@nuraydingokce
|
Normal zamanda yüksek sesten korkup nasıl tepki vereceğini bilirsin. Yaşamadığın korku bilinmez. Hislerin karma karışık olur, bir anda kal gelir. Bakar anlamaya çalışırsın yine de beynin ne yapacağını kısa zamanda çözemez. Ta ki biri seni kolları arasına aldığında. Tanıdık kollar güven verir. Şaşkınlık, korku iliklerine kadar işler. Gözlerimden yaşlar yavaşça akmaya başladı. Silah, çığlık, ağlama sesleri beynimi uyuşturdu. Sesler yok olsun istedim. Nefes almayı unuttum. Derin soluklar verdikçe paniklemeye başladım, kalbim sıkışıyor. Göz yaşlarım hızlandı. Sanki sesimi kaybettim. Tanıdık ses bulmaya çalıştım. Kulaklarımın uğultusu dur durak bilmiyor. Ellerimi daha çok sıktım. Çığlıklar, acıyla feryat edenler, ağlama sesleri artıkça arttı. Duymamak için uyuşan parmaklarımla kulaklarımı kapattım. Nefes alamıyorum diye sözcükler dudaklarımdan sessizce döküldü. Bora, "Açelya güzelim. Açelya... Nefes al," diyerek panikle etrafına baktı. Arkadaşına dönüp "Fırat ne yapacağız," dedi. Yüzüme yaklaştı "Açelya bana bak," dedi. Yüzümü kendine çevirdi, kehribarları elalarıma baktı. "Hişt hişt sakin. Beraber nefes alalım," diyerek nefes alıp verdi. Silah sesi sustu, bağıranlar, feryatlar arttı. Başımı salladım, defalarca yavaşça nefes alıp verdik. Kalp atışım düzene girmeye başladı. Göz yaşlarım dinmek bilmiyor. Elleriyle göz yaşlarımı silmeye başladı. Panik halim yavaşladığın da bacağımda acı hissettim. "Bacağım," dedim. Bacağıma dokununca yüzümü buruşturdum. "Sıyırmış,"dedi. Etrafına baktı, bir bez parçası sardı. "Acıyor," diyerek yüzümü buruşturdum. Sıkıca göğsüne bastırdı, sanki duygularım yok oldu. Vücudum uyuştu öylece bekbekledim. Kim Joon, "Açelya, neredesin? Açelya... " diyerek etrafta seslenerek koştu. Sesin geldiği yöne baktım. Boğazım kurudu, sesim duyulmayacak kadar sessiz çıktı. "Kim Joon buradayım, "diye fısıldadım. Yanıma geldi. Hemen boynuna sarıldım, ağlamam şiddetlendi. "Canım sakin ol. İyi misin?" diyerek inceledi. Boğazım acıyarak "Evet. Sen nasılsın, neler oldu," dedim. Kucağına aldı, başımı boynuna gömdüm. Gözleri kapandı ve bilmediği bir odada açtı. Çift kişilik yatağın üzerinde uzandığı yerden kalktı. Beyaz duvarlara, kahverengi koltuğa baktı. Adım sesleri geldiğinde yüzündeki korku belirginleşti. Dizlerini karnına doğru yaklaştırdı. Orta boylu, kaşları çatık adam elindeki tepsiyle geldi. "Uyanmışsınız. Patron telefonla görüşüyor. Siz keyfinize bakın birazdan gelir," diyerek sert bakışlarıyla baktı. Panikle "Ben neredeyim? Siz kimsiniz? Patron kim?"dedim. Art arda sorularımı dizdim. En son ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Biranda kapıya gürültüyle vurma sesleri geldi. Bakışlarımı kapıya çevirdim, gözleri beni buldu. Parmağıyla sus işareti yaptı. Orta boylu adam elindeki silahıyla kapıya doğru yürüdü. Biran da içeri Bora girdi ve adamı yumruk darbeleriyle yere savurdu, yüzünden kanlar akmaya başladı. Açelya kolunu tutana kadar vurmaya devam etti. Korkuyla "Dur, adamı ööldüreceksin," dedi. Kolundan çekti. Arkasından gelenin yardımıyla uzaklaştırdı. Bora Açelya’nın kolundan tuttu, arkasına aldı. Öfkesi, çatık kaşlarıyla öne atıldı. "Açelya’ dan uzak dur. Bir daha yanında görürsem olacaklardan sorumlu değilim," dedi. Kim Joon, Kendinden emin sesi ve duruşuyla cevap verdi. "Sen kimsin karışıyorsun. Sevgilimden uzaklaş," dedi. Bora iki eliyle yakasından tutup kafa