Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm-Güneş Herkese Farklı Doğar..

@nurdogru26

LÜTFEN ÖN YARGILARINIZI DIŞARIDA BIRAKIN.
BU BİR KURGU.
GERÇEK BİR HAYAT HİKAYESİYLE ALAKASI YOK .

Evet, ilk bölümle karşınızdayım..

Bu sefer İki Farklı dünyayı birleştirmek istedim, nasıl olacak, tutacak mı inanın bilmiyorum :)

Bir çok kaygı var içimde, yanlış bir cümle kurmaktan korkuyorum, yanlış bir şey yapmaktan da öyle, üzerimde sorumluluk var gibi hissediyorum, çünkü bazen anlamak istemeyen bir kesim, Acımasızca yorum yapabiliyor..

Yapılan her yoruma 'Saygı çerçevesinde ' Açığım, ama bazen dil dediğin kemiksiz et parçasının, zehirli olabildiğini de gördüm :)

O yüzden, bu kurgu , genelde yazdığım, o sert sahnelere çok ileride kavuşacağı için, önlerinde uzun bir yol olacak ..
Bu Sürece benimle başlayan herkese Merhaba.. Hoş Geldiniz ❤😊

Her birinizi çok seviyorum, bilgisayar başında, böyle severek , heyecanla bir şeyler yazabiliyorsam, Güzel yorumlarınız ve Destekleriniz Sayesinde ..
İyi ki varsınız..

Keyifli okumalar ❤

--------------------

Başlangıç Tarihini buraya bırakabilirsiniz ❤


29.01.20223 


---------------------------------------



Hicran Taşkıran

Kuş cıvıltıları, seher vaktinde Açık penceremden içeriye doluşurken, Gözlerimi araladım. Yatakta hafifçe gerneştiğimde, Yüzümde sabahın oluşturduğu tatlı bir telaş vardı.

Ben Sabahları severdim, bütün kötülükler kaçıp bir yerlere saklandığında, Tan yeri yavaşça ağarır, Aydınlık bütün Karanlığı yutardı. Korkular ve Bilinmezlik, yerini Parlak güneş ışınlarına bırakırdı.

Kuşlar öterdi her şeyden önce, cıvıl cıvıl şarkıları bütün Evrene yayılırdı, bu bile mutlu olmak için kuvvetli bir neden değil mi.

Görebilene, dünya harika bir sanat eseriydi, bakabilene , gözler verilmiş en büyük hediyeydi mesela..

Telefonumun Alarmı, aniden çaldığında, Yatağın içinde oturup, Alarmı hızla kapattım.
Ayaklarımı Yataktan aşağıya sarkıttığımda, çıplak tabanlarım soğuk zeminle birleşiyordu.

Ayağa kalktığımda, Başımın üzerinde bir kaç tur döndürüp, topladığım saçlarım, dağınık yatış pozisyonlarımın kurbanı olmuş olacak ki, darmadağın olmuştu.

Siyah ince Lastiği, sertçe tutup çektim Saçlarımdan, Uzun Siyah saçlarım, omuzlarımdan döküldüğünde, Kalçalarıma kadar uzanıyordu..

Ellerimi saçlarımda gezdirdiğimde, Annemi anımsadım..
Saçlarımla oynamayı ne çok severdi, saatlerce tarardı onları, özenle örer, bana sevgi dolu övgüler yağdırırdı..

Gözlerim dolarken, sert bir nefes çektim içime..


Onu çok özlüyordum, ama biliyordum ki, o şuan Sevgililerinde sevgilisinin yanındaydı, benden çok daha fazla Seviyordu Yaratıcım yarattığını, o yüzden Kanser acısıyla süründürmeden bir an önce almıştı yanına..

Annem Mutluydu, beni izliyordu biliyorum, attığım her adımda, verdiğim her kararda yanımdaydı..
Bedenen olmasa da Ruhen buradaydı..

Geriye sadece Babam ve Abim Kalmıştık ,Birbirimize büyük bir güçle kenetlenmiştik, Annemin gidişi bizi yıkmamıştı, aksine.. öyle güzel evlatlar yetiştirmişti ki, bizler Babamızı da Yanımıza alarak devam etmeye çalışıyorduk hayatımıza.

