10. Bölüm

10-Kara Leke

nur_yvn
nur_yvn

 

 

🍂

 

 

"Baba mı oluyorum?"

Evet soru buydu. Belkide bir kadının çığlık atarak sevinç nidaları ile "Evet" diyebilecegi bir soruydu bu. Ama ben tarafından korkarak baktığım bir soruydu. Belkide bu benim hayatıma sürülen bir kara lekeydi. Çocuğum degildi bu leke. Keremdi. Kerem benim hayatımın kara lekesiydi.

 

"Sen bana dokunamazsın. Sen izin almadan bana dokunamazsın!" dediğimde Furkan ileri atıldı ama onu elimle durdurdum. "Bu çocuk senin değil. Bu benim ve Furkanın çocuğu." dediğimde Kerem kahkaha attı. "Kabul et. Bu bizim." dediğinde yakalarını bıraktım. Bir Furkana bir Kereme baktım.

 

"İster inanın ister inanmayın. Bu çocuk Furkandan. Kerem bir daha benim bir adım yakınıma dahi yaklaşma." dediğimde Keremin kaşları çatıldı. "Çocuğum karnındayken mi-" demeye kalmadan Furkan, "Sus artıp piç kurusu!" dedi ve Keremi kolundan tutarak kaldırdı. "Sen benim karımı nasıl taciz edersin sapkın puşt." dedi ve Kereme sert bir kafa attı. Bununlada yetinmedi ve bacak arasına dizini geçirdi. "Bir daha kimsenin karısına kızına bakma diyeydi bu." dedikten sonra yerde acıyla inleyen Kereme bir kere daha vurdu. Sonra bana baktı.

 

"Gidelim." dediğinde hemen kapıya yöneldim. Çıktığımda bütün aile kapının önünde bekliyordu.

 

"Yengem, hayırlı olsun. Bana yeğen yapmışınız!" diyerek bana sarıldı.

 

"Bana da yapmışlar." diyerek sevinçle Umutta geldi. O da sarıldı.

 

"Güzel gelinim?" diye babaanne hanımda gelmişti. Birbirimize gülümseyerek bakarken "Bana torun mu yaptını-" derken Furkan sözünü kesti.

 

"DNA testi istiyorum." dediğinde odadan yeni çıkmıştı. "Çocuğun benden olduğuna dair bir test."

 

Yüzümdeki gülüş solarken ortamda ölüm sessizliği hakimdi. Duyduğum şeyi idrak etmeye çalışırken bir taraftan da elim karnıma gitti.

 

"DNA testi?" dedim gözlerim dolarken. Furkansa hiç gocunmadan "Evet DNA testi." dedi. Kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım. Gözümden bir damla yaş firar ederken herkesten 'ne diyorsun sen?' nidaları dökülmeye başlamıştı.

 

Ama benim için zaman öyle bir durmuştu ki Zehranın geldiğini bile anlamamıştım.

 

"Ne DNA'sı ne testi?" dedi dişlerini sıkarak. "Leyla hamile mi?" dediğinde Umut "Evet." diyerek ona cevap verdi. Bu sırada Zehra benim önüme gelerek Furkanla olan göz temasımı kesti.

 

"Sen benim kardeşime güvenmiyor musun?" dediğinde önümdeki dik bedene baktım. Beni korumak istercesine iyice sakladı.

 

"Güvenmiyor musun? Sahiden güvenmiyor musun?" dedikten sonra Furkandan hırıltılı bir ses çıktı. "Burada benim karşıma geçip de güvenden bahsetme. Sen güvenilmeyecek birisin." dedikten sonra biraz durdu ve diğerlerine baktı. Sonra bana döndü.

