Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@nvuusa

Genç arkadaşlarının yanına gitti. Masada sadece Kai vardı. Diğerleri dansa gitmişti. "Nerdeydin Junju."

 

Ne diyecekti ona şimdi? Bu kadar uzun süre lavaboda olduğunu söyleyemezdi. Kimse buna inanmazdı. Şuan bu konuyu konuşmanın yeri de değildi.

 

"Düştüm evet düştüm." Arkadaşı korkulu gözlerle ona baktı. "İyisin ama değil mi?" İyiyim derse yürüyüşünden bir şeyleri anlayacaktı. Bundan emindir.

 

"Bacağım biraz kötü sadece." Bu şimdilik iyi idare ederdi. Ne kadar gitmeyi ısrar etse de genç eğlencelerini bölmek istemiyordu. Bunu yapmaya hakkı yoktu.

 

Gelen alkollerden bir kaç kadehi kafasına dikti. Bugüne gerçekten ihtiyacı varmış. Kafasından uzakta bir güne.

 

Müdür küçük bir anos için mikrofonu aldı. Konuşmaya başladı. Sıradan bir konuşmanın ardından bugünlük bitirdi eğlenceyi.

 

Toplaşıp sahnedeki eşyalarını aldılar. Herkesten sonra çıkmışlardı maalesef ki. "Bugün gerçekten harikaydık." Öylelerdi hemde çok. Genç sonunda evine geldi. Kendini yatağa attı. Hemen uykuya dalmıştı bile.

 

Kafasındaki yoğun ağrı ile uyandı. Biraz daha ağrırsa sanırım kafası cidden patlayacaktı. Her zaman böyle olurdu ama hiç alışamadı. Yataktan yuvarlanıp ilaçlardan birini içti. Kendine gelmek için hızlıca duşa girdi. Geç kalmak istemiyordu okula.

 

Duş biraz da olsa iyi gelmişti. Hızlıca saçını kuruttu biraz daha oyalansa geç kalacaktı. Hızlıca üstünü giyip okula gitti. Bugün sınav sonuçları açıklanacaktı. Çok gergindi avuçları terlemeye başlamıştı.

 

Okulun büyük alanındaki duyuru için kullanılan ekrana baktı. Sadece derse kalan süreyi gösteriyordu. Hızlıca sınıfa çıktı. Arkadaşı yoktu. Telefonunu açıp kontrol etti. Aramamış yada mesaj bırakmamıştı.

 

"Taehyun sana bir şey söyledi mi?"

"Kim ne söyleyecekti ki bana?" Ben sanırım ileri düzey salağım çaktırmayın. "Kai gelmemiş bana-"

 

Sınıfa dalan bir Kai "İşte bu geç kalmadım!!" "Lan bücür insan bir yazar arar." "He sonra da geç kalayım."

 

Bu çocuk dünyanın sonu sanıyordu sanırım bir yere geç kalmayı. Her neyse ders başlıyor.

 

 

Günün öğle saatine gelmiştik bile ve sonuçlar hâlâ açıklanmamıştı. Bizde direk yemek yemek için kafeterya bölümüne gittik.

 

"Sonuçların açıklanması gerekmiyor mu şimdiye kadar?" İlk defa bunu Taehyun yerine ben sormuştum. Ya bir terslik vardı ya da bir şey olmuştu şu zamana kadar açıklamaları gerekirdi.

 

Mikrofondan anos yapılmıştı sonunda. Neredeyse herkes kalkıp büyük alanda toplandı. Sonuçlar açıklanmıştı.

 

"Ben dedim işte yine ilk sıradayım diye." İlk 6ya girmiştim bile. Hep ilk 20 de ya varım ya da yoktum. Bu sefer ilk 6 içindeydim. Kai hemen 2 sıra üstümdeydi. Gyu ilk 20 ve 2. Sırada o vardı. Soobin.

 

"Junju yaptın işte!!" Evet ben yapmıştım. Ben yapmıştım. "Bugün bendeniz o zaman." Bugün İron Man 3 vardı onu izlemiş olurduk hemde iyi denk gelmişti. Gidip yemek yemeye devam ettik.

 

"Ben gidip onunla konuşacam." Soobin ile konuşmam gerekiyordu. Dünden sonra bunu yapmam gerekiyordu. "Seslenmen yeter hemen geliriz."

"Tamam Tae."

 

Gidip karşısına oturdum. Mutlu olmuş gibi baktı bana. Kelimeleri son kez oturturken konuşmaya başladım.

 

"Çok vaktini almayacağım sadece birkaç şey söyleyeceğim." "Merak etme 2yıl 3 ayım var." Bu neydi şimdi ya 2 yıl 3 ay ne? Her neyse yine mallığım tuttu kesin.

 

"Dün olanlar yaşanmaması gereken bir şey ama yaşandı o yüzden unut-":"O güzel inlemelerini nasıl unutayım ki."

Şeytan diyor ki git ağzını burnunu kır bunun. 'Sakin Yeon.'

 

"Dediğim gibi unut hep yaptığın gibi."

"Ben hiçbir şeyi unutmadım unutmam da. Sende kendini unutmaya zorlama istesen de-" "Ben çoktan unuttum Soobin."

 

Buna ne derseniz diyin unuttum ben. O kadar boşuna çabalamadım. Hepsini unuttum.

