@nurgogne
|
Yazar'dan: Uzun zamandır giymediği görev kıyafeti içinin kıpır kıpır olmasına neden olurken heyecanını Afganistan'a kadar yaşamaya karar verdi. Alanda yaşayacağı her hangi bir heyecan dalgası onun başarısız olmasına neden olabilirdi. Valeria Afganistan'a vardığın da güneş etrafı aydınlatmış ve katliamı gözler önüne sermişti. Valeria yutkunmakta zorlanırken jeti güvenli bir yere indirmek için Thomas'a tarama başlattırdı. Tony ise zırhını giymiş çoktan yola çıkmıştı. Valeria ve onun arasında bilmese de 10 dakikalık bir mesafe vardı ve bu 10 dakika Valeria'nın amacına ulaşması için yeterliydi. Valeria jetten inerken aklına gelen şey ile boynunda olan fuları burnuna kadar çekti. Hızlı ama dikkatli adımlarla 10 Halka'nın şuan baskın yaptığı köyde olan evlerden birinin yanına gizlendi. Az ilerisinde elinde tüfeği ile gözcülük yapan adamı görünce sırıttı. Adam güya gözcülük yapıyordu ama Valeria'yı fark etmemişti. Valeria sinsice yaklaştı ve adamı etkisiz hale getirdi. Evin arka kısmına adamı yatırdığın da boynunda bir nefes hissetti Valeri. Adam Macarca birşeyler söylediğin de Valeria dili bilmediği için afallasa da Thomas hemen ona tercüme etti. "Ki vagy te!" (Kimsin sen!) Valeria sırıtarak arkasını döndü, karşısında ki adamın bir daha kendini göremeyeceğine emin olduğu için sakince fularını açtı. "Ecelin!" Fısıltıyla karışık söylediği kelime sırıtmasına neden olurken beklemeden adama saldırdı ve onu da etkisiz hale getirdi. Ama adam Valeria'nın ona saldıracağını anladığı an bağırdığı için Valeria artık ifşa olmuştu. Adamların bağırışlarının olduğu yere yakından gelmeye başladığını anladığın da fularını kapattı ve gizlenecek bir yer aradı. O an sert bir iniş sesi yüksek sesle yankılandı köyde, bağırışlar kesildi ve bir kaç saniyelik bir sessizlik oluştu. Valeria gizlendiği yerden yavaşça kafasını uzattığın da kırmızı ve sarı renkleri ile dikkat çeken zırhı gördü. Kafası anlık olarak karışırken bu beklemenin zaman kaybı olduğunu düşünerek gizlice esir alınan kadınların olduğu yere yöneldi. Kamyonun arka kapısını açarken pisliğin içine atılmış kadınlara baktı. Bazılarının üstü başı yırtılmışken bazılarının kıyafetleri sağlamdı. Hepsinin gözlerinde kızarıklıkların olması ağladıklarının en büyük işaretiydi. "İnin!" Valeria kendine boş boş bakan kadınları gördüğün de derin bir nefes aldı. Bu kadınlar da Macarca konuşuyor olmalıydılar ki Valeria'yı anlamıyorlardı. Valera beklemeden eliyle inmeleri için işaret yaparken kadınlar tereddüt etseler de inmeye başladılar. O sırada Valeria fark ettiği adam ile dövüşmeye başlamıştı. Adam kalıplıydı ve dövüşmeyi biliyordu, Valeria ne kadar paslandığını tekrar anlarken dikkatini bozmadan adamın hamlelerini savuşturup bir zayıf nokta aramaya başladı. Tony ise esir alınan insanlar ile karşı karşıyaydı. Omzundan çıkardığı füzeler ile askerleri vururken koşarak uzaklaşan insanları gördü. Kalabalık kadın grubu dikkatini çekerken o tarafa yöneldi ve karşısında ki adamı yenmeye uğraşan kadını gördü. Ne olduğunu anlamasa da sonra düşünmeye karar vererek adamı etkisiz hale getirdi. Yerde ki kadına elini