Seni anlatmak seni yazmak için
Bir beyaz sayfaya.
Yedi okyanusun suyundan, mürekkep yaptım.
Yedi kıtanın ağaçlarından da kalem.
Yetmedi.
Dünyanın tüm mekteplerinden,
Diploma istediler, onu da aldım.
Ya ben de bir eksik vardı
Ya da sen de bir fazlalık.
Yine de aciz kaldım
Anlatamadım seni kendime.
Sesini duysaydı, Manavgat akamazdı.
Bülbüler şakımazdı.
Seni görseydi, Akdeniz'in suları çekilirdi.
Güller açamazdı.
İnci'nin şelalesi var gülüşünde
Ceylanlar yol verir yürüyüşünde
Benim gözümde
Sözlerin huzur çeşmesi
Gözlerin ilham pınarı
Dudağın balkovanı
Bakışımda ipeklerin saflığı
Dokunuşunda, kadifenin yumuşaklığı var.
Buz olsam veririm
Ateş olsan sönerim karşında.
Tabiat şaha kalkmış sende
Sülün bakışlarının arasında, leylakları açar.
Güzellikler seni mesken tutmuş
Sen de onları.
Gözlerinden hüzünlü yaş akmasın
Bulutlar ağlaşır, ağlarsan sende
İkinci Nuh tufanı Sarar bütün alemi.
Sabahları çayında şeker,
Simidim de susamsın.
Gün batarken var ya,
O müthiş manzaramsın.
Güneşin batışı, uykuya dalaşındandır.
Güneşin doğuşu, senin uyanışındandır.
Hasta oldum yatağa düştüm
Reçeteme ilaç diye seni yazdılar
Üşürsem seni düşünür ısınırım
Yolumu şaşırır da kaybolursam,
İsmin dudağımda, pusulam oluverir.
Gönlümden geçersin,
Hiçbir boyut tanımadan.
Zaman sen de Duruverir.
Seni gidi yandan yırtmaçlı seni
Sen neymişsin be!
Günlerin, ayların hatta
Mevsimlerin adını değiştirdim de,
Saatler bile,
Ya sana sen var.
Ya da sana sen geçiyor oldu.
Küçük tepeler bana dağlaşsın
Bulutlar sana ağlaşsın,
Değil mi bu hüzün.
Ey ciğerimin köşesi,
Ey huzurun vuslat kapısı
Ardından gözlerim
Bir hüzün çeşmesi mi olsun?
Gel aşkın içinde mubetleşmeden
Buz kessin hasretin, gözümde donsun.
Şu Mecnun kalbimin, Leylasısın sen
Aldığımız her nefes, bir ömür olsun.....
Olsun be gözüm, sen ne istiyorsan öyle olsun olsun,