin yardım etmesi fena olmazdı.

"Tamam o zaman yarın beraber toplayalım Meltem hanım."

Meltem hanımın,onu kırmayıp olumlu cevap vermemle gözlerinin içi parlamıştı.

Salatadan bir çatal alıp çiğnemeye başlamışken,yemeğin en başından beri sessizliğini koruyan Berkay abinin konuşmasıyla salata resmen boğazımda kalmıştı.

"Anne? Baba? Cidden bu kız yanımıza mı taşınacak? Bizim bir kız kardeşimiz var zaten! İkincisine gerek yok!."

 

Berkay denilen varlığın cümleleri kalbimi orta yerinden delip geçerken gözlerimin dolmasını engellemeye çalışıyordum.

Bizim bir kız kardeşimiz var zaten.

İkincisine gerek yok!.

Titreyen ellerimi masanın altına saklamışım.Bu aileden kimseye zayıflıklarımı göstermek istemiyordum.

"Berkay! Terbiyeli konuş.Senin karşında okey arkadaşların yok! Annen ve baban var! Bu kız dediğin kişi ise senin öz kardeşin.Terbiyeni takın."

 

Meltem Hanımın en az,sesi kadar sert olan cümlelerinden sonra Berkay çenesini kapatıp susmuştu fakat bu seferde Deniz abi konuşmaya başlamıştı.

"Gerçekten bizimle yaşamasına gerek var mı? Bunca yıl kendi başına büyümüş zaten.Bize ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.Bir miktar para verelim gitsin kendisine ev alsın.Bizimle yaşaması çok mu gerekli?."

Deniz abinin cümleleriyle zaten kırık olan kalbim tekrar tekrar kırılıp binlerce parçaya ayrılırken tek yapabildiğim şey öylece bakmaktı.

Çok acımasızlardı.Benim bu yaşıma kadar ne yaşadığımı,nelere katlanmak zorunda kaldıklarımı bilmiyorlardı.

Hayat böyleydi işte.İnsanlar sizin yaşadıklarınızı bilmeden konuşurdu.

Normalde bu tür cümleleri başkası kursa asla umursamazdım çünkü onlar benim için birer yabancı olurdu.Fakat şimdi işler farklıydı.Bu cümleleri yüzüme kuran kişiler benim öz abilerimdi.

Kırık kalbime onlarda birer darbe indirmişti.

Meltem Hanımın rengi yavaş yavaş kırmızıya ararken,Deniz ve Berkay abiye ne kadar kızdığını tahmin edebiliyordum.

Kadir beyde aynı sinirle oğullarına bakarken,bir anda elini masaya sert bir şekilde vurmasiyla irkilmiştim.

 

"Deniz ve Berkay yürüyün odama gidiyoruz!."

Kadir Beyin sinirli sesi tüm odayı kaplarken,Deniz ve Berkay abi ayaklanmış Kadir Beyin odasına doğru yürümeye başlamışlardı.

Onlar odadan çıktığında ise Kadir Bey yanıma gelmişti.

"Güzel kızım,sen benim eşek herif oğullarımın kusuruna bakma olur mu? Demek ki onlara adam olmayı tam öğretemedim.Bende özür dilerim güzel kızım."

Kadir Bey cümlelerini tamamlamasının ardından alnıma bir öpücük kondurmuş,odadan çıkıp gitmişti.

Onların odadan çıkıp gitmesiyle kahve yanıma gelmiş,dizlerimin yanına yatarak kafasını ayaklarımı yaslayıp bana bakmaya başlamıştı.

Üzüldüğümü hissettiği zaman genelde bu hareketi yapıyordu.Yine üzüldüğümü hissetmiş olmalıydı.Kahveyi daha fazla üzmek istemediğim için kafasını okşamış,üzüldüğümü hissettirmemeye çalışmıştım.

Ben kahvenin kafasını okşarken,Meltem hanım konuşmaya başladığı için kahvenin kafasını okşamayı kısa kesmek zorunda kalmıştım.