uzattığın da kadın tereddüt etse de elini tutup kalktı. "Teşekkürler ama ben hallediyordum." "Demek kadınsın, ordan baktığım da pek de öyle görünmüyordu." Tony eli ile az önce teröristleri indirdiği yeri göstermek için döndüğün de asıl maşa olan adamın yıkık bir binanın içine doğru koştuğunu gördü. Tony beklemeden gittiğin de Valeria'nın kafası karışmıştı. Robotik ses ne kadar düşüncesin de yanıldığını haykırsa da babasının sesini duyduğuna neredeyse emindi. Bunu daha sonra düşünmeye karar vererek kaçışan insanlara yardım etmeye başladı. Etrafta gördüğü, elinde silah olan adamları da etkisiz hale getirmeyi ihmal etmiyordu. Tony Jarvis'e kadını izlemesini söylemeyi de ihmal etmemişti. Kadının sesi Tony'e de tanıdık gelmişti ama şuan bunu düşünemezdi. Adamı yakalayıp halkın önüne attığın da geriden onları izleten yüzü gizli kadına baktı Tony. Gitmesi gerektiğini biliyordu ama merakı da içini kemiriyordu. Daha fazla konuşması kendini açık etmesine neden olacaktı çünkü zırh tam olarak sesini kamufle etmiyordu. Verdiği anlık karar ile iticileri ateşledi ve konumdan füzelerin yerini bulduğu konuma doğru ilerledi. Füzelere ateş ettiğin de ortaya çıkan patlama içinin daha da soğumasına neden olmuştu. Tam uzaklaşacağı zaman zırhına aldığı darbe önce onu sarsmış ama hazırlıksız olduğu için o daha kendini toparlayamadan düşmesine neden olmuştu. Sanal ekranda arıza sıralamaları açılmaya başladığın da Tony öfkeyle düştüğü yerden kalktı. Onu vuran tankı gördüğün de kolunu uzattı ve ufaltılmış bir füzeyi ateşleyerek tankı vurdu. Arkasını dönüp bir müddet yürüdüğün de Jarvis bir kaç arzayı sanal yoldan halletmişti. Uçuş takımlarının tekrar çalıştığının bildirimini gördüğün de hızla yükseldi Tony. Valeria ise olayları gizli moda aldığı jetten izlemişti. Zırhı takip etmeye karar vererek peşine düştü. Bir yandan da düşüncesinde yanılmayı o zırhın içinde babasının olmamasını diliyordu. Bir sürelik uçuşun ardından Amerika'ya ait iki saldırı jetinin zırhın peşine düştüğünün alarmını aldı Valeria. Anlaşılma ihtimaline karşı geriden uçuş yaptığı için alarmdan önce farkedememişti. "Karışma yeterince olaylara dahil oldun Anka!" "Tehlikeli bir durum olmazsa dahil olmayacağım Fury." "Dikkatli ol, adımız karışmamalı olaylara." "Tamam Fury." Jetler zırhı hedefe aldığın da Thomas'a telsizlere bağlanıp yansıtmasını istedi Valeria. Thomas bir kaç dakika sonra jete telsiz konuşmalarını yansıtırken Valeria müdahale etmeden takip etmeye devam etti. "Ne görüyorsun asker?" "Tam olarak ne olduğunu söyleyemem böyle bir şeyi ilk defa görüyorum." "Asker hava aracı bize ait değil. Düşür onu!" "Emredersiniz Komutanım." Valeria'nın gözleri duydukları ile büyürken jetin hızını arttırdı. O adam kimdi bilmiyordu ama kötü birşey yapmadığını biliyordu. Onun için düşürülmesine izin vermeyecekti. "Thomas, zırh ile irtibata geçebiliyor muyuz bir bak." "Tamam Valeria." Tony ise arkasındaki iki jetten Jarvis'in komutları ile kurtulmaya çalışıyordu. Zırhı hasarlıydı, daha %100'lük bir hakimiyeti yoktu ama elinden geleni yapıyordu.Ekranında Rhodes yazısını görünce sinirle güldü Tony. 