Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@nurshin

5 yıl önce

/14.04.2018/ Fransa

Yaklaşık yarım saattir yatağamda uzanmış saatin tik tak sesini dinliyordum.Aynı zaman da da düşüncelere dalıyor...Gözlerimin göremeyişinden mi yoksa düşündüğüm gecmişimin hüznünden mi bilinmez içim huzursuz ve bunalmış bir haldeydi.
Yetimhanede ki onsekizinci yılımı bitirmiştim bugün.
Onsekiz koca yıl ,karanlık ve kimsesizliğin verdiği acıyla gecmişti.
Yetimhane ye henüz bir yaşındayken annem tarafından bırakılmıştım. Yurt müdürümüz Mrs.Alice 'nin söylediği kadarıyla biliyordum.Annemin bıraktığını ve beni bırakırken tek bir göz yaşı bile dökmediğini.Bunları duymak sevilmediğim ,istenmediğim gerçeğini bir kez daha tokat gibi yüzüme vurmuştu.

Ben güclü ,aynı zamanda çok özel bir kızım.

Sürekli umutsuzluğa düştüğümde böyle söyleyip kendimi avuturdum.

Aslında haksız da sayılmazdım çoğu insandan farklıydım buda beni farklı özel kılmazmıydı zaten?

Hayatımdaki tek uğraş sanattı.Sanata olan merakım ,ilgim her geçen gün artıyordu. "Müzik ruhun gıdası " mottosuna hep inanmışımdır.Gercekten ruha iyi gelen nadir şeylerden di müzik. Beni huzurlu hissettiren tek şeydi.

Hafta sonları piyono kursuna gidiyordum. Piyono eşliğinde şarkı söylemek beni farklı bir evrene ışınlıyordu sanki. Huzurun ve sadece mutluluğun olduğu bir evrene.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp yatak dan dikkatlice ayağa kalktım.Ellerimle odadamdaki küçük pencereyi bulup açtığımda beni ılık rüzgar karşılamıştı.Böyle havaları hep çok sevmiştim.Keşke bir kez olsun çicekleri ,kuşları ,kelebekleri görebilseydim. Böyle havalarda hep onları hayal ederdim.
Pencereden elimi cıkartıp rüzgarın parmaklarımın arasından kayışını hissettim. Bu durum hoşuma gidiyordu hissetmek görmesemde hissederek birseyleri tanımlamak.

Rüzgarı yakalamaya devam ederken bianda elime birsey düşü vermişti. Metalik birsey olduğunu fark edip ürküp, panikle metal şeyi yere atmıştım. Oda neydi ? Gök den düştüğüne yemin edebilirdim ama nasıl? Tamda elime isabeten.

Hemen pencereyi kapatıp kendimi yatağa atmıştım.Korku ve huzursuzluk hissi sarmıştı bedenimi. Ama aynı zamanda da merak ediyordum o şeyin ne olduğunu.
Ve evet merakıma yenik düşmüştüm aramak icin kendimi yavaşca yere bıraktım ve ellerimle etrafı taramaya başladım.
Yatağın altına ,kücük sehpanın üstüne aklıma gelen her yere elimle yokladım ama yoktu. Hiçbir yerde yoktu .Bianda koybolmuştu sanki.
Koridordan ayak sesleri gelmeye başlayınca hızla ayağa kalkmıştım.

Kapı açılmıştı.

"Armoni tatlım birsey mi arıyorsun?"

gelen yurt müdürümüz Mrs.Alice di.
kısa bir nefes aldım.

"E ...evet ben metal bir eşyamı düşürdüm ve her yere baktım ama bulamıyorum,hicbir yerde yok."

Kıkırdadı.

"Ah tatlım her yere baktığından eminmisin bak yatağının üstünde duruyor işte."

Nasıl olur oraya tam beş kez elimle yokladığıma yemin edebilirdim.
Şaşkın bir yüz ifadesiyle dururken, yaklaşan ayak seslerini duymuştum.

Yanıma gelip...

"Gel boynuna takalım bu güzel kolyeyi ve bir daha asla kaybetme.Çok da güzelmiş kırmızı taşları gercekten çekiçi duruyor."diyip ellerini boynuma yaklaştırdı hissetmiştim.Ve kolyenin soğuk metalini de öyle.

Bian içim titremişti. Sanki vücudumdan bir elektirik akımı geciyordu. Ve başım dönmeye başladı.

" Ben çok teşekkür ederim Mrs.Alice hersey için ,size çok minnettarım."
diyip kendimi yatağa bıraktım.

"Lafı bile olmaz ,biraz solgun görünüyorsun dinlen hadi."diyip kapıyı kapattı.

