Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm-Kötülüğün Vücut Bulmuş Hali

@nurdogru26


Merhabaa :D

Ben geldiim, Yeni bölümle geldiim <3
uzunca da bir bölüm Üstelik, Daha çok yeniyiz, ama kurguyu heyecanla takip etmenizi çok seviyorum <3

Tıpkı ,Sizi Sevdiğim Gibi <3

Keyifli okumalar aşklarım <3

.....................

Hicran 

Toplantı çoktan başlamıştı ve ben yerimi Pamir Bey'in Sağında ki Sandalyede çoktan almıştım ..

Karşımda oturan 3 Adam ve yanlarındaki sandalyede oturan , Avukatları ile, isteklerini çekinmez bir tavırla dile getiriyorlardı.

Değim yerindeyse, Adamlar Pamir Bey'e Havlu attırmak üzereydiler.

Bakışlarım, solumdaki Pamir Bey'e döndüğünde , Sıkılan Kravatı ve Adamların baskın tavırları karşısında, boyun kısmının kızardığını görebilmem mümkündü.
Adem elması yavaşça aşağıya yukarıya hareket ederken, Bakışlarını Solunda ki, Serhat'a çevirdi..

Birbirlerine attıkları, memnuniyetsiz bakışlar ile, Anladığım kadarı ile, Arzu edilen fiyata yakın bile değildi Almanlar..

"10 dakikalık bir Ara vereceğiz.."
Avukat, uyguladığı ambargoyu desteklercesine konuştuğunda, Pamir bey hızla ayağa kalktı.

"Dilerseniz Asistanım, Size Çay servisi yapsın." Ne..

Dalgamı geçiyorsun! Asistanım ben! Ayakçın değil..

Avukat konuştuğunda , bana bakıyordu.. " Sizi yormayalım dilerseniz.. " şimdi bakışları Arkasında Ayakta duran takım elbiseli adama dönüyordu.

"Beyefendilerle ilgilenin." Verdiği emir tonlaması ile , Adam her birine ne içeceğini sorarak, aldığı cevaplarla birlikte, çıktı toplantı odasından.

Ardından Pamir Bey'de Serhat'ı yanına Alarak Toplantı odasından çıkıp gittiler.

Almanlar ve Araplar aralarında hararetle bir şeyler tartışırken, Ben önümdeki Dosyaları toplamaya başladım.

İçimdeki Saf öfke, birazdan Pamir Bey'e patlayacaktı.

Bana nasıl bu şekilde davranır, Burada onlara Asistanlık hizmeti sunarken, beni ayakçı gibi! Stajyer gibi kullanamaz..

Kulağıma çarpan , Almanca kelimeler ile, elimdeki dosyalarda kilitledim bakışlarımı..

Fısıltıyla konuşsalar da, Almanların hararet anımda , lehçeleri sertleşiyor ve sesleri yükseliyordu.. bu yüzden şimdi daha net duyuyordum..

" Ruslar ile anlaşacak.. fiyatı çok düşürdük.. gerek yoktu.." dedi Toplantının başında Adının Jonas olduğunu öğrendiğim Alman.

Konuşmayı onların adına, Avukatları yapıyordu ama, Bu Jonas denilen Adam, başından beri, söylenen hiç bir şeyden memnun değildi.

"Merak etmeyin Bay Jonas " dedi Avukat , Almanca konuştuğunda , şimdi bütün dikkatim ondaydı.

"Ruslar bu anlaşmadan habersiz, Bu işin Nabzını , Türkiye'de biz tutacağız, oda Boratav şirketiyle olacak ki! Bu şuana dek bu ülkede ki en sağlam şirketlerden biri." Sustu gözleri bana döndüğünde , elimdeki dosyalarla kapıya doğru minik adımlar atıp, duyabildiğimi duyacaktım..

"Aklınızdaki fiyatın çok daha altında, bağlamak üzereyim bu işi, bana güvenin." Dedi

"Gerekiyorsa 50 milyon fazla vereceksin! Ama bu iş, bizde kalacak!" Bay Jonas ikna olmamış sesiyle , Avukatlarına son uyarıyı yaptığında, Kapıyı açarak çıktım odadan..

Toplantı odasının yanında bulunan, Pamir Bey'in Odası, öfkeli bir bağırışla inliyordu!

"Beni köşeye sıkıştırdılar!" Hırıltılı ses ile, derin bir nefes Alıp kapıya tıklattım..

"Gir!" Dedi bağırarak.

