(Geçmişe Dönüş)

​​Bir ilkbahar akşamı yağmurlu bir gecede gözlerinin içine bakıp dudaklarına gömüldüm. Tutkuyla öpüştük. Dudakları çok yumuşaktı çok tarif edilemez bir histi. Belinden tutup biraz daha yaklaştırdım öpmeye devam ettim sadece öptüm o yağan yağmura aldırış etmeden.

"Hey Soobin bu havada niye çağırdın? Hasta olucaz."

Tek bir kelime dahi etmedi. Öylece yüzüme bakıyordu. Sadece bakıyordu.

"Soobin iyi misin? Tanrı aşkına şemsiyenin altına gel." "Seni seviyorum Yeon."

"He." Gayet iyi duymuştum o da bunun farkındaydı aslında bende farkındaydım. Dur o zaman niye böyle bir tepki verdim. Of lanet olsun."A şey bende seni seviyorum Soobin ama hasta olacağız ikimizde."

Aslında dediklerimi dinliyor mu hiç emin değilim. Tek kelime bile etmedi. Sanki düşünüyor gibiydi ama çok derin. Aynı zamanda bende olanları idrak etmeye çalışıyordum. O konuşana kadar.

"Hayır Yeon ben seni seviyorum. Bunu düşünüyorum birkaç gündür. Sen beni çok farklı hissettiriyorsun. Senin yanında kendim oluyorum. Bana ne oldu bilmiyorum ama seninle konuşurken düşünmeden edemiyorum. O yüzden bu havada burdayız sanırım kelimeleri buldum Yeon. Seni seviyorum. Ben sana mecburum Yeon. Biliyorum bundan sonra bana eskisi gibi bakmayacaksın ama seni saatlerce öpmek, dokunmak istiyorum. Bir başkasını yanında görünce ben çıldırıyorum Yeo-"

Tamam evet bana küfredeceksiniz ama kendime hakim olamadan dudaklarını öpmeye başladım. Şemsiye elimden düştü. İkimizde yağmurda ıslanmaya devam ettik. Hiçbir şey umrumuzda değildi. Sadece öpüşüyorduk ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyorduk.

•

Genç bir kabustan uyanmıştı. Yine aynı şeyler yine aynı görüntüler yine aynı son. Umutsuzca koşuyordu. Bir çıkış arıyordu. Kapıları açılıyor bu karanlık ve bitmeyen yerden çıkmak istiyordu. Gelen ürkütücü seslerden kaçmak. Aydınlığa aymak istiyordu. Uyanmak istiyordu.

Alarmın sesi. Çoğu insan bu sesten nefret eder. Susmasını ister ama bu ses gençin tek kurtuluş yoluydu. Yine terler içinde uyanmıştı. Nefes nefese kalmış sanki gerçekten saatlerce koşmuş, düşmüş ve sendelemişti.

Kalkıp kısa bir duş alıp yavaşça aşağı indi. Kısa bir kahvaltı yine midesi hiçbir şey istememiş ne kadar kendini zorlasa da hiçbir şey yiyememişti ve okul yolu.

"Günaydın Jjun geç kalmadın bugün hayret."

"Çünkü aramam gereken bir proje yoktu Bücür." "Ben. Bücür. Değilim." "Öylesin ve ders başlıyor bücür."

•

Kapı kutudan yaralarımız vardır. Tekrar kanamaması için uğraştığımız. Yeniden kanayacak diye korktuğumuz. Çabalarımızın aslında bir hiç olacağından korktuğumuz yaralar.

Genç çocuğun içinde bir his vardı. Garipti. Sanki kötü bir şey olacak gibi. Yaralarını zedeleyecek bir şey gibi. Ne oluyor sana niye böylesin? Her zaman tetikte. Kendini kandıran bir genç. Unutamayan genç. Yine düşüncelere kaptırmıştı kendini ta ki genç arkadaşı onu dürtene kadar.

"Jjun heyy kalk yürü hava alalım." "Cam kenarındayız Kai hava geliyor zaten." "Tamam Jjun üz beni tamam sen sevme beni."

Genç, arkadaşını kırmayıp merdivenlere doğru yöneldi. Ayakları gitmemek için direniyordu ama merdivenleri teker teker iniyordu. Ta ki yıllar önce onu bu hâle getiren kişiyi görene kadar. Olduğu yerde kala kaldı. Asla kapanmayacak yaralar hediye eden kişi tam şu anda karşısında duruyordu. Buz gibi kesildi. Gözünden bir damla göz yaşı aktı. Ağzından sadece şu iki söz çıktı.

