@nurdogru26
|
🎉Yeni Bölümle Geldiim,🎉 Sonunda Bebeklerim Karşılaşıyor, Pamir biraz kırıcı ama Hicran'ım Lafı Gediğine oturtuyor :D Keyifli okumalar <3 .......... Hicran Taşkıran Çaydanlıkları, Yer sofrasının üzerine bıraktığımda, Son kez gözlerimi Kahvaltı sofrasında Gezdirdim.. "Her şey Harika.." kıkırdayarak, Babamın Odasına doğru ilerlediğimde, Berat Daire kapısının önünde Ayakkabılarını giyiyordu.. "Nereye ?" şaşkınlıkla açılan gözlerim, ondan bir gülümseme alırken konuştu. "Çok geciktim, Ferhat Abi aşağıda bekliyor, Terminale bırakacak beni.." Ayakkabılarını giydiğinde dikeldi. "Siz yapın Kahvaltınızı, Babama söylersin, Bir kaç gün yollarda olacağım." yumuşak sesi, yılgın bir nefes verip, omuzlarımı düşürmeme neden oluyordu.. "Muavinlik seni çok yoruyor, başka bir iş bulsan.." sitemkar sesim, gözlerini kaçırmasına neden oluyordu. "Başka şansım yok Hicran, iş seçecek durumda değilim." Ardından demir tırabzanlara tutunarak, merdivenleri inmeye başladı.. "Allaha Emanet ol.." arkasından seslendiğimde, kapıyı yavaşça kapattım .. Derin bir iç çekiş eşliğinde Babamın Yatak odasına doğru ilerledim.. Kapı kulpunu saran ellerimle, yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim.. ve bir kaç kez tıklattığım kapıyı yavaşça araladım.. "Babacığım.." gözlerim odanın içinde gezindiğinde, Babamın içerde olmadığını görüyordum.. Şaşkınlıkla çıktım az önce girdiğim odadan.. "Nerede ki bu Adam.." Evin içinde kafa karışıklığı ile adımlarken, Banyoya doğru ilerledim.. "Baba.." kapıyı geriye doğru açtığımda, kimsecikler yoktu.. Salona döndüğümde, Telefonuma doğru ilerledim.. "Nereye gitti bu adam.." Telefonumda ki mesaj , arkadaşım Necla'dan gelmişti, görmezden gelerek Babamın numarasını çevirdim.. Çalan telefonu kulağıma dayadığımda, bir süre çalan telefon, sonunda açılıyordu.. "Efendim kızım?" Babamın sesi ile, ilerideki koltuklardan birine oturdum.. "Baba neredesin sen ? Ne ara uyandın, hangi ara çıktın ?" sesimdeki sabırsızlık, sessiz bir gülüşle karşılık bulurken konuştu.. "Ben geceden çıktım, haber verecektim ama uyuyordunuz.." alnım kırıştığında devam etti konuşmaya "İlhami Abine, taksi için şoför ararsan bana ulaş demiştim, Dün bir şoför gelmeyeceğini söyleyince, bende Geceden Taksiye çıktım.." omuzlarım bir kez daha çökerken, fısıltı ile konuştum. "Baba.." sesimin titremesi, teselli edici sesiyle karşılık buldu "Evde otur otur , bunalıyorum Hicran'ım, ben öyle gazetede bulmaca çözecek Adam değilim, biliyorsun.. hem bana da iyi geldi.." sesindeki heyecan ile, derin bir nefes aldım.. "Baba, bunu neden yaptığını biliyorum, ama gerek kalmayacak.. inan bana, halledeceğiz merak etme.. Sen artık dinlenmen gereken yaştasın, ne Taksisi, hırsızı uğursuzu var, bütün gece aklımız sende mi kalsın istiyorsun sen.." sitemkar sesim yeniden bir gülüşle karşılık alıyor.. "Çocuk muyum ben Kızım ? Karışma sen benim işime, Bir kaç saate gelirim hem, uzun uzun konuşuruz, sen bide bana üzülme.." ardından kapanan telefon ile, derin bir off çektim.. "Ah baba.." ekranda ki Mesaja Baktığımda, Necla'nın adına tıkladım.. Açılan ekranda, gördüğüm şey beni heyecanlandırırken, hızla arama tuşuna bastım.. Çalan telefon ile, cevapladı telefonu. "Mesai saatleri içerisindeyim.." dedi fısıltı