 

"Ben sana güveniyorum. Böyle bir teste girmeyeceksin-" demesine kalmadan Furkan "O test yapılacak." dediğinde sadece beni Zehra görüyordu. İstemediğimi belli ederek kafamı salladım. Zehra bana güven veren bir şekilde baktı. Ben bununla yetinmeyerek gözümden bir damla yaş daha düşerken "Karnımdaki çocuğun babası Furkan. Biliyorum. Kerem bana dokunamaz." dediğimde Zehra beni susturmaya çalışarak "Biliyorum, ben sana güveniyorum." dediğinde daha fazla ağlamak gelmişti içimden.

 

"Oğlum sen ne diyon? Senin dediğini kulağın işitir?" diyen babaanne hanıma cevap vermedi Furkan.

 

Boğazımı temizledim. Zehra yanıma geçerken herkesle göz teması kurarak karnımı gösterdim. "Bu çocuk Furkandan. İster inanın ister inanmayın. Test falan yaptırmayacagım." dediğimde Furkan tam konuşacakken. "Ne sanıyorsunuz? Burada resmen bana iftira atılırken paşa paşa gidip o testi olacağımı mı?" dedikten sonra Furkanın gözlerine baktım. Onun siyah ve sinirli gözleri zaten bendeydi. "İstersen benden boşan İstersen kapının önüne koy. Umrumda değil. Bu test olmayacak." dedikten sonra zaten çantamda yedekte olan boşanma kağıdını hatırladım. Zehranin kolunda olan çantamı açtım. Herkes merakla bana bakarken bir tane aldım. Bir de kalemi alıp emin adımlar ile Furkana yaklaştım. Kalemle kağıdı göğsüne sertçe vurdum.

 

"Umrumda değilsin bu saatten sonra." dedim onun duyabileceği şekilde. "İster inan ister inanma. Kendi karına bunları diyebiliyorsan bravo." dedim ve geri çekildim. Kalem ve kağıt yere düşmüştü. Ben geri geri adımlarken Umut yerden kağıdı ve kalemi almış ve okuyordu. Umut bir süre sonra "Yok artık yenge." dedi ve daha da şaşırmış bir ifadeyle "Hiçbir şekilde, tek kuruş bile istemeden abimi boşayacak mısın?"

 

"Ne?" dedi herkes aynı anda.

 

"Yenge saçmalama!" dedi Kaya abi.

 

"Ne boşanmasıdır o?" dedi şaşkınlıkla babaanne hanım.

 

"Belliydi zaten en başında." diyen Ayçayı kimse kâle almadı. Ama duymuştum ve sağlam kafayla ona bunu geri gönderecektim.

 

"Boşanma falan olmayacak." diyen Furkan kasılmıştı.

 

"Test falan olmayacak." dedim bende dişlerimi sıkarak.

 

Sabrının son demlerine gelmiş gibiydi Furkan. Herkese göz gezdirdi ve hızla çıkışa yöneldi.

 

"Hadi biz gidelim." diyen Zehraya baktım. O bana gerçekten de güveniyordu. Peki Furkan neden bu kadar ısrarcıydı?

 

"Nereye?" dedi babaanne hanım endişeyle. "Kızım gitme. Bir yerine bir zarar gelir." dediğinde ona gülümsedim ve bir tane daha boşanma kağıdı uzattım.

 

"Babası bile onun olduğuna inanmazken biz burada kalamayız. Beni kurtardığınız için çok teşekkür ederim." dediğim ve Zehra kolumdan çekiştirdi. Oradan yavaş yavaş uzaklaştık. Göz yaşlarım kurumuştu. Yönümü başka yere çevirdiğimde Zehra "Nereye?" diye sordu. Bende onu tutarak daha hızlı adımlarla ilerledim. "Kız dur nere gidiyoruz." dediğinde hastanenin diğer çıkışına gelmiştik. Gözlerim etrafta taksi ararken bulmuştum da. Elimle taksiyi durdurdum. Zehrayı içeri iteleyip bende bindim. Zehra hala şoktayken ben şoföre adresi vermiştim.

