Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm-Ne Umduk? Ne Bulduk..?

@nurdogru26


Keyifli okumalar..

---------

Hicran Taşkıran



Takside , tek kelime etmeden, eve kadar geldik..
Necla bir kaç kez sohbet etmek için girişimlerde bulunsa da, sorularını cevapsız bırakıyordum..

Araç Kapının önünde durduğunda, Necla hazırda tuttuğu cüzdanından, 200 lira çıkarıp ön tarafa doğru uzattı.

"Otobüsle de dönebilirdik." memnuniyetsiz sesim ile bana bakıp güldü

"Pamir Bey karşılıyor.. bende oradan buraya taksiyle gelecek bir bütçeye sahip değilim zaten." söylediği söz beni güldürdüğünde, Arka kapıyı açarak indim aşağıya..
Para üstünü alarak, peşimden indiğinde, taksi öylece uzaklaştı kapıdan..

"Nasıl hissediyorsun ?" dedi bana bakarken bir kaç adımla yaklaşıp koluma giriyordu.

"Daha iyiyim.. ama geciktim.." bakışlarım evin pencerelerine döndüğünde, babamın çoktan eve geldiğini yanan ışıklar ile anlıyordum.

"Ben açıklama yaparım.. sen takma kafana.." kolumdan tutarak beni apartmanın açık olan giriş kapısına doğru sürükledi..

Daire Kapısının önüne geldiğimizde, kapıdaki ayakkabılar ile, şaşkın bir sesle konuştum..

"Misafir mi geldi.." bakışlarım Necla'ya döndüğünde, alt dudağını bükerek konuştu..

"Bilmem.. girelim hadi." ayakkabılarını çıkartırken, Çantadan hızla çıkardığım anahtar ile, açtım daire kapısını..

"Bizde Üçümüz kaldık işte.." babamın sesi kulaklarıma çarparken, içeride birileri ile konuştuğunu duyuyordum..

"Abim şehir dışında.." dedim İçeri girip, Elimdeki çantayı portmantoya bırakırken..

"Öğreniriz şimdi.." Necla kapıyı kapatarak içeriye doğru ilerledi..

"Salih amca.." güleç sesi ile, Salona önden o giriyordu..

"Hoş geldin Necla kızım." dedi babam sevecen bir tavırla..

Necla'nın peşinden Salona girdiğimde, Koltuklardan birinde oturan İlhami amcayı ve Oğlu Hamit'i görüyordum

"Hoş geldiniz .." dedim gülümseyerek.

"Hoş bulduk Hicran kızım.." dedi İlhami amca , babacan bir sesle

"Neredeydiniz bakalım ?" babam sorgularcasına beni süzerken, Necla araya girdi

"Hicran bizim şirkette bir işe başladı da Salih Amca.." ne..

O işe başladığım falan yok.. neden şimdi böyle dedin ki..

"Öylemi? Mesajını almıştım.. çok sevindim güzel kızım.." babamın yüzündeki tebessüm yayıldığında, İlhami amca araya girdi.

"Aslında, Hicran kızımın tam evlenip, çoluk çocuğa karışacak yaşları değil mi Salih.." babamın bakışları Hamit amcaya döndüğünde konuştu.

"Benim kızım Çalışma hayatında ki başarısını evinde de sürdürebilecek bir kız, onu Annesi öyle yetiştirdi.. hem Hicran üretmeden duramaz, babasının kızı.. öyle evde otursun diye de okutmadım onu.." babamın sesi oldukça yumuşak çıksa da, İlhami Amcanın yüzü asılıyordu..

"Bana kızacaksın şimdi Hicran kızım ama, ben Erkeğin eve bakmasını uygun görenlerdenim.. Ayaklar baş olursa, düzen kalmaz ailede.." derin bir soluk çektim..

"Bulunduğumuz yüzyılda , o işler pek düşündüğün gibi olmuyor İlhami amca, ama yine de görüşüne de saygım var.. " Babama dönen bakışlarım ile, devam ettim konuşmaya..

"Çay içer misiniz? hemen demleyip getiririm." gözlerini yumduğunda, gülümseyerek başını salladı..

