Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@nurkedisi03

Aşağıdaki yıldızımızı parlatirsaniz çok çok sevineceğim

🌼🌼🌼

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

 

Yusuf Hasret'in bu yürekler okşan sesini sükunetle dinledikten sonra yeni uyanmış gibi gözlerini kamaştırdı. -Günaydın Hasret.

-Günaydın Yusuf, hadi giyin ben seni bekleyeceğim.

Yusuf tamam anlamında başını salladı.Hasreti odadan çıkmıştı. Yusuf da içinden " Ben seni ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim deniz gözlüm " dedi.

Hasret ve Yusuf yol boyu susmuş yaşadıklarını düşünüyorlardı.Okula geldiklerinde Yasemin onları karşılamadı.Hasret onu merak etti okulda onu aramaya başladı.

Hasret çalılıkların arasında Yasemin'i ağlarken buldu. Onun yanına gidip sorunun ne olduğunu sordu. Hasret bu konuşmadan sonra çok şaşırdı. Yasemin Gasret'in yanından ayrıldıktan sonra çok mutluydu. O sırada Yusuf donakalmış olan Hasretin yanına geldi.

 

- Hasret ne yapıyorsun burada ? Ne oldu söylesene? -Yusuf ben de senin yanına gelecektim seninle konuşmam lazım .

-Ne oldu ki Hasret ne var beni korkutuyorsun.

-Yok yok korkma kötü bir şey değil hatta güzel bir duygu.

- Niyeymiş o söylesene.

Hasret bir anda daldı ve konuşmaya devam etti.

- Mecnun'u var etti,Ferhat'a dağları deldirdi, Kerem'i yaktı kül eyledi,dedi. Ve iç çekti

Yusuf "Aşk"diye zıpladı.

-Evet aşk. O sana aşık Yusuf .

Yusuf şaşırmıştı evet birisi ona aşıktı ama o Hasret değildi.Kimdi?

- Aşık mı? O kim Hasret ?

- Yasemin sana aşıkmış.

 

İkisi de dakikalarca susmuştu en sonunda Hasret :

-Yusuf o çok üzülmüş daha fazla üzülmesini istemem onunla sevgili olur musun?

- Hasret ama ben onu sevmiyorum ki nasıl olacak.

- Lütfen Yusuf benim hatırım için ona teklif et onun üzülmesi beni de üzer ağlamaktan yüzü gözü şişmiş o kadar kötü ki görsen dayanamazdin. Senin yüzünden birinin üzülüyor olması düşüncesi bile kötü. Teklif et Yasemin çok iyi bir kız kalbi yumuşacık seni mutlaka mutlu edecektir. Sende onu seversin eminim. Siz çok güzel çift olursunuz.

Yusuf yine sustu biraz düşündükten sonra:

- Tamam Hasret senin hatrın için konuşacağım.

- Sağ ol Yusuf çok teşekkür ederim, dedi. Bunları söylerken kalbi cayır cayır yanıyordu ağlamamak için kendini zor tuttu Hasret. Yusuf'un midesine bir ağrı saplanmıştı. Hasret'e belli etmemek için çok uğraştı. Yusuf daha fazla dayanamayıp Hasrete sarıldı.Hasret te ona sarıldı ta ki okul çıkış saati gelene kadar saatlerce öyle durdular.

Yusuf Yasemin'le şimdi konuşsan iyi olur hadi git .

Yusuf isteksiz bir şekilde "Tamam" , dedi. Ondan ayrılmak istemiyordu ama sımsıkı sarılmış olduğu o sımsıcak beden kendisinden ayrildi. Buz gibi bir bedene döndü ve Yasemin'i bulmaya gitti.

Hasret orada kala kalmıştı neredeyse 6 saattir kendini tutuyordu ağlamamak için Yusuf'a sarılarak geçmiş olan 4-5 saat dünyanın en güzel şeyiydi ama insanın ağlamasını bastırması çok zordu. Hasret çantasını aldı ve okulun kapısına doğru yürüdü.

Yusuf'un midesindeki acı gitgide kötüleşiyordu. Sanki Hasret'e gidip "Ben onu değil seni istiyorum seni seviyorum!" diye bir haykırıverseydi o sancı da hüzün de gidiverecekti. O sırada Yasemin geldi.

-Yasemin bakar mısın ?

- Evet Yusuf bir şey mi vardı ?

- Seninle biraz konuşalım mı?

- Ne hakkında?

- Dökülen gözyaşları varmış onları tebessümlere dönüştürmek için , dedi gülümsemeye çalışarak

- Tamam konuşalım ,dedi gülümseyerek.

