@nurgogne
|
Yazar'dan: "Ne!" Yüzbaşı boşluğa düşüp bağırdığın da bir kaç asker ve komutan ona baktı. Olduğu yerden bir kaç adım daha uzaklaşırken Tony'in bağırışını duydu. Korkuyla ekrana döndüğün de jetin onu hızla döndürdüğünü gördü. Savrulan Tony diğer jetin kanadına büyük bir hızla çarpıp savrulduğun da çarpıştığı jetin kanadını da kırmıştı. Jet düşmeye başlarken Tony zorla dengesini sağlayıp kendini yavaşlattı. Jetin pilotu kendini jetten fırlattıktan bir kaç saniye sonra jet düşerken patladı. Pilot koltuğun dan hava yastığını açmaya çalışırken sıkıştığını farkederek bağırmaya başladı. Tony ise durumu anladığı gibi pilota doğru uçmaya başlamıştı. Eğer diğer jet onu rahat bırakırsa pilotu kurtaracağına inanıyordu. "Düşür şu hava aracını asker." "Ama efendim, pilota doğru ilerliyor." "Pilot zaten kurtulamayacak sen şunu düşürmeye bak." "Emredersiniz komutanım." Jet Tony'in peşinde hızlanırken Tony umursamadan düşmeye devam eden pilota doğru ilerledi. Jarvis onu ısrarla uyarıyor olsa da o dinlemedi ve mesafesi iyice azalan pilota yaklaşmaya devam etti. "Jet size kitlendi patron." "Gücü arttır Jarvis." Jarvis komuta uyarak güç yüzdesini arttırdığın da Tony pilota yetişti ve beklemeden paraşütün butonuna vurarak kırılıp açılmasına neden oldu. Olduğu yerden hızla ters yöne uçarak manevra yapmaya başladığın da Jette olan pilot başta olmak üzere ekranın arkasından izleyenlerin de kafası karışmıştı. Valeria ise gülümseyerek uzaktan olanları izliyordu. Tam da beklediği gibi o zırhı kim kullanıyorsa o iyi bir adamdı ve ölmeyi hak etmiyordu. "Düşür onu..." "Bence bu kadar yeterli komutanım, F-22'ye söyleyin geri dönsün. Hava aracı tehdit oluşturmuyor." Komutan itiraz etmek üzereyken Yüzbaşı Rhodes telsize eğilerek komutana baktı ve F-22'ye geri dönmesini söyledi. Yüzbaşı Rhodes odadan çıkarken çalan telefon ile ekrana baktı ve kadim dostunun adını gördüğün de gözlerini devirmeden edemedi. "Sağol dostum." "Bana her şeyi anlat Tony." "Daha iyisini de yapabilirim kendin gel ve gör." "Hayır, hayır vaz geçtim. Ne kadar az şey bilirsem o kadar iyi. Ne sen anlat ne de ben görmeye geleyim." "Bak sonra pişman olursun." "Hayır dostum ben eminim, görüşürüz." "Görüşürüz dostum." Tony jetlerden kurtulmanın rahatlığı ile zırhı eve doğru ayarladığın da Valeria sorunun çözüldüğünden emin olarak üsse geri döndü. "Hasar raporu?" "Gizlilik modunda hasar var ama çözemeyeceğim gibi değil." "Jet önemli değil sende hasar var mı Valeria?" "Ufak tefek şeyler onlar da çok önemli değil." Dövüşürken bileğimi incitmiştim. Elimde hafif bir ağrı vardı ama göz ardı edilebilirdi. Tabi biri boynuma da ip doladığı için boynumda bir iz çıkacaktı ama o da fular ile kapanabilirdi. Bileğimi incitmemin sonucu olarak hafif de olsa topallıyordum ama içimin rahatlığının yanında bu da önemli değildi. Üstümü değiştirmek için garajdan çıkacakken dayımın sözleri ile olduğum yere çivilendim. "Sen söylemedin ama üvey babanın peşini bırakmadığını öğrendim ve biraz daha ileri giderek onun aslında kim olduğunu da öğrendim." "Çok da önemli biri olamaz dayı olsa bu zaman kadar öğrenirdin zaten." "Biliyorsun ki Shield'in başına geçeli çok olmadı Valeria, adamın sesi çıkmadığı ve sen halledebildin için önemsememiştim ama çok göze battığı için araştırdım. Valeria annenin senelerdir ona boyun eğmesinin nedenini buldum." Hızla arkamı dönerek dayıma ilerledim. "Neymiş?" "Haydra işin önemli biri hatta