Sabah uyandım ve hızlıca hazırlanmaya başladım. Altıma mini bir etek üstüne crop giymiştim ve ceket almıştım. Evden hızlıca uzaklaştım ve otobüse bindim. Eğitim verilen yere geldim. Hocam kimdi daha onu bile bilmiyordum. Birden arkamdan bir ses yükseldi.

-Zekeriya

Azra hanım merhabalar ben Zekeriya size eğitim verecek hocanız.

Arkamı döndüm ve hocama bakmıştım. Çok şaşkın bir halde bana bakıyordu.

1.80 boylarında 24 yaşlarında yeşil gözlü saçları hafif dalgalı ve ona çok yakışan bir sakalı vardı. Bakışları o kadar güzeldi ki içime işlemişti adeta. Kurs yerinde olduğum için arkamdan bir öğrenci arabayla geçiyordu. Sanırım direksiyonu toplayamadı ve üzerime doğru geliyordu. Öylece kalakaldım ve Zekeriya hocam beni belimden kavrayıp kendisine çekmişti. Kokusu çok güzeldi. Teni tenime değiyordu.

-Zekeriya

İyi misiniz ?

-Azra

İ-iyiyim teşekkür ederim hocam.

Konuşmalarımız bitince eğitime geçmiştik. Bana nerde ne yapmam gerektiğini söylerken ister istemez bana yaklaşıyordu ve kokusu burnuma doluyordu. Ben birden panikleyip frene bastım. Ve tutunmak için eli bacağımın üstüne gitmişti. Sıcacık elleri tenime değiyordu. O kadar masum bakıyordu ki içim ister istemez hoş oluyordu. Elini hızlıca çekip eğitime devam ettik. Tabi ben araba kullanırken bir taraftan da heyecanım gitsin diye sohbet ediyorduk. Ses tonu çok güzeldi.

- Zekeriya

Ben sizi tanıyorum aslında.

Beni nerden tanıyacaktı ki ? Onu daha önce hiç görmemiştim.

-Azra

Pardon beni nereden tanıyorsunuz ki ?

-Zekeriya

Sizi o gün hastaneye ben götürmüştüm.

Söyledikleriyle şok olmam saniyeler sürdü. Bu Aysel Ablanın oğluydu ve şimdi burda benim ehliyet hocamdı. Şaşkınlığımı gizleyemedim bile. Hemen söze başladım.

-Azra

Gerçekten çok teşekkür ederim. O gün için.

-Zekeriya

Rica ederim kim olsa aynısını yapardı.

Eğitimim bitmişti ve eve gelmiştim. Güzel geçmişti aslında bana dokunuşları kalbimi ısıtmıştı. Ama ilk günden bu neyin nesiydi ? Neden böyle hissetmiştim ? Buğrayı tekrar aramıştım acaba nasıl olmuştu ? Telefonu yine Burak açmıştı ve buğranın iyi olduğunu ona söylemeden işi olup gittiğini söylemişti.

İyi de yaralı haliyle nereye gidecekti ?

Akşam olmuştu. Kapı öyle bir gürültülü şekilde çalıyordu ki korkmuştum. Kapıyı açtım ve karşımda Buğra duruyordu.