@nurkedisi03
|
Aşağıdaki yıldızımızı parlatirsaniz çok çok sevineceğim 🌼🌼🌼 °°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°° ........ 4 YIL SONRA ...... Hasret'ten: Çok heyecanlıyım yıllar sonra kimseden saklanmadan köyüme gidiyorum. Üniversite hayatım boyunca gizli saklı bır kaç kez gelip annemle babamla görüşüp kimselere görünmeden geri döndüm hep. 4 yıl boyunca Yusuf ile hic görüşmedim. Ama benim fakültemde bizim ilçeden arkadaşım vardi. Ondan sorusturmasini istemiş ve bazı bilgiler almıştım. Yasemin ile aynı fakültede okuyorlar ve yıllardır sevgiliydiler. Bir keresinde de Kemal hoca Mersin'e gelmiş beni bulmus biraz sohbet etmiştik. O zaman Yusuf ile Yasemin'in sözleneceklerini söylemişti.Herhalde şuan nisanlidirlar. Bu derin dusuncelerdeyken minibüs muhtarlığın önünde durdu. İndim minibüsten içim içime sığmıyordu. Havasını kokladım ikindi güneşi tüm kızılliğıyla karşımdaydi.İcime çektim tüm havayı. Mehmet amcaya selam vermek için muhtarlığa girdim. Mehmet amca beni görünce çok şaşırdı. Sarıldık öyle özlemişim ki. Yıllarca bana destek oldu burs kazandım kendim çalıştım okudum ama Mehmet amca da hep maddi manevi destek oldu. Ordan çıkıp evime geçecektim. 4 yılda köyüm ne kadar değişmişti . Her yere yeni binalar yapılmıştı. Evimin karşısına da bir bina yapılmıştı.Cokta gösterisliydi.Valizleri avluya bırakıp sonra da markete uğradım temizlik eşyaları ve yiyecek bir kaç gıda aldım. Ama o kadar ağırdı ki tasiyamiyordum.Tam evimin sokagina geldiğim de poşetimin birisi kopmuştu ki tutayım derken ikinciside koptu.Hersey yere serildi -Ahh Hasret ahh ne vardı sanki pazar arabasi falan bulsan yada dur dur niye yiyecekleri sonra almıyorsun sanki temizlik yaparken açlıktan öleceksin be kizimmm offf off ne yapacağım ben şimdi.. Arkadan birisi boğazını temizleyince irkildim ama arkama bakamadım bir erkekti belliydi ama Yusuf olmasından öyle korkuyordum ki. -Açliktan ölmezdiniz belki ama bence dayanamazdiniz da o yüzden kendinize kızmayın, dedi esmer uzun boylu bir adam elindeki poşeti göstererek devam etti: -Yardim edebilir miyim size ? İçimden bir ohh çektim Yusuf değildi. -Çok sevinirim inanın. Poşete esyalari doldurduk.Diger elindeki market çantasına da temizlik malzemelerini doldurduk.Ben almak istesem de izin vermedi . -Gideceğiniz yere kadar birkayım sizi. Pek haliniz yok gibi. -Biraz kırgınlık var aslında, size hayır demek işlemiyor anlaşılan peki o zaman,teşekkür ederim. Evin önüne gelince durdum oda durdu. Bir kaşini kaldırıp: -Gerçekten burda mı yasiyorsun? -Evet ne oldu ki bakmayın eski durduğuna çiçek gibidir benim evim bir sürü yeni binaya kafa tutar. -Ondan demedim konum olarak güzelmiş, dedi muzip bir gülüşle. Bende güldüm istemsiz. Kapıyı açıp poşetleri almak istedim ama kaşlarıyla valizleri işaret etti. -Hepsini taşıyabilecek durumun olduğunu düşünmüyorum eğer rahatsız olmazsan eve bırakmak isterim. -Rahatsiz olmam ama gerek yok zahmet etmeyin -Rahatsiz olmazsanız yardım edeyim için rahat etmez.Hep mi böyle solgunsunuz bilmem ama az önceye göre bembeyazsiniz şuan endişeleniyorum. -Dedim ya biraz kırgınlık var uykusuzum ve uzun süredir de bişey yemedim ondandır belki. -Sizi daha fazla ayakta bekletmeyeyim geçelim mi? Tabii diye başımı salladim.Valizlere elimi uzattigimda izin vermedi benim sadece anahtarla kapıyı açmamı istedi. Ben kapıyı açarken önden yol gösterdim.Elindeki poşetleri bırakıp hızla aşağıya indi valizleri ve bir kaç parçayı daha getirdi. Etrafa bakinmaya başladım ne kadar da tozlanmisti ortalık.Oda etrafa bakmaya başladı. -Uzun zamandır yoksun sanırım,dedi. -4 yıl dan biraz fazladır yokum. Öyle şaşkın baktı ki devam ettim -Okul için ! -Yaa dedi. Poşetlerden aldığım içeceği çıkarıp plastik bardağa koyup ikram ettim. -Teşekkür mahiyetinde, dedim.Kusura bakmayın ev şuan kullanılacak durum da değil ancak bunu ikram edebilirim ,dedim. Önemli olmadığını söyledi.Ayakta içtik içeceklerimizi.