 

"Leyla, Nereye gidiyoruz?" diyen Zehrayı cevapsız bıraktım. Göz yaşlarım cevap vermeme izin vermiyordu zaten. Bana sarıldığında hıçkırıklarım daha da fazlalaştı. İçimdeki yangın kör alevler gibiydi. Karnımdaki bebegimize bile sevinemiyordum. Bundan daha ilerisi var mı peki? Bundan daha saçması.

 

Daha Furkanın yürüyebilmesi şokunu atlatamamişken bu da cabasıydı. Göz yaşlarım durmaksızın akarken tarif ettiğim yere gelmiştik. Parayı verip arabadan hızla inerken elimi sıkı sıkı tutuyordum. Zaten hiç açmamıştım.

 

Zehra "Kız burası neresi?" dediğinde koluna girdim. "Test yaptıracağım." dediğimde bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Ona daha fazla bakmadan önüme döndüm. Ama Zehra susmadı.

 

"Kız ben seni vatan savunur gibi savunuyorum sen ne tok yiyon" küfürü sansürlemesi genelde komiğime giderdi ama hedefime doğru düz bir suratla devam ettim.

 

"Seni döverim." diye koluma yandan bir tane indirdi. "Kız ben kime diyorum. Eşek mi konuşuyor burada." dediğinde ben çoktan hedefime ulaşmıştım. Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimde bir an bakıştık.

 

"Leyla?" dedi arkadaşım olan doktor. "Nazlı acil DNA testi yapman gerek. Ama elimde bir kaç tel saç var." diyerek avcumu açtım. "Yeterli dimi?" dediğimde kafasını salladı. Ama şaşakınlık hala üzerindeydi.

 

"Hamile misin?" dediğinde kafamı salladım ve her şeyi anlatmaya başladım. Keremi, Furkanı, kaçırılmamı her şeyi anlattım.

 

"Yani çocuk Furkandan değil mi gibi şüphelerin var?"

 

"Hayır." dedim kendimden hiç emin olmadığım kadar. "Bu çocuk Furkandan."

 

"O zaman neden test yapıyoruz?" dediğinde ona güveniyordum. "Zamanı geldiğinde kullanmak için. Sonucu bir zarfta sana vereceğim adrese gönder. Ben eminim ve bu yüzden o sonuca bakmayacağım." dediğimde Nazlı gülümser gibi oldu ama sanki vaz geçti. Bu şu son 10 ayda zaten bir tuhaftı.

 

Test bittikten sonra oradan ayrılmıştık. Ama benim canım arkadaşım bana moral olacağına;

 

"Ya senin benden başka yakın arkadaşın mı var! Yani bir de benden iyi olsa."

 

"Birdaha o kız seni korusun. Ağzımı bile açmam. Yada dur ben duramam. Sen benim arkadaşımsın."

 

"Yani kız da güzel olsa," dediğinde dayanamayarak "Kız güzel değil mi?" dedim. Yani her şeyi unutup tek konumuz buymuş gibi bunu tartışabilirdik. Bana baktı ve önüne döndü.

 

"Güzel değil mi?" dediğimde dayanamayarak, "Vasatın üstü." dediğinde kahkaha attım. Benim gülmemle o da gülmüştü. Ve ben şu anda bir şey fark ediyordum. Beni her şeye rağmen Zehra güldürüyordu. Her şeye ve herkese rağmen Zehra beni koruyordu. Beni koşulsuzca candan seviyordu. Ben onu hak edecek ne yapmıştım bilmiyordum.

 

"Kız bebeğe bir şey olcak." dediğinde hala gülüyordu. "Sonra vasatın üstü bir anne olacaksın." dediğinde yüzümde sadece ufak bir tebessüm kalmıştı.

 

Vasatın üstü veya altı hiç fark etmezdi.

 

Ben anne oluyorum.

 

🍂

 

Furkan bir ileri bir geri dönerken Kaya onu izlemekten sıkılmıştı. Kardeşinin yaptığı şeylere anlam veremiyordu ve kardeşini bozması yakındı.

