Yeni Üyelik
32.
Bölüm

Bölüm 31/ Ilk Yakınlaşma 🔥

@nurdogru26

Bu bölüm biraz şey, hafiften yani.
Rahatsız olacak olan okumasın teşekkürler 😀

 

"Ben şimdi siparişleri teslim etmeye gidiyorum." Annem ellerindeki poşetlerle daire kapısına doğru ilerlerken bakışları omuzunun üzerinden bana döndü.

"Prova yapacak olursak gecikirim, sen yemeği ısıt ye, Serra işten geç gelecek bizi bekleme uyu istersen."

Başımı salladığımda uzandığım televizyon koltuğunda dikeldim.

Saat neredeyse sekize geliyordu ve bir an önce gün bitsinde bende Moreslay'e gideyim diye deliriyorum.

Bu sabahtan beri İdea'yı ve Abraksas'ı görmek için saatleri sayıyorum. Burada bir kaç saat oldu ama orada günler geçti. Bunu bilmek sinirimi bozuyor. Oğlum büyüdü mü? İdea neden hiç gelmedi... bir sürü düşünce var kafamın içinde.

"Yatmadan önce pencereleri kontrol et, bu sıralar mahalle pek tekinsiz." Yaptığı son uyarıyla açtığı daire kapısından çıktı ve beni evde yalnız bıraktı.

"Sonunda." Hızla televizyonu kapattım ve koşar adım merdivenlere yöneldim.

Basamaklar sanki dahada çoğalmış gibiydi, çık çık bitmiyor!

Sonunda odama ulaştığımda açtığım çekmecemdeki tılsımı çıkardım ve boynuma sıkıca bağladım.

"Moreslay'e gitm-"

Sözlerim yarıda kalırken ben ansızın beni kavrayan ışığın içinde saliseler arasında süzülmeye başlıyordum. Saçlarım sertçe esen bir rüzgarın etkisinde gibi çekiştirilirken sıkıca yumdum gözlerimi.

Bir roller coaster binmişimde başım inanılmaz dönüyormuş gibiydi.

Nihayet kulaklarımdaki uğultu ve saçlarımdaki hırçın hava dalgası durduğunda gözlerimi açtım. Önümde parlakça duran büyük geçitten içeriye doğru bir adım attığımda, Moreslay'in temiz havası beni karşıladı.

Yüzümde kocaman bir gülüş yayılıyordu, burayı ne kadar özlediğimi şimdi fark ediyorum.

Gök yüzünde uçan büyük kuşlar, ve az bulutlu havada ışıl ışıl parlayan güneşle içime sessiz bir nefes çektim.

"Ben geldim..." kıkırdayarak önümde uzanan köprüye doğru attığım ilk adımla Parselia yanımda belirdi.

"Kraliçe Sierra, hoş geldiniz.." güleç bir yüzle beni karşıladığında kendimi özel hissediyordum.

Sahi ya ben Kraliçeydim... oysa sabah bulaşıklarını yıkamış ve akşam yemeğinden önce etrafı toplamıştım ama burada Kraliçeydim.

"Günaydın Parselia " yüzümdeki geniş gülümseme ile sarayın büyük kapılarına doğru ilerledim.

"İdea nerede?" Sorduğum meraklı soruyla yumuşak sesi kulaklarımda dolandı.

"Kralımız şu anda dinleniyorlar efendim, geçtiğimiz hafta oldukça yoğundu." Sesindeki tedirginlikle kaşlarım çatıldı ve adımlarım henüz geçtiğim ana saray kapısında durdu.

"Yoğun ?"

"Kral İdea , bilgelerle büyük bir ters düşme yaşadı, kendisini ölümle tehdit ettiler." Ağırca yutkundum.

"Ne saçmalıyorsun sen..." sesimdeki evhamla kaçak bakışlarını yere indirdi.

"Kral İdea, Ola'nın annesini cehennemden geri çıkarttı. Ve bu kurallara aykırıdır... ölmüş bir ifriti geri getirmek ağır sonuçl-"

"İdea nerede şimdi! O... yoksa."

Korkulu sesimle adımlarım Parselia dan bir cevap beklemeden , koridorda İdea'nın odasına doğru döndü.

"Merak etmeyin efendim-"

Arkamdan sakin bir sesle konuşsada durmadım, adımlarım birbiri ardına karışırken nihayet odasının kapısına varabilmiştim.

"İdea..." ellerimi kapıya yasladığımda açılmayacağını bildiğim için sertçe ittirdim.

Fakat ağır kapı kolayca geri savruldu ve iki yandan kendini kavrayan duvara çarparak gürültü ile durdu.

Tabi ya, güçleniyorum... vay canına.

İçeri girdiğimde İdeanın yatakta şaşkınlıkla dikeldiğini ve uyku sersemi bir şekilde bana baktığını gördüm.

"Tanrıya şükür..." koşup yanına gittiğimde sıkıca sarıldım boynuna, öyle sıkıydı ki sarsılarak yatağa düştük.

