@nurgogne
|
Yazar'dan: Aradan geçen iki buçuk ay çoğu insan için normal seyrinde ilerlemiş olabilirdi ama Valeria için durum hiç de öyle olmamıştı. Gündüzleri Stark Endüstride kendini kanıtlama ve ilerleme çabalarıyla geçerken akşamları tüm odağını babasına veriyordu. Tony Stark'ın kaçırılmış olması tamamen doğrulanıp sosyal medya ve haberler üzerinden dünyaya duyurulmuştu. Bu haber başta insanların ayaklanmasına ve her yerde tepkiler oluşmasına neden olsa da bir ay içinde sesler azalmış herkez tamamen kendi hayatına dönmüştü. Valeria ise akşamları bıkmadan araştırmalar yapıyordu. Bir ay önce dayısı olarak gördüğü Nick Fury onunla irtibata geçmiş ve bu işten her şekilde uzak durması konusunda onu tembihlemişti. Valeria ne kadar onu onaylamış olsa da lafının arkasında durmuyor ve en ufak bir ipucunu bile değerlendiriyordu. Puzzle'ı çözmesine az kaldığını hissediyordu. Haini bulma planı ise çok fazla yavaş ilerliyordu. Çünkü beklenen üzerine şirketin ve Tony Stark'ın eli ayağı olan bir yapay zeka vardı ve Thomas ile baş edebilecek kadar gelişmişti. Valeria itinayla onun gözüne batmamaya çalışıyordu çünkü biliyordu ki yapacağı herhangi bir hamleden onu bulabilirdi Jarvis adlı yapay zeka. Tabi Valeria ve Thomas onu uğraştırırdı ama Valeria durduk yere başı ağrısın istemiyordu. Bunun yanı sıra Happy ile dost gibi olmuştu. Sadece o da değil, Pepper'da onda ki parıltıyı fark etmiş ve onu çömez olarak gördüğü insanların arasından çekip almıştı. Şuan işleri kısmen de olsa Pepper yürütüyordu ve Valeria da ona yardımcı oluyordu. Valeria durumdan kesinlikle şikayetçi değildi bu sayede içerde ve tepede olan insanları daha iyi gözlemleyebiliyordu. Mesela vaktiyle dedesine şimdi ise babasına ortaklık yapan Obadiah Stane gözüne fazlaca batan bir insandı. Obadiah onda gereksiz bir gerginlik yaratırken bir yandan da sahte tavırları ve üzgünmüş gibi davrandığı, Valeria'nın farkettiği durumlar arasındaydı. Tabiki bu onu yüzde yüz suçlu yapmazdı ama gözünün üstünde olması için yeterli bir nedendi. Annesi ve Furry dayısından öğrendikleri ona çok şey katmıştı. Annesi gibi olmaya heves eden küçük Valeria bunun için çok çabalamıştı, ve başarılı olduğu da reddedilmeyecek bir gerçekti. Zaten Stark Endüstri'nin onu bu kadar kısa sürede farketmesin de Furry dayısının da bir parmağı olduğunu biliyordu. Bu onların arasında konusu açılmamış bir gerçekti. Şimdi ise Valeria gizlice dayısının bağlı olduğu ajan kuruluşunun binasına annesinin kartı ile girmiş jetin birini almaya çalışıyordu. Normal ajanları atlatmak onun için çocuk oyuncağıydı ama biliyordu ki Şahingöz yada Kızıl Ajan'a denk gelirse bu kadar kolay olmayacaktı hiçbirşey. Çoktan Yüzbaşı Rhodey'e gizli kaynaklardan babasının koordinatlarını haber vermişti. Ama kendi de orda olmak istiyordu. Bir ajan kuruluşunun jeti, askeri jetlerden daha güçlü ve daha hızlıydı. Ayrıca planı doğru işlerse Valeria, yüzbaşı Rhodes gibi izinlerle de uğraşmayacaktı. Babasına onlardan erken ulaşabilirdi ve bir nebze olsun daha az zarar görmesini sağlayabilirdi. Valeria jetlerin olduğu odaya girdiğin de derin bir nefes almıştı. Bu nefesin erken olduğunu düşünmek aklına bile gelmezken hızla gözüne kestirdiği jete ilerledi. Tam jete binecekken arkasından gelen ıslık sesi kafasını jete vurma isteğini tetikledi. Bu sesi