Tuaf hissediyordum ve bu his kolye boğazıma takılınca başlamıştı.Belki de gercekten uyumam gerekiyordu. Basit bir kolyeydi bana ne gibi bir zararı dokunabilirdi ki. Tüm abartılı düşüncelerden sıyrılıp,göz kapalarımı indirdim ve kendimi zifri karanlığın ellerine bıraktım

...

Uyandığımı hissettiğimde etraf karanlık değildi ama nasıl ? Rüya mı görüyordum acaba ,ama göremiyen biri rüya görebilirmiydi?
İlk defa ışığın gözüme yanşıyışına şahit olmuştum. Şaşkındım bir o kadar da mutlu. Görebilme umuduma bir adım daha yaklaşmıştım hatta bu adımdan da öte koşuyordum. Zarzor gözlerimi tamamen açtığımda kendimi bir ormanda bulmuştum.Etraf da uzun heybetli ağaçlar vardı. Demek ağaçlar bu renkti yeşil renk. Yeniden doğmuş gibiydim. Umarım bu gördüğüm görebildiğim her neyse rüya değildir diye Tanrı' ya dua ettim.
Hâlâ şaşkındım nasıl olur da böyle bir yere gelmiş olabilir,doğuşdan görmeyen gözlerim görebilir olur aklım almıyordu.
Kolye!
Bian elim boynuma gidip kolyeyi kavradığımda kızıl olan taşları bir ateş parçası gibi ışıldıyordu.
Her ne olduysa bu kolyenin sayesinde olmuştu. Sihirli yada öyle birsey olduğu apaçık belliydi.
Peki neydi bu kolyenin olayı.Nasıl bir kolye tüm bunları bana sağlayabilirdi. Bu Tanrı' nın bana bir mükafatımıydı yoksa?
Ellerimle bacaklarımın titrediğini hissettim şaşkınlığımın yerini korku ve panik almıştı. Napcaktım ben şimdi ?
Koca orman da tek başımaydım kimse yoktu ,insanı geçtim hayvanlar dahi yoktu. Issız bir ormandaydım bağırsam sesimin yankılanacağı koca bir orman.
Bir ağacın altına oturdum ve tüm bu yaşadığım şeyleri düşündüm.Hayatım da ilk defa bu kadar büyük bir değişim hissetmiştim haliyle bunu kabullenmem zaman alacaktı.Hatta bian delirdiğimi dahi düşündüm. Görebiliyordum artık ve resmen yeniden doğmuştum.Farklı bir yerde farklı bir şekilde.
Kolye ye odaklandığımda rengi normale dönmüştü.Parlamıyordu artık.Sebebini bilmesem de korkuyordum.Şuanımın bir rüya olmasından eski hayatıma o sonsuz karanlığa tekrardan hapsolmak dan korkuyordum.
Ani bir refleksle kendime çimdik attım.
"Ahh! acıdı."evet bu iyi fikir değildi ama rüya da olmadığımın kanıtıydı.

Ayağa kalktım ve titreyen ayaklarımı ellerimle tutup sakin olmaya çalıştım sakin olmalıydım. Bu benim için çok özel birseydi. Ben imkansızı yaşıyordum. Ve keyfini sürecektim. Yılların acısını çıkarırcasına etrafı keşfedip görecek...

Ağır adımlarla ağaçların arasından gecerek ilerledim. Nereye gittiğimi bilmiyordum yada neyle karşılaşacağımı. Şuan hicbirsey bilmiyordum kendimi bile unutmuş haldeydim. Sadece anın tadını çıkaracaktım.
Ben ilerledikce arkamdaki ağaçlar kayboluyor gibiydi. Hava ılık dan biraz soğuğa kacıyordu.Rüzgar saçlarımı dağıttığında ellerim saçlarıma gitti. Saçlarım...onlar ne güzel di.

Gözlerim doldu bir damlanın yanağımdan akışını hissettim.

Kızıl dalgalı saçlarım vardı o kadar güzel görünüyordu ki gözüme. Bir ressamın bitmiş tablosuna bakar gibi aşkla bakakalmıştım.

Yürümeye devam ettiğim sırada arkamdan bir çıtırtı sesi yükseldi.
Korkudan kas katı kesilmiş arkamı dönmeye cesaret dahi edememiştim.
Zor güc arkama baktığımda ağaçlardan başka birsey görünmüyordu. Belli ki ağaçların dallarının sesiydi bu.Bu kadar korkak olduğum icin kendime kızıp yürümeye devam ettiğim sırada tekrardan bir cıtırtı sesi yankılandı .
Ama bu sefer ki daha uzun sürmüştü.

Tam arkamı döneceğim sırada ağzımı kapatan bir el hissettim.
O an bağırmak istesem de nafileydi.

Çoktan karanlığa gömülmüştüm.

------------------

Loading...
0%