"Miray güzel kızım sen benim oğullarımın kusuruna bakma olur mu? Onlar sen gelince Selini arka plana atacağımızı düşünüyorlar.Tabiki de asla böyle bir şey olmayacak! Sende benim kızımsın selinde.Onlara bir türlü laf dinletemiyorum kızım üzülme olur mu?."

 

Yavaşça başımı salladığımda keşke buraya hiç gelmeseydim diye içimden geçiriyordum.Keşke hiç Arslan ailesi beni bulmasaydı,ben küçük evimde yaşamaya devam etseydim.

Keşke bu lafları duymak zorunda kalmasaydım.

Ufuk abi ve Oğuz abimde üzülmemem gerektiğini söyleyen cümleler kuruduğunda,zaten üzülmediğimi söylemiştim.

Masada biraz daha oturduktan sonra salona geçmiştik.Oğuz abi selini getireceğini söyleyerek üst kata çıkmıştı.

Benim ise haplarımı içmem gerektiği için aradığım fırsat resmen ayağıma gelmişti.Oğuz abinin yukarı çıkmasıyla bende salonda oturan ufuk abiye ve Meltem hanıma su içeceğimi söyleyerek koridora çıkmıştım.

Koridordan siyah içinde haplarım olan çantamı almıştım.Mutfağa girdiğimde dolaptan bir su bardağı almış içmem gereken hapları avucuma aldıktan sonra suyla yutacaktım.

Elimdeki haplara bakarak Besmele çekip suyla yutmuştum.Hepsini aynı anda içmem gerekiyordu.

Hap kutularını hızlıca geri çantama koyarken bir yandan da mutfağın kapısını kontrol ediyordum.

Mutfakta işim bittiğinde,çantamı geri vestiyere koymuş salona girmiştim.

Salona girmemle dikkatimi direkt Meltem Hanımın yanında oturan selin çekmişti.

Selinin ayakları dibinde ise kahve oturuyordu.Selin sağ eliyle kahvenin kafasını okşuyordu.

Meltem Hanımın yanına selin oturduğu için bana kalan tekli koltuğa gidip oturdum.Ardından selin ve kahveyi izlemeye başladım.

Selin dudaklarındaki gülümseme ile Kahvenin kafasını okşarken bir yandan da Meltem hanıma,anne çok tatlı değil mi? Bizde köpek alabilirmiyiz, diye sorular soruyordu.

Bir an zaman yavaşlar gibi olmuş,odadaki tek fazlalığın ben olduğumu hissetmiştim.

Göğüs kafesimde çarpıntı yapan kalbimi görmezden gelmeye çalışarak bakışlarım odada gezinmeye başlamıştı.

Ufuk abi ve Oğuz abi yan yana oturmuş konuşuyorlardı,Meltem hanım selinin sorularını cevaplıyordu,Selin kahve ile oynuyordu.Kahve ise seline kafasını sevdirmekle meşguldü.

Bense odanın bir köşesinde,tekli koltukta kendi başıma oturuyordum.

Kadir Bey yukarı çıktıktan sonra geri inmemişti.Aynı şekilde Deniz ve Berkay abide geri gelmemişti.

Meltem Hanımın pasta vakti demesiyle ayaklanıp mutfağa gitmiştik.Selin benim için pastamı aldınız diye bağırırken Meltem hanım gülerek ona cevap vermekle meşguldü.

Dolaptan çıkardığım çikolatalı pastayla Selinin gözleri kocaman olurken heyecanlandığı her halinden belli oluyordu.

"Miray ablan gelirken seni düşündüğü için almış.Nasıl,çok güzel değil mi?."

Selinin benimi adımı duymasıyla yüzü düşmüş,bakışları bana dönmüştü.

 

"Hiçte güzel değil." Demiş ardından mutfaktan koşarak çıkmıştı.

Bugün bilmem kaç kere kırılan kalbim bir kere daha sesli bir şekilde kırılmıştı.

Yaşadığım hayal kırıklığını gizlemek amacıyla yüzüme ufak bir tebessüm kondurmaya çalışmıştım.

