Yeni Üyelik
18.
Bölüm

Bölüm 17 / Bebeğim

@nurdogru26

Sierra

Saatler mi olmuştu? Bilmiyorum.
Öylece oturduğum yatağın içinde İdea'nın sol tarafımda sessizce uyuyuşunu izliyorum, öyle kusursuz gözüküyor ki , İnsanı sürekli olarak güzel yüzüne bakmaya ikna edecek türden bir güzellik.
Pürüzsüz teni, ışıltılı saçları, uzun kirpikleri ve sivrice uzanan kulak bükümleri.

İçten içe bildiğim bir şey var ki , o'da onunla aramda geçen o sevişmeyi hatırlamayı çok isterdim . Beni bu kadar utandıran ne olmuştu? Neden unutmak isteyecek kadar çok utandım? Biri bana Bir gün bekaretimi kaybedeceğimi ve bunu bile isteye hatırlamak istemeyeceğimi söyleseydi ona asla inanmazdım.

Gerçi biri bana bir Cin Prensi ile sevişerek bekaretimi kaybedeceğimi söylese de inanmazdım ya...

Düşüncelerim beni sessizce güldürdüğünde , karnımda hissettiğim hareketlenme ile üzerimde yorganı yavaşça geri çektim.

Saten sabahlığın önünü yavaşça açtığımda Karnımın hareketlendiğini görüyordum. Gözlerimin önünde giderek büyüyen bir kitle beni şaşkınlıkla izlemeye itelerken, aslında canımın acımasını umuyordum fakat sadece içeride bir varlığın avuç içlerini karnımın iç duvarlarına dayayarak kendine alan açtığını hissediyordum.

Hızla yataktan kalktım ve odanın köşesinde duran boy aynasına doğru ilerledim. Güneş dağların arasından hafifçe doğarken ben aynanın karşısında durdum. Bedenimi yavaşça yan döndüğümde şaşkın bir gülümseme ile daha bir kaç dakika önce dümdüz olan karnımın şimdi bir karpuz büyüklüğünde olduğunu görmek beni ürkütmek yerine eğlendiriyordu.

"Hey..." avuç içlerimi sabahlığın üstünden göbeğime doğru bastırdım. "Nesin sen..." şaşkınlıkla sorulmuş bu soru ile sessizce kıkırdadım. "Bu kadar hızlı büyüyemezsin sakin ol..." yeniden kıkırdadığımda, göbek deliğimin bir kaç santim yanında dışarıya doğru itilen küçük bir ayak gördüm. Gözlerim hayretle açıldığında dünya üzerinde ki hamileliklerden farklı olacağını bilmeme rağmen olan biten herşey beni şaşkına çeviriyordu.

"Bak bu biraz acıttı..." içeriye çektiği ayağının olduğu yere elimi yasladığımda , sanki beni duyuyormuş gibi konuşmam saçmalıktı ama babası her düşüncemi duyuyorsa, bebeğimde duyardı bence.

'Duyar mısın?' Dedim, zihnimin içinde yankılanan soru ile beni sadece sessizlik karşılıyordu.

"Cevap vermez." İdea'nın sesi ile bakışlarım hızla yatağa doğru döndü.

Ayağa kalktığında altında ki salaş saten pijama ile üst bedeninin tamamen çıplak oluşu yanaklarıma ateş bastırıyordu.

Onunla sevişmiş olmak canımı yakmış olmalı, yinede yaşananların oldukça özel olduğunu söylemekten çekinmeyişi içimi geçen saatlerin ardından bile gıdıklıyor.

Okul hayatım boyunca erkeklerin bir kez bile dikkatini çekemeyen ben , böyle iyi görünen bir adamla bir gece geçirmiş ve onu hatırlamamayı seçmiştim.

"Bitti mi?" Adımları bana doğru döndüğünde, kafamın içinde olduğunu anlayarak utanıp gözlerimi kaçırdım.

"Kafamın içinde olmandan nefret ettiğimi biliyorsun, bunu artık yapma..." bakışlarım yeniden aynaya döndü, gözlerim yüzüme çıkarken yanaklarımın en az saçlarım kadar kızardığını görebiliyordum.

"Bazen öyle bakıyorsun ki, merak etmeden yapamıyorum..." sesi kulaklarıma ulaştığı sırada bedeni tam arkamda durdu.

Gözleri aynadaki aksimde gezindiğinde karnımdaki gözden kaçmayacak değişikliği fark ederek sessizce gülümsedi.

"Fazla aceleci..." gövdesini sırtıma yasladığında arkadan uzanan kolu yavaşça büyüyen karnıma dolandı. Çenesi eğdiği boynu ile omuzuma yaslanırken güzel elleri çıplak tenimi örten saten sabahlığın üzerinden karnımda gezindi.

"Sadece bir günde böyle büyümesi sık görülen bir şey değil..." bakışlarım aynadaki yansımasına döndüğünde yüzünde yayılan sıcak gülümseme benide gülümsetti.

"Belli ki bir an önce özgürlüğüne kavuşmak istiyor..." dedim kıkırtıyla.