"S-Sierra..." şaşkın bir gülüşle beni yavaşça geri çekti.

"Şey... pardon..." yanaklarıma hücum eden sıcak ateşle hızla geri çekildim.

"Sorun yok, sorun değil güzelim de anlayamadım bir anda..." kafası karışık bir şekilde gülerken beni usulca kucağına çekti. Ellerim sıcak tenimde dolandığında , üzerinde hiç bir kıyafet olmadığını yeni fark ediyordum.

Geniş sırtı ve iri katmanları avuçlarımın arasında hafifçe gerilirken ona böyle yakın olmak biraz tuhaftı. Kucağında oturup çıplak tenine temas etmek...

Bu bizim ilk yakınlaşmamızdı...
Gerçi daha önce de oldu fakat ben unuttum..

"Bir şeyden mi korktun sen?" Meraklı sesiyle elleri önüme düşen bir kaç kızıl tutamı omuzumdan geriye vermesine neden oldu.

Yanağımı sol avucunun içine aldığında ellerinin bu kadar iri olduğunu o an fark ettim.

Dans ettiğimiz mezuniyet gecesinde de fark etmiştim ama şimdi, yüzümün tamamı sıcak avuç içine sığıyordu.

"Hayır sadece, sana bir şey oldu sandım..." bakışlarım can alıcı yeşillerine döndüğünde gözlerinin parladığını görüyordum.

Bana bakarken parlıyor ve beni midemde hissettiğim kelebeklerle ödüllendiriyor.

"Sen benim için mi korktun." Alnını usulca benimkine yasladı ve sıcak nefesi yüzümde yayıldı.

"E-evet..." lanet olsun midemdeki bu kasılmada neyin nesi...

"Benim için..." dedi belli belirsiz bir mırıltıyla.

Ardından beni yavaşça yatağa uzattığında havaya kaldırdığı eliyle benim az önce içeri girmek için sonuna kadar açtığım kapıları hızla kapattı.

Odadaki mahremiyetimizi sağladığında benim sırtım çoktan yatakla birleşmişti...

"İ-idea...". Heyecanlı fısıltımla büyük beden gölgesini üzerime düşürdü, çıplak tenindeki pürüzsüzlük içten gelen bir çekilmeye neden olurken, iri ellerini yatağın iki yanına yasladı ve kendini üzerime uzattı.

"Sierra..." sesi büyülenmiş gibi bir boğuklukla kulaklarıma ulaştığında uzanıp dudaklarıma sıcak bir öpücük bıraktı. Benden bir karşılık bekledir gibi oyalandı yüzümün üzerinde, sanki ben bir karşılık verirsem devamını getirmekten büyük bir zevk duyacak gibi.

İhtimaller kafamın içinde dönüp durduğunda , böyle fazla düşünmenin bana bir faydası olmadığını anladım.

Hızla dudağını kavradım ve bacaklarımı iki yana ayırarak çıplak bedenini ince bacaklarımın arasına aldım.

"Ssshh.." şehvetli hırıltısı dudaklarımın üzerinde dolanırken büyük bir açlıkla kavradı ağzımı. Sivri dil ince dudaklarımın arasından içeriye kıvrıldığında elleri bedenimde özlem dolu bir gezintiye çıktı.

"Sikiyim uzun zamandır bekliyorum bunu!" Yaptığı hırıltılı itiraf beni memnun bir gülümsemeye iterken iri elleri bacaklarımdan yukarıya bıraktığı sert dokunuşlarla yükseldi, üzerimdeki pijamanın arasında hissettiğim potluk bir kaç saniye bana altımdaki pikenin sertliği gibi gelmişti ama ardından İdea kendini kıyafetlerimin üzerinden bana bastırdığında gözlerim ürpertiyle açıldı.

Bu şey... kesinlikle bir yorgan değildi...

"Seni üzerindeki kıyafetlerden kurtarmama izin ver." Geri çekildiğinde iri ellerini bedenime doğru savurdu. Ve o an, binlerce küçük makasın üzerimdeki pijamaları dikişlerinden koparak üzerimden savurduğunu hissettim.

Şimdi altında çırılçıplaktım. Lanet olsun bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum ..

"İ-idea..." titrek nefesimle konuştuğumda beni duymuyor gibiydi. Hızla göğüslerimi saran büyük ellerle beni istekle kavradı, bedenimde yayılan bir elektrik akımı tüm vücudumda cılızca dolanırken kasıklarımdaki hareketlilik ve kadınlığımın üzerindeki yanmayla kendimi altında kıvranırken buluyordum.

Islak dudakları boynuma doğru çıktığında bıraktığı sert öpüşlerle vücudumda kızarık bir rota oluşturdu.

"Ahhh.... " avuç içlerim altımdaki çarşafı çekiştirirken bacaklarımın kasıldığını hissedebiliyordum.