ile "Yazdığın şey.. ciddi misin?" sesimdeki heyecan ile kalktım oturduğum koltuktan.. "Evet, Küçük bir fotoğrafçı ama, işlerin girdisi çıktısı ile ilgilenecek birini arıyorlar, çıkışta buluşalım, beraber geçeriz.. şimdi kapatmam gerek." ardından telefon kapandı, sesindeki tedirginlik, beni heyecanlandırıyordu.. Donanımıma göre, basit bir işti, ama hiç yoktan iyiydi işte.. Hızla yatak odasına yöneldiğimde, Çıkışına kadar bekleyemeyeceğimi biliyordum, Necla'nın nerede çalıştığını biliyordum, daha önce gitmesem de , adresini biliyordum, Büyük bir holdingin, Danışmasında, insan karşılamada çalışıyordu, Oraya gidip, bu heyecanı daha fazla pekiştirmek istiyordum.. Odama doğru ilerledim .. "Allah'ım, sesimi duyacağını biliyordum.." yüzümdeki Gülümseme ile, sürgülü kapıları ittirerek Askıdaki kıyafetlerde gezdirdim gözlerimi.. Krem rengi Pileli Bilek boy bir etek aldım Askıdan, Üzerime Dökümlü , Balon kol Krem bir Kazak çektim .. Üzerimdeki Pijamaları çıkardığımda, heyecanla giyinmeye başlamıştım.. ..... Otobüs, büyük Plazanın karşısında ki durakta durduğunda, Kapıda kocaman Boratav Holding Yazıyordu .. İnsanların Ön yargıları, Canımı sıkmıyordu, Çalıştığım son yerde de bir çok eleştiri almıştım. Dönen kapılardan geçtiğimde, Güvenlik önümde bir set oluşturdu. "Pardon!" dedi sert sesi ile. "Size Pardon. Geri çekilin." aradaki mesafe bir adım kadar yakınken, beni sinirlendiriyordu. Karşısında dilenci görmüş gibi, saçma sapan bir ifadeyle beni süzerken , konuştum. "Necla, arkadaşım.. Danışmada." gözlerim arkaya döndüğünde, yoğun bir şekilde Bilgisayara gömüldüğünü görebiliyordum. Güvenlik Bakışlarını Necla'ya çevirdi .."Necla'nın mı arkadaşısın?" dedi alaycı bir üslupla "Evet." dişlerimi sıkarak bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde, alayla kıvrıldı dudakları "Bekle burada." geri çekilip, Necla'ya doğru ilerledi.. Aralarında geçen bir kaç saniyelik konuşma ile Necla bakışlarını bana çevirdi.. Gözleri Gülerken, çekinerek etrafı süzdü.. Oturduğu masayı terk ederek yanıma doğru büyük adımlar attı.. "Ne işin var burada kızım.." kolumu tutup beni masasına doğru ilerletirken, tedirginlikle etrafı süzüyordu. "Ne oluyor ya.. ne bu tavır.. insan bir hoş geldin Arkadaşım Falan der.." sitemkar sesimle bana sandalyeyi gösterdi "Keşke haber verseydin Canımın içi .. hoş geldin tabi ki ama.." yılgın bir nefes verdi.. "Ne.. utanıyor musun sen benden ?" dedim kaşlarım çatılırken.. "Ay saçmalama Hicran.. " bıkkın bir göz devirme ile konuştu.. "Sadece böyle.. göz önünde durma, sen gel benimle.." kolumu tutarak beni Aşağıya uzanan merdivenlere yönlendirdi.. "Ya ne oluyor.." aşağıya inerken , merdivenleri çıkan insanların İğneleyici bakışları ile, sinir kat sayım artıyordu.. Sonunda, Kantin olduğunu anladığım yere vardığımızda, beni bir masaya oturttu.. "Yarım Saate, Öğle arasına çıkacağım, o zamana kadar beni bekle, Kahve iç, sonra geleceğim tamam mı ?" cevap vermemi beklemeden öylece çıkıp gitti .. Merdivenleri hızla çıkışını izledim bir kaç saniye.. Bıkkın bir nefes verdiğimde, Sırtımı soğuk sandalyelere dayadım, ilerideki masada bir şeyler atıştıran iki kız, beni küçümsercesine süzdüğünde, dişlerimi birbirine geçirip, derin bir soluk çektim içime.. "Gerçekten