Açılan Kapı ile, Koyu kahve rengi Oturma gurubu beni karşılıyordu, oldukça geniş olan oda, Pencere önündeki ödüllerle dolu vitrin eşliğinde, Pamir Bey'in Masasının hemen Arkasında konumlandırılmıştı.

"Ne var!" Dedi bıkkın bir bağırtı ile.

İçeri girip kapıyı sertçe kapattım.

"Ben sizin ayakçınız değilim! Yalvar yakar beni buraya getiren sizdiniz!" İşaret parmağım ileri kalktığında, hırıltılı bir nefes çekti içine!

"Bak bana Örümcek Kafalı!! Senin Saçma Sapan Triplerinle uğraşacak değilim!! Yalvarmadım! Bana inanman için gerekeni yaptım!! Duymak istediğini Söyledim!" Kırıcı sözleri, öfkesiyle birleştiğinde.. duraksadım..

Gözlerim hayretle yüzünde gezindiğinde, yavaşça yutkundum.. Bu adam Saf kötülüğün Vücut bulmuş hali gibiydi..

Ardından Odanın kapısı bir kez daha çalındı..

"Gel." Dedi , az önce hararetle kalktığı, büyük deri koltuğuna kendini bırakırken..

Bense , Vicdani bir ikilemin içerisindeydim..
Bir yandan bana açıkça! Gel diye Yalan söyledim diyen bir adam vardı! Diğer yanda, Onu zora sokmaya çalışan , fırsatçı bir Avukat..
Şeytan diyor ki, çek git .. dön arkanı!
Dünyayı sen mi kurtaracaksın Hicran ! Ama olmuyor işte..

Ben Allahtan korkarım..

"Pamir " Açılan kapı , İçeriye 1,80 boylarında, iri yapılı, Beyaz teni ve belirgin yüz hatları ile, Pamir'e pek benzettiğim Adamı sunmuştu.

"Niko. Şimdi değil!" Dedi hırıltıyla.

Ellerini kafasının arasına aldığında Çaresizlikle, önünde açık olan, İstatistikleri inceliyordu.

Bir çıkar yol arıyordu.. hatta kıvranıyordu..
Ama yardım isteme gibi bir huyu da yoktu anlaşılan.

"Amcama söylemem gerek.." dedi Niko dediği Adam, büyük bir rahatlıkla.

"Sakın!" Pamir'in Bakışları şimdi İstatistik Tablosundan, Niko ya dönüyordu.

"Kabul et Abiciğim, batırdın." Kardeşi olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti , ama Niko denen Adamın Yüzündeki geniş gülümseme , benim bile sinirimi bozuyordu.

Bakışları bana döndüğünde, Pamir kendine edilen hakarete sessiz kalmayacaktı.

"Öldürürüm Lan seni! Gideceksin oğlum.." elini sertçe önündeki Ceviz ağacından oymalı masaya geçirdi.

Olduğum yerde irkildiğimde, Birbirlerine olan öfkeleri, beni korkutuyordu.

"Yemin ederim! Kurtulacağım senden!!" Hırıltısı ile , Serhat araya giriyordu.

"Efendim sakin olun.." sakinleştirici sesi ile, Pamir bir yumruk daha indirdi masaya.

"Sen kimsin?" Gülerek bakışlarını üzerimde gezdirdiğinde , hissettiğim rahatsızlık ile, cevap vermedim.

"Burada , Kardeşimin odasında, senin gibi bir kadın görmek , bekleyeceğim son şey bile değil.." Alayla gülmeye başladığında, Ailecek problemli olduklarını anlamaya başlıyordum..

Sorun Pamir Bey değildi.. Sorun Boratav Ailesiydi.. Ne acı.. Sizi kimse sevmedi mi.. birbirinize karşı bile böyle nefret dolu olmanız neden.

"Niko bey, Birazdan toplantıya devam edeceğiz, izninizle.. konuşulması gerekenler var." Serhat kibar bir dille , Git diyordu.

"Tabi Abimin biricik Sağ kolu, bir gün ben o Koltukta olduğumda, destekleyeceğin benim kararlarım olacak ." Dedi Küstahça..

Şaka gibiler.. içleri kapkara bu insanların..

"Lan siktir git!" Pamir Bey'in bağırtısı ile Niko denilen adam Odadan çıkıp gitti.

"Bu şerefsizden nasıl kurtulacağım ! " Kalktığı sandalyeye bir tekme geçirdiğinde, istemsizce irkildim.