unutma şansı yoktu Valeria'nın, ve en kandıramayacağı insana denk geldiğinin de farkındaydı. "Nereye böyle küçük hanım?" "Sadece ufak bir gezinti yapmak istedim teyze." "Valeria Brave hemen ordan inip yanıma geliyorsun!" Valeria oflayarak aşağıya indiğin de istemsizce elleri ile oynamaya başladı. Gelecek olan azarın farkındaydı ve şuan bundan daha önemli olan bir derdi varsa o da kurtarılması gereken Tony Stark'tı. Hayır onu affetmiş değildi elbette ama gene de babasıydı ve kendine engel olamıyordu. "En azından o yaşamalı" diye içinden geçirmeden duramıyordu Valeria. "Nick sana bu olaydan uzak durmanı söyledi. Tabi ben ve Clint de öyle." "Haklısın, hepinize hak veriyorum ama size hak vermem illa yapacağım anlamına da gelmiyor teyze." "Hayır tam olarak o anlama geliyor. Annene olanları ne çabuk unuttun sen? Onun gibi dik başlılık yaparsan sonun onun gibi olur." "Teyze!!!" "Hiç bana teyze deme Valeria. Sen artık bir çocuk değilsin. Akıllanmalı ve gerçeği kabullenmelisin. Küçük çocuk gibi inatçılık etmeyi kes." "Derdim inatçılık etmek değil. Benim yaptığımı sizde yapabilirdiniz dimi ama yapamadınız yada yapmadınız." "Ne çabuk affettin sevgili babanı?" "Onu affetmedim ama göz göre göre de ölsün istemiyorum! Bir tek o kaldı tamam mı? Beni kabul etmeyecek olsa da o kaldı ve ben ölmesini istemiyorum." "Ne demek tek o kaldı? Bizde varız ya Valeria." "Ondan çok da bir farkınız yok. Annem öldükten sonra iki gün geldiniz beni gördüğünüz sonra her zamanki gibi ortadan kayboldunuz. Aynı babam gibi, siz de ortalıktan kayboldunuz!" "Bizi görmemen seni unuttuğumuzu yada baban gibi olduğumuzu göstermez Valeria." Odaya gelen Nick Fury ile Valeria artık göz yaşlarını tamamen serbest bırakmıştı. Aylar önce annesinin mezarında başka yerde ağlmayacağının sözünü verdikten sonra herşeyin ne kadar bunaltıcı ve hızlı geliştiğini farketti Valeria. Yükü ona ağır geliyordu. "Ama bu babamdan bir farkınız olduğunu da kanıtlamaz dayı." "Biz hep senin etrafındaydık Valeria sadece senin görmeni istemedik o kadar." "Keşke vaktinde bunu görmeme izin verseymişsiniz dayı. Belki şimdi bu kadar kötü bir durumda olmazdım ben!" Valeria hızlanan nefesi ve titremeye başlayan elleri ile krizin kapıda olduğunu farketse de kendini durdurabilecek yada sakinleştirebilecek kıvamda olmadığını da çok iyi biliyordu. Thomas: Valeria sakinleş kriz geçirmek üzeresin! "Valeria nefes alman gereken yerdesin. Sakinleş biraz bunları sonra da konuşabiliriz." Yumuşak bir sesle ve yavaşça ona yaklaşan Natasha'yı görmesi ile iki adım geri çıkması aynı anda oldu Valeria'nın, şuan ne Natasha'nın naif sesi ne de Thomas'ın endişeli sesi ona etki edebilecek gibi değildi. "Yaklaşma teyze! Benim şuan olmam gereken yer burası değil Afganistandı ama siz bunu engellediniz." "Engellemeseydik hayatın tehlikeye girebilirdi Valeria." "Ama onun hayatı tehlikede! Neyi anlamak istemiyorsunuz, b-ben size -a-anlat-may-a çalı-şı-yor-um..." Valeria cümlesini tamamlayamadan sendelediğin de Natasha ve Fury ona hızla yaklaştı. Ama biten gücü onu daha fazla taşıyamadığı için gözlerini kaplayan karartıya teslim oldu. • • • Yavaşça kendine gelen Valeria istemsizce kafasını tuttuğun da başının ne denli ağrıdığını da farketmişti. İstemsizce gözlerini kırpıştırdığın da bir süre nerede olduğunu anlamak için etrafına