Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Benim Canımı Hiç Bir Şey Yakamaz...

@nurdogru26

NEVRA SEREZ

Saatlerdir Sezer'in içeriden çıkmasını bekliyorduk, Adile ablanın gözleri yavaş yavaş kapanırken, ben Mehmet'ten şikayetçi olmak için başvurularımı tamamlamıştım.

Öyle kolay kolay kurtulamayacaktı..
Sabahın körü ve biz hala buradaydık, şerefsiz şikayetini geri çekmediği için uğraşıp duruyoruz..

Sezer Müdürün odasından çıktığında, Bize doğru omuzları düşmüş bir şekilde geliyordu..

"İyi haber ver ne olur.." yorgunluğum sesime yansıyordu..

"Şikayetini geri çekmiyor, beni öldürmek istedi diye diretip durdu.." bıkkınlıkla derin bir nefes aldı..

"Bende ondan şikayetçi oldum.. ya bir anlaşmaya varsın, yada bende onu buradan çıkartmam bu gece.." içimdeki yılgın öfke ile konuşurken..

Arkamda hissettiğim öksürük sesi ile, bakışlarım o tarafa dönmüştü.

"Merhabalar, Nevra Serez mi ?" takım elbiseli Adam öylece karşımda durmuş bana bakıyordu..

"E-evet.. de .." şaşkınlık ve uykusuzluk ile buğulanan gözlerimi sertçe ovuşturdum..

"Baybars bey gönderdi beni, ilgilenmem gereken bir şikayetle ilgili.." ne..

"Kim bey.. " beynim uyku modunu açmıştı..

"Baybars Doğan Kaya.. Nevra Serez ile ilgilenmemi söyledi.. yani.. sizle." hafifçe gülümsediğinde,

Taşlar yerine oturuyordu..
Bu Baybars denen adam, kimdi neyin nesiydi bilmiyorum ..
ama yardımcı olmaya çalıştığı apaçık ortadaydı.

"Bizim.. size verecek paramız yok ama." dedim sakin bir sesle.

Sanki şuan tek sıkıntım buymuş gibi..

Gülümsedi, sanki saçma bir şey duymuş gibi bakışları yere inerken, konuştu.

"Ben Müdür ile konuşacağım, uzun sürmez.. burada bekleyin." büyük adımlarla yanımızdan geçip, ilerideki Müdür yazılı kapıdan içeri girdi..

"Kim bu.." dedi Sezer..

"Bilmiyorum.." dedim dalgın bir sesle..

"Avukat olduğu beli, ama Kaşesi pahalı bir adama benziyor.. nereden tanıyorsun ki ? hem bu Baybars'ta kim ?" ne çok soru yağmuru..

"Sezer, başım öyle ağrıyor ki sorularına verecek bir cevabımda yok.. bizi burada çıkaracak her hangi bir şeye okeyim ben.." burundan aldığım sert bir nefesle konuştum yeniden..

"Hem, Paramın olmadığını açıkça söyledim zaten." yavaşça kendimi ilerideki demir sandalyelere bıraktım..

Müdürün kapısı açıldığında, İçeriden çıkan Avukat ve onu Büyük bir Saygıyla uğurlayan Komiser, hepimizi hayrete sürüklüyordu..

"Tekrar teşekkür ederim, Müdür bey.." Avukat yanımıza doğru gelirken, bakışları beni buluyordu..

"Nevra hanım, Arkadaşlar bir imzanızı alacak, Mehmet beyden şikayetinizi geri çekmeniz için, Adile hanımın şikayeti çoktan kaldırıldı, gitmekte özgürsünüz.." yumuşak çıkan ses tonu ile, oturduğum sandalyeden kalktım..

"Bir dakika, bir dakika, Mehmet beyden neden şikayetimi geri çekecekmişim ben! o adam çok daha fazlasını hak ediyor!" dişlerimi sıkarak, huysuzlukla mırıldandım.

"Anlaşmamız bu yönde yapıldı, siz şikayeti geri alacaksınız, sonrada gidebilirsiniz. Mehmet beyle bizzat ilgileneceğim." sesinde ki kararlı tını ile aklım iyice karışıyordu.

"İlgileneceksiniz.. siz ne alaka?" Üzerine doğru gergin bir adım attığımda, geriye çekildi.

"Evet, Baybars bey, kendisini görmek istiyor. O yüzden, uzatmayalım isterseniz, saat sabahın 6'sı sizleri de daha fazla tutmayalım burada." yine aynı sakin ton..

"Baybars bey demek.. ne Baybars'mış arkadaş.. biz saatlerdir derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. sen girip 5 dakikada çözdün .. nasıl oldu bu söylesene ?" üstüne doğru bir adım daha attığımda, Gülümsedi.

"Ben elimden geleni yaptım sadece.." dedi

"Sen.." alayla güldüm.