"Olur kızım.." güleç yüzü, yumuşak sesi ile birleşirken İlhami amca araya girdi..

"Hiç zahmet etme kızım, biz gelmeden içtik.. " Ellerini dizlerine hafifçe vurarak ansızın ayağa kalktı..

"Bize Müsaade Salih kardeşim, sonra yine geliriz elbet, o zaman içeriz çayınızı kahvenizi.." Oğluna dönerek, gözleriyle işaret verdiğinde, oda babasıyla beraber çıkışa doğru ilerledi.

Babam peşlerinden giderken, ben Odama doğru ilerledim..

"Bu neydi şimdi.." Necla kıkırdayarak eşimden gelirken, hızla girdim odadan içeriye..

"Her zamanki İlhami Amca.." bıkkın bir nefesle konuştuğumda, Baş örtümdeki iğneleri birer birer çıkartarak, Eşarbımı açtım..

Günün yorgunluğu, yaşanan aksilikler, üst üste geldiğinde, başımdaki ağrının nedenini anlamak çokta zor değildi.

İç başörtümü olduğu gibi çekip aldım başımdan aşağıya, ferahlayan kafam ile, yılgın bir nefesle, kendimi yatağın üzerine bıraktım..

"Resmen seni oğluna istiyor fakrındasın değil mi ?" dedi Necla yanıma otururken..

"Farkındayım.." dedim bıkkın bir nefesle..

"Ya Hicran, ıyy hayıır.." eliyle beni dürttüğünde, gülerek ona çevirdim bakışlarımı..

"Nee?" dedim kıkırdayarak

"Çok tipsiiz.." dedi gözlerini devirirken.. "Sana Şöyle göze gelen bir Adam lazım, şöyle seni taşıyabilecek.. hem durumu da biraz iyi olsa fena olmaz, Taksici karısı mı ola-" sözlerini kestiğimde, sinirleniyordum.

"Oğlunun tipi gayet iyi, bir kere Rabbimin yarattığına laf edecek değilim.. maddi duruma gelince, İlhami amcadan bir farkın kalmıyor.." dedim yatakta dikelirken..

"O adamla benim nerem benziyor be.." dedi sitemkar bir sesle

"Zengin koca, çalışmaktan sıkılan insanların işine yarar, ben seviyorum Necla, bir şeylere kafa yormayı, bu çalışma hayatının temposunu, bunları seviyorum.. paralı bir adam almaktansa, ortak fikirleri paylaşabileceğim, hayata aynı pencereden baktığım birini isterim.." Gardırobumun sürgülerini açtığımda, üzerime eşofman takımı seçmeye çalışıyordum..

"Ortak fikirler demişken.." dedi heyecanlı bir homurtuyla..

"Sen şimdi bırak ,Kocamın parasından bana ne ayaklarını da, bana söylesene, bugün Pamir Boratav 'ın yanında işin neydi senin ?" gözlerim Raftan çektiğim Su yeşili pijamalardan, Necla'ya dönerken, adını duymanın bile tüylerimi diken diken ettiği adam hakkında tek kelime etmek istemiyordum.

"Uzun hikaye." dedim ağzımın içinde yuttuğum harflerle.

"Vaktim Vaaar." dedi yatakta yüz üstü uzanırken..

"Ay Necla.. off uzatma lütfen." Üzerimdekileri çıkarıp, Pijamalarımı geçirdiğimde, tepemde topladığım saçlarımı salı verdim aşağıya

"Ne yaa, anlatsan ölür müsün ? ne oldu da söylemiyorsun ? " imalı bakışları ile, beni süzerken, bıkkın bir tonlamayla konuştum.

"Ne olabilir ?! hayır Allah Aşkına Necla, benim onun gibi bir adamla aramda ne olabilir, öyleleriyle dışarıda denk gelsen, yolunu değiştirmen gerek."

Kaşları havalandı, dudakları belirgince kıvrıldı..

"Hoşuna gittiii..." dedi yatakta aniden toparlandığında..

"Nee!" dedim çığlıklı bir öfkeyle.

