Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@nvuusa

Olay yerindeki işlerimizi bitirince hastaneye geçtik. "Durumu nasılmış?"

 

"Henüz birşey söylemediler. Ameliyata aldılar sadece." Bu bilgi haberlere yansıtılmadı. Eğer yayılırsa olay çıkabilirdi.

 

"Sizce ABD işe girer mi? Sonuçta elimizde."

 

"Bunu yapmaz olaylar bizi ilgilendiriyor pek karışacaklarını sanmıyorum."

 

Birkaç saat sonra ameliyat bitmişti. Doktor çıkınca kendimi tanıtıp bilgi istedim.

 

"Ameliyat iyi geçti şuanlık birşey diyemem çok kan kaybetmiş beklemekten başka birşey yapamayız."

 

Gözlem odasına almışlardı. Kapıya ve hastane çevresine ekipler nöbet tutacaktı. Devriye ekibi de hastane çevresinden sık sık geçecek şekilde ayarladık. Chan yakın zamanda buraya saldırabilirdi.

 

"Bence saldırmayacak. Eğer saldırırsa onu tehlikeye atar." Seungmin az çok haklıydı ama yinede tetbir almakta fayda vardı.

 

"Felix sen burda kal eğer uyanırsa yada konuşabilecek durumda ise ağzını aramaya çalış."

 

Seungmin Kim Yeri'nin evine bende merkeze geçtim. Yöneticiler ile durum değerlendirmesi yaptık. Bir adamı elimizdeydi ve yeni hedefi Kim ailesiydi.

 

"Bundan sonra çok dikkatli olun elimizde büyük güç var. Bu gücü kaybetme Lee."

 

Geri kalan tek şey beklemekti. Zoe elinde sonunda konuşacaktı yada diğer adamlar.

 

Saldırıda ki kamera kayıtlarını izledim ama ne plaka gözüküyor ne de nerden geldiklerini bulabilmiştim. Sık sık konum değiştirdiklerini de göz önünde bulundurunca şaşırmamıştım.

 

Tüm işlerimi bitirince Felix'ten bir arama aldım.

 

"Uyandı seni mi bekleyeyim yoksa başlayayım."

 

"Çıktım bile."

 

Hastaneye geçtiğimde herşey yolunda gidiyordu. Kapıdakiler ile selamlaşıp içeri geçtik.

 

"Merhaba Zoe Hennig."

 

"Boşuna yorma kendini Lee ötmeyeceğim."

 

"Sen bilirsin ben yinede şansımı deniyeyim."

 

"Çok fazla ve gereksiz deniyorsun şansını. Zararlı çıkarsın. Yapma."

 

"Kim ailesinden ne istiyorsunuz? Diğer kalanlar nerede ve kime çalışıyorsun?"

 

"Hah hah ha bu kadar aptal olmayın elinizde hiçbir şey yok ve yakalayabileceğinizi mi sanıyorsunuz. Bana yapacağınız umrumda değil isterseniz bu halim ile atın hapishaneye ama hiçbir şey elinize geçmez."

 

Hemşirenin odaya girmesi ile sessizleştik. Birkaç iğne yapıp odadan çıktı.

 

"Peki Hennig buradaki işin bitince seni FBI ülkene götürecek."

 

Biz çıkacakken Seungmin odaya geldi.

 

"İçeri sızmışlar."

 

 

 

(Chan)

 

Jeongin'den sonra kendi inimize geçtik. Salonda adeta ölüm sessizliği vardı. Bundan sonraki adımlarımızı düşünüyordum. Aklımda az çok fikirler vardı ama bunları sonraya bıraktım.

 

"Bizi yanlız bırakın, Hyunjin'le konuşacağız."

 

Emrim ile herkes odayı boşalttı. Bunu bekliyormuş gibi ağlamaya başladı. İlk defa Hyunjin zayıflık göstermişti.

 

"Lütfen Chan lütfen ona birşey olmasın. Ben, ben onsuz yapamam. O benim tek ailem."

 

Sıkıca sarılıp sakinleşmesini bekledim. "Hamlelerimize dikkat etmeliyiz tamam mı? İyi olacak Zoe çok güçlü biri."

 

"Lütfen izin ver onu göreyim. Birşey olursa durmam sıkarım kafama lütfen izin ver."

 

"Sakın bir daha öyle birşey deme!"

 

Hyunjin sakinleşince diğerleri odaya geri geldi. Aklımdakileri onlar ile tartışıp son kararları verdik. Han kadının etrafına sızacaktı. Yakınına girip duyguları ile oynayacaktı. Hyunjin ise doktor kılığı ile hastaneye girecekti.

 

"Lucas ile görüşeceğim elinden geleni yapıp yeni kimlik ve CV hazırlayacaktır."

 

Beklediğimiz gibi de oldu. Hyunjin doktorun asistanı olarak giriş yapacaktı. Han ise yurt dışında ki yüksek bir şirketin yöneticisi olarak.

 

Uzman makyözler Hyunjin'e iyi bir makyaj yaptı. Lee görse tanıyamazdı.

 

Ben ve Hyunjin vakit kaybetmeden hastaneye gittik. Yüksek bir güvenlik vardı.

 

"Bundan sonrası sende Hyunjin dikkat et."