Aldığım haz ve tattığım bu yabancı duygu titrememe sebep oludu ve göbeğimin üzerinde hafifçe hareket edip içimi gıdıklayan sıcaklığı görebilmek için doğruldum.

Gözlerim şaşkınlıkla açıldığında bakışlarım gözlerimin önünde duran büyük alette tutundu.

'Siktir...'

İdea geri çekildi ve alnını benimkine yasladığında başımı yatağa bastırdı.

"İlk gördüğündede aynı tepkiyi verdin ama inan bana Sierra, içindeyken öyle hissettirmiyor..." sinsi bir gülüşle yeniden dudaklarıma yapıştığında, elleri ince belime doğru kaydı ve oradan sessiz bir ızdırapla sızlayan kasıklarıma indi. Bir kaç hamleden sonra şimdi ıslak kadınlığım parmaklarıyla buluşuyordu.

"Ahhh... " titredim.

Dudaklarımın arasında hapsetmekte zorlandığım içli bir iniltiyi dışarıya bıraktığımda İdea'nın sesi kulaklarımda dolandı.

"Offf! Sadece bir kez dokundum sana sadece bir kez! Ama deli gibi özledim... seni ve bu güzel dar kadınlığını..." iki parmağı ile ayırdığı dudaklarımın arasından klitorisime sert bir baskı uygulayan orta parmak ağırca hareket ettiğinde bedenimin kilitlendiğini hissettim.. öyleki kendimi aldığım hazla yatağa bastırıyor ve beni parmaklarının arasında oynatan adamın kuklası oluyordum.

Göğüs uçlarım sem sert olmuş ve belim bir yay gibi gerilmişlen başımı zevkle kaldırıp yeniden yatağa bastırdım.

"Ohhhh... İ-ide-"

Sözlerim yarıda kalırken parmakları hızlandı... yaydığı titreşim bedenimde içten yanan bir ateşi körükledi...
Lanet ateş kadınlığımın içinde yanıyor ve biri durdurmazsa benliğimi tehlikeye atıyor gibiydi.

Ardından kadınlığımın yaşadığı zevki yarıda kesen eller tenimden uzaklaştı.

"H-hayır..." dedim titrek bir muhtaçlıkla, şu an durmasını istemiyorum şu an durmasını istemediğimi çok iyi biliyor ama duruyor mu...

"Çok güzelsin..." sinsi bir sırıtışla uzanıp titreyen dudaklarıma ve çeneme bir kaç küçük öpücük bıraktı ve üzerimden kalkıp yataktan uzaklaştı.

Bense kendi kendine kasılan bedenimle sızlanan bir çocuk gibi kaldım öylece... bir kaç dakika öncesine kadar haberdar bile olmadığım duyguları tatmış ve beni böylece bırakan sinsi adamın teninin arzusuyla yanıp tutuşuyorum.

"Ç-çok kötüsün..." nefes nefese çıkan sesimle İdea'nın banyodan gelen kısık kahkahasını duydum.

"Gün uzun... ve sen, bir kaç gün buralardasın... hemen yormak istemem.." alaylı sesiyle yaptığı yorum beni bıkkın bir homurtuya iterken söylenerek kalktım yataktan.

"Kıyafetlerimi parçaladın öküz! Kıyafetlerim yok şimdi ne-"

"Düşün bir şey..."

"Ne?"

"Sen Kraliçesin Sevgilim, üzerinde olmasını istediğin bir elbise düşün, ve gözlerini kapatıp tılsımına dokun."

"Şaka yapıyorsun her halde?" Alaylı sesimle gözlerimi devirdiğimde bıkkın bir sesleniş verdi bana.

"Dene hadi..."

Pekala...
Tamam pekala...

Gözlerimi kapattım ve tılsımı avuçlarımın arasında sıktım.

"Siyah mini boy bir deri elbise, tüm vücudumu sarıp bedenimi ortaya çıkarsın ve görenin ağzının suyu aksın. Ve lütfen birde diz üstü deri botlar." Ardından bedenimde hissettiğim ağırlıkla gözlerimi hızla açtım. Üzerimdeki elbiseyi gördüğümde hızla boy aynasına doğru ilerledim ve bakışlarım üzerimdeki elbisede gezindi.

"Hadi be..." dudaklarım hayretle aralandığında İdea banyodan çıkıp bana doğru yürüdü.

"Vay canına..." yüzünde karanlık bir gülüş oluşurken geri çekildim.

"Hop. Orda kal..." şımarıkça kıkırdadığımda gülen gözleri üzerimde gezindi.

"Bir ara insani bir date çıkalım, kombinlerin beni inanılmaz azdırdı." Uzanıp dudaklarıma sıcak bir öpücük kondurdu ve beline sardığı havluyla iri bedenini sergileye sergileye banyoya geri döndü.

Sessiz bir iç çekişi ardından yolcu ettiğimde az önce yaşanan şeylerin ansızın kesilmesi moralimi bozuyordu.

 

 

Loading...
0%