 

"Furkan," dediğinde hala aynı şekilde devam ediyordu. "Sikerim belanı otur şuraya. Ben dedi sanki DNA testi iste diye." dediğinde sabahtan beri aynı cümleleri duymaktan bıkan Furkan artık dayanamadı.

 

"Ben de istemiyorum. Aşkından köpek olduğum kadını böyle bir şeye zorlamak istemiyorum. O siktiğimin Keremini döve döve öldürmek istiyorum ama olmuyor." dedi ve elini telefonuna attı.

 

"Nesi olmuyor?" dedi ve Kaya da sinirle ayağa kalktı "Kız mertçe dedi. Bu çocuk Furkandan diye. Sen hala DNA diyon test diyon. Ne DNA'ymış amına koyayım." diyip o da elini telefonuna attı.

 

"O test olmazsa Leylayı kurtaramam." dedi Furkan. Kaya telefondan başını kaldırıp beyninin olduğundan şüphe ettiği kardeşine baktı. "Ne kurtatması?" dediğinde Furkan dayanamayarak elindeki telefonu ona gösterdi. Bir mesaj vardı.

 

"Hadi lan?!" dedi şaşkınlıkla Kaya. Bunu o bile beklemiyordu.

 

"Haysiyetini, soyunu, sopunu, sülalesini, gelmişini ve geçmişini ve hatta yakın geleceğini siktiğimin orospu çocuğu." diyen Kaya'yı dinlemedi Furkan. Ne kadar küfür öğrendiyse hepsini de abisi öğretmişti.

 

"Karım nerede?" dediğinde Kaya hızlıca şaşkınlığı üzerinden atmıştı. "Bilmiyorum. Eve gelmemiş zaten." dediğinde Furkan dertlice soludu. Sert sesi her zamankinden daha sertti. Siyah gözleri her zaman olduğu gibi değildi. Gözlerine resmen bir Alev topu atılmıştı. Göz bebeğine yakından bakıldığında kızıllıklar fark ediliyordu.

 

"Kalk abi." dediğinde Furkan çoktan kapıya yaklaşmıştı. "Karımı bulalım."

 

"Sen iyice hanımcı oldun. Nerde Mardindeki herkese korku salan Furkan ağa?" diyerek dalga geçti.

 

"Karım olduğu sürece onu İstanbulun kirli sularına gömüyorum. O yüzden karımı bulalım." dedi ve evden çıkmıştı. Sesi bi.e Karım derken yumuşuyordu. Kaya da peşinden gitti.

 

"Zehra diye bir arkadaşı var. Onda kalabilir." dediğinde hafif ima ile abisine baktı. "Gidelim." dediğinde Kaya bu imayi hava da kapmıştı. Ama sessiz kalmayı tercih etti.

 

Olmayacak duaya amin demezdi.

 

Olacak işe çomak sokmazdı.

 

🍂

 

"Bence ismi Deniz olsun. Cinsiyeti belli değil şu anda zaten. Deniz hem kız hem erkek ismi." dediğinde güldüm. Sabahtan beri "Yeğenime ben isim koyacağım.", "Yeğenimin ismini ben vermeyeceksem neden yeğenim." deyip duruyordu. Güldüğüm için beni yanlış anlamış olmalı ki "Kız sen adı İsmet falan mı olsun istiyorsun? Yeter yani, modern bütün isimleri saydım." diye tatlıbir isyan başlatmıştı.

 

Balkonda oturmuş Zehra ile çay içiyorduk. Zehra avukat olduğu için şu anda rahattı. Şu anda çalışmıyordu. Bende cumartesi olduğu için rahattım. Okul idaresi ile görüşmüştüm. Pazartesi mesleğime başlıyordum.

