Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Bölüm 8 / Sierra Sen Benimsin!

@nurdogru26

Geceye son bir bölüm bırakmıyorum ⚕


🖤🖤🖤


SİERRA


"Aç kapıyı Serra, böyle kaçamazsın..." banyo kapısının önünde oturmuş, tam yarım saattir ablamın içeriden çıkmasını bekliyorum.


Ona boynumda ki tılsımı söylediğim andan beri kendini içeriye kilitledi ve sadece sessiz kalarak beni delirtiyor.


"Bana boynumdaki bu kolyenin neden kafamın içindeki varlığı uzak tuttuğunu açıklayacaksın. Ben delirdi mi düşünerek günlerdir kendimi yiyorum! Anlatmak zorundasın!"


"Üzgünüm..." fısıltılı sesi geçen dakikaların ardından nihayet kulaklarıma ulaştığında sessiz bir nefes çektim.


"Ne için üzgünsün bana bunu anlatacaksın... senin olan bitenle ilgin ne anlamak istiyorum lütfen aç şu kapıyı ya..."


"Sierra..."


Annemin bağırışı kulaklarıma ulaştığında sıkkınca kalktım oturduğum zeminden.


Serra'nın odasından çıkıp merdivenlerin başında durdum. "Ne oldu?" Gergin sesim evi dolandığında unuttuğum bir gerçeği hatırlatıyordu bana.


"Ersin geldi tatlım."


"Kahretsin... nasıl unuturum!" Hızla odama doğru ilerlediğimde merdivenlerden aşağıya bir bağırtı bıraktım.


"Beş dakikaya geliyorum." Aceleyle odaya girdiğimde üzerimdeki pijamaları çıkardım ve askıdaki şifon elbiseyi hızla üzerime geçirdim. Sutyensiz göğüslerimi ellerimle ayarlayarak elbisenin göğüs kısmına oturttuğumda , aynada alelacele düzelttiğim saçlarımla ayakkabıları beklemeden geçirdim ayağıma.


Kol çantamı alarak içine bıraktığım telefonla Ersini daha fazla bekletmemek için olabildiğince çabuk oluyordum.


Merdivenlere dönmeden hemen önce Serra'nın odasına döndü bakışlarım.


"Odaklan, Serra hep burada, ama Ersin bir kez daha kaçamaz..." merdivenlere dönen adımlarım hızla aşağıya inmeme yardım etti.


"Nerede?" Annemi mutfağa girmeden hemen önce bulan gözlerim ondan geçiştirici bir cevap alıyordu.


"Kapıda, iyi eğlenceler." Ardından mutfağa girip gözden kayboldu.


Derin bir nefes aldım ve boynumdaki tılsımı son kez kontrol ettim. Hala yerinde olması bana güven verirken beklemeden ana kapıya doğru ilerledim.



Arabada süren sessizlik beni heyecana itelerken , dizlerimin üzerinde duran çantanın içinden çıkarttığım telefonla dikkatimi başka bir şeye çevirmek iyi geliyordu.


Rehberde Serra'nın numarasını bulduğumda, ona bir mesaj göndermek en iyisi olur diye düşündüm.


"Eve geldiğimde konuşacağız Serra, bana vermek zorunda olduğun cevaplar var. Ne oluyorsa bilmek benim de hakkım."


Kilitlediğim telefonu yeniden çantamın içine bıraktığımda , Ersinin meraklı sesi üzerimde gezindi.


"Bir sıkıntı yok değil mi?"


Bakışlarım yüzüne döndüğünde , bir süre öylece izledim. Sarı saçları alnına dökülürken küçük burnu yandan nasıl bu kadar güzel görünür bilemiyorum. O öyle yakışıklı ki... öyle...


"Sierra?" Bakışları yüzüme döndüğünde yeşil gözleri suratımda şaşkınca gezindi.


"Ş-şey yok, yani... bir sorun yok. Serra'ya söylemeyi unuttuğum bir şey vardı onu yazdım. Eee nereye gidiyoruz?" Elimi çenemin altına yasladığımda onu hayranlıkla izlemeye geri koyuldum.


🖤🖤🖤


İDEA


"Ağzının içine düşüyorsun içine!" Arka koltukta öylece oturmuş Sierra'nın Ersine bıraktığı yiyici bakışları izliyordum. Şu an kafanın içinde olmadığım için çok mutluyum. Kim bilir ne fanteziler çeviriyorsun.