Odanın kapısı tıklatıldığında, bir kez daha bağırdı "Gel !" İçeri giren Avukat, başını kapı aralığından sokarak bize baktı..

"Sizden sonra görüşeceğimiz bir toplantı daha var, kararınızı öğrenmek adına geldim.." dedi

' yalancı pislik..

Pamir Bey konuşmadan, dayanamayarak araya girdim.

"Timuçin beydi değil mi?" Dedim

"Evet , Sizde Hicran.. unutmam ne mümkün." Zevzek herif.

"Kusura bakmayın , isim hafızam çok zayıf.." diyerek devam ettim.

Bakışlarım Pamir Bey'e döndüğünde, şaşkınlıkla bana bakıyordu.
Daha çok kaşları çatık ve ne yapıyorsun Aptal der gibi.

"Önemli değil Hicran hanım." Dedi Avukat.

"Çok incesiniz.. şimdi şöyle-" , elimdeki dosyaların altında duran tableti açarak ekranı kendime çevirdim ,boş bir ekranda bir şeylere bakıyor gibi yapıp bir kaç saniye bekledim.

"Sizin verdiğiniz Fiyat , bizim Marka Patentimizin çok altında, ama tabi sizleri de zorlamak istemeyiz, o yüzden dilerseniz.. siz hiç beklemeden sıradaki iş görüşmenize geçin. Çünkü.." dedim ve sustum

Bakışlarım Pamir Bey'e döndüğünde , Lafa dalmak istercesine araladı dudaklarını , ama kaşlarımı kaldırmamla, susmuştu.

Lafımı dinlemesi beni de şaşırtırsa da , önümdeki olaya odaklanmam gerekiyordu.

"Çünkü, bir saat içinde , Ruslar ile aynı hisseler için bir toplantımız var." Dedim

Avukatın gözleri Pamir Bey'e döndüğünde, gerginlikle konuşmaya çalıştı.

"R-ruslar mı? Böyle bir istekten habersizdik.." titreyen sesi ile , Pamir Bey'in duruşu rahatlıyordu.

"Asistanımın da dediği gibi, Son fiyatta kararlıysanız, birbirimizi oyalamayalım." Dedi

Sakin kal Hicran.. heyecan yapma..
Avukat odadan çıkana kadar en azından, şaşkınlığını sakla..
Çünkü Avukatlar çok iyi yalan söyleyebildiği gibi yalanı da iyi yakalarlar.

"Ben Son mesajınızı iletip geleceğim." Dedi Avukat ve öylece çıktı odadan.

"Ne yapıyorsun!" Pamir Bey'in öfkeli sesi üzerime patladığında, yönümü ona çevirdim.

"Sizi , Zararsız bir şekilde kurtarmaya çalışıyorum . Sakin olun." Hak etmezsiniz de..

"Ne Rusları Hicran Hanım! Ne Toplantısı! Bu siktiğimin işinden gelecek her kuruşa ihtiyacım var benim!" Yaptığı itirafla, şüphelerim netleşiyordu..

Anlaşılan, şirketlerin dönem dönem geçtiği o Sancılı evredeydiler.

"O zaman Konuşsaydın ! Asistanım Yalan söylüyor deseydin!" Dedim dişlerimi sıkarak.

"Kendi İmajımı mı Sarssaydım ! Dar beyinlisin! Nereden bileceksin!" Yine aynı ezici ses tonu.

"Bana bak Kibir Abidesi! O ağzından bir daha hakaret duyarsam var ya!" Üzerine doğru bir adım attığımda, beni sinirle süzdü.

"Ee?! Var ya?! Ne yapacaksın!! Beddua mı edeceksin! Tanrıya mı havale edeceksin!! Nee?! "

Allah'ım gerçekten, sabrımı sınamak için böyle bir pisliği karşıma çıkarman mı gerekiyordu! Adam o kadar sinir ki!! Ve ayrıca Küstah ! ve ayrıca Hadsiz!! Ve! Ve ! ve-

"Öyle susarsın!! Aç şu kafanı gözünü! Biraz beynime oksijen gitsin! Mahvettin 20 milyonluk işi !!" Bana iğrenircesine bakıyordu.

"Yaa salak herif!" ne dedim ben...

Ama artık dayanılacak gibi değildi.. bende koy verdim gitti..