"Uyandın mı Cimcime.." Abimin sesi odamın kapısında duyulduğunda, düşüncelerim gülümsememle bölünüyordu.

"Uyandım.." kıkırtılı sesim ile, kendimi toparlayarak, saçlarımı sıkıca toparladım avuçlarımın arasında, bileğimdeki lastiği hızla saçlarımdan geçirdiğimde, çabucak bir topuz yapmıştım tepemde.

Ardından Odamın kapısını açıp, Dışarıya doğru bir adım attım..
Abim Banyodaydı, Abdest aldığını duyabiliyordum..
Kapı aralığından başımı uzattığımda, aynadan bana bakarak gülümsedi, konuşmadan avucuna bir miktar su alıp bana doğru fırlattığında, Abdestini bitirerek, duvardaki havluya uzandı..

"Abi yaa.." dedim isyankar bir sesle "Çok Uyuzsun.." Yüzünü kuruladığı havluyu, başıma atıp, gülerek geçti yanımdan.

Kafamdaki Havluyu gülerek çekip aldığımda, Askıya geri bıraktım.
Suyu açtığımda, Tişörtümün kollarını dirseklerime kadar kıvırmıştım bile.

Abdest almaya başladım.. Ağzıma ve burnuma verdiğim üç su dolu avuçtan sonra , Soğuk su, uyku mahuru yüzüme çarptığında, irkilsem de , bunu üç kez tekrar ettim.

Sağ Avucuma aldığım suyu, bileklerimden geriye verip , kollarımı mesh ettiğimde, uykum giderek açılıyordu, Sanırım Sabahları Abdest almak, yaz aylarında harika olsa da, kış aylarında dayanılmaz bir eziyet gibiydi..

Düşüncelerim yüzümde gülümsemeye neden olurken, abdestim çoktan bitmişti,
Yüzümü ve kollarımı kuruladığımda, Odama doğru ilerledim.
İçeri girdiğimde, Yatak ucumdaki pufun üzerinde duran, kırmızı kadife seccadeyi aldım elime..
Yere serdiğimde, Gardırobuma doğru ilerledim, açtığım sürgülü kapılar ile, üzerime bir etek çektim askılardan..

Kapım tıklatıldığında, seslenişimle açıldı "Gelebilirsin.."

Abim Kapıyı açtığında, içeri girip, gözleriyle beni süzdü..

"Bir şey mi oldu ?" alnım kırışırken, uzanıp, tekli koltuğun üzerindeki Başörtüsünü elime aldım..
İç başörtümü sıkıca bağlarken abim nihayet konuşmaya karar veriyordu..

"İş bulabildin mi .. onu merak etmiştim, malum karşılaşamıyoruz, ben yine bir kaç gün şehir dışında olacağım.." sesindeki mahcubiyet ile, tülbendimi yarım bir üçgen yapıp, başıma örttüm.

"Şirket, Tazminat ödeyecek deniyor ama, onu bekleyemeyiz, bir kaç yere CV gönderdim, merak etme, en kısa zamanda sana destek olacağım.." yüzümdeki sıcak gülümseme ile, gözlerini benden kaçırıyordu

"Senden bunu istemem bile yanlış, ama tek başıma bu işin altından kalkamıyorum Hicran, Babam üzülsün istemiyorum.. emeklisi kredi borcuna gidiyor.. o bile yetmiyor, kendini bize mecbur hissettiği için bir şey bile isteyemiyor .. " sesindeki titreme ile derin bir nefes aldım, ve ona doğru ilerledim, Elimi koluna attığımda, sessizce konuştum..

"Bak bana Berat, biz kardeşiz.. o borç annemizi yaşatmak için, hep beraber karar verip çektiğimiz bir kredinin borcu.. elimizden geleni yaptık diyebiliyorsak, bu borç sayesinde, ve bu borç sadece senin borcun değil, ikimizin borcu.. önce bunda bir anlaşalım.." bakışları yüzüme döndüğünde, gözleri bilye gibi parlıyordu.