"Şşş, sessiz ol, Salih amca gelecek ya.. ne ne.. adam düpedüz hoşuna gitmiş işte.." dedi ufak bir kahkaha ile..

Hızla açık olan odanın kapısını kapatarak, Necla'ya doğru ilerledim..

"Saçma sapan konuşma! hem de öyle bir adam! kafayı mı yedin sen?! Ölsem olmaz.."

Gözleri kısıldı, bir süre beni süzerken, alt dudağını dişlemeye başladı.

"Neee!" dedim bıkkın bir sesle

"Neden Savunmaya geçtin sen şimdi.." yeniden bir kahkaha

"Ay çünkü saçmalık! Senin gözün kör mü ?! o adam Ebu Cehil'in torunu gibi.. Elinde olsa beni bir kaşık suda boğar be.." sitemkar sesim ile bastırılmış bir kahkaha daha attı..

"Kimin kimin .." bir kahkaha daha

"Ebu Cehil'in.." benden de bir kahkaha koptuğunda, durmaksızın gülmeye başlıyorduk..

"Adamın sanki Annesini öldürmüşüm, bir görsen var ya.." dedim gülücüklerimin arasında..

"Ama çok yakışıklıı.." dedi kendini bayılır gibi yatağa bıraktığında.

"Engel olmayalım sana Neclacığım.." dedim gülerek

"Ay yok be, bakmaz ki.. kimseye baktığını görmedim, Adam iş kolik, varsa yoksa ihaleler, toplantılar, hisseler.." sitemkar sesi beni güldürürken, yanına bıraktım kendimi.

"Öyle Adamlar, uzak durman gereken tipler Canım arkadaşım, onlardan insana Yar falan olmaz.." başı hızla bana döndüğünde, merakla konuştu

"O ne demek şimdi?" dedi fısıltı ile..

"Pamir gibi adamlar, Yara olur, zarar vermeyi bilir, iyileştirmek onlara göre değildir.. inan bana, o adama sapasağlam bir kalp ver, un ufak edip bırakır avuçlarına.." gözlerim tavana döndüğünde, gözümün önüne otobüsteki yakınlaşmamız geliyordu..

Kapkara gözleri..
Aldığı kesik nefesler.. kokusu..

"Ön yargı yapma.. belki de harika bir adamdır.. insanların maskeleri vardır Hicran, senin yok mu sanki?" dedi

"Benim ne maskem varmış be?" düşüncelerim dağılırken, kaşlarımı çatarak bakışlarımı yüzüne çevirdim.

"Hayatın boyunca, Ailen ne istese o oldun, bütün beklentileri karşılamak için, Sevmediğin bir şehirde , sevmediğin bir bölüm okudun.." bıkkın bir nefes verdim..

"Onlar benim iyiliği ister, hem bende işimi zamanla sevdim, bak şimdi ? onlar benim göremediğimi gördü, bana yol gösterdiler .. bunun nesi kötü.." bıkkınlıkla dudak kıvırdı

"Sen hep böyle Polyanna gibi izle etrafı.. belki de senin yaptığın doğrudur.. " dedi

"Başlama Necla.." yataktan kalktığımda, odanın kapısına doğru ilerledim..

"Bir gün bu bastırdığın duygular bir yerde patlak verecek Hicran.. o gün anlayacaksın beni, hayata bir kere geliyoruz.. arada sırada, içimizden geleni yapmanın kötü bir yanı yok.." Elimi attığım kulpu yavaşça bükerken konuştum.

"Yapıyorum zaten, bak şimdide, akşama güzel bir taze fasulye yapmak istediğim için, mutfağa gidiyorum .." dedim kıkırdayarak ve çıktım odadan..

..........

Pamir Boratav

Elimde tuttuğum hediye paketi ile, yüksek müziğin yankılandığı arka bahçeye doğru ilerledim..

Havuz Başında, müzik eşliğinde dans eden insanların arasından ilerleyerek , Amcamların Masasına doğru ilerledim..

Babaannem kurulduğu sandalyede, dudaklarının arasındaki Sigarası ile, Eğlenen gençleri izliyordu..