baktı. Aklına gelenler onun doğrulamasına neden olurken ani yaptığı hamle bir kaç saniye nefesinin ona az geliyormuş gibi hissetmesine neden oldu. Hızla geçen bu duyguyu ustaca saklarken odaya giren dayısı hızla yanına ilerledi. "Her seferinde beni delirtmeyi başarıyorsun cadı." "Tony Stark'ı bulabildiler mi?" "Evet bulmuşlar, işin güzel yanı şu ki zaten kurtarılmaya çok da muhtaç değilmiş." "Nasıl yani?" "Yanisi baban bir şekilde ordan çıkmayı başarmış Valeria. Hemde ortalığı tamamen karıştırarak." "Bu tam onluk bir hareket." "Evet, aldığım bilgilere göre Stark Endüstriye ait bir cephanelikleri varmış çetenin, baban cephaneliği havaya uçurmuş etrafta da bir sürü ceset var." "İşte bu baya tatmin edici bir haber." "Sana bunun için karışma diyorum çünkü altından kalkabileceğini biliyorum. Hırsını ve inatcılığını ondan almışsın Valeria." "Herneyse, iyi dimi?" "Evet tek parça, sadece kolunu incitmiş ama eminim akşama sargısını çıkartır." "Şimdi nerde?" "Jetle getiriliyor, heralde evine geçer." "Sanmıyorum, iş yerine gelecektir. Ben de toparlanıp çıksam iyi olur." "Sen nereye?" "Stark Endüstriye?" "Burda kal Valeria. Ortalık karışık ve şuan görünmen bence mantıklı değil." "Bugün değilse yarın zaten görecek. Ben orda çalışıyorum dayı." "Pekala seninle tartışmayacağım. Dikkat et kendine." "Sende dayı." Nick Fury kendine kıyasla çok küçük bir bedene sahip olan kıza sarıldı ve onunla beraber çıkışa kadar yürüdü. Yanlarından geçen ajanlar Fruy'e baş selamı verirken ikisi de dik yürüyüşlerinden ödün vermediler. "Natasha teyzem ve Clint neredeler?" "Sahingöz zaten görevdeydi, Kızıl Ajan da göreve çıktı." Çıkışa geldiklerinde Valeria Fruy'e yaklaşarak kısık sesle konuştu. "Babam hakkından kafanda dönen ne var dayı?" "Şimdilik önceliğim ordan nasıl çıktığı, bununla ilgilenmesi için Ajan Coulson'u görevlendireceğim. Sonrasına bakacağız." "İçerde bir hain var. Onu da göz ardı etme." "Şüphelendiğin biri var mı?" "Tam olarak emin değilim ama Obadiah Stane'de beni rahatsız eden birşeyler var." "Tamam bu konuyu araştıracam. Sen kendine dikkat et." "Tamam dayı görüşürüz." Fruy gülümsediğin de Valeria kaskını takarak motoruna bindi. Son kez dayısına gülümseyerek baktı ve motoru çalıştırdı. Yol hızlıca tekerin altında akarken Valera'nın kalbine yerleşen heyecan onu tedirgin ediyordu. Bu duyguyu görmezden gelmeye çalışarak yola odaklandı. Endüstri'nin önüne geldiğin de kalabalık onun doğru düşündüğünü kanıtlarken otoparka sürdü ve motorunu park etti. Bu kalabalık babasının buraya geleceğinin habercisiydi. İstifini bozmadı sakin ve kendinden emin adımlarla içeriye ilerledi. Sunum alanından gelen seslere bakılırsa babası misafirler çağırmıştı. Oraya girdiğin de Stane ve babasının kürsüde olduğunu gördü. Stane babasının omzuna hafifçe vurarak kenara çekildiğin de babası herkeze rahat olmalarını söyleyerek kürsünün önüne oturdu. Durumu anlamadığına emin olduğu Bayan Pots babasına garip bakışlarla baktığını görünce hafif bir tebessüm ile yanına yaklaştı. Babası büyük ihtimalle silah üretimini durduracaktı. Kaçırılması ve orda Stark Endüstriye ait silahları görmesinden sonra en mantıklı açıklama bu olurdu Valeria göre. Potts'a baş selamı verdiğin de onun ne kadar gergin olduğunu daha iyi anladı Valeria. "Kesin yapmaması gereken birşey yapıcak." "Belki de