mi.. oturduğum yerde, bu kadar sinir olacağınız ne yapmış olabilirim.. bu sevgisizlik gerçekten beni hayrete düşürüyor.." ağzımın içinde mırıldanırken, yan Masadaki sandalye büyük bir gürültüyle çekildi.. "Otur.." dedi takım elbiseli , orta yaşlı bir adam , genç kıza çaprazındaki sandalyeyi göstererek.. "Peki.." dedi kız titrek bir sesle.. Ardından kızla göz göze geldiğimizde, bana bakarak gülümsedi, bende gülümsediğimde, Adam beni görmemişti, içindeki telaş, ses tonuna yansıyordu.. "Bak, normalde bu iş böyle olmaz ama, acelem var.." kıza sert bir nefesle konuşurken, gerginlikle saatini kontrol ediyordu "Anlıyorum efendim, " dedi kız saygıyla.. "Almanca, Fransızca biliyorsun.." gözleri önündeki CV belgesinde gezindi.. "Evet Ailem Almanya da yaşıyor o yüzden dilimi geliştirdim.. Fransızcayı yan daldan eğitim aldım.." dedi kız , sesindeki heyecan ile, bunun bir iş görüşmesi olduğunu görebiliyordum.. "Arapça?" dedi adam sabırsızca "M-maalesef.. ben .." kız kekelerken, adam bıkkınlıkla bir nefes verdi.. "Hiç mi.." dedi Adam çaresiz bir gerginlikle Kız kafasını hayır der gibi salladı.. "Tamam.. kalk.." sert bir sesle konuştuğunda, kız şaşkınlıkla adama baka kaldı "Kalk.. sana geri döneceğiz.." dedi bıkkın bir sesle.. Kız kırılmış bir şekilde masayı terk ederken, adam çaresizlikle, kafasını ellerinin arasına aldı "Mahvoldum.." dedi nefesli bir yılgınlık eşliğinde "Pardon.." sesimle beraber , bakışları bana döndü.. Gözleri bir süre üzerimde gezindiğinde, şaşkınlıkla etrafta gezindi gözleri.. "Sen kimsin.." dedi şaşkınlıkla.. "Bir arkadaşımı ziyarete geldim, ama bunun bir önemi yok şuan.." dedim beklemeden.. "Ne istiyorsun benden?" dedi gözleri yüzüme döndüğünde "İş.." dedim gülümseyerek. "Ne.." dedi gülerek.. "Almanca , Fransızca Ve Arapça bilen birini arıyorsunuz, bunlara ek olarak Çince Ve Rusçada biliyorum.." yeniden aynı gülümseme ile konuştuğumda, gülümsemesi siliniyordu "Sen.." dedi kaşları havalanırken.. "Ben.." dedim gülerek.. "Daha önce asistanlık yaptın mı ?" dedi alnı kırışırken.. "Karaman holdingde çalışıyordum, yalnız firma iflas edince.." sustum.. bir süre beni süzdü.. "Beni öldürecek.." dedi kendi kendine.. "Kim.." dedim meraklı bir sesle.. "Toplantıya girebilir misin.. bugün.. 2 saat içinde başlayacak.." yapacağıma olmayan inancı ile konuşuyordu.. "İki saat mi.." dedim şaşkınlıkla "2 saat evet, dosyaları sana göndereceğim, hızlıca bir bakış atıp, 2 saat içinde hazır olabilir misin ? " gözleri üzerimde gezindi.. "Bekliyorum.." dedim derin bir solukla "Ne.." dedi alnı kırışırken.. "Dosyaları bana ulaştırmanızı bekliyorum efendim.." yüzümdeki gülümseme ile, hızla kalktı oturduğu masadan.. "Umarım beni rezil etmezsin.." söylenerek çıktı merdivenleri.. Ardından bakarken, güldüm.. Bakışlarımı önüme çevirdiğimde, Babama geç kalacağımı söylemem gerektiğini hatırladım.. Telefonun mesaj bölümüne girerek, kısa bir bilgilendirme mesajı gönderdim. "Babacığım, Ben Necla'nın çalıştığı şirkete geldim, onu ziyarete , sanırım iyi bir Asistanlık işine kabul edildim, akşama ayrıntıları konuşuruz. İşler umduğum gibi giderse, bir çok açıdan Rahatlayacağız ." Mesajı gönderdiğim de , içimde hissettiğim gerginlik ile derince bir nefes aldım.. Daha sabah, içinde bulunduğum