"Ya da annesinin bir an önce özgürlüğe kavuşmasını istiyor, Duygularını hissedebilir Sierra, canını sıkan şeyleri ve arzuladığın her şeyi. Bedenindeyken bunu hissetmemesi saçma olur." Bakışları aynadan gözlerime döndüğünde , omuzuma baskı uygulayan çenesi geri çekildi ve ellerini karnımdan çekti.

"Benimle ne alakası var... " şaşkınlıkla bedenimi ona doğru döndüm.

"Burada tutsak olduğunu düşünüyorsun, oda öyle düşünüyor." Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.

'Tutsak gibi hissetmiyorum...'

"Ama öylesin."

"Çık kafamın içinden! İnsan gibi karşılıklı konuşalım düşüncelerime böylece dalamazsın! Haksızlık!"

'Haksızlık mı? Sen bir de bana sor! Yaşanan onca şeyden sonra defolup gidecek olmam asıl haksızlık!'

"Ne dedin?" Kafasının içinde gibi hissettiğim o saniyelerde duyduklarım beni şaşkına çevirmişti.

"Ne?" Şaşkınlıkla yüzüme çevirdi gözlerini.

"Az önce dedin ki, Haksızlık mı birde bana sor..."

Söylediğim şeyler çatılan kaşlarını şaşkınlıkla düzeltmesine yardımcı olduğunda hızla toparladı kendini.

"Demek istediğim, uğraştığım şeyleri bilmiyorsun haksızlık asıl bana yapılıyor..."

'Yalan söylüyorsun...'

"Hayır."

Gözlerim heyecanla kocaman oldu, dudaklarım hayretle aralandı.

"Kafanın içindeydim! İnanmıyorum. Az önce senin kafanın içimdeydim ha ha ha bunu nasıl yaptım, harika bir şeymiş... " heyecanla ellerimi sallarken , İdea bıkkınlıkla gözlerini devirdi.

"Uzatma." Arkasını dönüp odanın içinde ilerlediğinde banyonun kapılarından geçerek gözden kayboldu.

"Resmen zihninin içimdeydim... ben bir Cin'in kafasının içindeydim hahahah ..."

"Sierra uzatma."

Uyarıcı sesi banyodan bana ulaşırken keyfim ywrine geliyordu. "Nasıl oluyormuş beyefendi, birinin öylece düşüncelerine saldırması nasılmış? Ha ha ha , tekrar deneyeceğim.." gözlerimi sıkıca kapadım.

'Odaklan , odaklan...'

İdea'yı düşündüm onun kafasının içini, beyninin içinde olduğumu, ama olmuyor.

"Ha ha ha, başarısız mı oldun?" Kahkahası banyodan bana ulaşırken , gözlerimi hızla açıp öfkeyle o tarafa doğru ilerledim.

"Senin varya-"

Sözlerim yarım kaldı.
Kelimeler kapanan dudaklarımın arasında hapsoldu.
Gözlerim ise önümdeki çıplak adamın baş döndürücü bedeninde dolandı.

Bakışları omuzunun üzerinden bana döndüğünde , dudakları sinsice kıvrıldı.

"Dün gecede bir süre öyle donup kalmıştın." Ardından bakışları üzerimde gezindi, önce saçlarımda ardından gözlerimden göğüslerime ve bacaklarıma kaydı.

Tenimin ürperdiğini , sabahlığın hafifçe esen rüzgarla hareketlendiğini hissettiğimde hızla kendini toparladı ve bakışlarını önüne döndü.

"Müsade et." Dişlerinin arasından bırakılan acılı kelimelerle ağırca yutkundum.

"A-anlamadım?" Bakışlarımı hızla yere indirdiğimde ensemden sırtıma doğru bir damla aktı.

"Banyo yapacağım. Müsaade et ve bana bir daha yüzündeki o ifade ile bakma."

"Ne..." şaşkınlıkla yüzümü ona çevirdiğimde, çoktan akan suyun altına girmişti bile.

'Ne ifadesi...'

Şaşkınlıkla olduğum yerde kalırken , onu daha fazla izlemek pek uygun olmaz diye düşündüm ve banyodan çıkarak yatak odasına geri döndüm.

Adımlarım aynanın karşısında durduğunda, ellerim yeniden karnıma doğru havalandı.

"Ben iyiyim... sorun yok. " fısıltılı sesimle karnımdaki bu küçük canlıyı rahatlatmak istiyordum.

"Burada tutsak gibi hissetmiyorum, anlıyor musun? Baban yanımdayken hiç bir şeyden de korkmuyorum. Sende korkma..." avuç içimi bastırdığım göbeğimde hafifçe hareket edişini hissettiğimde beni duyduğunu anlamıştım.

"Seninle tanışmayı öyle çok istiyorum ki." Yanaklarımda kocaman bir gülümseme belirdi.

"Beni sevecek misin merak ediyorum... babanı gıcık ettiğim bir çok zaman oldu, ama o beni sevebildiyse sende seversin değil mi?" Sessizce kıkırdadığımda , Odanın içinde ansızın beliren Ola ile olduğum yerde sıçradım.

