Yeni Üyelik
30.
Bölüm

29. Bölüm

@nurgogne

Yazar'dan:

Valeria'nın odağı tamamen yumruklarından sallanan kum torbasındaydı. Kendini dış dünyaya kapatmıştı, kum torbası onun gözünden şuan Hector'du ve bu düşünce yumruklarının sertliğini de geçen her saniye daha fazla arttırıyordu.

Valeria öyle odaklanmıştı ki odaya giren Steve Rogers'ı da fark edememişti. Rogers bir süre Valeria'yı uzaktan izlemiş ama hem fark edilmediğinden hem de Valeria'nın kum torbasına fazlaca yüklenmesinden dolayı hafifçe öksürerek onun dikkatini çekmeye çalıştı.

Çabası boşa çıktığın da o da durduğu yerden hareketlenerek bandaj alarak ellerine sardı ve Valeria'nın onu görebileceği şekilde karşısına geçti.

"Kum torbası sana yeterli gelmeyecek gibi duruyor."

Valeria duyduğu ses ile irkilirken daldığı düşüncelerden sıyrıldı ve duvara yaslanarak ona bakan sarışın adama baktı.

"Efendim?"

"Kum torbası sana yeterli gelmeyecek gibi duruyor."

"Kum torbasından daha işlevli bir rakibim yok burda."

"Şansımı denemek isterim."

Valeria'nın tek kaşı kalkarken hafifçe gülümsedi ve arkasında olan ringe çıktı.

"Denemekten zarar gelmez, ama uyuduğun yılları bahane edeceksen şimdiden vaz geçebilirsin Kaptan."

"Bu adam olmadan önce de bahanelere sığınmazdım şimdi de sığınmıyorum. Hadi başlayalım küçük Stark."

Valeria kafasını sallayarak onu onayladığın da ikili dövüşmeye başladılar. Valeria Rogers'dan daha çevikti ama onun kadar güçlü olmadığının ve gücünün tamamını kullanmadığının da farkındaydı.

"Kız çocuğu gibi dövüşeceksen ben kum torbasına geçiyorum"

"Sadece zarar görmemeni istiyorum."

"Neden?"

"Baban, fazla konuşuyor ve konu sen olunca çok endişeleniyor. Onunla uğraşmak çok fazla zor."

"Dövüşürken hafife alınmayı sevmem, düşünülmeyi de öyle. Sen normal dövüş canım yanar dayanamazsam ben pes ederim."

"Öyle olsun küçük Stark."

Steve normal dçvüşmeye başlamış olsa da yine de temkinli davranıyordu. Valeria ise acımıyor Steve'in canını yakmak için elinden geleni yapıyordu.

Gözlerinde ki mavi hareler ortaya çıkmaya başladığın da Steve bunu fark ederek duraksadı, Valeria ise bu duraksamayı kullanarak Steve'i yere serdi.

Sevinçle ayağa kalktığın da Steve hala Valeria'nın gözlerine bakıyordu. 'Sakinleş' Valeria duyduğu ses ile sorun olduğunu anladı.

"Sorun ne?"

"Gözlerin...."

"Pekala, mola verme zamanım gelmiş."

Valeria ringden inerek koltuğa doğru ilerlerken gözü aynaya takıldı. Gülümseyen silüeti gördüğün de kafasını önüne çevirerek görmezden geldi.

Kendini koltuğa bırakıp gözlerini kapatarak arkasına yaslandı ve saçlarını açarak eli ile dağıttı. O sırada kapı açıldığın da Valeria gözlerini açarak baktı.

Valeria'dan:

Kapıdan giren babam ve yanında ki yabancı adamı görünce o adamın babamın bana odada bahsettiği o doktor olduğunu anladım.

Oturuşumu dikleştirerek bana doğru gelen adama daha dikkatli baktım. Oldukça sıradan görünen bu adamın bana nasıl bir faydası olucağını anlayamazken babamın aklından geçenleri artık daha fazla merak ediyordum.

'O sana yardım edemez, boşuna ümitlenme kraliçe'

Gene aynı ses beynimde yankılandığın da derin bir nefes aldım. Bu adam kimdi onu da bilmiyordum ama fazlasıyla sinirlerimi bozuyordu.

'Sinir bozucu olmak gibi bir huyum var evet, ama ne yapabilirim ki bu elimde değil'

'Elinde olan şey karşıma çıkmak ama sen korkak bir adam olduğun için buna cesaret edemiyorsun onun için bende senin sözlerini umursamayı bırakıyorum'

Beni duyabildiğini anladığım için verdiğim cevaptan sonra ondan bir karşılık almadığım da tekrar bakışlarımı babamlara çevirdim. Babam Steve ile konuşuyorken doktorun bana olan bakışlarından birşeyler olduğunu anlamam zor olmamıştı.

"Sana seslenen biri mi var, yada seninle konuşan?"

Gelen soru ile babam ve Steve'in de ilgisi bize dönmüşler ben ayaklanarak doktora yaklaştım.

"Hayır sadece düşüncelerim bazen beni bir boşluğa itiyor bende kendimle çelişkiye düşüyorum... Ben Valeria Brave memnun oldum Doktor Strange."

Ben elimi uzattığım da ciddi bakışları gevşedi ve yüzünde hafif bir gülümseme belirdi.

"Bende memnun oldum Valeria. Baksana Stark kızın senden daha mı akıllı yoksa sen kullandığım şekilde mi söyledin adımı?"