Her zaman ki gibi , kusursuz Kıyafet seçimi, tepesinde topladığı hatasız topuzu, ve kırışıklıklarını gizleyen makyajı ile, kırmızı ojeli parmaklarının arasında tuttuğu sigaradan bir nefes daha çekti..

"İyi Akşamlar.." elimdeki hediye paketini, Hediyelerin yığılı olduğu masaya bıraktığımda, Babaannemin gözleri üzerime dönüyordu.

"Sevgili Torunum.." gülen gözleri üzerimde gezindi.

"Nasılsın Nezaket Sultan." gülümseyerek ona doğru bir kaç adım attım..

"Seni gördüm, bundan daha iyi olunabilir mi ?" dedi gülerek.

"Hoş geldin Paşam.." Yengem masanın etrafını dolanarak, yanıma geldi..

Sıkıca sarıldığında, benden de aynı sıcak kucaklamayı alıyordu..

"Sen gün geçtikçe güzelleşiyor musun Müge .." geri çekilirken söylemiştim bunu.

"Aynı babası yaa." dedi gülerek omuzuma dokunduğunda.

"Hoş geldin Pamir.." Amcamın gözleri üzerime döndüğünde, başımla selam verdim.

"Abiii." Nilüfer koşarak boynuma sarıldığında, geriye doğru bir adım atarak sıkıca sarıldım ona da..

"Gelmeyeceksin sandım.. neredeyse bitiyordu parti.." kulağımın dibinde, yüksek müzikten dolayı kısılan sesi ile konuştuğunda, onu yere bırakarak geri çekildim..

"Gelmem mi ? Göz bebeğim 18 oluyor.." gülerek, burnundan bir makas aldım..

"Bu gecenin en güzel hediyesi sen oldun banaa.." göğsüme doğru sıkıca sarıldı yeniden..

"Nilüfer!" uyarıcı ses, Anastasia 'dan geldiğinde, Nilüfer hızla geri çekildi..

"Ben arkadaşlarımın yanındayım.." tedirginlikle uzaklaştı yanımdan.

"Hoş geldin Pamir.." dedi bakışları yanımdan koşarak uzaklaşan Kızından bana dönerken.

"Çok kalmayacağım. Nilüferi görüp gidecektim." geri çekildiğimde, Babaannem seslendi.

"Biraz daha kalsan.." dedi

"Sonra yine uğrarım Babaanne.." hızla arkamı döndüğümde, öfkeyle sıktım avuçlarımı, öfkemi , kızgınlığımı.. kırgınlığımı içime gömerek ilerliyordum bahçeden çıkışa doğru..

"Abi." Niko'nun sesi ile, olduğum yerde kaldım.

Koşarak yanıma geldiğine, Elini omuzuma attı.

"Hoş geldin." dedi önüme geçerken.

"Siktir git Niko! Bana abi demeyi de kes!" öfkeli hırıltım ondan bir kahkaha alırken, taktığı maskeyi indiriyordu.

"Bende şimdi, buradan Hicrana geçecektim.." Geriye doğru yürüdüğünde, duraksadım..

"Ne?" yüzümü ona döndüğümde, arkası dönükken bahçeye doğru beklemeden ilerledi.

"Niko?!" seslenişim ile, durup bana baktı

"İlgilenmek istedim, malum kızın başına gelmeyen kalmadı." genişçe sırıttığında, derin bir nefes çektim içime..

'Ne bok yersen ye şerefsiz.

"Uğraşamam seninle." hızla arkamı dönüp, arabaya doğru ilerlerken bağırdı arkamdan..

"Onunla bir Boratav olarak ilgilenmem gerek, Tıpkı babam gibi.. Birinin bu görevi devralması gerekirdi.."

"Uzaklaş Pamir!!" kendime verdiğim sesli komut ile, Aracın şoför koltuğuna binerek, hızla çalıştırdığım motorla, uzaklaştım..

Önce Niko şerefsizinden! sonra O evden!!

Kimsenin koruması değildim! Hicran denen kız! ona inanacak kadar aptalsa! ki buna şüphem yok! Başına gelecekleri de hak ederdi.

............

