@nurkedisi03
|
Aşağıdaki yıldızımızı parlatirsaniz çok çok sevineceğim 🌼🌼🌼 °°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°° Hasret orada uyuya kalmıştı bahçe kapısı Yusuf'un bıraktığı gibi duruyordu. Sabahın erken saatlerinde köyün ayaklı gazetesi olan namideger Apo yani Abdullah koşarak kapıdan içeriye girdi evin kapısını da açık görünce merdivenlere daldı koşarak: -Hasret abla ! Hasret abla! Kalk kalk , Yusuf abi! Hasret korkarak uyandı ve hala nemli olan gözleri tekrar ağlamaya başladı. - Ne oldu Yusuf'a apo çabuk söyle ne oldu? Çocuğu öyle sarsıyordu ki, hiçbir şeyden kimseden korkmaz alınmaz bacaksız korkudan titremeye başladı. - Abla Yusuf abiyi hastaneye kaldırmışlar. - Ne olmuş Yusuf'a - Çoban Mehmet koyun otlatırken Yeşiltepe'de bulmuş. Hemen kucakladığı gibi köye indirmiş. Osman emmi ile Emine yenge de hastaneye götürmüşler. Emine yenge öldü oğlum o gavur yüzünden diye ağlıyordu sen anla artık durumun vahimiyetini! Hasret resmen ölmüştü o an ve Yusuf'un başına bir iş geldiyse ya Yusuf öldüyse Hasret dayanamazdı. Ağlayarak sokağa fırladı hemen muhtarla birlikte hastaneye gittiler bela hemen kapıda karşıladı hasreti Emine hanım hasreti kapıda görür görmez hemen üstüne atladı. -Gavur!! Oğlum senin yüzünden öldü katil! diye bağırıyordu. Hasret o hakaretlere hiç karşılık vermiyordu yere yığılıp kaldı. Birkaç dakika sonra Hasret keskin kolonya kokusu ile uyandı başındaki doktor: -Hasret nasılsın kendini nasıl hissediyorsun ? -Yusuf ona ne oldu lütfen söyleyin, diyordu çıldırmışcasına. -Hasret sen kendini iyi hissediyor musun söyle ben de Yusuf'un durumunu sana söyleyeceğim. - O iyi değilse ben de iyi değilim ona ne oldu? - Bir şey yok sadece psikolojik şoka girdi biraz fazla üzülmüş beyin damarları genişlediği için kan damarları doldurmamış o da doğası gereği bayılmış ancak şu an hiçbir şey yok sadece sakinleştirici verdik biraz uyuyor.Sana anlatabilecegim en basit haliyle anlattım. -Yalan söyleme doktor bey! -Biz sağlıkçılar hastalar hakkında hiç yalan konuşmayız ya da acı da olsa gerçekleri söyleriz canım merak etme Yusuf'un sağlığı gayet yerinde. -Onu görebilir miyim peki. - Tabii ki ancak bayıldığı niçin vücuduna destek amaçlı sana serum taktık o bittikten sonra gidebilirsin. Hasret tamam derecesine gözlerini kapadı doktor odadan çıkar çıkmaz Emine hanım odaya girdi. -Hasret ne oldu çabuk söyle. Yusuf neden bayılmış durmadan " güle güle Hasret" deyip duruyordu sende baygınken "elimde değil Yusuf " diye sayıklıyordun Ne oldu çabuk anlat bakalım. -Yenge istediğini yaptım Mersin'i kazandım gidiyorum bunu Yusuf'a açıklayamadım senin adını vermedim ama bir açıklamada yapmadım. Bu yüzden o kendisinden bıktığımı sandı sonra da....sonrası işte ortada yenge. Emine hanım utanmasa göbek atacaktı. - Kurtuldum yani senden. -Evet kurtuldun kına yakarsın artık. Hasret serum bitmeden söktü attı hemen Yusuf'un odasına gitti.Yusuf'un yüzüne dokundu gözleri nemliydi. Hasret eğilip Yusuf'u yanağından öptü öperken sanki dudakları yanıyordu .Doğrulurken o deniz gözlerinden gelen dalga dalga gözyaşlarından biri Yusuf'un yanına düştü. -Seni seviyorum Yusuf, seni seviyorum ama söyleyemiyorum sana bir bilsen niye gittiğimi bir bilsen aslında ömrümün sonuna kadar seninle kalmak istediğimi. Ama nereden bileceksin ki ! O sırada Yusuf uyandı Hasret'i