çaresizlik, Şimdi öylece çözüme ulaşıyordu.. oysa hiç hesapta yoktu.. Bu kadar iyi bir şirkette , Asistan olmak, CV Olarak 'ta , oldukça işime yarayabilirdi. Ama hepsinden önce, bu toplantıyı atlatmam gerekecek.. Beni işe Alan Adamın Adını bile sormaya fırsatım olmamıştı, şuan her ne yaşanıyorsa, fazlasıyla garipti.. "Merhaba.." Daldığım düşüncelerden beni çıkaran, 20 'li yaşlarında Gri takım elbiseli bir adam oluyordu.. "Merhaba.." bakışlarım elindeki Dosyalara döndüğünde, ne olduğunu anlamam çok zor olmamıştı.. "Ş-şey, Serhat bey , Sizinle ilgilenmem gerektiğini söyledi.." söylediğine kendi bile inanmıyor gibiydi. "Dosyaları alırsam, hemen başlayabilirim.." yüzümde yayılan gülümseme ile, Bir adım geri attı ve konuştu "Beni takip ederseniz, sizi odanıza götüreyim.." gözleri hayretle üzerimde gezinirken, kekeleyerek konuşuyordu "Odam mı.." cidden mi ? "Evet.." dedi yine aynı tereddütlü sesiyle. "Peki.." Oturduğum sandalyeyi yavaşça geri ittiğimde, bana eliyle yolu göstererek, Merdivenlere yönlendirdi.. Önüme geçip, hızlı adımlarla Basamakları çıkarken , Bakışlarım Attığım her adımda şirkette geziyordu.. Daha önceki şirketten çok daha büyük ve kalabalıktı, ve kalabalık ortamlar , Anksiyete mi tetiklese de, kendimi içten içe telkin ediyordum.. 'Bu işi batırma...' "Bu taraftan.." asansörlere doğru ilerlerken, Bir kaç şaşkın bakış eşliğinde, 12 kişilik asansörün kapıları açıldı.. Kapanan Kabin kapıları ile, Elindeki .dosyaları bana doğru uzattı "Pamir bey, şuan yönetim kurulu toplantısında, o çıkmadan, her şeyi halletmen gerekecek.." sol kolunu ileriye doğru itip, gömleğini çekiştirdi, ortaya çıkan Saatini kontrol ettiğinde yeniden konuştu "Yani , sanırım dosyalar için 1 Saatin var." ne.. "Ama iki saat denilmişti.." dedim söylenerek Açılan asansör kapıları ile, ileriye doğru bir adım attı, bende peşinden çıkıyordum.. "Şuan Toplantıdalar, bir saate bitecek, Ardından odayı Sunuma hazır hale getirmelisin" Bakışlarım kalabalık Toplantı Masasında hızla dolandığında, orta yaşlı adamların hararetle bir şeyler tartıştığını görüyordum.. Masanın iki başında ise daha genç iki adam oturuyorlardı. "Hadi" Dedi koluma hafifçe dokunarak. Bakışlarımı Ona çevirdiğimde, başımı onaylarcasına salladım.. Ardından toplantı odasının yanındaki, Kahve rengi oymalı kapıyı geçip, Yan odası olan, gri kapıyı açtı , ve bana döndü "Burası senin odan.. Pamir beyin yan odası, Bol şans.." Geri çekildiğinde, bir adım atıp içeri girdim.. Büyük Camlar, Plazanın Ön tarafına bakarken , Gün ışığını olduğu gibi içeriye dolduruyordu.. "Tamam.." dedim kendimi ikna etmek istercesine. "Masadaki telefondan , 2 numara ile Danışmaya bağlanabilirsin , 1 numarada Pamir bey olacak, 3 numara, Kahve yada içecek başka bir şey istersen diye, 4 de zaten İnsan Kaynakları.." Geriye çıktığında, kapının kulpunu tutarak bana baktı.. "Başka bir şey var mı ?" dedi bir an önce işinin başına dönmek istiyor gibiydi.. "Hayır , teşekkürler .." sözlerim onun odadan çıkıp , kapıyı kapatmasıyla karşılık bulurken, derin bir nefes Alarak, Elimdeki dosyaları, bir kaç adımla, koyu gri masanın üzerine bırakıyordum.. Döner sandalyeyi yavaşça kendime çekmeden hemen önce, Camı açarak, içeriye biraz temiz hava girmesini sağladım. Ardından Deri Sandalyeye oturdum.. Çantamı masanın altına doğru bıraktığımda, Nefeslenecek kadar bile vaktim olmadığını biliyordum.. Kendimi Dosyalara gömdüğümde, birer birer açılan sayfaların içinde, kayboluyordum.. ................ Pamir Boratav "Niko Bu iş için uygun mu bilmiyorum." dişlerimi sıksam da, hiç kimsenin bir şey anlamaması için, Özenle seçiyordum kelimelerimi. "O senin Kardeşin, Desteklersin diye düşünmüştük.." Amcamın sorgulayıcı bakışları üzerimde gezindi "Tabi ki desteklerim.." sahte bir gülüş, soğukça yayıldı yüzümde.. Niko ile göz göze geldiğimizde, bana yine o Sinsi bakışını atıyordu.. "Öyleyse, beni Tebrik et Abiciğim." yüzündeki iğneleyici gülüş ile konuştu 'Suratını yumruklamak istiyorum! Piç Kurusu! "Tebrikler." dedim dişlerimi birbirine geçirirken.. Gözlerim kol saatime döndüğünde, toplantı çoktan bitmiş olmalıydı, ama Niko işi uzatmayı seviyordu, bu şirkette her daim burnumun dibinde olacaktı, ve bu hazzı sonuna kadar yaşamaya niyetliydi. "Hepimizin hem fikir olmasına sevindim." Amcam oturduğu sandalyeden kalkarken söylemişti bunu.. "Kesinlikle.." dedi Niko bana bakıp göz kırparken. Kravatı yamuk bağlanmış, işin ciddiyetinin bile farkında olmayan Salağın Tekiydi! Ve şimdi yetmezmiş gibi, şirketimi ondan korumam gerekecekti! Ne acı.. Masadaki diğer adamlar ,izin alarak toplantı odasını birer birer terk ederken, Geride sadece Amcam, Niko ve ben kalıyorduk. "Akşam geliyorsun değil mi ?" dedi amcam önündeki ince dosyayı eline alırken. "Bilmiyorum." ağız tadımı bıraktınız. "Yengen bunun için çok uğraştı, hem Nilüfer 'de Seni görmek ister ." Nilüfer.. "Akşam olsun bakarız.." Niko Telefonun çalması ile, Hızla çıktı odadan.. "Niko 'ya bir şans ver.. kardeşin o senin.. Babanda böyle olsun isterdi.." Amcamın sesindeki şefkat, sessiz bir uyarıydı.. Bu Siktiğimin şirketinin başında, Onu istiyordu, bunu bir aptal bile anlar.. "Deneyeceğim." bakışlarım önümdeki dosyalara döndüğünde, uzatmak istemiyordum.. "Akşama görüşürüz Pamir, sende bu süreçte iyice düşün.." Kapıya doğru attığı bir kaç adımla, durup bana döndü. Bir eli kapının kulpundayken konuştu. "Bugün ki Toplantıyı halledeceğini biliyorum, ama şirketin şuan dar boğazdan geçişini, o anlaşma kurtaracak, bunu biliyorsun.." uyarıcı sesi ile, bıkkın bir nefes verdim burnumdan dışarıya. "Merak etme. Ne zaman halledemedim." gözleri üzerimde gezindiğinde, gülümseyerek çıktı odadan.. Herkes gittiğinde, yılgın bir nefesle geriye doğru verdim kendimi, boynumu gevşeterek sandalyede geriye doğru gerindiğimde.. Niko ile uğraşmam gerekeceğini biliyordum.. Kendimi her şeyin içinde kalmış, sıkışıp boğulmak üzere olan bir çocuk gibi hissediyorum. Nasıl oluyor da, bütün aksilikler böyle üst üste geliyor.. Bakışlarım tersten, Camdan dışarıyı süzerken, çalışanların etrafta koşuşturmasını izliyordum.. Bugün olduğum bu disiplinli Adamı ona borçluydum.. Odanın kapısı açıldığında, Sandalyede toparlanarak, gözlerimi kapıya çevirdim.. İçeriye giren kadın, kafa karışıklığına neden olurken, bana bakmadan, telaşla elindeki dosya çıktılarını, Masaya hızla dizmeye başlamıştı.. Stresli olduğu her halinden belliydi.. gözlerim üzerine döndüğünde, Hayatın bir şakası gibi .. Karşımda Yobaz bir kadın görüyordum.. Gözlerim