haklı nedenlerle birşey yapacaktır." "Tahminin var mı Valeria?" Valeria omuz silkti. Biliyordu ki Bayan Potts onun düşüncelerine saygı duyuyor ve hep göz önüne alıyordu. Onun için rahatça aklından geçeni paylaştı. "Silah üretimini durduracak." "Ne? Yok artık bu kadarını da yapmaz heralde." "Bay Stark'tan bahsediyoruz. Ve o 3 aydır tutsak edilmiş bir adam. Orda ne yaşadığını bilmiyoruz tam olarak ama bence yapması en yüksek ihtimalli şey bu." Pepper'ın cevap vermesini engelleyen şey Tony Stark'ın konuşmaya başlaması oldu. Cümleleri tam bir doğrultuda onu açıklamaya yetmese de sonuç değişmemiş ve Valeria'nın tahmini doğru çıkmıştı. "Onu neredeyse benden iyi tanıyor olman çok garip." "Bay Stark'ı sizden daha iyi tanımıyorum Bayan Potts, sadece onun gibi düşünmeye çalışıyorum." Kalabalıktan sorular ve sesler yükselmeye başladığın da Obadiah, Tony Stark'ın sırtını pışpışlayarak kürsünden indirdi ve onun ne kadar zor şeyler yaşadığını ama artık geri döndüğünü söyledi. Bu konuyu aralarında konuşacaklarını ve onlara tekrar bir açıklama daha yapacaklarını da söylerken gözünden geçen parıltıyı normal bulmadı Valeria. Tony Stark odasına çekilirken Pepper'ın Valeria'ya verdiği işaretle o da onları takip ederek odaya geldi. Valeria'dan: Babam koltuğuna oturup arkasına yaslandığın da Pepper ona kaliteli olduğu çok belli olan içkiden bir bardak doldurup verdi. "O da neydi öyle Tony!" "Dediğim gibi arkamda bırakacağım miras bu değil Pepper. Silah üretimi duracak." "Bu bize hisse ve güç kaybettirecek Tony. Hem silah üretimini durdurursak ne yapacağız.?" "Bırak onu da sonra düşüneyim Pepper, yeterince yorgunum ve kafamda dönen yüzlerce şey var." "Pekala bugünlük birşey demiyorum sana ama ilk fırsatta bu konuyu halletmeliyiz. Çok tepki çektin." "Peki, Peki... Bu kız kim?" Bayan Pots bana bakıp güven verici bir şekilde gülümsediğini de bir adım öne çıkarak babamın gözlerine baktım. "Ben Valeria Brave. Sizin şirketinizde çalışıyorum Bay Stark. Ayrıca Bayan Pots'un asistanıyım." "Bana fazlasıyla benziyorsun küçük kız." "Ne diyebilirim ki insan insana benzer Bay Stark." "Sadece dış görünüşü değil düşünce yapısı da sana benziyor Tony. Sen açıklama yapmadan önce senin silah üretimini durduracağını söyledi." "Ama nasıl? Bu sadece benim bildiğim birşeydi?" "Yaşadıklarınızı tam olarak bilemem ama medyadan birçok bilgiye ulaştık. Yakınınıza düşen füzenin Endüstriye ait olması bunu düşünmem için en başlıca sebep oldu." Babam füze kelimesinden sonra bir kaç saniye gözlerini kapattığın da eli göğsünün üstünde durdu. Füze olayı onu tahminimden fazla etkilemiş olmalıydı. Gene de durumu çabuk kavrayarak bir kaç saniye içinde gözlerini açarak kocaman gülümsedi. Öyle ustaca toparlanmıştı ki Pepper bile bunu farketmemişti. "Evet mantık çerçevesinde bir düşünce olmuş küçük hanım. Şimdi bize biraz müsade edermisin? Bayan Pots ile konuşmama gerek." "Tabi ki Bay Stark.... Bu arada geri dönmenize sevindim." "Emin ol benim kadar çok sevinemezsiniz Bayan Brave. Gene de sağol." Babam bana hafifçe gülümsediğini de bende ona hafifçe gülümsedim ve hafif bir baş selamı vererek odadan çıktım. Kapının dışında birşeyler ile ilgilenmeye çalışıyormuş gibi yapan Obadiah'ı gördüğüm de gitmekten vazgeçerek kapının yanında durdum. "Merhaba Vanessa. Tony içerde tek mi?" "Merhaba