@nurkedisi03
|
Yusuf la Yasemin ayrılmadan önce Yusuf gidip önce Kemal hocayla konuşmuş öncekiler gibi Yasemin kendine zarar vermesin diye önlemler almasını söylemişti.Kemal bey Yusuf'un mutlu olmadığını biliyordu ama ayrılmadığı içinde bir şey demiyoru.Yasemin'i istifa ettirip yurtdışına gönderecekti.Yusuf Yasemin le ayrılınca Yasemin ortalığı yıkmıştı.Ama babası Kemal bey sakinleştirmişti.Yasemin'i babasına emanet eden Yusuf gönül rahatlığıyla Hasret'e gelebilirdi.Ama öğrendi ki Hasret İzmir'e gitmişti.Kafasında o kadar kurmuştu ki Hasret gelince direk sormuş gene kalbini kırmıştı.
Deniz Gülce'nin yanından ayrıldıktan sonra sinirini atamamıştı.Ormanlık alana gidip avazı çıktığı kadar bağırıp deşarj olduktan sonra toparlanıp kasabaya geçti.Hasret'e olanı biteni anlattı.Bizi bi daha yan yana getirme kuzen dedi.Hasret te bir süre uzak durmaları en iyisi diye düşümndü.Gülce Deniz'in kırılan telefonu için yeni bir telefon alıp kasabaya geldi.Deniz'in evinin önünde bekledi.Deniz telefonu görünce kabul etmedi.Gülce ısrar etsede yeni bir tane aldığını söyleyip işini bahane edip gitti.Gülce ile konuşmak istemiyordu.Gülce gene de telefonu hediye paketiyle birlikte Hasret'e verip gitti.Deniz sonradan geldiğinde geri çevirmedi aldı ama kullanmayacaktı.
Hasret ve Deniz sevgili numarası yapmaya devam ettiler.Yusuf'la Hasret iş dışında konuşlmuyor selam bile vermiyorlardı birbirlerine.Ama Deniz konuşsunlar istiyordu.O yüzden Yusuf la konuştu.Sevgili olmadıklarını söyledi.Yusuf neden bu kadar samimi olduklarını sorduğunda kuzeni olduğunu söyleyemedi ilerde öğrenirsin ama Hasret seni unutamıyor ne yap et gönlünü al dedi.O günden sonra Yusuf Hasret'e selam vermeye gülümseyerek konuşmaya başladı.Eski Yusuf olduğunu değişmediğini göstermek istiyordu acelesi yoktu herşey yavaş yavaş olacaktı. 23 Mayıs gelmişti Deniz yemek planladım diye Hasret'i alıp ilçeye gitti.Hasret le Yusuf'u masada baş başa koyup işine koyuldu.Gülce'nin doğum günüydü bugün.Ona bir hediye aldı ve Gülce'nin ona aldığı telefonu alıp pastaneye gitti.Ortalıkta Gülce yoktu işine geldi Deniz'in kasaya hediyesini bırakıp tam çıkacakken Gülce ile çarpıştılar.
-Nereye ,bana görünmeden kaçıyordun demek ki.
-Ahh benim kolum acıdı bu sefer be napıyosuz Gülce hanım.
-Seni bekliyordum.Hasret bişey göndereckti.
-Gönderdi kasay bıraktım.
-İyi ama bana selam vermeden nereye.
-Rahatsız etmeyeyim dedi.
-Ettin artık hadi otur bişeyler içelim
-Yok ben rahtsızlık vermeyeyim Gülce hanım.
-Bu elimdeki ne biliyo musun
-Merdane
-Bu merdaneyi kafana yemek istmiyosan otur şuraya.
Deniz içten içe gülsede Hasbinallah çekerek masaya oturdu.Gülce kasadan paketleri alıp getirdi.Hasret köyden süt ve yumurta göndermişti.Hediye paketini görünce:
-Canım arkadaşım bide yok süt yok yumurta diyo biliyodum doğum günümü unutmadığını,deyip Deniz'in aldığı hediye paketini açtı.En üstten telefon kutusu üzerinde hala Gülce'nin notuyla çıkınca hediyenin Deniz'den olduğunu anladı,telefonun kutusuna bir nor daha eklenmişti:
''Gerçekten ihtiyacım yok teşekkür ederim '' yazıyordu.
Paketi açmaya devam etti.İçinden bembeyaz bir ayıcık ellerinde bir kutu vardı.Kutudan şekerlemeler ve bi not kağıdı çıktı.
''Biliyorum sana karışmamalıydım ama dayanamadım bi daha karışmam ama seni görünce selamlaşmamak çok kötü özür dilerim en azından selamlaşacak kadar hukukumuz olsun eğer özrümü kabul edersen öbür kutuyu aç''
Ve kutudan bi paket daha çıktı pakette çiçeklerle çikolatalar karışık süslenmiş bir çiçek paketi çıktı.Üzerindeki notta:
''Doğum günün kutlu olsun güzellik'',yazıyordu.
Gözleri dolan Gülce Deniz'e dönüp:
-Teşekkür ederim biliyo musun doğum günümü hatırlayan tek kişi sensin.Çok mutlu oldum
-Sevindim mutlu olmanıza Gülce hanım
-Bunca güzel hediyeye bu ince fikre rağmen hala hanım mı?
