Yeni Üyelik
21.
Bölüm

Bölüm 20/ Sierra'nın Arzuları

@nurdogru26


Sierra

Kadehimdeki reyhan şerbetinden bir yudum aldığımda, gözlerim Kral Lirken'in üzerinde dolandı.
Ara sıcağı çoktan bitirmiş ve ana yemeğe geçmişti bile, Büyük bir dikkatle önündeki eti keserken İdea'nın şaşkınlıktan tabağına bile dokunmadığını görüyordum.

Oturduğumuz andan beri benden ayırmadığı gözleri beni gülmemem için zora sokarken , ani değişimimin sebebini sorguladığı çok açıktı.

Aslında Nedeni oldukça basit.
Bir Prensin bebeğini taşıyorsam ona uygun bir anne olmak istiyorum. Bir kraliçe yada bir Prenses her neyse artık, tüm benliğimle buna hazır olmak istiyordum.

Tüm gün etrafımda dönen hizmetkarlar ve gördüğüm özel tavır başta beni şaşkına çevirsede bunun yeni normalim olduğunu anlamam çok uzun sürmedi.

Ben öyle yada böyle buradaydım, Moreslay'de .
Ve buranın far görmüş tavşan gibi dolanan saf bir kraliçeye ihtiyacının olduğunu hiç sanmam. Yerimde olmayı isteyen bir kadınla çoktan tanıştım, daha kaçı var bilmiyorum. Ama en son duygularımın kırılganlığına aldandığımda Shaitan denen pisliğin günlerce tutsağı olmuştum. Bu dünyanın şakası yoktu. Bu varlıkların hiç şakası yoktu.

"Oldukça lezzetli." Kral Lirken tabağındaki etin son lokmasını ağzına attığında bakışları bana döndü.

"İnanın dünyada çok daha lezzetlisini yiyebilirsiniz, annemin bir gece önceden marine ettiği eti deneseydiniz eminim bayılırdınız." Sessizce gülümseyerek konuşmamı sonlandırdığımda, İdea burnundan histerik bir nefes verdi ve oturduğu sandalyede geri yaslandı.

"Babam dünyayı gayet iyi bilir." Dudaklarının arasından bıraktığı mırıltı ile şaşkın bakışlarım Kral Lirken'e döndü.

Onun beni gülümseyerek izlediğini görüyordum ama nedenini soracak cesareti kendimde bulabilir miyim?

"Annem." Dedi İdea sessiz bir fısıltı ile. "Kendisi bir insandı." Gözleri benimkilerde kilitlendiğinde bedenimdeki şaşkınlık dudaklarımın aralanmasına neden oldu.

"S-senin annen insan mıydı?" Sorduğum soru ile başını bilmiş bir ifade ile salladı.

"Evet , tıpkı senin gibi..." cevabı Kral Lirken veriyordu.

"Ben sanmıştım ki... "

"İlk olduğunu mu sanmıştın?" İdea'nın alaycı sesi ile gözlerimi bıkkınlıkla devirdim.

"Nereden bilebilirdim ki insanların böyle sık Cinlerle beraber olduğunu." Kaşlarım havalandığında aramızdaki didişme daha fazla alevlenmeden Kral Lirken araya girdi.

"Evet annesi bir insandı. Ama bu eski bir hikaye, oldukça eski..." dudakları hüzünle kıvrıldı.

Daha fazla şey öğrenmek istiyorum fakat havadaki gerginliğin kokusunu alabiliyorum.

"Neden Kraliçeyi sarayda görmedim peki?" Önümdeki tabağı çatalımla diderken, ikisi ilede göz teması kurmamaya kararlıydım.

Çünkü biraz korkuyorum...

"İkibin yıl önce yaşadı ve öldü Sierra." İdea'nın huzursuz sesi ile gözlerim şaşkınlıkla yüzüne döndü.
Sözde bakmayacaktım ama böyle bir şey insanı şaşkına çevirmezse başka ne çevirir?

"Kaç bin..."

"İkibin, annem ikibin sene önce yaşayan sıradan bir insandı işte, sen hiç binlerce yıl yaşayan bir insan gördün mü?" Gözlerinin yeşili koyu bir renge boyanırken sesindeki öfkenin sebebinin üzüntü olduğunu anlıyordum. O yüzden bebeğimizi yalnız büyütmek istemedi...

Bir an içinde farkına vardığım başka bir gerçekle elimdeki çatal tabağın içine düştü..

"S-sen, kaç yaşındasın ki?" Gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

Kral Lirken oturduğu sandalyeyi yavaşça geri ittiğinde , İdea sorumu duymazdan gelerek saygıyla ayağa kalktı. Bende şaşkınlığımı iteleyip ayağa kalktım.

"Harika bir yemekti çocuklar. Çok keyif aldım."