"Sen mi yaptın, Baybars bey mi yaptı ? kim bu Baybarss ! saatler önce tanıdım bu adamı ben. şimdi bir anda çıkıp kahramanlık yapmasının anlamı ne ? ne istiyor benden sen onu söylesene açık açık." Adile abla kolumu tutup beni geri çektiğinde, sinirim sakinleşiyordu..

"Kuzum adamların kötü bir niyeti yok... Allah razı olsun kurtardılar beni.. niye böyle gerginsin sen Nevra.. yapma hadi.. çek şikayetini de gidelim artık.. ayakta duracak mecalim kalmadı inan Allaha Ablam.." bakışlarım yüzüne döndüğünde, Yorgunlukla bana bakışını görebiliyordum..

"Tamam abla.. tamam.. gidelim.." kolumun üzerindeki elini, yavaşça okşayarak, Avukatın bana gösterdiği tarafa doğru ilerledim..

İstemeye istemeye de olsa Şikayetimi geri çekiyordum..
Ama zaten tek derdim Adile ablanın şu geceyi sıkıntısız atlatmasıydı..

................

Daire Kapısını açtığımda, yavaşça geriye doğru ittirdim..

"Gel abla.." gülümseyerek Adile ablayı içeri davet ettiğimde, yorgun bir şekilde girdi eve..

"Başına açmadığım iş kalmadı.." Salona doğru ilerlerken, mahcup bir sesle konuşuyordu..

"Abla başlama yine Allah rızası için, ben bir duş alacağım, sende Yatak odasında ki dolaptan üzerine bir şeyler bak, rahat rahat giyin, kıvrıl yatağa , bugün dükkan falan açacak durumda değiliz.." yorgun bir gülüş eşliğinde onu arkamda bırakarak, Banyoya doğru ilerledim..

"Ben salonda yatarım Nevra, hiç yerinden etmeyeyim seni.." arkamdan seslendiğinde, ben çoktan banyoya girmiştim bile..

Suyu açıp küveti doldurmaya bıraktığımda, üzerimdeki kıyafetleri de çıkarmaya başladım..

"Duydun mu beni ? " adile abla yeniden seslendiğinde.. cevap verdim.

"Duymazdan geldim.." kıkırdadım

"Sen bana yastık pike falan nerede onu söyle, yatarım buradaki koltukta ben.." dedi güleç bir sesle

"Abla yatak ikimize de yeter, gir işte, yorma beni gözünü seveyim.." dolan suyun içine doğru bir adım atıp, yavaşça bıraktım kendimi küvete..

"Peki madem.." dedi mırıldanır bir sesle..

Kafamın içindeki Gürültüler nihayet sustuğunda, kendimle baş başa kalabiliyordum..
Ne geceydi ama..

Gözlerimi kapattığımda, Sıcak suyun içinde öylece salınan bedenim, ve dudağımdaki sızı ile bir süre bekledim..
Aklım bütün günü en baştan sarıyordu.. sahne sahne hafızamda canlanan görüntüler.. Ve Baybars bey..

Kimdi bu adam, önce Gece beni deli edip, büyük bir zarara uğratmış, sonra özür dilemek için kapıma kadar gelmişti..

Bir sapık olmadığı belliydi, pek öyle bir adama benzemiyordu..
Görüntüsü de, konuşması da, rahatsız edici türden değildi ama.. altı üstü iptal edilmiş bir sipariş için, Karakola kadar takip mi etmişti beni.. yetmezmiş gibi, birde Avukat göndermişti.

Derdi ne bu adamın..

Kabul etmek gerekiyor ki, Ürpertici bir havası var..
Ama bunun yanı sıra, dikkat çeken bir mizaca da sahip.. Gözlerinde gördüğüm o hissizliğe bir anlam veremiyorum mesela..

Bir insan, canlı kanlı karşımda öylece duran bir İnsan, nasıl olurda, ölü gibi bakardı ki..
Hem orada, hem de çok uzakta gibi, Güneşli ve Neşeli başlayan bir günde, Gök yüzü kadar mavi olabilecek gözleri.. Kasvetle ve acıyla Griye dönmüş gibiydi..

"Ne düşünüyorum ben ya. Bana ne Adamın Gözünden kulağından.." kendi kendime yaptığım uyarı ile, yavaşça küvetin içine bıraktım bedenimi..

Su önce kulaklarımı geçti, sonra burnumu ve en son tamamıyla yüzümün üzerindeydi..

Gözlerim Küvetin içinde açıldığına, Tavan lambasının bulanık görüntüsü ile bir süre bekledim öylece aşağıda.

Bunu sık sık yapardım.. nefesimi bilinçli bir şekilde keser.. ölümün ve Acının iplerini elimde tuttuğuma inanırdım..
Acı benim Zihnimde.. ve Ben istemezsem.. nefessizlik bile canımı yakamaz..

Benim canımı Hiç bir şey yakamaz...


Loading...
0%