-Ben boyumun ölçüsünü aldım Gülce hanım bu resmiyeti bozmam ama kuzenimin en yakın arkadaşınız ve o kadar hukukumuz var benim yüzümden bozulsun istemedim sakinlemeyi bekledim sadece
-Beni mahçup ettin
-Neden
-Ben suçluydum benim özür dilemem gerekiyodu ama sen özür diledin.
-Sizin suçunuz yok ki haklıydınız siz
-Ne hakkı Deniz haklı falan değildi,birden ağlamaya başladı Gülce Deniz ne yapacağını şaşırdı.
-Neden ağlıyorsunuz Gülce Hanım.
-Ben sana bişey olacak diye korktum odan bağırdım,bağırmamalıydım seni kırdım hem sen bana yardım etmiştin bide benden laf işittin.Çekip gittin ben meraktan öldüm burada.
-Gördüğün gibi bişeyim yok
-Şimdi yok ama o gün yanında olmak isterdim.
-Geçmiş geçmişte kaldı neden ağlıyosun lütfen üzülüyorum.
-Ben gene üzüyorum demi seni
-Sen iyi misin ne bu duygusallık
-Ben bugün abimle atıştım da duygusalım bide benim yapmam gerekenleri sen bana yapıp özür dileyince bi duygusallaştım.
-Tam al şu peçeteyi çok çirkinsin ağlarken al al
-Ayy sensin çirkin ver
İkiside gülüştüler.Gülce izin isteyip bi elini yüzünü yıkayıp geldi.O sırada Deniz raflardan bi tane minik pasta alıp bi tane de mum yakmış Gülceyi bekliyordu.Gülce gördüğüyle minik bir şok geçirdi.İyi ki doğdun diye şarkı söyleyip Gülce'ye yaklaşıyordu Deniz.İki kişilik bu büyük doğum günü Gülce'yi çok mutlu etmişti.
-Ben dışımdan dilek tutmak istiyorum
-Olur tutabilirsin.
-Bu adam bana bi daha hiö siz demesin,deyip mumu üfledi.
Deniz şaşırsada tebessüm edip :
-En kısa sürede dileğin kabul olur inşallah
-Oldu bile
Gülüşüp pastayı ortaya koyup yemeye başladılar o sırada slow bir şarkı çıkınca Gülce Deniz'e elini uzattı:
-Benimle dans eder misiniz beyefendi.
-Ederim tabi ki
Birlikte dans ettiler müzik bitmesine rağmen ikisi ayrılmamıştı.Müziğin bittiğin farkında değillerdi.Kapıdan Hasret ile Yusuf gelmişlerdi.İkisi birden alkışlayınca korkup birbirinden ayrıldılar.
-Neyi kutluyoruz hayırdır.
-Arkadaşımın benim doğum günümü unutuşunu kutluyoruz canım
-Bugün 23 mayıs mı
-Evet
-Ayyy gülce anneannem geldi gitti ara tatil koşturmaca derken valla unutmuşum çok özür dilerim.
-Ama görüyoryum ki unutmayanlar var.
-Evett canın kalsın
-Pastayı mumu beleşe bulunca kutlayayım dedim
Hepsi gülüşüp kalan pastadan yiyip geldikleri gibi kasabaya dönmüşlerdi.Hasret le Yusuf konuşup anlaşmışlardı.Kimse kimseyi dinlemeden yargılamayacaktı.Sevgili değillerdi ama birbirlerine fırsat tanıyacaklardı.Hasret Deniz'in kuzeni olduğunu hala söylememişti.Deniz eve geçince telefonuna bir mesaj geldi.
-Üzerine o kadar numara mı yazdım el insaf be insan bir kere mesaj atar numaranı Özgürden istemek gibi bir salaklık yaptım iki saattir dalga geçiyo
-Sana kırgındım ne yapayım
-İyi barıştık mkı
-Barıştık
-Ama ben özür dilemedim ki sen özür diledin.
-Olsun barıştık
-Ben senin istediğin gibi barışmak istemiyorum
-Nasıl barışmak istiyorsun
-Ben eşeklik ettim özür dilerim sebebini açıkladım ama senden gerçekten layıkıyla özür dilemek istiyorum.Seni bir gün evime yemeğe davet etsem emek verip hazırlamak istiyorum
-Korkmalı mıyım
-Neden
-Beni zehirlemek için bir plan olabilir mi
-Bak çocuk sinirlerimi zıplatma benim o davete sıpa gibi geleceksin
-Seve seve gelirim
-Gerçekten sever misin
Gülce attığı mesajın anlamını fark edince hemen sildi.
-Gördüm ki geç kaldın silmekte
-Hadi ordan görsen cevap verirdin.
-Evet
-Ne evet
-Sorunun cevabı evet
-İyi geceler
-İyi geceler güzellik.
Deniz ve Gülce ufaktanda olsa bir yola girmişlerdi.Herkes mutlu şekilde uyku geçmişti.Sabah olacaklardan habersiz.
Hasret sabah kapının çalınmasıyla uyandı.Kimse zile basmıyor kapıyı çalıyordu.O yüzden aşağıya gidip kapıyı açtı arkasını dönük bir adam vardı .
-Buyrun kime bakmıştınız.
-Hasret.
----------------------------------------------------------------------------------------------
Yavaş yavaş Finale... |
0% |