Hicran Taşkıran

"Kim dedin.." Necla'nın heyecanla karışık sesi, balkonda gizli saklı yaptığı konuşmadan içeriye sızanlardan bir kaç kelimeydi.

"Hangisi.." dedi kıkırdayarak..

Elimdeki kirli tabakları, birer birer makinaya yerleştirirken, istemsizce kulak misafiri oluyordum..

"Ver tabi.." dedi gülerek..

Ardından kapattığı telefon ile, mutfağa geri dönüyordu.

"Ne oluyor ?" dedim gülerek..

Elimdeki Bardağı sudan geçirdiğimde, onu da makinedeki yerine yerleştiriyordum..

""Ben bir şey yaptım.. kızabilirsin bana.." dedi tedirgin bir sesle

Ardından gözleri mutfağın kapısına döndüğünde, gelen giden var mı diye etrafı yokladıktan sonra, fısıltı ile konuştu.

"Sanırım Pamir bey geliyor.." dedi

"Ne!" elimdeki kaşık, öylece yere düşerken, hızla aldım halının üzerinden.

"Ne demek Pamir bey geliyor.." dedim fısıltı ile

"Ay bilmiyorum.. Dicle aradı, senin evinin adresini öğrenmek istemiş, en son asansörde sıkışınca, aklımı kalmış ne.." dedi suçlu bir ifadeyle..

"Pamir beyin?" dedim kaşlarım havalanırken..

"Ay bende anlamadım ki.. ama Dicle baya heyecanlıydı.." gözlerimi devirerek, Elimdeki kaşığı lavabonun içine bıraktım..

"Bana sakın Adresi verdim deme.." çaresiz sesim ile, bakışları yere iniyordu..

"Adam patronum.. ne bekliyorsun acaba?" hay senin patronuna..

"Ya kafayı mı yedin sen.. evimin adresini vermek ne demek! delirdin mi .." bıkkınlıkla, mutfak masasındaki sandalyelerden birini çektim..

"Ya bir dur.. bakalım ne diyecek.. sen bu ne demek biliyor musun? Pamir bey, Dindar insanlara tahammül bile edemiyor.. ama şimdi ?" dedi ve sustu

"Ama şimdi ne yaa! ağzınla diyorsun.. bu adam beni bir salak olarak görüyor.. hatta nefret ediyor benden.. evimin adresini vermek ne demek.." dedim bıkkın bi nefesle..

"Abartma.. Tamam biraz serttir ama, gelip ne yapacak sanıyorsun.." ya hala konuşuyor..

"Söylesene bana, Babama ne diyeceğim.. Pamir bey geldiğinde, ona ne diyeceğim.. eve bir adam geliyor.. Necla senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu ? Benim Ailemde böyle şeyler normal mi karşılanır sence?!" dişlerimi sıkarak fısıldıyordum..

"Ay ne bileyim.. hiç öyle düşünmedim ki.. " bıkkınlıkla kendini masaya bıraktı..

"Mahvoldum ben ya.. bittim ben.." ağlamaklı bir sesle, yüzümü masaya gömdüğümde, Babamın sesi ile irkildim..

"Hicran, Çay koymadıysan bırak, Taksiye çıkacağım bu gece.. siz kendinize kadar yaparsınız.."

sözleri benim masadan başımı hızla kaldırmama neden olurken, Necla ile, kocaman açılan gözlerimizle birbirimize bakıyorduk..

"Allah'ım.." dedim elimi göğsüme bastırarak..

"Yırttık galiba.." dedi gülerek..

"Sen sus.. öldüreceğim seni Necla.." hızla kalktığım sandalyeden adımlayarak , Salona doğru ilerledim..

"Bu gecede mi.." dedim sahte bir üzüntü ile..

"Zorda kalmış Adam, hayır mı deseydim Hicranım.." Ayaklandığında, Portmantoya doğru ilerleyip, Montunu aldı askıdan..

"Olmaz tabi.. yine de dikkat et.." dedim ona doğru gidip sarıldığımda..

elleri saçlarımda gezindiğinde, Saçlarıma kondurduğu öpücükle fısıldadı..