karşısında görünce hemen gözlerini kapadı sanki Hasret'i görmek istemiyordu. - Ne oldu Yusuf neden açmıyorsun gözlerini? - Yok bir şey sen ne arıyorsun burada? - Ne demek sen ne arıyorsun burada! Böyle bir günde yanında bulunmayacaksam ben niye varım o zaman? - Bir düşün bakalım beni bu hale kim getirdi !?? -Beni mi suçluyorsun Yusuf? - Evet başka suçlanacak birisi var mı ki? -Ama Yusuf ben ne.... -Sus Hasret benim bu hale düşmeme sen sebep oldun bir de kalkmış buraya geliyorsun. Yusuf bunları sinirlendiği üzüldüğü için söylüyordu ama bu sözler Hasretin gönlüne ateşli ok gibi saplanıyor her saplanan ok iyice alevleniyor yanıyor yanıyor Hasret'i yakıyordu . Hasret ağlamaya başladı gözlerinden kaynar yaşlar boşanıyordu gönlünün ateşi gözyaşlarını kaynatıyor. Yaşlar yanaklarından süzülürken yanakları alev alıyordu. - Haklısın Yusuf kusura bakma hata yaptım merak etme şimdi gidiyorum okul için ne kadar erken gidebilirsem o kadar erken gideceğim Mersin'e gözünün önüne de bir daha gelmem beni görmezsin ve böylece üzülmezsin. - İsabet olur bir an önce git. - Hoşçakal Yusuf kendine iyi bak . Yusuf başını cama doğru çevirdi Hasret'e bir an önce git der gibi hiç ona bakmıyor sinirli sinirli iç çekiyordu. Hasret parmaklarını hafifçe Yusuf'un ellerine değdirdi Yusuf hemen elini çekti Hasret o an iyice yıkılmıştı ayağa fırlayıp hıçkıra hıçkıra ağlayarak odadan ardından da hastaneden çıktı. Arkasından seslenenlere bakmıyor çarptığı kişilerle iletişim kurmuyordu. Yusuf'un Hasret'in yanındayken her zaman pasparlak yemyeşil olan gözleri şimdi solmuş rengi sararmıştı o solmuş gözlerinden yağmur gibi yaşlar akmaya başladı. Yanağının pürüzsüz yollarından aşağıya doğru yaşlar süzülmüş yastığı ıslatıyordu söylediklerine pişmandı yaptıklarına da. Ama kendine yediremiyordu anlatamiyordu anlayamıyordu kabullenemiyordu yaramaz kalbi Hasret'in gideceğini. Hasret'in eli eline değdiğinde içinden bir şeyler kopmuştu Yusuf'un ona sarılıp gitme demek geliyordu içinden ama yapamıyordu kahrolası gururu önüne geçiyordu. Hasret'in gitmesiyle yıkılmıstı Yusuf. Ama onun dokunmasına rağmen Yusuf'un reddetmesi Yusuf'u resmen bitirmişti Yusuf da serumun bitmesini beklemeden yataktan kalktı Hasret otobüsle köye dönmüştü. Yusuf da ailesi ile beraber köye döndü. Hasretin yanında olmayı çok istiyordu ama yanına gidemiyordu inadı yüzünden. Hasret ise hemen eşyalarını toplamıştı evdeki eşyaların üzerini örtmüş fişlerini çekmiş dolapları boşaltmış vanaları şalterleri kapatmış evi zararsız halde bırakmisti. Tüm eşyalarını gerekli belgeleri de alıp kapıyı kilitlemiş ve önceden Yusuf beraber belirledikleri yere anahtarının birisini koymuştu. Diğerini de muhtara verecek aslını da kendisi alacaktı bu huyu babasından kalmıştı uzağa gidecekken yolculuğa çıkacakken yani her türlü olaya karşı tedbirini alırdı. Gitmeden önce okula uğrayıp gerekli belgeleri aldı öğretmenlerin hepsi okuldaydı onlarla vedalaştı. Yasemin'in babası Kemal Hoca da bugün köye ziyarete gelmişti onunla vedalaştı. Okuldan dönerken yengesini gördü mahallenin köşesinde bayanlarla oturuyordu Hasret'i görünce kahkaha attı. Hasret Yusuf'u görmeye çalışmıştı ama göremedi muhtar Hasret'i ilçeye götürüp kaymakamlıktan Hasret'in bursu için ve okulu için yapılması gerekenleri yapıp Hasret'i otobüse bindirip yollayacaktı. Muhtarlığa