"Babam konusuna gelince, biz onun evlatlarıyız, ondan bir şey isterken hiç çekinmedik.. oda bizden isterken çekinmeyecek.. ona bunu yavaş yavaş öğreteceğiz.." yüzümdeki koca gülümseme ile gözlerine bakarken, beni tutup sıkıca kendine bastırdı..

"İyi ki varsın Hicran, Ne zaman Çaresiz hissetsem hep bunu yapıyorsun.. hep umut dolu yolu gösteriyorsun.." kolları öyle sıkı sarıyordu ki beni, Berat tanıdığım hiç bir abiye benzemiyordu, o ve ben, birbirlerinden bir şey saklamayan o yakın kardeşlerdendik, aramızdaki bağ, hiç kimse tarafından bozulamazdı.

Geri çekildiğinde, Ağladığını görmemem için hızla çıktı odadan..

Arkasından kapıyı kapattığımda, içli bir nefes aldım içime..
Annem olsaydı, bana da yolu gösterirdi , ama şimdi bu evin Annesi gibi hissediyordum kendimi..


Hiç şikayetçi değildim, ama ya bir yerde yanlış yaparsam korkusu vardı işte..

Seccadeye doğru ilerlediğimde, gönlümdeki bütün korkuları ve tereddütleri, Rabbime Havale ediyordum..
Muhakkak o en güzelini, en kısa zamanda çıkarırdı karşıma.

.............................

Pamir Boratav

Salondan gelen kırılma sesi ile, aniden sıçradım yataktan..
Başımın ortasında hissettiğim Keskin Ağrı, Can sıkıntım için güçlü bir nedendi.


Akşamdan kalmanın verdiği rahatsızlık hissi, Güne Lanetlerle uyanmam neden oluyordu.

Bedenime dolanan çarşaftan hızla kurtulduğumda, Söylenerek kalktım yataktan, Salona açılan merdivenlere doğru ilerlediğimde, hizmetçilerin konuşma sesleri kulaklarıma çarptı.

"Ne yaptın sen! Pamir beyin Annesine aitti o Vazo! Mahvoldum.. kesin kovdu beni.." sesindeki endişe ile, Mermer merdivenleri birer birer indim..

"Özür dilerim Abla, görmedim.." duyduğum diğer ses, Zihnime yabancıydı.

"Bugün erken çıkacağım için yardıma gel dedim, pişman ettin Sinem.." Demet hanım söylenirken, merdivenler beni çoktan Salonun kapısına ulaştırmıştı bile.

"Ne oluyor burada!" sesim boş evde yankılandığında, gözlerim Annemin yerdeki Vazosuna kaydı, tuzla buz olmuştu.. Oysa nasıl severdi onu! şimdi bu aptallar, onu mahvetmişti.

Bakışlarım, yerdeki Vazodan, Demete döndüğünde , Korkuyla bakışlarını kaçırdı.

"Efendim benim hatam.." dedi diğer kız..

Gözlerim ilk kez yüzüne döndüğünde, ikinci bir şok yaşıyordum..
Karşımda türbanıyla, korku dolu bir kız bana bakıyordu.

Demet Nasıl bir cesaretle evime böyle bir bağnazı sokabilirdi!

"Ne Bu!" sesim ikinci kez öfkeyle Demetin üzerine yağdığında, bu kez sıkıca yumdu gözlerini..

"Efendim, oğlumun Sünneti vardı.. izin istedim ama, Serhat bey, uygun görmeyince bende.." sustu

"Sende ne! Evime bu yobazlardan birini getirip, elini kolunu sallayarak gezmesine izin verdin öylemi ?!" cevap yok.

"Öylemi ?!" öfkeli sesimle beraber, kız koşarak çıktı salondan, Demet ve ben baş başa kalmıştık..

"Pamir bey, biliyorum bu konuda hassassınız ama.. inanın başka getireceğim kimse yoktu.." sesindeki titreme ile bana bakıyordu

"Kendine Başka bir iş bul Demet! Anlaşılan benim otoritem üzerinde bir etki bırakmıyor! kafana göre takılabileceğin bir ev değil burası ! Çık!!" sözlerim , ağlamasına neden olurken, yalvarmaya başladı

"Yapmayın ne olur, Eşimi işten çıkardılar, tek geçim kaynağımız bu, ne yaparız efendim.." peşi sıra akan göz yaşları ile öylece duruyordu karşımda.