"Korkuyorsan, Necla bu gün bizde kalsın.." Daire kapısını açtığında, uzanıp ayakkabılıktan ayakkabılarını aldı..

"Olur.. söylerim.."

Eğilip, Giydiği ayakkabıları ile dikeldi..


"Kapıyı iyice kilitle.. kimseye açma.." dedi uyarıcı tondaki sesiyle..

Başımı gülümseyerek salladığımda, Merdivenlere yönelerek, birer birer inmeye başladı..
Bacaklarındaki ağrılara rağmen, yavaş yavaş iniyordu basamakları..

"Allaha emanet ol.." dedim arkasından seslenirken..

"Sende Güzel kızım.." apartmandaki sesi yankılandığında, içeri girerek kapıyı kapattım..

sırtımı kapıya dayadığımda, ucuz atlattığımı biliyordum..
Babam gitmese, işler çirkinleşebilirdi..

Arkamda ki kapı, sabırsızca çaldığında, bıkkınlıkla gözlerimi devirerek, söylendim.." Neyini unuttun acab-" açtığım kapı ile, Niko Bey'i kapının önünde görüyordum..

"Hiii." hızla kapıyı üzerine kapattığımda, çaresizlikle yatak odasına koştum..

Başıma çektiğim bir başörtü ile, yeniden kapıya koşuyordum..

"Allah kahretsin yaa.." söylenerek açtım kapıyı..

Gözleri şaşkınlıkla üzerimde gezinirken, Necla arkamdan geliyordu..

"Kim geldi.." dedi ve sustu..

Bakışlarımı arkama çevirdiğimde, Necla ile göz göze geliyorduk..

"Niko bey.." dedi kırışan alnı ile..

"Rahatsız etmek istemezdim.." elindeki çiçekleri bana uzattığında, az önceki rezilliğin utancı ile, uzanıp aldım çiçekleri..

"Eee içeri dave-"" sözünü kestim.

"Üzgünüm.. bu bile gereksiz.." gözlerim çiçeklere dönerken konuştum..

"Aklım Sizde kaldı.. daha iyisinizdir umarım.." gözleri üzerimde gezinirken, rahatsız olarak kapının arkasına doğru yaklaştım..

"İyiyim.. söylediğim gibi hiç gerek yoktu.." git artık be adam..

"Eğer elimden bir şey-" lafını ağzına tıkadım.

"Yok. gerçekten yok. çok sağ olun ama iyiyim. buraya böyle habersiz gelmenizde hiç hoş değil ayrıca. Adresimi alana kadar telefon numarama ulaşıp, bir izin alabilirdiniz mesela?"

"Kusura bakmayın Hicran hanım.. ben gitsem iyi olur.." arkasını döndüğünde merdivenlere doğru yöneldi..

Kapıyı arkasından sertçe kapattığımda, Elimdeki çiçeklerle beraber hızla Mutfağa doğru ilerledim..

"Dövseydin adamı Hicran.." dedi Necla peşimden gelirken..

"Saçım açık çıktım karşısına! Babam sandım yaa!" elimdeki çiçekleri öfkeyle çöp kutusuna sokuşturduğumda, Bakışlarım Necla'ya dönüyordu.

"Sende gitsene artık, iyice gerildi sinirlerim.." dişlerimi birbirine geçirirken, çıkışa doğru ilerledi..

"Pamir sandık, Niko çıktı iyimi.." dedi söylene söylene..

"Bak hala yaa! Neclaa.. " bağırtımla bıkkın bir nefes verdi.

"Aman iyi be, gidiyorum.. seni yalnız bırakayım ben.." kırgın bir selse daire kapsını çarparak çıktı.

"Çok mu üzerine gittim.." başörtüsünü mutfak masasının üzerine bırakırken, derin bir nefes aldım..

"Çiçeklerine de sana da! zevzek herif!" öfkem hala geçmiyordu..

"Pamir'miş.. gördük Pamir'i! "

Mutfaktan Odama doğru ilerlerken, söylene söylene adımlıyordum..

"Pamir'ine de! Niko 'suna da! şirketine de!" odamın kapsını sertçe kapattığımda, yatağa doğru ilerledim..


Loading...
0%