gitti artık köyde daha fazla kalmak istemiyordu iki tane valizi vardı hemen onları arabaya koydu muhtar arabayı çalıştırmaya hazırlanıyordu ki Apo gelip muhtarı çağırdı. Muhtar " Hemen dönemeyebilirim sen içerde yada burda bekle geç kalırsam Apo ile haber gönderirim sana kızım." dedi. Hasret muhtarın gittiği tarafa doğru baktıktan sonra muhtarlığın önündeki koltuğa oturmuştu ki Yusuf'u gördü yanında Yasemin vardı. Kemal hoca ailesiyle gelmişti demek ki. Hiç vakit kaybetmeden birbirlerini bulmuşlardı. Yasem'in Hasret'i görünce Yusuf'un koluna girdi. Yusuf da sesini çıkarmayıp yola devam ettiler. Hasret'in yanına gelince Yasemin Hasret'e selam verdi " Merhaba Hasret nasılsın?" - Merhaba hoş geldin. - Teşekkür ederim nereye gidiyorsun böyle. - Okuluma? -Okulun neresi ki! - Yasemin bilmiyormuş gibi yapma, dedi gözlerini devirerek. - Nasıl anladın mı ? -Hareketlerin çok yapmacık her şeyi bildiğin belli oluyor Yusuf: Her şeyi bilmiyor mesela köyden neden gittiğini Yasemin: Evet neden ildeki okulu seçmedin ? Hasret: Öyle olması gerekiyordu. Yusuf: Bıktım demiyor da. Yasemin: İnsan senin yanında hiç bıkar mı hayatım. Yusuf: Rahatlık batmıştır. Yasem'in ve Yusuf'un Hasret'i iğneleyici konuşmaları devam ediyordu.Hasret hiç sesini çıkarmadan ikindi güneşinin kızıllığını izliyor aynı zamanda konuşmaları dinliyor yine de tavrını koruyordu . Yasemin: Herhalde öyle olsa gerek hayatım. Yusuf: Hanımefendi azıcık rahat yüzü gördü havalandı. Yasemin: Mersin'de indirirler onun havasını Hasret artık çığırından çıkmıştı bağırmaya başladı : -Evet rahat battı havalandım Mersin'e sırf rahatsız olmak için gidiyorum köydeki rahattan kaçıyorum tamam mı? oldu mu her söylediğiniz kabulüm ben rahat yaşamak istemiyorum niye isteyeyim ki insan hiç rahat yaşamak ister mi ya haklısınız rahat batıyor bana. Hasret ağlıyordu artık. Sonra bir anda durakladı kendinde değildi sandalyenin üzerine düşüp kaldı. Yusuf hemen koştu Hasret'i kucaklayıp muhtarın odasındaki koltuğa uzattı. Yasemin'in yardımı ile kolonya koklatmaya başladılar. -Hasret ne olur uyan lütfen uyan özür dilerim öyle demek istemedim lütfen kalk, diye ağlıyordu Yusuf . Yasemin muhtarı ve doktoru çağırmaya gitti. Hasret yavaş yavaş uyanmaya başladı. Başucunda hem ağlayıp hem feryat eden Yusuf'u görünce şaşırdı ama çok kırgındı. Ne kadar onu yanında gördüğüne sevinse de ona belli edemiyordu. Toparlanıp oturdu. -Teşekkür ederim. -Önemli değil.Sen iyi misin? - Ne anlamda Yusuf? Gözyaşlarını silip: -Ne demek ne anlamda her türlü iyi misin işte onu soruyorum! -Sağlığım için endişelenme iyiyim. -Peki ya sağlık dışında nasılsın? Hasret Yusuf'a baktı şaşırmış gibi yaparak: -İyi veya kötü fark eder mi? - Bu da ne demek Hasret elbette farkeder ? -Söylesene ne farkeder Yusuf ne fark edebilir ki mesela kötüyüm desem ne fark eder iyiyim desem ne fark eder.Az önce ki hakaretleri hiç yapmamış mi olacaksiniz ??? Yusuf suskun kaldı Hasret devam etti: -Söylesene.....Ben iyiyim iyi olun desem durumunuz ne olacak.....Yasemin'le olan ilişkinizin durumunu değiştirir mi kötü olmam yada iyi olmam konuşsana Yusuf sevgilisiniz değil mi? - Hasret bak sen giderken sadece gidiyorum dedin ne bir açıklama ne de sebep söylemedin. Ben de bu hakkı kendimde de buluyorum ve açıklama yapmiyorum . -Ya demek öyle Yusuf ama senin durumunla benim durumum