İyi olup olmadığımı sordu.İyi olduğumu söylesem de endişeyle bakıyordu. Aslında iyi değildim köye gelirken hissettiğim heyecan yerini endişe korku ve daha tanimlayamadigim şeylere çevirmişti. İki gecedir uykusuzum heyecandan ve telaştan Dün öğleden beridir de bişey yiyememistim midem de ki kramptan dolayı. İceceklerimiz bitince. Kipirdandi tekrar teşekkür ettim kapıya kadar geçirdim. Sonra eve girdim. Kolları sıvayıp işlere basladim önce havalandirdim sildim süpürdüm yıkadım. Balkondaki boş saksılara baktım. Hepsini yeniden dolduracağım diye iç geçirdiğim sırada karşıya baktığımda karşı binanın 2. Katının penceresinde bana bakan az önce ki beyefendiyi gördüm. Bana gülümsedi ve başıyla selam verdi. Demek ki bu evde yaşamama o yüzden sasirmisti. Centilmen, yakışıklı ve çok da düşünceli bir komşum oldu demek ki.Biraz sonra dinlenmek için oturduğumda kapım çaldı. İçimde ki korkuyla indim. Yusuf ile karşılaşmaya hazır değildim. Kapıyı açtığımda az once ki delikanlıyı gördüm.Masmavi gözleriyle gülümsüyordu. Elindeki tepside yemek olduğunu düşündüm. -Selamm . Rahatsız etmedim umarim. Aç olduğunuzu söylemiştiniz ve gittiğimden beri temizlik yapıyorsunuz yemek yemeye vaktiniz olmadığını düşündüm. Ben kendime fırında tavuk yapmıştım yer misiniz bilmiyorum ama size de getirmek istedim. -Hmmmm..evet aslında yemek yemeye vaktim olmadı ve fırında tavuğa bayılırım. Düşünmeniz bile yeter gerçekten ama neden zahmet ettiniz ki? -Sizi öyle bembeyaz görünce endişelendim açıkçası gitmek istemedim ama yakışık almaz diye de ısrar edemedim ama gittigimden beri aklım sizde belli ki evde teksiniz bişey olsa vicdan azabından yaşayamam. O yuzden zahmet falan olmadı aksine yemek gibi bı bahanem olduğu için mutluyum,dedi. Gülümsedim. -Ahh aptal kafam kapıda kaldık buyurmaz misiniz. -Biran davet etmeyeceksiniz sandım o kadar çok konuşunca kovar artık demiştim. -Estağfirullah ne kovmasi siz bana ne kadar iyilik yaptınız şu saate kadar . -Ama hala kapidayiz -Ahhh yaa hadi geçelim.Kusura bakmayın. Balkona geçtik içerden içecekleri getirdim. -Bu sefer cam bardak,dedim gülerek. Oda tebessüm etti. Tok olduğunu ama bana eşlik edebileceğini söyledi. Bana eşlik etti yemeğimizi yedik arkasından ocaktaki çayımızı bardaklara doldurdum. Masaya tekrar geldiğim de: -Deniz ,dedi. - Anlamadım dedim Elini uzattı: -Ben, Deniz ,dedi Afallamiştim ki eline bakınca anladım. -Ahhh tabi yaaa memnun oldum bende Hasret, dedim elini sıkarak -Bende memnun oldum bı ömür tanışmadan yaşayabileceğiz sanırım diye düşünmeye başlamıştım artık -Gercekten aklıma hiç gelmedi kusura bakmayın siz bana o kadar iyilik yaptınız ben adınızı sormayı bile akıl edemedim. - Sıkıntı değil değişik bir anım olmuş oldu, dedi sevecen bir ses tonuyla. Evi kısacık sürede çiçek gibi yapmışsınız açıkcasi o halsizlikle bu performansı beklemiyordum sizden - Burası benim cennetim burda vakit nasıl geçiyor bilmiyorum. Açlık uykusuzluk hiçbiri aklıma gelmedi ki.Daha bir sürü iş var. -Ne var ki yapilacak -Bahçenin ışıklarını takacağım ışıl ışıl seviyorum giderken sökmüştüm ve kamelya yi eski haline getireceğim gece uyku tutmaz artık beni . -Ahh ben sizi oyaladim değil mi yaa gerçekten özür dilerim.Bunu telafi etmeme izin verir misiniz. Işıkları ben takabilirim siz rahatsız olmazsanız . -Estagfirullah ne oyalamasi. İyi oldu biraz dinlendim yoksa ben kendimi kaybederdim. Size zahmet vermek istemem. -Lütfen izin verin keyifli olur bı yerlere yeni düzen kurmak. -Ne diyeyim istiyorsanız neden olmasın. Gözleri ışıl ışıl