" Adamlar içeride sana 20 milyon dediler! Arkandan ekstra 50 milyona kadar çıkabileceklerini söylediler!! Sana yardım ediyorum yardım!! Nasıl böyle Sığ bir adam olabiliyorsun sen ya!! Sana yaranılmaz!!" Arkamı dönüp kapıya doğru ilerlediğimde, beni durdurdu

"70 milyondan bahsediyorsun!" Dedi inanmaz bir sesle

"Evet! Çok daha fazlasını istesen onu da verecekler! Çünkü İşi Ruslara kaptırmaktan korkuyorlar! Haberin bile yok! Aynı Hisselere Ruslarda talipmiş! Adamlar onları geçmek için 10 katını vermeye hazır! Sende anca burada dur, Başörtüme, İnancıma çamur at! Üzücü aslında biliyor musun? Seni gazetelerde görsem! Ne başarılı adam, Ülkem için ne kadar faydalı derim. Senin adına sevinirim be! Ama şimdi karşımda, Kafayı Dinle bozmuş, Kendi İnancını yaşayan insanlara kafayı takmış bir zavallı görüyorum. Üzücü.." beklemeden hızla çıktım odadan..

Kendi odama geçip, Masanın üzerindeki çantayı Alarak, hızla çıktım.

Odasının önünden geçerken, Az önce çarptığım kapıyı ardımda bırakarak.

Merdivenlere yöneldim.

"Yok bir daha olmaz!" Yönümü Asansöre çevirdiğimde, çağırdığım asansör ile gelmesini bekliyordum..


- - -

Pamir

Önümdeki Gider tablosuna baktığımda, Avukattan gelecek cevabı bekliyordum.
"Doğru söylemiş olabilir mi ? Daha fazlasını istesek verirler mi?" sesimdeki şüphe, Serhat'ın net sesiyle birleştiğinde, bakışlarımı ona çevirdim

"İnancına bağlı bir Kadının, duydukları hakkında yalan söyleyeceğini düşünmüyorum.. Ayrıca bunun için bir nedeni yok.. bence sadece yardımcı olmaya çalıştı."

İnancına bağlıymış.. en çok onlardan korkmak gerek .

Odanın kapısı bir kez daha tıklatıldığında, "Gel." gözlerim şimdi kapıya dönüyordu..

İçeri Giren Avukat Timuçin, Önünü ilikleyerek, bakışlarını gözlerime dikti..

"Son teklifimiz, 40 milyon .." dedi..

Duyduğum fiyat ile, bir anda nasıl fiyatı iki katına çıkarttıklarını görebiliyordum..

Hicran doğru söylüyormuş.. bu adamlar bu işi, öyle yada böyle alacaklar..

"100 Milyon." dedim tek kalemde..

gözleri kocaman açılan Avukat "E-efendim .. ne .." kekelerken, gözlerimi önümdeki dosyaya çevirerek, yavaşça kapattım dosyayı.

"Bu Son teklifim. Serhat bey sizinle ilgilenecek, benim çıkmam gerek." Oturduğum deri Sandalyeyi terk ederken, Masadan uzaklaşıp, Timuçin'in yanından geçtim.

Kapıyı açtığımda, geriye dönerek yeniden konuştum..

"Kabul ederseniz, Serhat'a bildirmeniz yeter. Aksi bir durum olursa da sizinle tanışmak güzeldi Timuçin bey." odadan çıkarken, attığım yem, ya bana büyük bir meblağ kazandıracaktı .. yada büyük bir zarara sokacaktı.. bekleyip göreceğiz..



Yönümü Asansörlere çevirdiğimde, Niko ile karşı karşıya geliyorduk..
yüzündeki karanlık gülüşle, yanıma kadar adımladı..

"Çok sevgili kardeşim, Seni böyle her gün görecek olmak ne hoş.." sesindeki alay beni gererken, yeniden konuştu.

"Ama anlaşılan, Anlaşmayı mahvettin. ki buda Amcamı senin için uyarmama değecek bir şey.. Belki de o koltuğa ait olmadığını böylelikle anlar.." dedi

"Bu şirket benim. bunu ne zaman anlayacaksın, bilmiyorum! Ama sana bunu zevkle öğreteceğim!" Açılan kabin ile içeriye doğru bir adım attım.

"Şu Asistanın." peşimden girdiğinde, Asansörün kapıları kapandı.

"Adı ne.." dedi sessiz bir tonda.

"İşine bak Niko!" dişlerimi birbirine geçirdim..

"Bana Anneni hatırlattı.." söylediği bu kelime ile, yakalarından tutup, sertçe sırtını kabin duvarına geçirdim.