 

"Miray kızım ben gerçekten çok üzg-"

 

"Önemli değil Meltem hanım.Çocuk daha o sıkıntı yok benim için." Vardı.

Meltem hanımı bölerek konuşmam ne kadar hoşuna gitmemiş gibi görünsede cevap vermemişti.

Bende umursamamaya çalışarak bıçakla pastayı bölmüş,kurabiyeler ile birlikte tabaklara yerleştirmiştim.

Servise başlayıp herkese bir tabak götürdükten sonra Kadir Bey gelmiş,onada bir tabak hazırlayacağım sırada kendisinin hazırlayacağını,oturmamı söylemişti.

Salona geçtiğimde ise selin ve Oğuz abiyi görememiştim.Selinin yine yukarı çıktığını Oğuz abininse onun peşinden gittiğini düşünüyordum.

Koltuğa oturduğumda ise üzerime çöken ağırlıkla hapların kanıma karıştığını anlamıştım.Yan etkileri başlamıştı,birazdan uykumda gelecekti.

Kendim için yarım dilim aldığım pastayı yedikten sonra mutfağa gidip tabağı yıkamış ardından geri salona gelmiştim.

Meltem hanıma bakarak konuşmaya çalışmıştım.Başka kimseyle göz teması kurmak istemiyordum.

"Meltem hanım saat geç olmuş biz artık gidelim." Dedim.

Cümlemi bitirdiğimde ise Kadir Bey ve Meltem Hanım kaşlarını çatmıştı.

 

"Aslında burada kalırsın diye düşünmüştüm kızım.Saat geç oldu,hem sende yorgun görünüyorsun.İstersen bugün burada kal.Yarın zaten evine beraber gideceğiz." Dedi.Meltem hanım.

"Size zahmet olmasın? Ben evimde de kalabilirim." Demiştim.

Biz Meltem hanımla konuşurken,bu sefer sözü Kadir Bey almıştı.

"Hayır güzel kızım ne zahmeti.Yukarıda bir odamız var şimdilik orada kalırsın.Daha sonra senin odanı hallederiz."

Açıkçası burada kalmak işime gelirdi.O yüzden tekliflerini kabul etmiştim.Herkese iyi geceler diledikten sonra yorgun olduğumu uyumak istediğimi söylemiştim.

Meltem hanımdan odamı göstermesini rica etmiştim.O da kabul etmiş bir üst katta olduğundan bahsetmişti.

Üst kata çıktığımızda ise karşımıza çıkan ilk kapıdan girmiştik.Beni beyazlar ile kaplı sade bir oda karşılamıştı.

Açıkçası çokta umurumda değildi.Halsizlikten ve uykusuzluktan bayılmak üzereydim.

Meltem hanıma teşekkür ederek tekrar iyi geceler dilemiştim.

Meltem hanımsa bir şey olursa seslenmemi söylemiş,dolaptaki pijamaları giyebileceğimi söylemişti.Ardından iyi geceler dilemiş odadan çıkmıştı.

Onun çıkmasıyla odada kahve ile yalnız kaldıktan sonra dolaptan Meltem Hanımın bahsettiği pijamaları almış hemen giyinip yatağa uzanmıştım.

Kahvede yanıma uzandığında, kendimi derin bir uykunun kollarına bırakmıştım.

Umarım yarın,bugünden daha az kötü geçerdi.

☆☆☆☆☆☆☆☆

Miray aslında wattpadde 25 bin okunmaya sahipti.Orada da kitabımı severek takip eden bir sürü okurum vardı.Fakat wattpad kapatıldığı için bütün emeklerim çöp oldu.Aylarca uğraşıp emek verdiğimiz herhangi bir şeyi bu şekilde elimizden almaları gerçekten çok kötü bir durum.Artık wattpadin açılma durumununda söz konusu olduğunu pek sanmıyorum.

Bu yüzden elimizden geldiğince bu platforma destek verelim.Hem Türk yapımı hem de çoğu uygulamaya göre daha kolay ve kullanışlı.

Bana oy ve yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim.Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum.

Umuyorum ki geleceğimiz daha özgür bir gelecek olacak.

 

Loading...
0%