oldu birden. Kalktık Deniz ışıkları taktı ben bahçeyi toparladim. Kamelyanin eşyalarıni birlikte depodan tasidik. Avluyu yıkadık. Bı kaç saat sonra gece yarisina geliyordu saat. İşimiz bitmiş kamelyaya atmıştık kendimizi. -Çok güzel olmadı mı yaaa. -Evet benim evim hep güzeldi. Ellerinize sağlık çok güzel oldu. -Ne demek böyle keyifli bişey uzun zamandır yapmamistim,dedi. Biraz oturduktan sonra izin isteyip kalktı. Birşeye ihtiyacım olursa heran gidebileceğini söyleyip evine geçti. Yatağıma gectigim de huzur doluydum.Biran önce sabah olsun istiyordum. Ahh ben size söylemedim değil mi . Ben bir hayalimi daha gerçekleştirdim.Annemin yolundan gittim ve kendi köyümün okuluna atandım.Öyle sevincliyim ki. Sabah oldu uyandım. Kahvaltımı yaptım. Okula gectim.Kapidan girerken öyle heyecanlıydım ki. Önümden çocuklar koşturarak geçerken kenara gelmek istedim ama arkamda ki arabayı fark etmedim.Ani fren ve korna sesiyle donakaldim. Arkamı döndüğümde arabadan Deniz bey'i gördüm. -İyi misiniz Hasret hanım. Birden karşıma cikinca afalladim. -Teşekkür ederim meraklanmayin iyiyim biran çocuklardan birine bişey oldu sandım ondan korktum. Kusura bakmayın sizi de korkuttum. -Aman siz iyi olun da problem değil. Başımı salladim ben sizi tutmayayim işe gidiyorsunuz sanırım kusura bakmayin, dedim ve kenara çekildim. Deniz beyin gitmesini beklerken gene muzip bir gülüş atıp arabayı okul bahçesine sürdü. Nasıl!!?? Bu adam bir öğrencinin velisi miydi.Cok genç duruyordu baba olmak için belki de abidir dedim kendimce. Bende okul bahçesine girdim.Deniz beyle aynı hizaya gelmiştik. -Öğrencinizi bırakmaya geldiniz sanırım dediğim de gülümsedi. Ki o sirada bir grup öğrenci koşarak bize doğru geldi.Hepsi öğretmenim diye Deniz beye sariliyorlardi.Nasil yaa Deniz bey öğretmen miydi.Adam dünden beri sır gibi hiç öğretmen olduğundan bahsetmemisti. aman Hasret sen sanki bahsettin. Öğrencilere sarildiktan sonra onları gönderdi tek kaşını kaldırıp: -Beni öğretmenliğe yakistiramadiniz mi Hasret hocam dedi -Estagfirullah hocam hiç aklıma gelmedi. Biraz düşündükten sonra: Hocam mi? Siz nerden biliyorsunuz benim öğretmen olduğumu. Elini uzatıp: -Biran hiç sormayacaksiniz sandım Hasret hanım.Ben Deniz Karadaş.Matematik öğretmeniyim ama görevlendirmem olduğu için şuan müdürlük yapıyorum.Sizin geleceginizden de haberim vardı. Ama siz adınızı söyleyene kadar hiç fark etmemiştim.Sizde mesleğinizden bahsetmeyince bozmak istemedim İstemsizce güldüm elimi uzattim: -Dejavu !!!! bende Hasret Teksoy ,Deniz hocam sınıf öğretmeniyim. Gülüştük ve Deniz beyin yol göstermesiyle okula yöneldik.Ögretmenler odasına geçtiğimiz de Deniz bey dolapları vs gösterip izin istedi ve odasına geçti.Ben biraz erken gelmiştim.Çıkip sınıfları dolaşmak istedim. Okul binası yenilenmisti. Eski binada depo olarak kullanılıyordu. O tarafa baktığımda bir kalabalik gördüm.Cocuklar telaşla oraya toplanıyordu. Koşarak oraya gittim.Bi tane çocuk kanlar içinde yerde yatıyordu. -Ne oldu arkadasiniza dedim. Ayağı takılıp düşmüş kafası kanıyordu adın ne senin dedim ağlayarak Emir dedi. Bilinci yerindeydi. Kaldırıp revire götürmek istedim ama ne mümkün bizimki tosuncuk. Kaldiramayinca çocuklar gülüştü. Çocuklardan birisi hocam yardım çağırayım diye gitti.İki dakika sonra ayak sesleri duydum. Koşarak birileri geliyordu. -Emir iyisin değil mi Emir korkutmasana beni!! Hocamm dedi herkes. -Çekilin bakayim ,dedi o tanıdık ses. Arkama bakamadim. Korktum ama Emir de yarı baygın olduğu için birakamadim. Aynı ses tekrar: -Hocam bı müsade eder misiniz dedi. Benden cevap alamayınca: Açılın çocuklar,Emir evladım iyi misin? Hocam ben alayım isterseniz Emir'i ,deyip bana baktı.Gözgöze geldik. -HASRET dedi, Yusuf.... |
0% |