"Seni öldürürüm!! annemin adını ağzına alırsan! seni öldürürüm! duydun mu ?!" hırıltılı sesim ile, Gülerek, beni ileri itti.

"Ne olacak senin bu kontrolsüz hallerin.. " alayla konuştuğunda, yineledim sözlerimi

"Annem hakkında ağzını açmayacaksın!! duydun mu?! Öldürürüm seni!!" bakışları açılan kabin kapılarına döndüğünde, duran Asansör ile, ileriye bir adım atıp çıktı asansörden.

Peşinden dışarı çıktığımda, Şirketin girişinde , Asansörün önünde oluşan kalabalık ile, bıkkın oflamalar duyuyordum.

"Ne oluyor burada?!" dedim gergin bir sesle.

"Diğer Asansör bozulmuş efendim, O yüzden trafik oluştu." Adını bilmediğim bir kız konuştuğunda, bıkkın bir nefes verdim.

"Bakım ekibini çağırmadınız mı ?! Aloo ! her şeyle ben mi ilgileneceğim!" sinirli sesim ile, Asansörün önünde kalabalıktan görünmeyen Adam seslendi.

"Efendim buradayım, kapıyı açarsam, Kabin nerede sıkışmış anlayabilirim, ama kalabalıktan pek işimi yaptığım söylenemez." dedi sitemkar bir sesle..

"Açılın sizde! geçin diğer Asansöre! Merdivenleri kullansın bir kısmınızda! hadii!" Bağırtım ile, dağılmaya başlayan insanların arasında, Bakım ekibindeki Adam konuştu.

"Burada biri var.." bakışlarım merdivenleri çıkan çalışanlardan adama döndüğünde, 3 parmak araladığı genişlikten içeriye bakıyordu.. yeniden konuştu.

"Burada biri var!" sesi bu kez daha tedirgindi..

Adamın yüksek sesini duyanlar, birer birer geri indi merdivenlerden..

Malum felaket her insanda merak uyandırırdı.

"Kim var ?" yanına doğru ilerlerken konuştu " Bir kız.. bayılmış sanırım." dedi

Elindeki Açıcı aleti, araladığı kapının arasına sıkıştırdığında, yüklenerek açmaya çalışıyordu..

Arkasından gidip , içeriye bakmaya çalışırken, Hicranı öylece asansör zemininde yatarken gördüm.

"Aç şu kapıyı!!" dedim öfkeyle.

"Deniyorum efendim.." dedi adam tedirginlikle.

Omuzuna geçirdiğim omuzla beraber onu ileri ittim "Çekil şuradan! Beceriksiz herif!!"

"Ne oluyor ." dedi Niko.

"Yardım et." dedim Ona bakarak..

Yanıma çöktüğünde, Elimizin altındaki Alete bütün gücümüzü veriyorduk, kapı yavaş yavaş aralanırken, bir yandan seslenmeye başladım..

"Hicran!" ses yok..

"Bir daha.." dedi Niko yüksek sesle..

"Tamam." tekrar bastırdığımızda, kapı bir insanın geçebileceği boyuta geliyordu

"Hicran." dedim yeniden..

Ama hiç bir ses yoktu.. Yerden kalktığımda, açılan aralıktan içeriye doğru atladım.

"Pamir.." dedi Niko , gergin bir sesle.

"Hicran.." yere eğildiğimde, Kafasını kollarımın arasına aldım.. Yüzünü hafifçe tokatlasam da, hiç bir tepki yoktu.

"Niko.. Yardım etmen gerek.." dedim

"Kucağına al .. uzat bana tutacağım ." dedi tedirgin bir sesle

"Kucağıma mı.." dedim tedirginlikle

"Hadi Abiciğim! " dedi bıkkın bir sesle

"Tamam Lan Tamam! " kollarımı sırtından ve bacaklarının altından geçirdiğimde, yavaşça ayağa kalktım, Olabildiğince az yerine dokunmaya çalışıyordum .. Başı göğsüme düşerken, gözlerim yüzüne dönüyordu..

"Hadi Pamir!" dedi Niko.

"Dikkatli ol." dedim başını ona doğru uzatırken..

Kollarının arasına aldığı kafası ile, bedenini yarısını dışarıya doğru verdim, Niko'nun elleri, Hicranın Kalçalarına doğru gittiğinde, " Bacaklarından tut!" dedim uyarıcı bir tonda.

Siktiğimin şerefsizi!

"Aldım.. tamamdır." dedi geri çekilirken, sendeleyerek yere kapaklandığında, Hicranla beraber düşüyordu.