Bay Obadiah. Bayan Pots ile birlikte ve Valeria efendim." "Valeria?" "Adım Bay Obadiah, adım Valeria" "Ama Vanessa da sana çok yakışıyor." "Sağolun efendim ama ben adımdan memnunum." "Eee sen gitmiyor musun? Yoksa benimle sohbet etmek hoşuna mı gitti." Çapkınca olduğunu düşündüğüne emin olduğum bakışları ile beni süzdüğün de midemin bulanmasına engel olamadım. Ondan yaşça çok küçük olmama rağmen bana karşı olan düşüncelerinin masumluk barındırmadığını hep belli ediyordu, bu da benim midemin bulanmasına neden oluyordu. "Hayır Bay Obadiah. Bayan Pots burda beklememi söyledi. Onun için burdayım." "Madem burdasın ve yapıcak birşeyin yok o zaman biraz eylenebiliriz, dimi?" "İş saatleri içinde eylence aramam efendim." "Ama ben sıkıldım Valeria." İğrenç nefesi tenime ulaştığın da ürperdim. Eli kolumda hafifçe hareket ettiğinde kaçar yol arıyordum. "Efendim bırakın lütfen." "Şşş! Burda fazla ses yaparsan yanlış düşünebilirler." Dudakları boynuma ulaşmak üzereyken istemsizce vücudum kasıldı. Öyle ki ellerim sıkmaktan acımaya başlamıştı. Tam ümidimi kaybedip kurtulamayacağıma inanmak üzereyken kapının bir anda açılması ile afallayan Obadiah'ın kolları gevşediği için sendeleyip arkaya düşücekken beni tutan güçlü bir kol ile derin bir nefes aldım. Parfüm kokusu burnuma dolarken, internetten öğrendiğim ve defalarca alıp kullandığım koku burnuma doldu. Hem yaşadığım iğrenç an hemde bu düşüncenin etkisi ile gözlerim dolarken yavaşça kafamı kaldırıp beni kurtardığını bildiğim babama baktım. Gözleri bir kaç saniye yüzümde dolaşırken eş zamanlı olarak Pepper'ın gergin sesi de duyulmuştu. "Tony, sana birşey anlatıyorum ne zamandır bilgisayarına bakıyorsun. Daha cümlemi bitirmeden pat diye kalktın..." Bizim halimizi görmüş olsa gerek bir anda cümlesi yarıda kalmıştı. Babamda sanki Pepper onunla konuşmuyor gibi kafasını Obadiah'a çevirmiş öfke ile ona bakıyordu. "Bana söylemek istediğin birşey var mı Obadiah." "Ne zamandır sana hesap veriyorum ben Tony?" "Bundan sonra vermen gerekecek gibi duruyor, adımlarına dikkat et Obadiah." "Ne o? Yoksa bu kızı sende mi beyendin? Tamam ben senin işinin bitmesini bekleyebilirim." Duyduğum cümleler hızla babamın kollarından çıkmama neden olurken bedenim korkuyla titremeye başladı. Babamın gözleri bana dönüp saf endişeyle bakarken Pepper yanıma gelerek benim önümde durdu. "Bay Obadiah cümlelerinize dikkat edin lütfen. Karşınızda fazlasıyla genç bir kız var." "Ah hadi ama Pepper. Her kız zaten Tony'in ellerinde kadın olmayı hayal etmiyor mu? Ben sadece Tony'den sonrası olduğumu söylüyorum." "Obadiah! Laflarına dikkat etmiyorsun hala. Bence sen bir çık hava al. Böyle birşey de tekrarlanmasın." Babamın sesi boğuklaşırken gözlerim doluluğa dayanamayarak yaşları serbest bıraktı. Titrememin arttığını hissediyordum ama Javis'den dolayı Thomas'ın bağlantısını şirkete girerken kesiyordum. Onun için beni sakinleştirecek kimsenin olmadığına inanıyordum. Bırak sakinleştirmeyi şuan halimi kimse farkedecek gibi değildi. Odak Obadiahdaydı. Nefesim iyice hızlandığın da gözlerim istemsizce babamı buldu. Ne konuştuklarını artık duyamıyordum. Kulaklarım uğulduyordu. Babam ona baktığımı hissetmiş gibi bana baktığın da gözleri büyüdü ve hızlıca hareket etti. Ama ben beni tutup tutamadığını göremeyerek karanlığa çekilmiştim.
|
0% |