 

"O yüzden mi şifreni hâlâ değiştirmedin yada telefonunun şifresi niye hâlâ doğum tarihim? Yada şu güzel ağzına söylediğim-" "Sus seni pislik."

 

Onlar hatırlaması kolay diye değiştirmediğim şeylerdi. Öyleydi evet şu pisliği keşke şuan dövebilseydim. Sakin kalacaktım bunu yapabilirim.

 

"Evime mi girdin yine?" "Evet aklın yerinde değildi ne kadar inkar etsende öyle." Bu bir gerekçe değildi. Haddini aşıyordun Soobin.

 

"Seni tanıyorum ben Yeonjun." Yanlış tanıyordu. Hiçbir şey bilmiyordu. Birbirini tanıyan insanlar bildikleri halde hata yapmazlardı.

 

"Tanıyor musun? Tanımıyorsun başkasından duyduğun absürt şeyler ile birini tanıyamazsın. Bir insanı 1 yılda tamıyamazsın!"

 

"Yanılıyorsun Yeon." Yanılıyor muydum? Üzgünüm ama o taş kafama bunu geçiremezdiniz. Bunu bir kere sokmuştu bana.

 

"Hayır sen hiçbir şey bilmiyorsun. Benim seni rüyalarımda yaşattığımı yemek bile yiyemediğimi, tüm heveslerimin nasıl yerle bir olduğunu asla bilemezsin. Birine sarılmadan uyuyamadığımı, sen çok rahat bir şekilde yaşarken ben nefes bile alamadığımı bilmiyor muydun? Bu da benim aptallığım işte."

 

Her şeyi hatırlamak bazen delirme boyutuna bile gidiyor şu siktiğim aklımdan bir türlü çıkamamak beni delirtiyordu. Onu normalleştirmek bunu yapamazdım ben.

 

"Keşke hiç karşıma çıkmasaydın." Tamda yerinde Kai gelmişti. Kalkıp müzik odasına geçtik. Kimse tek kelime etmiyordu. Bu sessizliği Jay bozdu.

 

"Tamam gençler hadi bir şeyler çalalım." Hiç hevesim bile yoktu. Elime rastgele bir beste aldım. "Şu besteyi düzelteyim ben siz başlayın."

 

Bu bir bahaneydi tabiki. Öylece boş boş kağıda baktım. Biraz sonra zaten ders başlayacaktı.

 

"Sen iyi misin Yeonjun." İyiydim evet harikaydım. "İyiyim Taehyun." Zil çoktan çalmıştı. Kurtuluşun sesi.

 

 

Bir düzine ödev ile eve yollandık. Son sınıfların fotoğraf çekimleri bölünmesin diye bizi erken bıraktılar. Telefonum çalıyordu ama kalkmaya o kadar çok üşendim ki.

 

En sonunda kalkıp açtım. Arayan Taehyun'du daha bir saat önce birlikteydik. Telefon kapanmadan açsam iyi olacaktı.

 

"Efendim Taehyun?" Yaklaşık abartısız bir saat ödevlere sövmüştü. Bu kadar ödev fazlaydı cidden robot muyum biz.

 

"Sana bir gerçek söyleyeyim eğer şuan sövmek yerine devam etseydin biterdi."

"Oha benim niye aklıma gelmedi çok iyi moral veriyorsun." "Git aşkını ara o zaman." "Ne aşkı ya Yeonjun." "Sen ve Kai diyorum." Yani yakışmıyor değillerdi. Kai bir şey istese Taehyun hemen yapardı.

 

"Tamam tamam sustum." Biraz daha dalga geçip konuşmayı sonlandırdık. Geç oluyordu ama ödevleri yapmaya başladım. Kısa süre sonra hem ödevler bitmişti hemde gidip açık bir marketten yenilecek atıştırmalıklar aldım.

 

Benim ile birlikte Kai ve Jay gelmişti bile. Birazdan film başlayacaktı zaten. Hep birlikte eve geçtik. Atıştırmalıkları tabakladığımız sırada Taehyun, Beomgyu ve Soobin kapıda belirmişti.

 

Kapıyı açtığım gibi Beomgyu sözü aldı.

"Biliyorum onu burada istemiyorsun ama ikinizde benim arkadaşımsınız bu günlük kabul et lütfen."

 

Ne diyecektim ki olay çıksın istemiyordum. Kapıdan içeridekilere bağırdım. "Soobin gelmiş ne yapayım?"

 

Jay gür sesi bağırmasa bile buraya kadar geliyordu. "Eli kolu rahat duracaksa gelsin olay istemiyoruz."

 

İçeriye almıştım. Film başlamıştı. Ne kadar eski de olsa Iron Man hep sürükleyiciydi.

 

2 saatin sonunda cidden soluksuz bir şekilde izlemiştik. Arada sırada Kai ve Gyu kalkıp taklit yapıyordu ama hiçbirini beceremiyorlardı. Güldüğümüzde ise bize trip atıyorlardı.

 

Hepsini evden postaladıktan sonra -bundan zevk almıştım- salonu ve mutfağı toplayıp odama çıktım.

 

Gerçekten de rahat durmuştu. En köşeye geçip filmi izlemişti ve arada çocukların saçma hareketlerine gülmüştü. Sonrası karanlık.

 

 

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

 

Final geliyor artık sarmıyor yazasım yok.

 

 

Loading...
0%