@nurdogru26
|
NEVRA Araba Güvenlikten geçtiğinde, Önümde boylu boyunca uzanan bahçede, bütün ihtişamıyla duran evde gezindi gözlerim.. Ana kapıya geldiğimde, boştaki elimle, Zile bastım.. Bir süre ıssız bahçede gezinen gözlerim ile, kapının açılmasını bekledim.. Yeniden çaldığım Zil ile, kapı sonunda açılmıştı.. İleri yaşlarda bir kadın, açılan kapının ardından bana bakıyordu.. "Merhaba.." gülümseyerek elimde tuttuğum paketlerle yüzüne bakıyordum.. "Ş-şey merhaba, gelin lütfen.." geri çekildiğinde şaşkınlıkla içeri baktım.. "Ben buradan versem.." fısıltı ile konuştuğumda, aceleyle içeriye doğru ilerlerken, seslendi.. "Fırında yemeğim var.. salonda ki sehpaya bırakırsanız.." sözleri yarı da kesilirken, derin bir nefes alarak içeriye doğru bir adım attım.. "Peki.." Salon olduğunu düşündüğüm, soldaki büyük kapıdan içeriye doğru ilerlediğimde, Biraz ileride, Piyano çalan bir Adam dikkatimi çekti.. Büyük bir dalgınlıkla, bütün notalarda gezinen parmakları, Salona hoş bir melodi bırakıyordu.. "Merhaba.." elimde ki kutuları İlerideki büyük Masaya bıraktığımda, Gözleri üzerime döndü.. Bakışları öylesine pusluydu ki, sanki ölüme yaklaşan bir insanın gözlerine bakıyor gibiydim.. Gözleri üzerimde gezindiğinde, alnı yavaşça kırıştı. "Sen.." yavaşça oturduğu sandalyeden kalktığında, bana doğru bir kaç adım attı.. Üzerimde yaydığı kasvet beni gerse de bana böyle yaklaşması Cam gibi Saydam Mavi Gözlerini görebilmemi sağlıyordu.. "B-ben, kekleri getirmiştim.." ağzımın içinde gevelerken Gözleri şimdi masanın üzerinde ki keklere dönüyordu.. "Neleri getirdin?" şaşkınlıkla gözleri arkama döndüğünde, bende refleks ile başımı arkaya çevirdim. "E-efendim, ben düşündüm ki.." az önce bana kapıyı açan kadın kekeleyerek konuşurken, içinde bulunduğum duruma bir anlam veremiyordum. "Sen ne düşündün?! sana düşünmeni söyleyen oldu mu Canan!!" Sesi bütün salonda, öfke bombası olarak yayıldı.. "Ne oluyor burada?" şaşkınlıkla Adamın yüzüne bakıyordum.. "Bir yanlış olmuş, bir şey istemedik biz!" gözleri benimkilerle buluştuğunda, yüzündeki karanlık ödümü kopartmıştı. "Ama ben bunları yetiştirmek için saatlerdir .." lafımı yarıda kesti. "Ne tuttuysa ödesin Size! bir daha da buraya her hangi bir Sipariş getirmeyin!" dişlerini sıkarak hırladı. "Dalga mı geçiyorsunuz?!" bu kez öfkelenen bendim.. "Efendim ben üzgünüm.. ben ödemenizi yapacağım.." kadın titreyen sesiyle bana bir açıklama yapmaya çalışıyordu. "İstemez!" masanın üzerinde ki kekleri kucağıma aldığımda, hızla kadının yanından geçip, Çıkışa doğru ilerledim.. "Geri zekâlılar." çocuk oyunu sanki bu.. "Hanım efendi, lütfen böyle olmaz.. ben size ödemeyi yapacağım.." Canan hanım peşimden arabaya kadar geliyordu . Elimdeki kutuları açık olan bagaja koyduğumda, öfkeyle kapattım bagajı. Bakışlarım eve döndüğünde, Salondaki Camların ardından bana bakan Adamı gördüm.. elleri öylece önünde salınırken, Gözleri üzerimde geziniyordu. "İstemem! mümkünse bir daha bizi tercih etmeyin yeter! " hızla arabaya doğru ilerledim.. "Ama Nevra hanım.." durdum. "Adımı nereden biliyorsun sen!" normalde böyle bir insan değilimdir ama, bu işe kartımdaki son parayı harcamıştım ve beden yorgunluğumu saymıyorum bile.. "Sitenizde yazıyor.." dedi titrek sesiyle. "Aman ne güzel." hızla arabaya binip, geldiğim gibi çıktım bahçeden.. Güvenlik kapıyı açtığında, beklemeden hızla uzaklaştım o evden.. "Ben böyle bir şey görmedim ya. bu ne.. saygısızlar! " aptal Nevra.. aptal.. alsana kaparo.. haybeye yapıyorsun o kadar keki.. "Ne yapacağım ben şimdi!" sert bir yumruk indirdim direksiyona.. ....................... CANAN "Efendim.. ben Hanım efendi benden ne istediyse onu yaptım.." bakışlarım yerdeki parkelerde gezinirken, öfkeyle alıp verdiği nefesleri duyuyordum.. "Hanım efendi ne isterse öylemi?! hani hanım efendi!! neredee ?! sen görebiliyor musun onu.. siktiğimin bir mektubu ile hayatıma o kadını alacağımı düşündüren neydi Size!! kafayı mı yedin Lan! Hadi o Hastaydı!! sen!! sen nasıl buraya çağırırsın O kızı!! " öfkesi, sağanak yağışlı gecede, durmaksızın peş peşe çakan yıldırımlar gibiydi.. Ama Yıldırımlar benim üzerime iniyordu.. "Bir daha o küçük beyninle bana oyun çevirirsen seni öldürürüm Canan duyun mu ?! ellerimle öldürürüm!!" başımı onaylarcasına salladığımda, hızla geçip gitti yanımdan.. Ben sadece Suzan hanımın bana bıraktığı mektupta yazanları yapıyordum.. Baybars bey ne eve uğruyor, ne adam akıllı yemek yiyor, nede bir hayat yaşıyor gibiydi.. Ben Bu evde, Suzan hanımdan öncede vardım.. En azından eskiden tanıdığım O adam öyleydi.. Aklıma gelen son Mektup ile, hızla odama doğru ilerledim.. Odama girerek kapıyı kapattığımda, hızla komodinin çekmecesine doğru ilerledim.. Elimde Baybars beye verilecek son 2 mektup öylece sallanıyordu.. Biri Ölümünün yıldönümünde.. Biri.. Nevra ile evlenecekleri gece Düğün günlerinin akşamında.. yutkundum.. Bir kadın bütün bunları düşünebilir miydi.. Neye güvendiğini bilmesem de, bir şeye güveniyordu işte.. |
0% |