Sierra

"İmdaaaat!" Bağırmaktan boğazım ağrıyor fakat ben bir an olsun vaz geçmiyordum.

Avuçlarımın arasında sıktığım demir parmaklıkları bütün gücümle salladım. Boş alanda yankılanan zincir sesi ayak bileğime bağlı olan demir kapanın şıngırtısıydı.

"Ne olur biri yardım etsin!" Artık göz yaşım kalmamıştı. Kaç saat olmuştu? Kaç gün... bilmiyorum.
Bir penceresi bile olmayan bu zindanda zaman mefhumum tamamen kaybolmuştu.

Üzerimdeki pijamalar kirden kapkara olmuş, açlıktan midem bulanmaya başlamıştı. Bir yudum su için her şeyi yapardım.

"Yalvarırım biri yardım etsin..." son gücümle bağırarak bir yardım arıyordum.

Avuçlarımın arasında izini bırakan paslı parmaklıkların dibine güçsüz bedenimi bıraktım.

"İdea..." gözlerimden akan yaşlarla bıraktığım fısıltı bana yaptığım hatayı hatırlatıyordu.

O bana hiç böyle davranmamıştı, fakat Shaitan beni bu zindana hapsettiğin de , bir sonraki gelişinde yatağında olacağımı ve bunu kendi isteğimle yapmazsam canımı fazlası ile yakmaktan büyük bir zevk duyacağını rahatça söylemişti.

Bense geçip giden günlerde, burada avazım çıktığı kadar bağırsamda gelenin Shaitan olması fikri ödümü koparıyordu.

Artık tek dileğim buradan çıkmak ve Shaitan'ın esirliğinden kurtulmak. Başka hiç bir şey istemiyorum! Lanet olsun ya benim hayatım sıkıntısızdı , kendi kendime yaşayıp gidiyordum ben...

Şimdi başıma gelenlere bak, farelerle dolu bir zindanda , ciğerime dolan sis kokusu ve kulağıma çarpan çığlık sesleri ile ölümü bekleyen bir zavallı gibiyim!

⚕️⚕️⚕️⚕️

Prens İdea mutlak bir uykunun kollarında esir olalı tam 7 gün oluyordu.

Yedi gündür başında dolanan bütün Saray görevlileri o gözlerini açmadığı her gün biraz daha umutsuzluğa kapılıyordu.

Fakat Yehuda biliyordu ki Tılsım yeniden İdea'ya ulaşmadan Prens kendine gelemezdi.
Kral Lirken bütün krallıkta Shaitanı aratmış fakat bilgelerin onu kendi istekleri ile bile isteye serbest bıraktığını öğrendiğinden beri bu işin peşini bırakmıştı.

Bilge ifritlerde en az kral Lirken kadar güvenmiyorlardı Prens İdea'ya. Tamda bu sebepten Shaitan'a özgürlüğünü bu kadından dünyaya gelen bir bebekle hediye edeceklerini vaad etmişlerdi.

Sierra ise yalancılığı ile ün yapmış olan düşmüş Prensin sözlerine inanmış ve kanını Prens Shaitan'a armağan etmişti.

Şimdi ise kutsal odanın kendi isteği üzerine hazırlanmasını sağlıyor ve gelinine kavuşmayı büyük bir heyecanla bekliyordu.

"Prens İdea." Yehuda Prensin uzandığı yatağın yanına usulca çöktüğünde, bedeninde ki korku ile bir şeyler fısıldadı.

"Prenses Sierra günlerdir ağlıyor, aç ve susuz bir şekilde Mervan harabelerinde tutuluyor. Kardeşinizi tarafından..." elini Prensinin iri ellerine uzattığında sıkkın bir nefes verdi.

"Prensim kendinize gelmeniz gerek. Tılsım olmadan bu mümkün değil fakat sizin bu kıza aşık olduğunuza neredeyse emindim. Aşkta mı sizi derin uykudan uyandırmaya yetmiyor. Yalvarırım açın gözlerinizi. Eğer o bebek doğarsa, Kral Lirken Tahtını Prens Shaitan'a bırakacak efendim. Yalvarırım uyanın..."

Yanaklarında acıya sebep olan yaşlarla yeniden aralandı dudakları. "Prens Shaitan'ın beraber olduğu kadınlara yaptığı işkenceleri biliyorsunuz. Sierra'yı ona mı teslim edeceksiniz... O zavallı kız, abinizin karanlığına dayanamaz. Uyanın..."