 

"Güneş de olabilir bence." dediğinde güldüm. "Kız olursa Gül olsun erkek olursa Ali. Şu anda sallıyorum ama-" derken sözünü iştahla kestim "Gül?" dediğimde şaşkınlıkla bana baktı. Sonra sevinçle "Ay ilk defa beğendin!" dediğinde "Gül lokumu." dediğimde sevinci sarsıntıya uğramıştı. Ama daha da mutlu ve sesli bir şekilde, "Leyla sen gül lokumu mu aşerdin? İlk defa aşerdin!" dedi ve hızla bana sarıldı.

 

"Ben sana hemen gül lokumu sipariş ediyorum. Hem ne demişler ye tatlıyı getir Hakkıyı." dediğinde güldüm. "Ama canım ekşi pilav da istiyor." dediğimde daha da sevinçle "Ye ekşiyi getir Ayşeyi. Hadi amin." deyip iki elini yukarı bakarak yüzüne sorduğunda kahkaha attım. "Hemen şu marketten alıp geliyorum. Bir dakikaya burdayım." dediğinde kapı çalmıştı. Kapıya giderken "Pilavın da yarım saate hazır olur." dediğinde kapı açılma sesi gelmişti.

 

Bir süre sonra sert adımlarla arkamdan birisi geliyordu. Bunu fark etmeme rağmen arkamı dönmemiştim. Önüme bir tane paket konulduğunda kafamı yasladıgım kolumdan kaldırdım. Kafamı çevirmemle Furkanı görmem bir olmuştu. Ben alık alık bakarken o balkonun kapısını kilitleyip anahtarı cebine atmıştı.

 

"Kaçak karım? Nasılsın?" dedi önüme bir sandalye çekip otururken. Poşeti eline almıştı.

 

"Yalancı kocam? Nasıl olayım?" dediğimde dudağında daha daha önceden gördüğüm o ukala gülüş oluştu. Çevik Bir hareketle sandalyemi tutup beni iki bacağının arasına çekmişti. Reflex olarak düşmemek için elim kolunu tuttu.

 

"Benim ol!" dediğinde yutkunmuştum. Nasıl olayım sorusuna böyle bir cevap beklemiyordum. Ellerimi kolundan hızlıca çektim ve sanki hiç duymamış gibi "Sen nasılsın?" dediğimde dudaklarında hala aynı gülüş vardı. Eliyle kendini baştan aşağı gösterirken eli belinin altında durdu. "Tam sana göreyim." deyip göz kırptıgında yutkunmadan edemedim. Poşeti yavaşça açıp bana uzattı.

 

"Leylekler söyledi." dedi ama poşete değilde gözlerine bakıyordum. "Benim karımın canı güllü lokum çekmiş." dediğinde gözlerim bu defa poşeti buldu. İçinde pembe pembe güllü lokumlar vardı. "Bende getirdim."

 

Bir lokuma bir ona bakarken laf sokma istegime hakim olamayarak "Senden olduğuna şüphe ettiğin bir çocuk için bunu getirmen ne kadar normal?" demiş bulundum. Furkanın gülümsemesi asla sekteye ugramazken yüzünde sinsice farklı bir gülümseme oluştu.

 

"O çocuk senin ve benim çocuğum. Bizim çocuğumuz." dediğinde verdiği tepkilerin birbiriyle çakıştığının farkına varmış olmalı ki bir an durdu her şey.

 

"Zorundaydım Leyla." dediğinde bende bu konuda anlam veremiyordum. "Sana o olayı unutturacagıma söz versem beni affedermisin?" dediğinde sert yüz hatlarına ve sesine rağmen bana yumuşaktı.

 

"Ben seni ancak bu konuda affederim Furkan." dediğimde neyden bahsettiğimi anlamış gibiydi. "O konuyu sonra konuşalım. Nerede kalmıştık?" dedi ve beni süzdü. "Kesinlikle benim. Taş gibi hatundan taş gibi çocuğum olur." dediğinde bakışlarım dondu. Bana belkide ilk defa hatun demişti. Ve evet ilk defa hatun demişti. O da bunu fark etmiş gibiydi.

 

"Ne oldu? Benim hatunum değil misin?"