"Vay canına." Heyecanla bana doğru gelip ellerini karnıma doğru uzattığında, üzerimdeki korkuyu atıp rahatlamış bir gülümseme bıraktım ona doğru.

"Hızlı büyüyor..." dedim kıkırtıyla.

"Üstelik baya hızlı..." gözleri gülerken bakışları yüzüme döndü.

"Her şey için teşekkür ederim Ola, buna fırsatın olmamıştı..." minnet doluydum, benim için yaptığı herşey için minnet dolu.

"İdea benim için çok önemli bir arkadaş Sierra, ve sen burada olmak bile istemeyen zavallı bir genç kızsın..." gözlerinde ki şefkatle beni anladığını öyle iyi hissettiriyordu ki.

"Teşekkür ederim..." dedim fısıltı ile.

"Bebeğe gelince..." bakışları karnıma döndü. "Onu merak etme, kendi çocuğum gibi bakacağım... yemin ederim üzülmesine hiç izin vermeyeceğim."

Söylediği sözler beni şaşkına çevirdiğinde kaşlarım şaşkınlıkla çatıldı.

"Anlamadım..." yüzümdeki aptal gülümseme ile ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Doğumdan sonra dünyaya döneceksin ya, ondan bahsediyorum. İdea söylemiştir, bebeğe ben bakacağım, üstelik Kral İdea olacağı için krallıktaki cezamda kaldırılacak, ve hem onun hemde İdea'nın yanında olabileceğim..."

Hızla geriye doğru bir adım attım, karnımdaki eli boşluğa düştü. Bana 'bunu neden yaptın?' Der gibi bakıyordu.

"Bebeğime sen mi bakacaksın?" Yüzümdeki gülümseme silinmiş ve yerini anlamsız öfkeye bırakmıştı.

"Evet, İdea böyle olsun istedi, sen döndükten sonra biz evleneceğiz... açıkçası yasaklı olduğum bir sarayın kraliçesi olmak biraz tuhaf ama." Yüzünde heyecanlı bir gülüş yer etti.

"Siz mi evleneceksiniz!" Sesim ansızın yükseldiğinde İdea banyonun kapısından geçip odanın içine girdi.

Üzerindeki gömleğin yakalarını düzeltirken bakışları Ola'ya döndü.

"Geldin mi?" Dedi gayet sakin bir sesle.

"Evet, biraz erken mi oldu ?" Olanın gözleri bana döndüğünde ,İdea başını hızla iki yana salladı.

"Hayır, bugün geçit kapılarına gitmem gerekecek, onunla kalman içimi rahat ettirir." Dedi

"Onunla mı evleneceksin?!" Sorumu bağırarak yinelediğimde , İdeanın gözleri bana döndü.

"Bebeğimi annesiz büyütmeyeceğim." Kendinden gayet emin gözüküyordu.

"Ama-"

"Ama ne Sierra? Anlaşmamız en başından belliydi. Bebeği ver ve hayatına devam et, Ersine ve Ailene geri dön." Gözlerini yüzümden kaçırdığında şaşkınlıkla olduğum yerde kalıyordum.
Haklıydı... isteğim buydu... fakat...

'fakat ne?'

Kafamın içinde sessizce sorduğu soruyla bakışlarım yeniden İdea'nın yüzüne döndü.

'Fakat ne Sierra? Hayallerindeki aileyi Ersinle kurmak istediğini çok iyi biliyorum, beni ve oğlumu arkada bırakmak sorun olmayacaktır. '

'Erkek mi?...' yüzümde sessiz bir gülümseme oluştuğunda İdea konuyu kapatarak zihnimin içinden çıktı.

"Yehuda buraya gel!" Bağırışı ile yardımcısı Yehuda odanın içinde beliriverdi.

"Kaftan!" Dedi tahammülsüz bir sesle.

Ardından Yehuda ansızın ellerinde beliren büyük kaftanı İdeanın omuzlarından geçirerek üzerine giydirdi.

"Bugün ilgilenmem gereken şeyler olacak, Ola'nın yanından ayrılma. Shaitan hala sarayda, bilgeler çocuğu görene kadar etrafta dolanıyor olacak. Seni tehlikeye atamam." Yaptığı uyarı ile başımı usulca salladım.

"Dikkatli olun Prensim..." dedi Ola kaygılı bir selse. "O pisliğin yapmayacağı şey yok, sizin için korkuyorum..."

İdea attığı bir kaç adımla Ola'nın yanında durdu ve çenesini yavaşça kavrayıp kendine çekti. "Sen oğluma ve gelinime iyi bak, gerisini düşünme. Ben düşünmeni istemediğim sürece düşünme Ola." Geri çekildi ve saniyeler içinde terasın açık pencerelerinden dışarıya doğru havalanarak gözden kayboldu.

Bakışlarım Ola'ya döndüğünde , bu kadının benim yerimi alacak olması fikri canımı yakıyordu.

Loading...
0%