o kadar önemli ve hızlı yükseliyor ki bu gidişle yakın zamanda başa geçicek Valeria." "Gene de bu annemin ona boyun eğmesini açıklamaz dayı." "Boyun eğmiş çünkü bu onun göreviymiş Valeria. Süresiz görev olarak o adamı izlemek ve bilgi vermesi varmış. Büyük ihtimalle onun için o adamdan kurtulmaya çalışmadı hiç." "Onu öldürmem işin vereceğin başka bir neden var mı? Yoksa anlatacakların bu kadar mı?" "Onu öldüremeyiz Valeria. Hala tam olarak güçlenmedik. Hydra'nın dikkatini çekersek ortada Shield diye birşey kalmaz." "Yeniden toparlanırız ve tekrar kurarız. O adam ölmeyi eskisinden daha çok hak ediyor bu duyduklarımdan sonra onu yaşatmamı bekleme benden!" "Ama yapmak zorundasın, herşey dediğin kadar kolay olmuyor. Annen senelerce sabretti eğer onun kızıysan sende sabretmelisin." Telefonum çalınca derin bir nefes alarak ceketimin iç cebinde ki telefonu çıkarttım. Ekranda babamın adını görünce tek kaşım istemsizce kalktı. "Buyrun Bay Stark" "Bayan Valeria ben Jarvis. Bay Stark şu an müsait değil ama yarım saat içinde evine gelmenizi istediğini size iletmemi söyledi." "Tamam Jarvis, Bay Stark iyi değil mi?" "Dün bıraktığınız dan çok daha iyi bir ruh halinde Bayan Valeria." "Tamam Jarvis ben geliyorum." "Tamam Bayan Valeria" Telefonu kapatıp dayıma baktığım da beni izliyordu. "Sakin ol ve Stark'a odaklan Valeria. Üvey baban konusu ile ilgileniyoruz zaten, ayrıca bu Stark'ın ortağı Obadiah Stane hakkında olan düşüncelerinde haklısın dikkatli ol ve Stark'ı da koru. Stane, Stark hakkında pek de iyi şeyler planlıyor gibi görünmüyor Valeria." "Ne kadar çok Stark dedin bir cümle de? Ne o, şimdi neden önemli oldu bu kadar?" "Stark'ta birşeyler var Valeria. Birşeyler karıştırıyor ama yakında ortaya çıkar onun için çok uğraşmıyorum sende eşeleme ve onu koru." "Bu zaten yaptığım birşey dayı. Neyse ben gidiyorum bakalım Bay Stark benden ne istiyor." • Valeria'dan: Bana ait olan odaya geçerek hızlı bir duşa girdim. Saçlarımı kurutup at kuyruğu yaparak banyodan çıktım ve üstümü giyinmeye başladım. Odada fular bulamadığım için görevde yüzümü kapatmak için kullandığım dışarı ceketimden çıkartarak boynuma kibarca bağladım. Bu ip izinin gizlenmesi için yeterli olmuştu. İşimi bitirerek üstten çıktım ve motoruma binerek babamın evine doğru sürmeye başladım. Kafamda türlü türlü senaryolar dönerken, zırhın içinde olan adam da beynimin bir köşesini işgal etmişti. O denli bir teknoloji ve cesaret çok insanda olamazdı. Acaba o adam kim? Diye düşünmeden edemiyordum. Malikanenin önüne geldiğimde bunu sonra düşünmeye karar vererek hızla eve ilerledim. "Jarvis? Bay Stark nerede?" "Labratuarda efendim." Hızla merdivenlerden inerek bana verilen şifreyi kapıya girmek işin cam kapıya yöneldim. Ama etrafa yayılmış cam parçalarını görünce anlık bir şok ile elim bir kaç saniye havada kalarak yere bakmaya başladım. "Jarvis bunu bu kadar dar yaptığımızı hatırlamıyorum!" "Efendim herşeyin tam olarak ayarlanmadığını size söylemiştim." Konuşmaları duyunca girdiğim şoktan çıkarak kafamı kaldırdım ve ileri adımladım. Karşımda bugün defalarca ölümle burun buruna geldiğini bizzat gördüğüm zırhtan çıkmaya çalışan babamı görmeyi hiç beklemiyordum. Bu bana ikinci bir şok yaşatırken hasarın büyüklüğünü daha yakından görmemi de sağlamıştı. Zırhın üzerinde kurşun izleri vardı. Babamın kaşı kanıyordu ve bilmediğime emin olduğum başka hasarları da olduğu aşikardı. "Hoş geldin Valeria." Ben