Yeni Üyelik
26.
Bölüm

Bölüm 25/ Bir Daha Bana Yaklaşamazsın..

@nurdogru26

Sierra

Avuçlarımın arasındaki şamdanı öfkeyle İdea'ya doğru fırlattığımda hızlı bir hamle ile yüzünün tam önünde yakaladığını şamdanı yere bıraktı.

"Sakin ol..." tedirgin sesi ile daha fazla sesini duymak istemediğimi biliyordum. Masanın üzerindeki diğer şamdanıda alıp ileriye doğru savurduğumda öfkeli bağırışım odanın içinde yankılandı.

"Aaaaa!"

İkinci şamdanı yakalamaya bile çalışmadı , eğilerek kurtulduğunda öfkeyle üzerine doğru koşup yakalarını tuttum ve kendime çektim.

"Seni öldüreceğim!" İri bedenini sarsamıyordum bile ama öfkem bedenime fazla geliyordu artık!

"Başka şansım yoktu... anlamıyor musun?." yapmaya çalıştığı açıklama beni dahada çıldırtıyordu!

"Lan sen bana demedin mi?! Sana da banada başka kimse yok! Evlilik devam ederse buna hazırla kendini demedin mi?! Şimdi geçmiş karşıma bana varmış pardon ya mı diyorsun! Dalga mı geçiyorsun!!!"

Parmaklarını yakalarındaki ellerime sardı ve beni alnına doğru çekti. "Lütfen sakinleş, anlaman gerek oğlumuzun ölmesine izin veremezdim..." gözleri korkuyla yüzümde gezindi. Hızla kendimi geri çektim.

"Neyim ya ben! Neyim! O gerizekalıyla mı paylaşacağım kocamı! İğrenç lan!" Öfkeyle kurduğum argo kelimeler kulağa inanılmaz kaba geliyordu ama umurumda bile değil.

"Sadece bir çocuk. Bir çocuk sonra bir daha yanına uğramam... artık kralım Sierra tek bir varis yeterli olmayacak anlaman gerek..."

"Salak salak konuşma! Salak salak konuşma bak! Bön örtök krölöm siörrö! Salak! Kandırmış seni resmen! " öfkeyle yatağa doğru ilerlediğimde yorganı geri ittim ve yatakta şaşkınca bana bakan Abraksas'ı kollarıma aldım.

"Gel anneciğim defolup gidiyoruz!" Kollarımda sıkıca kavradığım oğlumla yönümü İdea'ya döndüm.

"Ver bana şu tılsımı! "

"Ne?" Şaşkınlıkla gözleri üzerime döndü.

"Dünyaya gidip gelmem için yapılan tılsım salak! Ver şunu gidiyoruz!" Oğlumu sıkıca kavradığımda kafamın üzerinde ağırlık yapan tacı hızla yere savurdum.

"Alın kıçınıza sokun krallığınızı! Üreyin kedi gibi bol bol! Biz burada olmayacağız!" Adımlarım dibinde durduğunda İdea'nın afallayan bakışları kısıldı ve kaşları çatıldı.

"Saçmalama artık!" Uzanıp oğlumu sertçe çekti kollarımdan.

"Bırak!" Uzanıp Abraksası kucağıma aldım ve geri çekildim. "Kalmayacağım burada! Bu şartlarda kalmam! O lanet kadın gözümün içine baka baka yanımdaki tahta oturdu ya! Yanımdaki!"

"O bir taht bile değildi, Kraliçe sen olacaksın, ilk varisin annesi her zaman krali-"

"Bak şimdi sikicem Kraliçeliğinide Krallığınıda! Yapamam yapamam! Anlamıyor musun?! İğrenç ya!"

"Sierra babamın sayamayacağım kadar çok karısı büyük bir haremi ve binlerce çocuğu vardı. Ne sanıyorsun sıradan bir çiftçinin oğluna mı benziyorum! Elimden geleni yapıyorum senide oğlumuda koruyarak şartları düzeltmeye çalışıyorum ne istiyorsun benden?!" Sabrı artık taşmış ve bağırtı ile beni geri püskürtmüştü.