attı. Kim Joon geriye doğru sendeledi, sağ koluyla yumruğu çenesine geçirdi. Bora toparlayıp tekrar yakasına yapıştı. Sağ diziyle karnına art arda darbe geçirdi ve duvara doğru itti. Sırtına aldığı darbe nefesini kesti yere doğru kaydı. Ağlayarak "Lütfen durun. Bora dur," diyerek korkuyla hareket edemedi. Bora adımlarını attı, tekmelemeye başladı. "Sus, it herifi geberteceğim. Sen salak mısın? Kim olduğunu bilmediğin biriyle nasıl görüşürsün. Cevap ver, "diye bağırır. Canımın canını değer verdiğim yakıyor. Kalbime bir şey saplandı. Hareket edemiyorum. Kime koşmalıyım. Korkum artıkça arttı. Göz yaşlarım hızla akmaya bmdevam etti. Yavaş adımlarla Kim Joon’a doğru ilerleyip sarıldım. "Korkuyorum bağırıp durma. Sen yıllarca yoktun, şimdi gelip hayatıma müdahale edemezsin. Sen önce kendi yaptıklarının hesabını ver," diyerek gözlerine baktım. "Şimdi konumuz bu mu? Gitmem gerekti gittim," diyerek bağırdı. "Öyle mi? Şimdi geldiğin yere dön," dedim. Kaşlarını çattı "Sende akıl yok. Bu itin Kim olduğunu biliyor musun?" dedi. Öksürerek ağzından akan kanı elinin tersiyle sildi. "Biliyorsan bulaşmaman gerektiğini bilmelisin," diyerek cevap verdi. 2019 yılında Aksoy holdingin dünya da özel üretim olan bilgisayarın tanıtım programına davetliler arasına Koreli iş adamlarından Jo Jang Park katıldı. Fırat, elleri ceplerinde "Şu kilolu, siyah saçlı, adamı kim davet etti," diyerek sordu. Bora, Gülerek cevap verdi. "Rakiplerini yakından tanımak istiyorlar," dedi. Fırat, "Bunlarla iş yapılmaz. Ortak oldukları firmanın çalışanları belirlenemeyen sebeple öldürülmüş. Arkasındaki somurtkan genç oğlu duyduğuma göre tek varis," dedi. Kim Joon bakışını çevirdiğinde ona bakan gözlerle karşı karşıya gelir. Bunlar birbirini nerden tanıyor diyerek düşünür. "Yeter burda ne dönüyorsa anlatın," dedi. Bora, eliyle işaret edip, "Korkak bu ülkede saklanıyor. Büyük mafya babası Jo Jang Park'ın oğlu," dedi. Güldüm "Ne saçmalama, sen uyduruyorsun," dedim. Başını salladı "Öyle mi dövmesine bakalım," dedi. Kim Joon'a bakıp. "Lütfen yalan konuştuğunu söyle," diyerek gözlerine baktım. Sanki başımdan kaynar sular döküldü. Bunca yıl yalanın içindeymişim. Bunu bize nasıl yapar. Yüreğimde ki acının feryadını, dilim lal olsa da söylese. Sevgimi nasıl görmezden gelir. Ya bunca yıllık emeği nasıl değersizleştirir. Beni iyileştiren yıkamaz dedim ama güvendiğim liman çoktan alabora olmuş. Gözler yalan söylemez derler, oysa yıllarca inanmışım. Gözlerimde ki yaşlar feryada dönüştü. Kim Joon, "Üzgünüm, bunu açıklaması zor ama inan sevgim gerçek," diyerek üzgün gözlerle baktı. "Nasıl yalan söylersin. Sen çiçeğimin yapraklarını kırdın," dedim. "Lütfen, dinle açıklamama izin ver," diyerek ellerine uzandı. İzin vermedi "Beni hiçe saydın. Sen rengimi soldurdun," diyerek elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. "Benim narin çiçeğimsin, nasıl incitebilirim. Rengin solmasın bende yok olurum," diyerek yalvardı. Başını sağa sola sallayarak "Lütfen! git," dedi. Kim Joon gözlerine bakmaya devam eder ve hızlıca gider. Açelya dizleri üzerine düşer. Hıçkırarak saatlerce ağlamaya devam eder. Bora, dizleri üzerine çöküp "Açelya üzgünüm artık gitmeliyiz. Ona ulaşmak için seni kullanacaklar," dedi. Sessizce boş gözlerle bakmaya devam etti. Yerden zorla kaldırır, yangın merdivenlerinden çıkışa ulaşırlar. Arabaya binmesine yardım eder. Yolculukları sessiz devam eder.
|
0% |