"Yapacağın işe." Kabinden tutunarak dışarı çıktığımda, hicran gözlerini çoktan aralamıştı..

Bakışları , onu tutan Niko' ya dönerken, yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

"İyisin merak etme.." dedi Niko fısıltı ile..

"Sorun yok, çıkarttım seni .." diye ekledi.

Derin bir nefes çektim içime ! derin derin..

"Hadi dağılsın herkes!! " öfkem etraftaki insanlarda gezindiğinde, herkes koşarak uzaklaşıyordu, onlarla birlikte fısıltıları da öyle..

"Ben.. " Hicran kendini geri çektiğinde, Niko'nun kollarından ayrılarak, ayağa kalkmaya çalışıyordu..

"Ben.. " dedi yeniden titreyen sesiyle..

"Konuşmak zorunda değilsin.. sakinleş." Dedi Niko, şaşırtıcı derecede, yumuşak çıkan sesi ile, beni de şaşkına çeviriyordu..

"Çantam.." dedi gözleri etrafta gezinirken..

"Bekle.." Niko sözlerinin ardından, uzanıp Kabinden çantasını aldığında, eğildiği yerden kalkarken, çantayı Ona uzatıyordu.

"İyi sin değil mi ? Rengin bembeyaz olmuş.." dedi

"Teşekkür ederim.. beni, orada bırakmadığın için.." sarhoş gibiydi, gözleri anlamsızca etrafta gezinirken, sarsak bir kaç adım atıyordu olduğu yerde.

"Pamir bey.." Serhat'ın sesi ile, bakışlarımı merdivenlere çevirdim.

"Söyle." kaşlarım çatılırken, vereceği haber beni geriyordu.

"Kabul ettiler.." dedi sevinçli bir nefesle

bakışlarım Hicrana döndüğünde, mahcup bir şekilde bakıyordum ona, ama o beni fark etmiyordu bile..
Bu kadar korkmuş olamazsın.. hala kendine gelemedin.

"Güzel." dedim Serhat'a bakarak..

"Eve.. gitmem gerek." hicran bir şey hatırlamış gibi, aceleyle yönünü çıkışa döndüğünde, ayakları dolanıyordu, tam düşecekken, ileriye bir adım attım.

"Tuttum.." Niko kolunu özenle sardığında, Çene kaslarım geriliyordu.

Olduğum yerde kaldığımda, Hicran dengesini toparlayarak, geri çekildi yeniden..

"Sağ olun.. " dili sürçerken, ileriye doğru bir adım daha attı, ve elini duvara yaslayarak destek aldı.

"Ben bıraka-" Niko'nun sesini bölen ben oluyordum.

"Ben hallederim." dedim yanlarına doğru attığım büyük adımlarla.

Hicranın bakışları bana döndüğünde, hayal kırıklığı ile bakıyordu bana.

"Ben kendim giderim." dedi yanımdan uzaklaşırken..

Yavaş yavaş kendine geliyordu.. "İnat eme işte! düşüp kalacaksın bir yerde!" öfkeli sesim, onun tarafından görmezden gelinirken, Çıkışa kadar ilerledi..

"Hicran.." Danışmadı ki kız koşarak ona doğru geldi..

"İyi misin ?" dedi titreyen sesiyle..

"Eve gitmem gerek-" sözlerini keserek yanlarına doğru adımladım

"Tanışıyor musunuz ?" dedim şaşkınlıkla

"Hayır." dedi Hicran

"Evet.." dedi Adını bilmediğim kız tedirginlikle.

Arkadaşının koluna girdiğinde, bakışlarını bana çevirdi.

"Aynı Mahalledeyiz.." dedi sözlerini tamamlarken.

"Necla.." dedi Hicran fısıltı ile.

"Bir şey yok.." dedi Adının Necla olduğunu öğrendiğim kız..

"Mesain erken bitti, Arkadaşını evine bırak." dedim geriye doğru çekilirken..

"P-peki.. " dedi titrek sesiyle..

Arkamı dönüp, Asansörlere doğru ilerlerken, Niko ile karşı karşıya geldik, Gözlerini kısarak beni süzdüğünde, Bir şeylere anlam veremiyor gibiydi.

"Defol git başımdan !" dedim, hırlayarak..

"Hicran.." dedi sırıtarak.

Onu görmezden gelerek, Asansöre bindiğimde, Kapanan kapılar ile, iğrenç suratını dışarıda bırakıyordum.


Loading...
0%