 

Söyledigi şeyle yutkundum ve lokumlara baktım. O da lokumlara baktı ve bir tane alıp bana uzattı. Ben lokumla bakışırken "Aç ağzını," diyen Furkana da şaşırmakla meşguldüm. Aramızda olan üç karış mesafeyi kapatıp diğer elini belime attı.

 

"Lokumu daha da tatlı bir hale getirebiliriz iztersen." dedi ve fazla büyük olmayan lokumu dudağıma koydu. Kuş lokumu gibi bir şeydi ama güllüydü. Yani kutudakilerin birazı güllüydü. Renginden yola çıkarak naneli olduğunu bile söyleyebilirim. Ben bunların hepsini nasıl güllü sandım ki.

 

Dudagımdaki lokumu yememiştim. Dediği şeyi merak ettiğim için bekliyordum.

 

"Şimdi dudağını hafifçe arala ama lokum iki dudağının arasında kalsın dediğinde dediği şeyi yaptım. "Onu sakın agzına atma. Ben yapana kadar tabii." dediğinde ben ne olduğunu anlamadan belimden tutup beni kucağına çekmişti bir eli ensemdeydi bil eli ise belimde.

 

Lokum kutusu neredeydi?

 

Daha önemlisi ben neredeyim?

 

Bunun cevabını Furkanın pantolonunu zorlayan sertliği vermişti. Lokum ağzımda ellerim omzundayken...

 

"Şimdi lokumu tatlandırıyoruz," diyerek ensemden tutarak dudaklarını dudaklarıma degdirdi.

 

Lokum hala ağzımdaydı.

 

Allahım sen çarpma yarabbim.

 

Dudakları dudaklarımı ezerken lokum hala agzımdaydı. Karşılık veremiyordum çünkü lokumu yutma demişti. Bir süre sonra muhtemelen dayanamayıp diliyle lokumu itmişti. Ben zevkten dört köşe olurken karnımda hissettiğim ağrı buna engel olmuştu. Furkan geri çekilirken ben karnımı tutuyordum. "İyi misin?" diyen Furkana bir dakika işareti yapıp bekledim.

 

Ben neden hala kucagındayım ki?

 

"Bu çocuk şimdiden bizi bölerse biz nasıl 5-6 tane daha çocuk yapacağız?" dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım. Ağzımdaki lokum hala duruyordu.

 

Bu halimi gören Furkan "Yut Leyla." dediğinde yutmuştum.

 

BEN BU ADAMIN HER DEDİGİNİ NEDEN YAPIYORDUM Kİ!

 

BU ADAM BENİM KOCAM ÇÜNKÜ!

 

"Hatunum?" dediğinde lokum boğazımda kalmıştı. Öksürdügümde hareket etmemle "Siktir!" diye inlemişti Furkan.

 

Kendime geldiğimde hissettiğim şeyler pek hayrı alamet değildi. Ben Furkana Furkan da bana bakarken "Kapıyı neden kilitlediginizi sormak dahi istemiyorum." diyen Zehranın sesi ile iyice kendimi kötü hissetmiştim.

 

"Basıldık falan deme. Biz evliyiz." dediğinde gülmeden edemedim. "Hatun, hareket etmeden kalk kucagımdan. Söylediğimi dikkate almanı tavsiye ederim." dediğinde dediğini yaptım. O derin derin nefesler alırken ben de elimi ona uzattım. Bana 'hayırdır' der gibi kafasını salladı. Anahtarın cebinde olduğunu hatırlayınca elini cebine attı ve bana anahtarı uzattı. Anahtarı alıp kapıya giderken "Ne açıklama yapacağı sevgili karım?" dediğinde gülmekle yetindim. Eğlence daha yeni başlıyordu.