Bakışlarım Ersin'e döndüğünde bu çocuğun Sierra'ya karşı hiç bir şey hissetmediği öyle belliydi ki.


Ama kör Kızıl göremiyor! Sadece kendi renkli dünyasında kurduğu hayallerle yaşamaktan ölesiye mutlu gibi.


"Acınası."


Geri yaslanıp ellerimi gövdemde birleştirdiğimde orta kısımda oturup öylece Sierra'nın şekilden şekle giren yüzünü izliyordum.


"Benim çok sevdiğim bir yer var, oraya gideceğiz." Çocuğun ne dediğini bile duymadığına o kadar eminim ki! Suratına bak suratına! Pantolonuna değil!


"Hı hı bence de." Verdiği anlamsız cevapla bıkkınlıkla bir nefes verdim.


"Bu arada, çok güzel görünüyorsun. Yemek teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim." Kibarlıktan kırılacaksın lan!


"Ben davet ettiğin için teşekkür ederim asıl... şaşırmadım desem yalan olur."


'Eminim öyle olur. Birde biz Cinlere yalancı derler. Siz insanların karşısında şapka çıkarılır.'


"Neden şaşırıyorsun ki, bence bunu çok uzun zaman önce yapmalıydık. Birbirimizi görmemiz böyle uzun sürmemeliydi."


'Senin o gören gözlerini görmez yapmayı da bilirdim de sabıka kaydım kabarık seni sikik!'


Burada oturmuş gelinime yürümene izin veriyorum resmen. Dünya beni gerçekten değiştiriyor. Tıpkı kitaplarda bahsettiği gibi.


"Böyle düşünmen ne tuhaf... oysa Serap'la beraberken benimle iletişim bile kurmazdın..."


'Trip mi attı o az önce? Kusacağım şimdi!'


"Şartlar öyle gerektiriyordu, kabul edersin ki insan kız arkadaşının seçimlerine saygı duymalı, benim yaptığım sadece buydu." Yalanını sikeyim! Seni de sikeyim!


"O açıdan bakarsam haklısın..."


'Sen birine hak verebiliyor muydun ya?! Benim anamı siktin kaç gündür!'


Bakışlarım yüzünde durduğunda hala çocuğu incelediğini görebiliyordum.


'Çek artık gözlerini çocuğun üzerinden çek! Ulan ne Ersinmiş! Yedin gözlerinle çocuğu!'


"Geldik."


Araba yavaşladığında bakışlarım önünde durduğu restorana döndü.


'Pizza mı?' Histerik bir nefes bıraktım burnumdan.


"Pizza mı?" Sierra bozulduğunu saklayarak sahte bir gülümseme ile bakışlarını Pizzacıda gezdirdi.


"Çok iyidir pizzaları..."


'Kız o kadar hazırlandı getire getire Pizzacıya getirdi lavuk. Hahaha'


Lavuk ne ya. Ne oluyor bana...


"Sen öyle diyorsan öyledir..." uzanıp kapısını açtığında çantasını koluna takarak aşağıya doğru bir adım attı. Bende peşinden indiğimde, Sierra'nın yüzünde ki hayal kırıklığını görebiliyordum.


"Hadi girelim."


...


Pizzalarını sipariş verdiklerinde, kasiyerin yönlendirmesi ile beklemek için müsait bir masa buldular.


Müsait bir masa mı dedim? Her yer bomboş zaten.


Gerçekten lezzetli bir Pizzacı için fazla ıssız.


"Bakalım sende beğenecek misin?" Oturduğu koltukta gerildiğinde Sierra yeniden gülümsedi.


"Eminim güzeldir."


'Hayalinde böyle bir yer yoktu değil mi? Oysa ne kadar heyecanla hazırladın elbiseni, tam bir saat sürdü bu elbiseyi seçmen. Hepsi bir orta boy pizza için mi hahaha. Sana bu konuda asla acımıyorum.'


"Çıkışta bize geçebiliriz istersen, hem Annem bu akşam teyzemlere geçti, serkanın düğünü için hazırlıklar var diye, kafamız rahat eder."


'Seni bu gece sikmezsem bir daha da sikmem Ersin! Bu geceden sağ çıkarsan her gecen kolay gelecek yemin ederim!'


"Yani bilmiyorum ki olur..."


'Sierra! Şu boynundaki kolyeyi bin parçaya ayırmak istiyorum!'


"Harika o zaman, belki Pizzayı alıp eve geçeriz bir film açarız . Daha rahat olur..."