Odanın içinde ansızın beliren Bir büyücü, bakışlarını Yatakta uzanan İdea'nın üzerinde gezdirdi.

Yehuda'nın onun başında çaresizce yakarışlarını duyarak adımlarını yatağın yanına doğru ilerletti.

"Yehuda." Sesi bir gök gürültüsünü andırırken, Yehuda hızla oturduğu yataktan havalandı.

"büyücü Ola, sizin sarayda olduğunuz duyulursa Kral Lirken kellenizi kopartır."

Korkulu sesi ile bakışları bir süre karşısındaki güzel kadında gezindi.

Ola , Prens İdea'nın haremi dışında beraber olduğu kadınlardan sadece biriydi. Yaptığı kural dışı büyüler ile Kral Lirken'i öfkelendirse de Prens İdea ile hatırı sayılır bir dostlukları olduğunu Yehuda çok iyi bilirdi.

"Sevgili Prensim'in ölüm uykusuna yattığı ilk günden beri bu odadayım Yehuda, yalnızca siz beni göremiyorsunuz. Ayrıca o değersiz kralın ben istemediğim sürece beni göremez." Lirkenden bahsederken suratında oluşan tiksintinin tek bir nedeni vardı. Ailesinin bu krallık tarafından kral Lirken'in emri ile katledilmiş olması.

Lirken'e ve egemenliğine karşın büyük bir öfkesi vardı fakat İdea'yı gördüğü anda bir istisna yakalamıştı.

Bu genç adam bu genç kadının kalbine dokunmuştu.
Babasının aksine oldukça anlayışlı ve eğlenceliydi.
Kendine asla itiraf edemese de İdea'ya karşı asla karşılık bulamayacağı hisler beslediğinin farkındaydı.

Karşılık bulamazdı çünkü bir Prens onun gibi kaçak bir kadınla en fazla kaçamak bir kaç gece geçirirdi hepsi bu.

"Söylediklerin doğru mu?" Elleri uyuyan prensin eşsiz güzelliğe sahip yüzünde dolanırken yineledi sorusunu. "Söylediklerin doğru mu? Şu insan kız, Prens İdea ona aşık mı oldu?" Ellerini yüzünde usulca geri çektiğinde bakışları tedirgince kendini izleyen Yehuda ya döndü.

"Hislerim bu yönde, o kız için çok fazla çabaladı. İkna olması için, ve mutlu olması..."

Duyduğu sözler Ola'yı buruk bir gülümsemeye itelerken yavaşça dikeldi İdeanın üzerinden ve bakışları Yehuda'ya döndü.

"Eğer söylediğin şey doğru ise, onu uyandırmanın bir yolu var..."

Yehudanın gözleri kocaman olduğunda , günlerdin Saray büyücüleri ve orman perilerinin yapmadığı şey kalmamıştı ama şimdi bu düşürülmüş büyücü ona olacağını mı söylüyordu.

"Nasıl olacak büyücü Ola... "

"Eğer o kıza aşıksa, ölüm uykusundan geri dönecek. Tılsım ve içindeki kan yalnızca iradesini elinden aldı. Aldı ve onu böyle derin bir uykuya itti. Fakat eğer kalbinde aşk varsa, her şey değişir. Tılsımla bağını koparır ve bağımsızca ruhu geri döner. "

"Bunu nasıl yapacak..."

"O kızı seviyorsa, bir yolunu bulacak. Şimdi senden isteyeceğim tek bir şey var. Bana bir tılsım dövdür. Altından olacak, haznesi tamamen boş bir şekilde Prens İdea'nın adına özel. Sadece bakire ifritler tarafından işlenecek unutma. "

"Anlamıyorum Ola, ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Anlamana gerek yok Yehuda , yardım etmeye çalışıyorum. Senden istediğim şeye odaklan. Bende gidip ayin için bir kaç malzeme getireceğim. "

Ansızın ortadan kaybolduğunda Yehudanın bakışları tedirginlikle Prensine döndü.

"Siz olsanız ona güvenirdiniz Efendi İdea... değil mi?" Kafasındaki karmaşa ile kendinden isteneni yapmak için hızla ortadan kayboldu.

⚕️⚕️⚕️