boş boş babama bakarken ona cevap veremedim. Gözümün önüne tehlikeye girdiği her an tekrar tekrar gelirken gözlerimin dolmasına da engel olamadım. "Tasarımın güzelliğine hayran oldun dimi ondan konuşamıyorsun. Ah Jarvis Valeria'ya bak büyülendi galiba gözleri dolu dolu bakıyor zırha." Babamın alaycı tavrı zaten yeterince öfke barındıran beynimde yankılanırken bir anda önümde duran sandalyeyi elimle devirerek babama ilerledim. "Bayılmak mı? Büyülenmek mi? Sen zırhın haline aynadan hiç baktın mı? Ölümün eşiğine gelmişsin hala dalga mı geçiyorsun sen!" Babam bir anda bağırmam ile afallarken Jarvis kolunda olan son parçayı çıkarttı. Bu onu ufak da olsa sarsarken sözlerimden boşluğa düştüğü de ortadaydı. "Jarvis sana her hangi bir durumda bana haber ver dedim. Ölünce mi haber vericektin?" "Bayan Valeria, haber verecektim ama patron bana engel oldu." "Böyle durumlarda onu dinleme geldiği hale baksana. Kendimi öldürmek işin çok uğraşmışa benziyor." "Yeter bu kadar azar Valeria. Ben çocuk değilim! Orda insanlar ölümle burun buruna gelirken, benim de onları kurtarma ihtimalim varken olduğum yerde oturmaya devam edemezdim." "Sana otur herşeyi görmezden gel demiyorum ama insanları kurtarmak istiyorsan kendini de korumalısın dimi? Eğer ölürsen bırak oturmayı kime ne olduğunu bile duyamazsın. Bu da yetmezmiş gibi sen dalga geçiyorsun." "Bak birşeyim yok bu kadar büyütmene de gerek yok Valeria." Babamın hala rahat oluşu sinirimi arttırırken yan taraftaki masaya tekme attığım da üzerinde olanlar bir tarafa dağıldı. Benim unuttuğum şey ise incittiğim bacağımla tekme atmam oldu. İstemsizce inlediğim de anlık olarak bacağıma basamadım, bu da sendelememe neden olduğu için dengemi kaybettim. Babam hızla gelip beni tuttuğun da beni kenarda olan koltuklara götürüp oturttu. "Bana kızıyorsun ama sen de kendine dikkat etmiyorsun! Ne oldu bacağına?" "Antreman yaparken incittim." "Bana dikkatli olmamı söyleyen küçük hanıma da bir bakın, kendine hiç dikkat etmiyor." Babamın yaptığı robot Doom ona buz uzatınca babam taytımı biraz yukarı kaldırarak buzu bileğime koydu. "Çok morarmış doktora gittin mi?" "Siz çağırdığınız için buraya geldim ama çağırmasanız da doktora gitmezdim. O kadar büyük birşey değil. Sizin durumunuz daha kötü." "Çok kısa zamanda birbirimizi azarlayacak kadar yakınlaştık Valeria. Benim için sayılı önemli insan var ve sende onlardan birisin. Senin yerinde başkası olsa ve bana az önce ki davransa şuan önünde bileğine buz tutuyor olmazdım biliyorsun dimi?" "Biliyorum Bay Stark ama siz de biliyorsunuz ki ben de birinin hayatı için size öfkelendiğim kadar çok kimseye öfkelenmem. Yaşasın diye uyarırım ama sizi azarladığım gibi azarlayacağım çok insan yok." "Bay Parker geldi." "Zırhı kaldır ve aşağıda olduğumuzu söyle Jarvis." "Ona söylemeyecek misiniz?" "Şimdilik sadece ikimiz bilsek yeter." "Ne kadar çok kişi bilirse sır o kadar çabuk ortaya çıkar." "Bu çok da saklı kalıcak bir haber değil gibi duruyor. Eski silah taciri Tony Stark çok daha büyük bir silahla sahalara geri dönüyor." "Ha-ha-ha! Gene çok komiksin ufaklık." Babam surat asıp masasına doğru ilerlemeye başladığın da ben Jarvis'in kaldırmakta olduğu zırha tekrar baktım. Dayım babamın birşeyler çevirdiği konusunda haklıydı ve bu şey onun başını fazlasıyla ağrıtıcağa benziyordu. Onu sadece Obadiah'a karşı değil oluşabilecek tüm tehditlere karşı koruyacağıma dair kendi kendime söz verdim.
|
0% |