Okulun biraz ilerisindeki parka gidip salıncaklara oturdular . Yusuf konuşmak istemiyordu ama mecburdu.

- Hasret olanları anlatmış galiba?

- Evet.

- Peki ne düşünüyorsun ?

- Beni seven birisi benim için değerlidir sen de öylesin.

- Yani sen de benden hoşlanıyorsun.

Yusuf salıncakta yere bakarken birden gözünü Yasemin'e dikti. Şaşırmıştı.

- Hayır ben öyle bir şey söylemedim bana değer verene ben de değer veririm dedim sadece.

- Yani beni seveceksin.

- En azından çabalayacağım.

Yasemin yüzsüzlüğünü gösterip koşar adımlarla Yusuf'un yanına gelip onun sağ yanağından öptü.

- Yarın görüşürüz aşkım geç oldu, dedi ve eve gitti .

Yusuf bu hızlı girişe şaşırmış kalmıştı. Gün batana kadar öylece durdu düşündükçe çıldıracak gibi oluyordu. Gece karanlığı bastırana kadar her ne kadar erkekliğe yakışmaz deselerde Yusuf ağlamıştı.

 

Hasret de okuldan çıkar çıkmaz sokaklarda boş boş gezindi nerelere gittiğini ne yaptığını neler gördüğünü hatırlamıyor sadece ağlıyor ve yol boyu yürüyordu. O sırada etrafına bakındı. Bakımsızlıktan çok çirkin görünen bir ev, evin bahçesinde o ceviz ağacı! Burası Hasret'e hiç de yabancı gelmemişti. Hele de bahçede koca ceviz ağacı hiç mi hiç yabancı gelmemişti. Burası Hasret'in eviydi. O ağacı Hasret ve babası annesi Sevda hanım için büyütmüştü. Ama Hasret korkularını yenip te bir türlü bu eve gelemeyince o ağaçta susuz kalmış ve kurumaya yüz tutmuş hatta çok yakından bakmayanlar icin kurmuştu bile, umut yoktu yani artik. Hasret zorla da olsa bahçe kapısından içeri girdi. O ağaca sarıldı. Birden aklına babası ile bu ağacı büyütmek için uğraştıkları ilk günler geldi.

 

Hasret :

- Neden bu ağacı annem için yetiştiriyoruz? Neden ceviz ağacı? diye, sorduğunda babasının cevabı şu olmuştu:

- Bak benim deniz gözlüm, ceviz sağlamdır bir düşme ile bir vurma ile kırılmaz ama içindeki de değerlidir kırılmadı diye çöpe atılmaz. Babası her sözünde bu ağaçtan ders almasını istiyordu. Babasının bu sözleri Hasret'e o küçücük yaşında çok anlamlı gelmişti. O sırada Hasret yerden bir ceviz buldu. Ceviz çok hafifti belli ki ağaç kurulmadan önce yere düşmüş orada çürümüştü.

 

Babasının bir başka söz aklına geldi:

- Eğer yere düşen ceviz yerden kalkmayi başarabilirse işlenir değer kazanır ama eğer bir yaprağı bahane edip altına saklanırsa çürür gider çöp olur bulununca da çöpe atılır. Sen yere düşen değil daldaki ceviz ol, eğer yere düşürülürsen yerden alınmayı bil yaprağın altına saklanmak sadece sana zarar verir güzel kızım.

 

Şimdi babasını daha da iyi anlıyordu. Onun Yusuf'a olan aşkı yeni bir ceviz tanesiydi ama Yasemin gelmiş o ceviz yere düşmüştü. Şimdi de aşk, kendini dostluk yaprağının altına gizliyordu. Hasret eve girdi her yerde babasıyla hatırası vardı. Oturdu, saatlerce ağladı. Bir ara gözüne babasının çaldığı mızıkası takıldı. Bunun eşi Sevgi hanıma çalarmış. Onu eline aldı ve öylece kalakaldı.

 

Kendini kaybetmişti. Sabahtan beri ne bir lokma yemek ne bir yudum su , sadece gözyaşı dökmüştü . Ama hiçbiri değil de Yusuf ile Yasemin onu bitirmişti. Yusuf itiraz etmemişti, hayir dememisti, içi buruktu ama bir yandanda Yasemin de üzülsün istemiyoru. Birden kendine geldi. Hava neredeyse kararıyordu. Yengesi onu mahvedecekti eve geç geldiği için. Mızıkayı da yanına alarak evden koşarak çıktı....

Loading...
0%