"Çık dedim!" sesim Salonu inlettiğinde, Ağlayarak yanımdan geçip, çıktı salondan.

İleriye doğru bir adım atıp, Kırılan vazoya doğru ilerledim.. Yavaşça yere çöktüğümde,
Kırılan Parçaları birer birer toplamaya başladım avuç içimde..

Annemden geriye kalan bir kaç eşyadan biriydi bu Vazo, ve onu da geri zekâlının birinin , Sakarlığına kurban etmiştim..

Avuçlarıma toparladığım parçalar, birer birer üst üste toplanırken, Serhat'ın sesi kulaklarıma çarptı..

"Efendim, Günaydın.." Gözlerim hala yerdeki küçük parçalarda gezinirken, kurtarılabilecek olanları toplamaya çalışıyordum.

"Günün Planlaması!" dişlerimi sıkarak konuştuğumda, beklemeden özet geçmeye başladı.

"Öğlen Yönetim kurulu toplanacak, yeni başkanı seçerken, Amcanızda orada olacak, Saat 12:30 da başlayan toplantı, 13:30 gibi sonlandırılacak, Öğleden sonra 16 : 40 da Almanlar , Araplar ve Fransızlar ile hisse toplantınız var, Muhtemelen toplantı 2 saate yakın sürecek 18:40 da sonlanacak, Akşama Kız kardeşinizin Doğum günü için, Yengeniz Yalıda Bir kokteyl düzenliyor, 20:00 gibi başlayacak, kardeşiniz için hediye alındı, akşam götürmeniz için Araca yerleştirildi, Birde-" sert bir nefes çektim içime acı dolu.

"Sssh.." elime batan porselen parçası, akmayı bekleyen kanımı , beyaz halıya akıtmaya başladığında, hızla kalktım ayağa.

elimdeki Parçaları, ilerleyip Serhat'ın avuçlarına bıraktığımda, Merdivenlere yöneldim.


kanayan yarayı, dudaklarıma bastırdığımda, Merdivenleri hızla çıkmaya başladım.

"Devam et.." dedim ağzımın içini dolduran işaret parmağımla beraber.

Peşimden gelirken, bir elinde Tablet , Diğerinde Kırık Vazo parçaları ile çıkıyordu merdivenleri.

"Birde Asistanınız Çiçek hanım, bugün iş başı yapması gerekiyordu, doğum izninden dönecekti ama, işi bıraktığını bildirmiş İnsan Kaynaklarına." durdum.

Merdivenler bittiğinde, Yönümü Serhat'a döndüm "Dalgamı geçiyorsun!" öfkem üzerime patladığında, başını hayır der gibi iki yana salladı.

"Pamir bey, Artık çocuğuyla ilgilenmek istediğini belirtmiş, bir kaç CV inceliyoruz ama, istediğiniz donanımlar, herkeste bulunmuyor.. Özellikle bugünkü toplantıda, Almanca , Arapça Ve Fransızca bilen bir asistan bulmamız gerekecek, ama oda pek mümkün görünmüyor efendim.." Sesindeki çaresizliğin tadını alıyordum

"Harika! karşıma geçmiş, ne kadar beceriksiz olduğunu anlatıyorsun! Koca Ülkede, istediğim gibi kalibre tek bir eleman bile yok öylemi!" Öfkeyle arkamı döndüğümde, Odaya doğru ilerledim..

Peşimden girdiğinde, Yeniden ona dönüp bağırdım.

"Toplantı saatine kadar ne yap ne et! Bana Adam akıllı bir Sekreter ayarla! " gözlerim Elindeki kırık vazoya döndü "Şunu da götür bir Porselen ustasına, tamir etsinler!!" Şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Hala buradasın!" öfkeli sesim odada yankılandığında, hızla çıktı odadan..



............

Hicran'la tanıştık .. Sizde Nasıl bir izlenim bıraktı ?

Pamir'le Tanıştık .. Sizde Nasıl bir izlenim bıraktı ?

En Önemli Soru , Hikaye İlginizi çekti mi ? ❤


Loading...
0%