Şaşkınlıkla karışık bir öfkeyle, etrafta gezindi.. Kamera Şakası falan mı Lan bu ?! "Ne oluyor ?!" dedim bağırmaya yakın bir sesle. İrkilerek bakışlarını bana çevirdiğinde, yüzünü daha net görebiliyordum.. Keskin yüz hatları kalın kavisli kaşları ve Badem gibi, çekik ve büyük gözleri ile Uzun kirpiklerinin ardından bana bakıyordu.. Ne olup bittiğini anlamaz bir ifade ile beni süzdü.. "Toplantı odasını hazırlıyorum, ama neden bağırdığınızı anlamadım.." kadifemsi sesi ile, dağılan dikkatimi toplayarak, ayağa kalktım. "Seni kim Aldı şirkete!" yeniden bağırdığımda, öfkeyle elindeki dosyaları toplantı masasına geçirdi "Bağırmadan konuşamaz mısın sen be Adam! Sağır yok karşında!" yüzündeki sinirli ifade, beni öfkeli bir gülüşe iterken, bu kez daha sakin bir tonda, bastıra bastıra konuştum. "Senin ! benim ! Şirketimde! Ne İşin Var?!" bıkkın bir nefes verdi. "Ben Pamir beyin asistan-" sustu. Sanki kafasına bir şeyler dank eder gibi duraksadı "Siz Pamir beysiniz.." dedi şaşkın bir sesle "Ben Pamir Bey'im de! " ona doğru bir kaç adım atıp dibinde durduğumda, bunlardan birine ilk kez böylesine yaklaşıyordum.. "Sen kimsin.." kokusu genzime dolarken, belli belirsiz yutkundum.. Kocaman gözlerini benimkilere değdirdiğinde, konuştu.. "Serhat bey.. Asistanınız olarak, bugün toplantıya katılmamı istedi." gözleri yüzümde gezinirken, titreyen sesiyle konuşuyordu.. "Serhat!" dişlerimi sıkarak , geriye doğru bir adım attım. "Öldüreceğim Onu! Yemin ederim Öldüreceğim!!" bağırarak Kalktığım sandalyeye bir tekme savurdum.. "Ne oluyor.. Anlamıyorum.." dedi fısıltıya yakın bir sesle.. Derin bir nefes Alıp Yüzümü ona döndüm.. Aptala anlatır gibi anlatacaktım, Zira öbür türlüsünü anlar mı şüphedeyim. "Bak.. sen buraya ait hissediyor musun kendini cidden?!" ezici bakışlarım üzerinde gezindi.. "Nasıl yani?" şimdi sesi netleşiyordu "Bu şirkette ! kendine benzeyen birini gördün mü ?! hadi Serhat bir Geri zekâlılık yapıp seni işe aldı ! ki! Onunda hayatını ayrı karartacağım! Sen nasıl kendini buraya yakıştırdın!" öfkeli sesim ile yeniden bağırdığımda, öfkeyle bana doğru gelip, tam önümde durdu "Ne biçim bir Adamsın sen ya! bu Nasıl bir üslup.. Senin yakıştığın bu şirkette ! ben Elmas gibi parlarım!" öfkeyle yanımdan geçip giderken, hızla çıktı toplantı odasından.. Küstah tavrı, ve dik başlı oluşu, Sinirimi iyice gerdiğinde, Gerginlikten Ürperiyordum.. Peşinden bağırışlara gelen Serhat ile göz göze geldik.. "Dalgamı geçiyorsun Lan benimle! Kim bu kız!" öfkem bu kez onun üzerine yağıyordu.. "Efendim.. sakin olun.." titreyen sesiyle bakışları yere iniyordu "Ben hizmetçilerimi bile bunlardan seçmiyorum! Sen Asistan olarak bunumu buldun bana!" bağırmaktan boğazım sancılandığında, tek nefeste konuştu.. "İsterseniz öldürün, ama başka şansım yoktu! kız bütün dilleri biliyor.. üstelik bir saatte bütün dosyaları inceleyip, toplantıya hazır hale getirdi.. yani.. " sustu Gözleri bana dönüyordu.. "ne yani Lan!" dedim dişlerimin arasından hırlarken "İstediğiniz kalibre elemanı buldum.. ama oda, görüşünüze uymuyor.." yüzündeki ifadenin anlamını biliyordum.. bu kızı sike sike , bu toplantıya sokmak zorunda kalacaktım.. Serhat beni tanıyordu.. Ve Bu toplantıya ne kadar önem verdiğimi biliyordu.. |
0% |