@nvuusa
|
"Aklında her ne varsa Kim yanılıyorsun biz sadece-"
"Palavraya gerek yok Chan sonuçta hepiniz öleceksiniz."
Sayı olarak fazlalardı. Çatışma olduğu bir durumda hemen kurşun yağmuruna tutulurduk.
"Chan Zo tek."
"Endişelenme o iyidir." Umarım öyledir şuan elimden hiçbir şey gelmiyordu. "Ne o küçük aşık endişelendi mi?"
"O ağzını sikerim görürsün küçük aşığı!"
Elindeki tabancayı açık hâle getirerek."Laflarımıza dikkat edelim Bay Hwang"
Yapacak hiçbir şey yoktu. Mantıklı davranmak zorundaydım. Kimsenin burnu bile kanamamlıydı. Tanrı umarım yine bizim tarafımızdan olurdu.
"Bu güzel oyunu kesmeye ne dersin Kim? Nasıl bir anlaşma istersin?" "Ölümünü isterim Chan. Acı dolu çığlıklarını ve yalvarışlarını duymak isterim." Bunları derken bir yandan silahı doğrulttu.
"Ona sıktığın am seni deşeriz Kim ve kendimizi zerre düşünmeyiz." İşte adamlarım bana bu kadar sağdıktı. "Şova gerek yok iri adam."
"настоящее шоу начинается сейчас" (asıl gösteri şimdi başlıyor.") "Что" (Ne?) Tam olarak ne dediklerini anlamasakta kelimeleri duymamız ile silah sesleri bir oldu. Yerlerimizi alıp gördüğümüz herkesi indirmeye başladık. Kısa bir çatışma sonucu yerlerimizden çıktı.
"Herkes iyi mi?"
Tek tek adamlarımı kontrol edip iyi olduklarından emin oldum.
"Ben Zo'ya bakıcam yeterince bekledim."
Ne ben Rusça bildiğim için karşıyı anlıyordum ne de karşı İngilizce bildiği için bizi anlıyordu. Translation açıp ordan konuşma fikri aklımıza düşünce oradan konuşmaya başladık. Bizi haberlerden biliyormuş ve küçük bir araştırmada yapmayı ihmal etmemiş. Diğer adamlar ise bu adamın düşmanı olduğu için bir taşta iki kuç vurmak adına bize yardım etmiş. Hem düşmanlarını ortadan kaldırmış hemde bizimle dostluk kurmuştu. Genelde iki grup arasına diğer grup müdahale etmezdi ve bun tür durumlar çok nadir görülürdü. Bir sonraki gelişimizde bir alışveriş için geleceğimize sözleştik ve yaralı olan Kim Yoon'u alıp oradan çıktık.
Zoe ve Hyunjin arabanın önünde bizi bekliyordu. Zoe'nin üzerinde Hyunjin'in ceketi vardı. Önce Kim'in işini bitirip sonra yanlarına gitme kararı aldık.
"Bir daha birinizi yanlız bırakırsam Changbin kafama sık."
Biz adamı ücra bir yere götürürken Han ve Hyunjin arkamızdan geliyordu.
"Başla Hyun."
Bu sefer sırıtma sırası bizdeydi. Ağzından organları çıkana kadar güzelce pataklamıştı. Tamda kıvamına gelmişti. Jisung kamerayı alıp güzel bir film çekiyordu.
"Ne kadar yazık seni kendi mağaramızda ağırlamak isterdim."
İşte bazen işler istediğimiz gibi gitmiyordu. Tabi buna ne kadar yolunda gitmeyen iş diyebilirsek. "Benden bu kadar kalını kasatten izlerim."
"Sırayla seni güzelce mahvetmek isterdik ama bilirsin zamanımız az."
Uzun ve paslanmış bir demiri alıp vücudunda gezdirdim. Demiri havaya kaldırıp sol koluna bana doğrultuğu silahın olduğu koluna sapladım. Yüksek bir acı çığlığı etrafı kapladı. Demiri yavaşça çekip bu seferde demiri ateşe verdim. Sadece yalvarışlar, acı inlemeler ve bağışlanma dilekleri vardı.
"Dua et Kim. Dua et ki Tanrım seni seviyor olsun."
Sözümü bitirip demiri kafasının ortasına sapladım ve kaset bitti.
"Zoe nasılsın?"
Az çok göz attım. Baya hırpananmış görünüyordu. Elbisesinin üst kısmında kötü bir dekolde açığa çıkmıştı sanırım elbisenin askısı yırtılmıştı ama Hyunjin'in ceketi o kısmı örtüyordu.
"İyiyim kaptan sadece biraz kalabalıklardı destek olmasa naneyi yemiştim."
"Sus öyle deme."
Zoe Hyun'a göz devirip "Ne zaman dönüyoruz?" "Şimdi."