 

 

 

Arabadan inip hastaneye doğru giriş yaptım. Yüksek güvenlik vardı hastanede. Zoe'nin bulunduğu katta ise yine daha fazla görevli polis vardı.

 

Hemşire odasından bir önlük alıp Lucas'ın verdiği yaka kartını önlüğe geçirdim. Bir maske takmayı da ihmal etmedim.

 

Elimdeki tepsi ile odadan çıkıp kapıda duran polislere yaka kartımı gösterdim. Daha sonra ise kolayca içeri geçtim.

 

Elimdeki tepsiyi bırakıp baş ucuna koydum.

"Kanatsız meleğim benim. Özür dilerim koruyamadım seni."

 

Ölü gibi karşımda yatıyordu. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Buna daha fazla sinir oluyordum. Tabiki onsuz buradan çıkacağım düşüncesi ile de kendimi parçalıyordum.

 

"Keşke daha fazla vaktim olsaydı bebeğim." Saçlarını okşayıp güzel yüzünü sehrettim. Hafif öpücükler de bırakmayı unutmadım tabi ki.

 

Masada duran dosyalar dikkatimi çekince hemen fotoğraflarını çekip Chan'a gönderdim. Okumak için fazla vaktim yoktu ama durumu ile ilgili notlar vardı sanırım. Doktor odada unutmuştu galiba.

 

İşim bitince dudaklarına küçük bir buse kondurdum. "Lütfen uyan sevgilim lütfen, sana hiç olmadığı kadar ihtiyacım var.

 

Ne kadar zor olsa da odadan çıkmıştım. Benden sonra hemen doktor girmişti. Tüm sakinliğim ile koridoru atlatınca elimdeki tepsiyi bırakıp çıkışa doğru yöneldim.

 

Çıkışta Chan arabada beni bekliyordu. Arabaya binip oradan uzaklaştık.

 

"Teşekkürler Chan."

 

"Yapmam gerekeni yaptım sadece. Nasıldı?"

 

"İyiydi herşey normaldi dosyayı odada unutmuşlardı fotoğrafları çekip attım."

 

Dosyalardaki notlara biraz göz gezdirdim. Kötü hiçbir şey yoktu raporlarda yada bilmediğimiz birşey çok kan kaybetmişti bunu zaten biliyorduk.

 

"İyi olacak."

 

"Evet iyi olacak. Bırakmaz o bizi."

 

Yüzümde güzel bir gülümseme yerleşti. Geri alacaktık ve tekrar hep birlikte olacaktık. Şimdiki önceliğimiz hız kesmeden Kim işini bitirmekti.

 

"Anlamışlar mıdır geldiğimizi?"

 

"Çıktığım zaman doktor girdi. Az daha kalsaydım garipsenirdi. Lee salak değilse anlardı."

 

"Lee o kadar da salak değildir, anlardı."

 

 

 

Geri inimize dönüp diğer herkese durumun iyi olduğunu söyledik. Lucas toplantıya kadar herşeyi ayarlamıştı. Han, yıllardır ABD'de yaşamış. Çok nadir Kore'ye gelmiş bir iş adamı olacaktı.

 

Birkaç saat yapacaklarımıza karar verip aynı şekilde iyi bir makyaj ile şirkete geçiş yaptık.

 

"Çok dikkat et Jis eğer yolunda gitmeyen birşey olursa hemen parolayı söyle."

 

"Tamamdır."

 

Birkaç adam ile birlikte giriş yaptılar. Bizde herşeyi kamera ile izliyorduk. Çok rahat bir şekilde giriş yapmışlardı. Bu iş çok kolay olacaktı.

 

Yanlarında bir çevirmen vardı. Koruma rolü üstlenen birkaç adamda içerdeydi. Çalışan rolü ile de adamlarımız vardı. Bundan sonrası artık Han'ın kontrolü altındaydı.

 

 

 

Kimliğimi gösterip içeri rahat bir şekilde giriş yaptım. Hem zengin hemde cazibeli bir roldeydim. Yeri'nin ilgisini çekmem az meselesiydi.

 

Toplantı odasına geçip birkaç dakika diğerlerini bekledim.

 

"Hoş geldiniz bay Peter Davis."

 

"Hoş buldum bayan Kim Yeri."

 

Çokta uzun olmayan bir toplantı olmuştu. Sahte bir araziyi onlara vermiştik. Tabi ki bunu anladıkları zaman biz istediğimiz şeyleri alacaktık.

 

"Bugün şirketin 10.yıl dönümü kalmak ister misiniz?"

 

Chan kulaklıktan kalmamı söyleyince hemen kabul ettim. Diğerlerinin yanına döndüm.

 

"Yeri'yi etkilemeye çalış. Zaten sarhoş olacaktır. İçeceğine madde ekle. Sonra hemen çıkın."

 

Dediği gibi de oldu. Birkaç saat sonra kutlama başladı. Küçük bir konuşma yapıp içkiler dağıtıldı. Çaktırmadan içeceğine tozu koydum. Birkaç saat sonra ise tamamen sarhoş oldu.

 

"İyi misiniz?"

 

Çok sarhoş olduğu için kelimeleri yutarak söylemeye başladı. "Eet ok yiym."

 

Koluna girip tuvaletlere doğru gittik. Oradaki arka kapıdan dışarı çıktık. Bu sayede dikkat çekmeyecektik.

Loading...
0%