"Ben ona Doktor Stephan Strange dedim, soruna gelicek olursak evet kızım benden daha akıllı büyücü."

"Sohbetinizi bölmek istemem ama bana nasıl yardım edebileceğinizi hala bilmiyorum, hem neden size büyücü dedi?"

"Tahmin edebileceğin üzere ben aradan bir doktor değilim Valeria. Yani artık değilim, mistik sanatlar ustasıyım ama baban bu tabirlere yabancı olduğu için bana büyücü demekle yetiniyor."

"Tabirlerle aram iyi Büyücü, sadece seni sinir etmek beni mutlu ediyor."

"Herneyse, Valeria oturur musun lütfen?"

Babam ve Strange'nin arasında olan garip gerginlik onlara bakmama neden oldu. Aralarında olan sadece gerginlik gibi değildi ama ne olduğunu da çözebilmiş değildim.

Strange'nin dediğini yaparak oturduğum da beni omuzlarımdan nazikçe tutarak koltuğa yaslandırdı. Parmaklarını garipçe büküp elleri ile değişik hareketler yapmaya başladığın da üzerinde olan kıyafetler değişerek sırtına bir pelerin dolandı.

Ellerinde oluşan sarı işaretler benim etrafımda dönmeye başladığın da korkarak gözlerimi kapattım. Bu daha önce gördüğüm ya da yaşadığım birşey değildi.

'Korkma sana zarar veremez'

'Biliyorum, öyle birşey yapabilecek biri olsa babam onu buraya getirmezdi.'

'Kimin kime ne zaman ne yapacağını bilemezsin Kraliçe, herkeze körü körüne güvenme.'

'Sana neden güvenecek mişim?'

'Biz aynı taraftayız, ben senin kaderinim... Bunun için bana güvenebilirsin'

Bu sefer ben cevap vermezken Starnge değişik hareketlerini bitirdi, böylelikle benim etrafımda olan sarı işaret ve şekiller de kayboldu.

" Doğru ilerleme Stark, mutant özellikler harekete geçmiş. Gücü ile araştırma yapacağım ve sana haber vereceğim. Ama bana birkaç tel saçı lazım."

"Valeria?"

"Sorun değil."

Saçımdan bir kaç tel saç kopartarak ona uzattığım da birşeyler mırıldandı ve elinde ufak bir kutu belirdi kapağını açıp bana uzattığın da bende elimde ki saçları içine koydum.

"Tanıştığımıza tekrar memnun oldum Valeria. Sen sakinliğini koru ve benden haber bekle, en kısa sürede sana çözüm ile geleceğim."

"Bende memnun oldum Doktor Strange. Teşekkür ederim."

Strange bana gülümsedikten sonra Steve'e yaklaşıp onunla da selamlaşıp memnun olduğunu söylemek babam ile odadan çıktılar.

Tabi babam Strange Steve ile konuşurken yanıma gelip iyi olup olmadığımı kontrol ettikten sonra saçlarımın arasına bir öpücük bırakıp artık dinlenmem gerektiğini söyleyip ondan sonra Strange'nin peşinden çıkmıştı.

Onun bu tavırları kalbimi kıpır kıpır ediyordu ama bir şekilde ona baba diyemiyordum. Kendi içimde yada o adamla konuşuyorken babam diye bahsedebiliyordum ondan ama bunu sesli söyleyemiyordum.

Hector herkeze gerçeği dökmeden önce Fury yada Thomas ile de konulurken ondan baba diye bahsedebiliyordum ama şimdi onların yanında bile baba diyemiyordum.

Kendi içimde kabul etmem gerekenler olduğunun farkındaydım ama herşey o kadar hızlı gelişiyordu ki ben durup birşeyleri düşünüp kabullenemiyorum.

"Valeria dalıp dalıp duruyorsun, bence biraz dinlenip uyusan daha rahat edeceksin."

"Galiba haklısınız, biraz uyursam herşey daha berraklaşacak. Güzel maçtı, en kısa sürede tekrarlamak isterim."

"Tekrarlarız tabi ama bir dahakine böyle bir şansın olmayacak haberin olsun Valeria."

"Bende olan şans mı yoksa yetenek mi bunu diğer maçta görücez yüzbaşı."

Ordan çıkarak odama geçtim ve hızlı bir duş alarak yatağa girerek gözlerimi kapattım.

Bir süre sonra saçlarımın arasında şefkatle gezinen parmakları hissettiğim de kıpırdanmama engel olamadım.

Parmaklar ahenk ile saçlarımın arasında gezinirken hareketlenmemi farketmiş olacak ki bir anda ortadan kayboldu.

Boşluk hissi ile gözlerimi açıp etrafıma baktığım da odada kimsenin olmadığını gördüm, bu işleri daha da garipleştirirken, odayı dolduran ama yabancısı olduğum koku dikkatimi çekti:

Erkeksi yoğun kokuya bakacak olursak az önce saçımla oynayan kişinin babam ya da Peter olmadığı aşikardı. Bir an Steve olduğunu düşünsem de onun da böyle ağır bir koku kullanmayacağını bilerek bu fikri de beynimden sildim.

Koku beni mayıştırırken kafamı tekrar yastığa koydum ve gözlerimi kapattım. Sabaha hatırlamayacağım o cümle gülümsememe neden olmuştu. Çünkü ben saçlarımla oynayanı bulmuştum.

'İyi geceler Kraliçe."

 

 

Loading...
0%