çok farklı. -Nesi farklı Hasret? - Hiçbir şey bilmiyorsun Yusuf her şeyin aslını bilsen yaptıklarından pişman olursun. -O zaman söyle de bileyim Hasret. Hasret sustu. - İşte bak söyleyecek bir şeyin yok ve ben pişman olacağımı düşünmüyorum . -Tamam Yusuf sen böyle devam et kendin bilirsin ama bak benim iyi ya da kötü olmam hiçbir şeyi değiştirmiyormuş değil mi? - Benle böyle didişe bildiğine göre gayet iyisin anlaşılan Hasret, dalga geçer gibi güldü ve önüne baktı. - Haklısın Yusuf ben kiminle konuşuyorsam zaten boş ver beni git hadi sevgilin bekler. - Peki sen gidecek misin? - Kalmam için bir sebep kalmadı ki? - Eğer Yasemin olmayacaksa kalacak mıydın? - Yani bilmiyorum ama bu durumda gitmek en iyisi galiba. - Hasret lütfen kal, dedi gozlerinin içine bakarak - Kalamam Yusuf hem Yasemin ne olacak onunla çıkıyorsunuz o varken...... -Ona ben teklif etmedim o bana hala sevdiğini söyledi... -Bu bir şeyi değiştirmez ki sonuç olarak sen de istemişsin. -Ama Hasret... Hasret Yusuf'u susturdu: - Konuşma lütfen Yasemin'in olması ya da olmaması bir şeyi değiştirmez ben gideceğim baştan beri hatta liseye tekrar başladığımdan beri kararım buydu... -Ve bana yalan söyledin öyle mi ? - Evet seni kandırdım ben burada kalmak istemiyorum gideceğim sana karışamam kiminle sevgili olursan olursun insan arkadaşı için zamanında yalan söyleyen onu kandiran sevgilisini bırakır mı hiç? Hasret bunları söylerken ağlamamak için kendini zor tutuyordu konuşma esnasında Yusuf'a sarılıp burada kalmayı düşünmüştü ama yine o cefakar tarafı baskın gelince Yasemin'in üzüleceğini düşünüp Yusuf'u kızdırmaya çalışmıştı ve bir hayli başarılı da olmuştu. -Haklısın ben de zaten Yasemin'i asla bırakmam tekrar bulmuşken hem de senin gibi birisi için asla bırakmam. - Yusuf yeter daha fazla alçalmayalım lütfen keselim şu tartışmayı sonuç olarak ben gidiyorum sen de Yasemin'le çıkıyorsun bu sırada olayları büyütüp alçalmaya gerek yok. - Basit olaylar!!! Haklısın sıradan bir olay bunlar. Hasret kendini zor tutuyordu. Yusuf yıkılmıştı ama gururunu yerlere sermek istemiyordu. - Evet sıradan olaylar işte. -İyi git artık burada durup buranın havasını kirletme zaten yeterince gereksiz insan var bu köyde işte sen de onlardan biriymişsin bunca zaman seni hiç tanıyamamışım. -Haklısın öyle Yusuf ikimiz de tanıyamamışız birbirimizi . Bu sırada Yasemin geldi tabi arkadan muhtar ve doktor geldi. Doktor Hasret'in gerekli kontrolünü yaptıktan sonra gitmişti. Muhtarda " Sen bekleyedur kızım ben şimdi geliyorum" deyip çıkmıştı. Hasret muhtarı beklerken dünyası bir kere daha başına yıkılmıştı. Yusuf Yasemin'in kolundan tutup kendine doğru hızla çekti ve dudaklarından öpmeye başladı. Yasemin şaşırmış olmasına rağmen o da karşılık veriyordu..... ------------------------ *****"*******--------_--------------------------- Eveettt size upuzunnnn bir bölümle geldim. Bu bölüme kadar olan kısmı bundan yaklaşık 10 yıl önce yazmıştım. Yani hali hazırda bölümler artık yok. Bundan sonrası anlık kurgulanacak nasıl devam etsin isterdiniz lütfen yorum yapar mısınız? Dediğim gibi 10 yıl önce yazdığım için yanlış bulmama rağmen bir sürü yeri düzeltmedim çünkü şuan ki kafa yapımla düzeltmeye kalktığımda da kurgu tamamen değişmiş olacaktı. Bu yüzden yeni bölümler de çağ atlamış gibi fark yasayabiliriz affedin şimdiden. |
0% |