 

"Kız neden kapıyı kitlediniz?" diye soran Zehraya "Ona sor ben bilmiyorum." dediğimde arkasından gelen Kaya abi ve Zehra Furkana baktılar. Furkan bana 'sana bunun hesabını sorarım' der gibi varla yok arası kafasını salladı. Kaya abi "Yeğenime bir şey olursa döverim sizi." diyip önümde eğildi.

 

"Sen bu anne ve babaya çekme amcacım. Yoksa iki güne kafa çekersin. Ben sağlam kafayla zor çekiyorum sen içkiye başlarsın, o derece." dediğinde gülmeden edemedim. Geri çekildim.

 

"Abi çocuğumu bozma. Sonra sevmeyecek bizi." dedigide Zehra bana imalı imalı baktı. "Biz olduğunuza göre tek yeğenim olmayacak." dedi ve Furkanın koluna vurdu. "Onlara da test yaparsınız. Kolunda sinek varmış yanlış anlama." dediğinde Furkandan beklenmeyecek bir şekilde sesli güldü.

 

"Simdi ben şirkete gidiyorum ve kardeşimi de götürüyorum." diyerek Furkana kapıyı işaret etti. Furkan derin bir nefes daha aldı.

 

"Karımı evimize bırakıp öyle geçelim." dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. Biz daha 5 saat önce neyin kavgasını ediyorduk?

 

Ben bu adamı nasıl bu kadar kolay affetmiştim?

 

Kocamda şeytan tüyü var!

 

"Ama ben gelmeyecegim kocacığım. Hatta ve hatta tek adım dahi atmayacagım." dediğimde dudağında her zamanki ukala gülüşü oluştu. Bu adama biri böyle gülmemesi gerektiğini söylemeli. Bir gün kalbime inebilirdi zira.

 

"Peki madem." dedi ve ayaga kalktı. Benden ne kadar uzun olduğunu fark ediyordum. Bir kaç adımla yanıma gelmişti. Ona alttan alttan bakıyordum çünkü kısaydım.

 

"Tek adım dahi atmayacaksın?" dediğinde onaylayan mırıltılar çıkardım "Atmayacaksın." dediğinde bu bir soru gibi gelmemişti.

 

Her şey bir anda oldu. Bende bıktım ama ne yapayım? Her şey bir anda oluyor.

 

Furkan bir elini sırtıma, bir elini bacağımın altına sararak beni kucağına almıştı. Ağzımdan ufak bir çığlık çıkarken "İndir beni!" dedim. Düşmemek için kollarım boynundaydı ama tepiniyordum. Furkan kapılardan çıkarken bir yandan da beni sıkıyordu. Evet sıkıyordu. Sanki kalabileceğim. Ben buradan nasıl kaçayım?!

 

"Kolların boynumda ama kaçmaya çalışıyorsun." dediğinde kollarımı çekmemiştim. Düşme ihtimalim vardı.

 

"Düşebilirim ve düşersem çocuğuma bir şey olur. Çocuğuma bir şey olursa seni pişman ederim." dedigimde "Çocuğumuza!" diyerek beni aydınlattı. Tabii ben bilmiyordum (!) bu çocuk kimden ya? Gerizekalı kocama sorsam daha iyi olabilirdi ama çoktan arabaya gelmiş ve ön koltuğa sakince bırakılmıştım.

 

"Bana gelmek istiyormusun diye sorulmadı!" diye isyan ettiğimde "Sorunca çok değişik bir şey olacak sanki." diyerek kapıyı kapattı. O sürücü koltuğuna geçerken bende Kaya abi nerede diye bakıyordum. Kaya abi kapıdan çıktığında Furkan da arabaya binmişti.

 

"Kaya abi öne binsin ben arkaya bineyim." dediğimde dudağında sisi bir gülümseme oluştu. Kaya abi kapıyı açıp bir kutuyu bana uzattığında aldım ve "Ne bu?" diye de sordum.

 

"Lokum yenge." dedi ve kapıyı kapattı. Ben kutuyla bakışırken Furkan arabayı çalıştırmıştı.

 

Kaya abi nereye gidiyordu?