"Ben Ersine yaklaşamayacağım ama sen ohoooo!" Dişlerimin arasından öfkeyle fısıldadım.

"Derdin bu demi! Derdin Ersin! Umurunda olan tek şey bu! Sen beraber olamazsın! Çok açık! Ben Kralım olabilirim çünkü varislerim çoğaldıkça gücüm artar! Benimle her gece sevişmeyeceksen bu tartışmayı yapmamız bile anlamsız!" Öfkeyle hırladığında gözlerim hayretle açıldı.

"Yuh!"

"Ne yuh?! Ne yuh sana dürüst oluyorum! Ne istiyorsun benden! Abraksası dünyaya falan götüremezsin! O bir prens, senin çocuğundan önce bir varis, buradan çıkamaz! "

"Ya varya sana lanet olsun! İğrençsin ya!" Sinirden ellerim titriyor ve sırtım buz kesiyordu.

"Ben seninle evli falan kalmam! Sadece oğluma bakmaya gelir giderim benden bu kadar! Duydun mu?! Ayrıca bu odayada giremezsin!!" Yönümü yatağa döndüğümde Abraksası yatağın içine bıraktım.

"Sierra, evli kalmazsak buraya gidip gelemezsin..." fısıltılı sesi ile öfkeyle arkamı döndüm be ona doğru ilerleyip tam dibinde durdum.

"O kadına dokunmayacaksın!" Dişlerimin arasından bıraktığım fısıltı ile sinirden gözlerim doluyordu.

"Sadece bir gece..." dedi gözleri yüzümde çaresizce dolanırken.

"Sadece bir diyor... delireceğim! Sadece bir..." ellerimi saçlarımın arasından geçirdiğimde sinirden ağlamak üzereydim.

"Bir gece..." dedi fısıltıyla.

"Bende bir gece Ersinle beraber olursam kabul ederim! Sadece bir gece ersinle sevişebilirse-" sözlerim İdeanın öfkeyle üzerime gelmesiyle yarıda kesildi.

Belimi saran iri kol beni sert bedene çarptığında boştaki el çenemi sertçe kavradı. "O piçi öldürürüm! Sen gözünü açıp kapayamadan ben o piçi parçalara ayırırım! Duydun mu?! " gösterdiği öfke gururumu okşamalıydı ama şuan onun Olaya dokunacak olması yeterince sinirimi bozuyordu.

"Elimde olsa Olaya aynını yapardım İdea!" Dişlerimin arasından Bıraktığım öfkeli fısıltı ile bakışları dudaklarıma kaydı. Aramızdaki öfke ansızın farklı bir titreşime çekilirken sıcak nefesi yüzümde gezindi.

Lanet kasıklarım şehvetle hareketlendiğinde şöyle bir anın ardından bu olacak iş mi diye kendime hayıflanıyordum! Ama bu pislik bana bunu hep yapıyor ! Onu göremiyorken bile bende aynı heyecanı uyandırıyordu.

Dudakları usulca benimkilere yaklaşırken zarzor yutkundum ve geri çekildim. "Aklından bile geçirme! Bana bir daha elini bile süremezsin!" Belimi saran elden kendimi kurtardığımda onu kendiyle başbaşa bırakıp banyoya doğru ilerledim.

İçeri girip üzerimdeki elbiseyi omuzlarımdan aşağıya bıraktığımda , küvetin içine doğru ilerledim ve uzanıp suyu açtığımda yavaşça içine çöktüm.
Dizlerimi kendime doğru çektiğimde küveti dolduran ılık suyla çıplak bedenim giderek suyun içine batıyordu.