'Gerçekten mi dostum?' diye söylenmeden edemedi. "Alo?" "Tony?" "Benim, kiminle görüşüyorum?" "Tony, yapma böyle benim Rhodes olduğumu biliyorsun." "Evet Rhodes diye kayıtlısın ama kim olduğunu bilmiyorum." "Dostum yapma böyle." "Noldu Rhodes?" "Gözyüzünde bir kuşun var mı?" "Dostum ben kaçırılmadan dolayı kafayı sıyırmış bir adamım gökyüzüne nasıl kuş salabilirim ki." "Nerdesin sen? O rüzgar da ne?" "Arabadayım ondan rüzgar sesi duyuyorsundur." "Pekala öyle olsun, düşürmem gereken bir kuş var kapatıyorum." Tony daha bir şey diyemeden Rhodes kapattığın da düşürülecek olan kuşun kensisi olduğunun farkındaydı Tony. Elinden geldiğince manevra yapıyordu ama hasarlı zırhı işleri zorlaştırıyordu. "Efendim size kitlenmiş bir füze var." "Bu füzelerin benim ile derdi ne!" Tony bağırdığın da ekranından gelen ateşleme uyarısı ile manevra yaptı ama füze takipli olduğu için peşinden gelmeye devam etti. "Jarvis, saptırıcılar!" Saptırıcılar sayesinde kurtulduğu füzeden dolayı tam sevinecekken iki jetin birden onu hedef alarak seri ateşe başlaması ile Tony tekrar odaklandı. Ne kadar çabalarsa çabalasın mermilerden kaçamadığı için sırt bölgesine bir kaç kurşun yedi. İticiler bir anda güç keserken Tony hızla düşmeye başladı, Tony anlık bir korkuyla bağırırken bir yandan da Jarvis'e sorunu çözmesi için talimat vermeye uğraşıyordu. Zırh sertçe bir şeye çarptığın da derin bir nefes aldı Tony. Düştüğü şeye baktığın da başta bir şey göremese de çarpmanın sesinden metal bir şeyin üstüne düştüğünü anlamıştı. Hologramig bir şekilde gidip gelen kalkan görünümü tamamen kapandığın da bir jetin üzerine düştüğünü anladı. Oturur hale geldiğin de arka sırt kanatta bulunan bir kuşu andıran amblemi görünce tek kaşı kalktı. Bu amblem Amerika jetlerine ait değildi. "Jarvis amblemin fotoğrafını çek, bunu araştırıcaz." "Peki patron." Amerika jetleri göründüğünde sessiz bir küfür mırıldandı Tony. Bu jet kimindi bilmiyordu ama onun da başını belaya soktuğunu biliyordu. O an ona tanıdık gelen sesi tekrar duydu Tony. "Gizlilik modumu bozdun, jetler peşimizde iyi misin?" "İyiyim, sen oradaki kadınsın dimi?" "Evet, zırhın çalışıyor mu?" "Evet." "O zaman uç ikiye ayrılmalıyız ve izimizi kaybettirmeliyiz. Senin kadar benim de kim olduğumun bilinmemesi lazım." "Tamam kızma, gidiyorum." Tony hızla jetten uzaklaştığın da Amerikan jetlerinden birinin peşinde olduğunu gördü. Diğer jet büyük ihtimalle o kadının peşindeydi. Bir müddet süren kovalamacanın ardından diğer jette Tony'in arkasında belirdiğini de Tony kadının iyi olmasını umuyordu. İki jet birden saldırıya geçtiğin de Tony darbelerden kurtulmak için hava yastıklarını açarak jetlerin arasına geçti. Hızlı bir hamle ile yakınında olan jetin arkasına tutunduğun da jette olan askerler onu arıyordu. "Jarvis Rhodes'i ara." "Alo?" "Rhodes benim." "Tanıyamadım sen kimsin?" "Hayır Rhodes, benim! Düşürmeye çalıştığınız kuş benim!" Yüzbaşı Rhodes kafasını ekrana çevirdiğinde korkuyla yutkundu. Çünkü Tony'in yeri bulunmuştu. Komutan; "Altında F-22, manevra yap ve düşür onu." "Tony oyuncağını geri çek!" "Çekemem Rhodes, içindeyim." "Ne!!" |
0% |