 

Kutudan gözlerimi çekip torpido gözüne koydum. "Kaya abi binmedi. Nereye gidiyorsun?" dediğimde dudagindaki sinsi gülümseme tekrardan kendini belli etti. Araba ileri doğru giderken "Abim gelmiyor." dediğinde 'ne demek gelmiyor?' dememek için kendimi zor tuttum. O klişe sahneyi yaramayacaktım. İnsanların 'bb' yazması bile bana klişe gelirken bunu kendime yapamazdım.

 

"Bende gelmiyorum o zaman." dedim her şey için çok geç olmasına rağmen. Furkan onaylamayan mırıltılar çıkarttı.

"Karım benden kaçıyor mu?" dediğinde yapmacık bir şekilde gülüp birde üstüne "Güleyim bari. Ben senden neden kaçayım ki?" dediğimde bir kaç saniye sonra gözüyle torpidoyu gösterdi. "Lokumlar fazla tatlı olduğu için kaçıyorsun bence. Ama o lokumların en tatlı halini görmedin güzelim." dediğinde öylece kalmıştım.

 

"En tatlı hallerini bu gece gösterebilirim." dediğinde yutkundum. Hiç sesimi çıkarmamamı "Bunu evet olarak kabul ediyorum." olarak yorumlamıştı.

 

Ama ben tam karşımızda eli silahlı Kerem yüzünden bu haldeydim. Yandan Furkanın vites üzerinde duran elini tuttum "Furkan." dediğimde elimi tutarak önüne baktı. Bir kaç saniye sonra tam önünde durmuştuk.

 

"Amına koydugumun piçi." diyerek arabadan inecekken elini daha sıkı tuttum. Bir elime bir bana bakarken derin bir nefes aldı. Sert ama güzel elini yanağıma yaslayarak alnımdan öptü. "Sana söz üçümüze de zarar gelmeyecek." deyip arabadan indi.

 

3'ümüz demişti. Bu gün yaptığı her şeyin tam tersini yapıyordu.

 

"Vây, Kılıç! N'aber ya? Özlemişim seni." diyen Kereme nefretle ve sinirle baktı. Şu anda ben bile ondan korkarken Keremin ecele uygun adım koşması şaşırtıcıydı.

 

"Önümüzü kesme cürretini neye borçluyuz?" dedi Furkan.

 

"Yolun sona geldin de o yüzden. Bu yollar hep bana çıkar Furkan. Bilmez misin?" diyen Keremin gözleri bana döndü. "Çocuğumuza da son yol ben olacağım." dediğinde gözlerimi kaçırmadan ona baktım ve arabadan indim.

 

"Bu senin çocuğun değil! Senin asla olamaz." dediğimde Kerem dudak büzdü. "Ya benimse-" demeden "Değil!" dediğimde Kerem bir adım ileri geldi. "Oldu ki benim ne yapacaksın?" dediğinde bende bir adım attım.

 

"Sanma ki senden bir çocuk bile olsa bizi yakınlaştırır. Furkan beni kabul etmese, beni sokaklara atsa ben yine de sana dönmem. Vazgeç iftiralarından." dediğimde yutkundu.

 

"Son sözün bu mu Leyla?"

 

"Sana son sözüm bu Kerem." Bu sırada bir silah patlamıştı. Yerdeki kanlar ve acı dolu çığlık her tarafta yankılanmıştı.

 

____________________________

 

Ay ay ay ben geldim.

Veee gidiyorum.

Nasıl bölümdü ama.

FURKANA DÜŞMEDİK Mİ?

Ben düştüm millet.

Neyse sizi yormadan ben oy ve yorumlarımı isteyeyim

Instagram: nur_yvn

Tiktok: nur_yvn

Yaptığım editlere bakmak isteyenler buyurunuz. Desteğiniz için çok teşekkür ederim. Takip etmeyi unutmayın. Hoşçakalın...

Bölüm : 05.12.2024 23:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...