Kalın sesi ile yüzümde sıcak bir gülümseme oluşurken İdea sessizliğini korudu.

"Sen şanslı bir adamsın İdea."

Söylediği son sözle beraber öylece ortadan kaybolduğunda gergince dik duran omuzlarımı aşağıya indirdim ve kendimi az önce kalktığım sandalyeye saldım. Önümde giderek büyüyen bir göbek vardı ve ayakta durmak, nefes almak ve yemek yemek bile zor bir hal almıştı.

"İyi misin?"
İdea çektiğim sıkıntıyı fark etmiş olacak ki tedirginlikle bakışlarını üzerimde gezdirdi.

"İyiyim, sadece biraz zorluyor." Dedim kıkırdayarak.

Rahatlamış bir nefes verdi ve kalktığı sandalyeye geri oturdu. Karnımda hissettiğim hareketlenme ile elimi karnıma uzattım ve yavaşça okşadım. Beni hissettiği anda sakinleşmesi yüzümde memnun bir gülümseme oluşturdu.

"Neydi bu Sierra?" İdea'nın sorgulayıcı sesi ile yüzümü ona çevirdim.

"Ne neydi?"

"Babamı yemeğe çağırmalar falan." Ellerini gövdesinde birleştirdiğinde büründüğü hesap sorucu tavır beni güldürmüştü.

"Ha ha ha, ne bu şimdi, içimden geldi ve yaptım işte kötü mü oldu, birbirimizi tanıdık." Oturduğum sandalyede toparlandım ve dirseklerimi masaya yasladım. "Sen bana sorduğum sorunun cevabını versene önce, kaç yaşındasın sen?" Gözlerim bir süre üzerinde gezindiğinde dudakları alayla kıvrıldı. " ikibin..."

"İkibin?" Kaşlarını havalandı.

"Evet, ikibin." Gövdesindeki elleri geri çekti ve sandalyenin iri kollarına sardı.

Bakışlarım karşımda gördüğüm adamın üzerinde gezindi, oldukça fit, en fazla 24,25 diyebileceğim bu yakışıklı suret bana ikibin yaşındayım diyor.

"Dalga mı geçiyorsun?" Alayla kıkırdadım.

"Hayır Sierra, biz İfritler uzun yıllar yaşıyoruz, senin dünyandaki yirmili yaşlar gibi düşün." Yüzündeki emin ifade ile dudaklarımdaki gülümseme silindi.

"Yani benim dünyamda olsan..."

"Pek öyle değil... sen bunlara çok takılma." Yavaşça geri ittiği sandalyeden kalktı ve terasın kapılarına doğru ilerledi.

İkibin yaşında bir adamla seviştim yani öylemi...
Ve ona bir çocuk vereceğim...

'İğrenç...'


Düşüncelerim beni ürkütürken , gözlerimin önünde ansızın beliren görüntülerle şoka uğruyordum.

---


Kutsal odanın duvarları , Sierra'nın iniltisiyle yankılanırken bacaklarının arasındaki adamı kendine büyük bir muhtaçlıkla bastırdı.


Avuç içleri İdea'nın sırtında dolanıyor ve tırnakları aldığı zevkle derin çizikler bırakmasına sebep oluyordu.


"Ahhh.." bıraktığı acılı inilti ile zevkten dönen gözleri sonunda İdea'yı boynundan sıkıca tutup dudaklarına bastırmasına neden oldu. Saniyeler önce utanarak girdiği bu yatakta artık içinde durmaksızın yükselen açlığını üzerindeki adamla dindirmek istiyordu.


"C-canını yakmak istemiyorum ." İdea'nın sesi hırıltılı bir nefesle kulaklarına çarparken , genç kız , yalvarıcı bir inilti ile fısıldadı. "Canımı yak... canımı istediğin kadar yapabilirsin... yeter ki durma..."


Genç Prensin duyduğu bu sözler dinginlemek için çabaladığı duyguları serbest bırakmasına sebep oluyordu.


"Siktir..." kendini altındaki kadının içine doğru tamamen ittirdiği saniyelerde Sierra acıyla zevk arası keskin bir inilti bıraktı odanın içine.

Ansızın kaybolan görüntülerle öylece terasta oturduğum sandalyede ağırca yutkundum.
Yanaklarımı saran ateşlenme ve midemde hareketlenen kasılmayla kendimi az önce İdea ile sevişirken görmüş olmak utanmama sebep olmuştu.

"Çok kötüsün!" Diye bağırdım odanın içine doğru.
Bunu yapanın kim olduğunu anlamak çokta zor olmadı.

"Ne bileyim sen iğrenç deyince belki hafızanı tazelemek iyi olur diye düşündüm." Alaylı sesi ile konuştuktan sonra sessizliğe gömüldü.

Bense az önce gördüğüm şeyin afallaması ile öylece kaldım.


Loading...
0%