'İdea sakin ol! Verdan harabelerinde zincirlere vurulmak istemezsin! Sakin ol orası pek senlik değil! Şimdi yapacağın her hangi bir şey seni bir çok açıdan zora sokabilir!'


"Olabilir..." Sierra yüzündeki utangaç gülümseme ile yanaklarını kızartırken ben, öfkeyle bir yumruk indirdim önlerindeki masaya.


Fakat Maddesel bir boyuta bürünmediğim için küçük bir sarsıntı oldu, ikisi de fark etti fakat hiç bir şey demedi.


Bakışlarım Sierra'ya döndü, ne yapıp edip ona evine gitmemesi gerektiğini söylemem gerekiyordu.


Ama nasıl?!


Bakışlarım önünde oturdukları camlara döndü, yüzümde sinsi bir gülüş yayılırken nefesimle oluşturduğum buhara parmaklarımla bir şeyler karaladım.


Sierra fark etmemişti bile, restoranın ışıklarını hafifçe titrettim.


Tam bu sırada bakışları Ersinin üzerinden pizzacının içine döndü. Daha sonra refleksle camlara takılan gözleri ile dona kaldı.


Camdaki yazıda gezen gözleri ile kaşları çatıldı.


-Evine gitmeyeceksin!-


Yazıyı silip yeniden üfledim nefesimi, bir kez daha bir şey karaladığımda Ersin fark edecek diye ödü kopuyordu.


-Sana ne olduğumu ve senden ne istediğimi söylememi istiyor musun? -


Ağırca yutkundu, ve ben bir kez daha sildim camı.


Yeniden nefesimi üflediğimde Ersin'in görmesinden korkmuş olacak ki hızla boynunda ki kolyeyi çıkarttı.


Neye uğradığımı şaşırırken aceleyle girdim zihninin içine.


'Eve gitmeyeceksin Sierra! Eğer karşında ki adamın değersiz hayatını tehlikeye atmak istemiyorsan bunu yapmayacaksın!'


'Delirdin mi sen! Hemen yanında görecek! Yazı yazmayı kes! Nasıl açıklayacağım bu durumu!'


'Beni duyuyor musun sen! Onunla beraber falan olamazsın! Evine gidemezsin! Sana dokunamaz! Ona dokunamazsın!'


'Sanane be! Sanane! Rahat bırak beni!'


Eli kolyeye uzandığında tüm öfkemle bağırdım.


'Öldürürüm! Onu öldürürüm! Gözlerinin önünde boynunu kırarım! Sonucu bana ne getirirse getirsin bunu yaparım!'


Hızla kolyeyi boynuna taktı ve bedeninden dışarıya savruldum.


Öfkem benliğime sığmamaya başlıyordu.


Cama yeniden üfledim. Bu kez büyük harflerle 'SEN BENİMSİN SİERRA! ' yazdım.


Bakışları yazıda tutunduğunda ağırca yutkundu.


Ersin tüm dikkatini elindeki telefona vermişken tüm ışıkları kapattım.


"Ne bu şimdi!" Ersinin söylenen sesi masada dolandığında etraf karanlığa bulandı.


Yalnızca Ersinin elindeki telefonun ışığı onun yüzünü aydınlatırken suretime büründüm ve karanlığın beni sakladığına duyduğum inançla arkasına geçtim.


Sierra şimdi Kollarımı görüyordu, Ersinin boynuna usulca dolanan kollarımı. Ardından bağırdı.


"Gelemem! Ersin gelemem..."


Işıklar yeniden yandı. Ve suretim ortadan kayboldu.


Korkulu gözleri Ersinin yüzüne döndüğünde, dudaklarının korkuyla morardığını görüyordum.


Bana bunu yaptırmak zorunda mıydın!


"Ama neden..." ışıkların gelişini bile umursamadı tek derdi Sierra'ydı.


"Ben, gelemem anla lütfen... " sesi titriyor, gözleri korkuyla içeride geziyordu.


"İyi de niye, Sierra başka biri mi var? Eğer öyleyse..."


"Hayır..." itiraz edici sesiyle devam etti. "Sadece hazır değilim, ben eve geçeceğimizi bilmiyordum anlarsın, daha özel olsun istiyorum..."


"Ne önemi var... sen her halinle çok güzelsin.." yüzünde sıcak bir gülümseme yer ettiğinde az önce kafasını koparmadığım için pişman olmaya başladım bile.


"Benim için önemli ama..." titreyen sesine ve korkulu ifadesine rağmen durumu iyi idare ediyordu.


Loading...
0%