"Choi Soobin..."

Genç adam ne yapacağını bilemedi. Bedeninde sadece hayal kırıklığı ve öfke vardı. Sevgi, aşk, özlem yoktu sadece öfke ve hayal kırıklığı. Tam şimdi onu içi rahatlayana kadar yumruklamak istiyordu.

Neden şimdi geldi? Niye geri döndü? Amacın ne Choi Soobin?

Genç öylece önünde duran bedene bakıyordu. Arkadaşı ona sesleniyordu ama o hiç tepki vermiyordu.

"Junju iyi misin? Bana bak Hyung? Hey! İlaçlarını getireyim mi?"

Genç hiçbir soruya cevap vermedi. Sanki hiç duymuyormuş gibi. Sonunda yaraların sahibi genç çocuğa baktı. Göz göze geldiler. Genç sadece onu dövmek, hesap sormak istiyordu.

Ama yapamadı. Kıpırdayamadı.

"Gidelim Kai."

Genç gözlerini karşısındaki adamdan ayırdı ve sınıfa gittiler. Gitmeye çalıştılar yapamadı. Tüm öfkesine yenik düştü. İlaçlarına ihtiyaçı vardı. Kendine gelmeye ihtiyaçı vardı. Kekeleyerek arkadaşına

"Kai ilaçlarım." Arkadaşı hemen sınıfa doğru gitmeye başladı. Genç duvara yaslandı sakinleşmeye çalıştı. Başa çıkamadı. Ona bakan adama kilitlendi. Onu oracıkta boğmak istiyordu. İçindeki fırtınayı sonlandırmak istiyordu. Daha fazla durmadı.

"Choi Soobin!! Seni adi pislik!" Bir yandan onu yumrukluyor bir yandan içindeki her şeyi döküyordu. Tüm nefretini ona döktü.

"Benden her şeyi aldın pislik! Hayatımı, geleceğimi, beni benden aldın! Seni pislik! Neden Choi Soobin neden! Bunu bana niye yaptın? Niye yaralarımı yeniden kanattın? Seni adi pislik herif!"

Gencin arkadaşları ayırmaya çalışıyordu ama nafile gencin öfkesi çok büyüktü.

"Yeonjun bırak onu yapma." Bu Taehyun'du tutup gençi geriye çekti. Kai tam o anda gelmişti.

"Junju ne yaptın sen?" Küçük genç olanları anlamaya çalışıyordu. İlaçları ona verdi ve sakinleşmesini bekledi. "Özür dilerim Hyung daha erken gelmeliydim. Seni bırakmamalıydım ben çok özür dilerim"

"Hayır Kai senin suçun yok hiçbir suçun yok"

Hırsım hâlâ devam ediyordu. Bağıra bağıra

"Tüm suçlu sensin Choi Soobin ama hep yaptığın gibi hiçbir şey söyleme ve defolup git! Bu konuda çok iyisin sonuçta!"

"Benim hiçbir suçum yok Baek Yeonjun! Üstüne saldıran sensin ayrıca asıl olayı bilmeden insanları yargılamaman gerektiğini hâlâ öğrenememişsin."

"Asıl olay umrumda bile değil Choi Soobin! Umrumda bile değilsin! Sen bir ölüsün Choi Soobin! Zavallı bir ölü!"

•

İkimizde ceza almıştık. Birkaç sınıfı temizleyecektik. Ne kadar adi pislik hocaya yalvarsa da ikimizde ceza almıştık. Onunla aynı ortamda bulunmayı bırak varlığı bile beni deli ediyordu. Kai çok inat yapmış ama yinede eve gitmişti. Gyu ile Soobin sanırım yakın arkadaşlar o da pisliği baya tembihledi. Mükemmel aynı grupta olduğum kişi nefret ettiğim kişi ile birlikte. Harika cidden harika

"Hey sana sesleniyorum beni duymazdan gelme." Bu oydu sesi bile beni rahatsız ediyordu. "Bende meraklı değilim burada olmaya ama ne kadar hızlı bitirsek o kadar iyi olur sen-" "Senden talimat falan almayacam Choi Soobin gebersen umrumda değil ne yapıyorsan yap."

Elime süpürgeyi alıp kulaklığımı taktım