@nurshin
|
5 yıl önce /14.04.2018/ Fransa Yaklaşık yarım saattir yatağamda uzanmış saatin tik tak sesini dinliyordum.Aynı zaman da da düşüncelere dalıyor...Gözlerimin göremeyişinden mi yoksa düşündüğüm gecmişimin hüznünden mi bilinmez içim huzursuz ve bunalmış bir haldeydi. Ben güclü ,aynı zamanda çok özel bir kızım. Sürekli umutsuzluğa düştüğümde böyle söyleyip kendimi avuturdum. Aslında haksız da sayılmazdım çoğu insandan farklıydım buda beni farklı özel kılmazmıydı zaten? Hayatımdaki tek uğraş sanattı.Sanata olan merakım ,ilgim her geçen gün artıyordu. "Müzik ruhun gıdası " mottosuna hep inanmışımdır.Gercekten ruha iyi gelen nadir şeylerden di müzik. Beni huzurlu hissettiren tek şeydi. Hafta sonları piyono kursuna gidiyordum. Piyono eşliğinde şarkı söylemek beni farklı bir evrene ışınlıyordu sanki. Huzurun ve sadece mutluluğun olduğu bir evrene. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp yatak dan dikkatlice ayağa kalktım.Ellerimle odadamdaki küçük pencereyi bulup açtığımda beni ılık rüzgar karşılamıştı.Böyle havaları hep çok sevmiştim.Keşke bir kez olsun çicekleri ,kuşları ,kelebekleri görebilseydim. Böyle havalarda hep onları hayal ederdim. Rüzgarı yakalamaya devam ederken bianda elime birsey düşü vermişti. Metalik birsey olduğunu fark edip ürküp, panikle metal şeyi yere atmıştım. Oda neydi ? Gök den düştüğüne yemin edebilirdim ama nasıl? Tamda elime isabeten. Hemen pencereyi kapatıp kendimi yatağa atmıştım.Korku ve huzursuzluk hissi sarmıştı bedenimi. Ama aynı zamanda da merak ediyordum o şeyin ne olduğunu. Kapı açılmıştı. "Armoni tatlım birsey mi arıyorsun?" gelen yurt müdürümüz Mrs.Alice di. "E ...evet ben metal bir eşyamı düşürdüm ve her yere baktım ama bulamıyorum,hicbir yerde yok." Kıkırdadı. "Ah tatlım her yere baktığından eminmisin bak yatağının üstünde duruyor işte." Nasıl olur oraya tam beş kez elimle yokladığıma yemin edebilirdim. Yanıma gelip... "Gel boynuna takalım bu güzel kolyeyi ve bir daha asla kaybetme.Çok da güzelmiş kırmızı taşları gercekten çekiçi duruyor."diyip ellerini boynuma yaklaştırdı hissetmiştim.Ve kolyenin soğuk metalini de öyle. Bian içim titremişti. Sanki vücudumdan bir elektirik akımı geciyordu. Ve başım dönmeye başladı. " Ben çok teşekkür ederim Mrs.Alice hersey için ,size çok minnettarım." "Lafı bile olmaz ,biraz solgun görünüyorsun dinlen hadi."diyip kapıyı kapattı. Tuaf hissediyordum ve bu his kolye boğazıma takılınca başlamıştı.Belki de gercekten uyumam gerekiyordu. Basit bir kolyeydi bana ne gibi bir zararı dokunabilirdi ki. Tüm abartılı düşüncelerden sıyrılıp,göz kapalarımı indirdim ve kendimi zifri karanlığın ellerine bıraktım ... Uyandığımı hissettiğimde etraf karanlık değildi ama nasıl ? Rüya mı görüyordum acaba ,ama göremiyen biri rüya görebilirmiydi? Ayağa kalktım ve titreyen ayaklarımı ellerimle tutup sakin olmaya çalıştım sakin olmalıydım. Bu benim için çok özel birseydi. Ben imkansızı yaşıyordum. Ve keyfini sürecektim. Yılların acısını çıkarırcasına etrafı keşfedip görecek... Ağır adımlarla ağaçların arasından gecerek ilerledim. Nereye gittiğimi bilmiyordum yada neyle karşılaşacağımı. Şuan hicbirsey bilmiyordum kendimi bile unutmuş haldeydim. Sadece anın tadını çıkaracaktım. Gözlerim doldu bir damlanın yanağımdan akışını hissettim. Kızıl dalgalı saçlarım vardı o kadar güzel görünüyordu ki gözüme. Bir ressamın bitmiş tablosuna bakar gibi aşkla bakakalmıştım. Yürümeye devam ettiğim sırada arkamdan bir çıtırtı sesi yükseldi. Tam arkamı döneceğim sırada ağzımı kapatan bir el hissettim. Çoktan karanlığa gömülmüştüm. ------------------ |
0% |