İçimdeki öfkenin sebebi açıkça belliydi ama anlamayacak kadar aptal işte...
Onu değil o kadınla her hangi bir kadınla paylaşmak istemiyorum... bunu benden nasıl ister... anlamıyorum birine dokunmak onun için böyle önemsizmi... ayrıca bana aşık olduğu için ölümden kurtulan bu adam şimdi nasıl başka bir kadına dokunabilir ki... ne aşkı ya.. nasıl aşk bu...

"Seni kaybedemezdim çünkü..." sesi kulaklarımda dolandığında sıçrayarak banyo kapısına çevirdim yüzümü. Ellerimi çıplak bedenime sardığımda içeriye doğru ilerledi ve ayakkabılarını çıkardığında küvetin içine doğru büyük bir adım atıp içine girdi.

"Ne yapıyorsun be! Çık banyodan!" Öfkeyle geri çekildiğimde karşısında çıplak olmak istemiyordum.

"Eğer kabul etmeseydim, ölecektiniz... " dizlerinin üzerinde suyun içine çöktüğünde uzanıp kolunu çıplak belime sardı ve beni kolaylıkla üzerine çekti.

"Bırak beni!"

Şaşkınlıkla ellerimi omuzlarına yasladığımda çıplak bedenim onun ıslanan gömleğine temas ederken kendimi geri çekmeye çalıştım.

"Seni kaybedemezdim..." iri kollar beni bedenine sabitlediğinde alnını benimkine yasladı.

"Abraksastan vazgeçtim... senin için ondan vazgeçtim... oğlumdan... kendi oğlumdan..." burnu yavaşça yanağımı okşarken böyle fısıltı ile konuştuğunda nefesi beni içten yükselen bir ateşe çekiyordu... belimdeki ellerinden birini bacaklarıma doğru kaydırdığında küvetin içi yavaşça genişledi. Şaşkınlıkla büyüyen alana baktığımda bacaklarımı beline sardı ve beni hızla suyun içine yatırdı.

Tepemizden akan su onun iri bedenine çarpıp altımdaki küveti doldururken bacaklarımın arasına yerleşti.

Dudakları dudaklarımın üzerinde durduğunda kafam suyun içine batmasın diye kafamı destekledi elleriyle. Sus çizgimde içimi gıdıklayan bir fısıltı bıraktı. " Senden başka hiç kismeye dokunmak istemiyorum..." dudaklarımı ağzının içine aldığında dili yavaşça benimkini sarmaladı, sertçe emmeye başladığında kendimi geri çekmek istiyordum ama yapamıyorum... Derin öpüşlerş sessiz banyonun içinde kesik iniltiler bırakırken Dişlerini hafifçe sıkarak dudağımı kendine doğru çektiğinde geri çekildi ve güzel gözleri yüzüme doğru aralandı.

"Dokunma o zaman..." neredeyse yalvarırcasına çıkan sesimle gözleri yeniden dudaklarıma kaydı.

"Karşılığında bir şey almadan bir şey veremem Sierra, bir şey vermeden de alamam..."

"Başka bir yol bul... başka bir yol..." bir yolu olmalı çok saçma... resmen tecavüz bu... istemediğini bile bile ona bunu yaptıramaz...

"Sadece bir gece güzelim, bir gece... yalvarırım anla beni, kendinle cezalandırma dinle... bir kez..."

Ellerimi gövdesine yasladığımda onu yavaşça geri ittim. "Yapamam..." yavaşça altından kalktığımda, neredeyse banyonun tamamını kaplayan küvette ayağa kalktım ve askıdaki bornozu üzerime geçirdim.

Suyun içinde öylece sırılsıklam kaldığında başı önüne düşmüş bir şekilde çaresizce duruyordu.

"Bir kere ya da bin kere... fark etmez." Bakışlarımı yüzünden terse çevirdim ve küvetten çıktım.

Banyonun kapılarından geçmeden önce durup başımı geri çevirdim. "Evliliğe devam ederim fakat yalnızca oğlum için... eğer O kadına dokunursan... her hangi bir kadına dokunursan, bir daha bana yaklaşamazsın..." beklemeden çıktım banyodan.

 

Loading...
0%