8 saatin sonunda Kore topraklarına varmıştık. Ne kadar tahminimizden erken olsa da gelmiştik.
"Hemen Jeongin'i arayın." Geldiğimiz gibi Jeongin'in malikanesine geçtik.
"Hoş geldiniz görev nasıldı ve kalanlar nerde?"
"Adamın işi bitti geri kalanı sikim gibi geçti."
Ona tüm olan biteni en ayrıntısına kadar anlattım. Görevin yarısı bitmişti. Şimdi sıra geride kaldığı herşeyi almak olacaktı.
"Banka hesaplarına o ve karısı girebiliyor. Hoşlanmadığını biliyorum ama kadını alman gerek."
Karısı bir iş insanıydı. Hatrı sayılır bir şirketi vardı. Büyük ve yüksek gelirli.
"Bilgileri sana gönderdim oradan bakabilirsin ve attığın o twit büyük yankı getirdi halk dün gece sokaklara döküldü." "Ortalık biraz karışık olsa fena olmaz dedik."
Kısa birkaç saatin ardından kendi evimize geçtik. Biraz uykunun kimseye zararı olmazdı.
•
(Minho'dan)
1 gün önce
Hastaneden çıkıp eve geçtim. Haberleri açınca yine Chan'dan bahsediyorlardı ve tabiki patlamadan. Sosyal medyaya attığı twit yüzünden halk sokaklara çıkmıştı. Her köşe başı bir grup vardı. Telefonu alıp attığı gönderiye baktım.
"Ben Christopher Bang yada sizin bildiğiniz Chan buradan başkomiser Lee Minho ve sizlere küçük bir bilgilendirme için yazıyorum. Televizyondaki sahte vaatler yerine gerçekleri söyleyelim değil mi Lee? Siz yapmadığınıza göre ben yapayım. Lee Minho'nun açıklamasından başlayalım ilk önce. Beni yakalanacağını söylüyorsun lakin yıllardır elinde hiçbir şey yok Lee. Ben elimi kolumu sallayarak geziyorum eve sen halka evinde otur diyorsun ne kadar zavallıca."
Amacı ne hiç anlamıyordum. Neden halkı ayaklandırdı hiçbir fikrim yoktu. Ama doğruları söylediğine hepimiz emindik. Yıllardır ilimizdeki tek şey bir hiçti koca bir sıfır.
"Seungmin konuşuyor Seul meydanına acil destek eylemciler büyüdü."
Hemen hazırlanıp bende destek için çıkmıştım. Sonuçta yapacak hiçbir şey yoktu.
Uzun bir süre sonra herkes evine geçip uyumuştu. Sonuçta böyle bir yere varılamazdı sadece Chan istediğini elde ederdi. Bende bu zamana kadar olan herşeyi inceliyordum. Chan'ın öldürdüğü herkesin dosyası önümdeydi. Yani en azından onun yaptığına emin olduğumuz kişilerin. Belki daha fazlasını hatta yüz binlerce kişiyi öldürmüş olabilir.
Dong Hyun 2019 genç yaşta cani bir şekilde öldürülmüştü. Kalan kemiklerini ve organlarını bulmuştuk -ve yerdeki külleri- Kendisi uyuşturucu ve kadın ticareti yaptığını tespit etmiştik.
Min Gyu 2021 pis işleri saymakla bitmezdi silah imalatı göçmen kaçakçılığı hırsızlık kaçak kimlikler ve daha bir çoğu. Diğer adamın aksine kafasından vurarak öldürmüştü. Sanırım alışveriş ters gidince ortadan kaldırmıştı.
Birazda kendi adamlarına baktım.
Hwang Hyunjin uyuşturucu satışı yapıyormuş daha sonra Chan için çalışmaya başlamış ve en iyi adamları arasına girmeyi başarmış. Etraftan duyduklarımız sadece bu kadardı.
Han Jisung kendisi hakkında neredeyse hiçbir şey yok alışverişlerdeki kamera kayıtlarında bile çok az görmüştük.
Seo Changbin kendisi kaçak dövüş salonu sahibiymiş. Birçok salonu kendisi yönetiyormuş. Tabiki salonu her türlü saklama yeri yada farklı şeyler için kullanıyormuş.
Kalanlar veya onlar dışında hiçbir şey yoktu. Ne bir geçmiş ne bir suç. Peki Chan kime çalışıyordu. Ondan yüzsek biri var mıydı? Bunların cevabınıda zamanla alacaktık.
Sabah kendime sert bir kahve yaptım. Ortalığı ayak üstü toplayıp masa başına geçtim. Felix ve Seungmin'i arayıp konuştuk. Felix gündelik olaylara bakarken Seungmin kalan kişiler için sanal aleme girmişti. Bir hesap yada bir tanıyan gören bilen biri lazımdı.
"Hiçbir yerde bulamadım zaten sosyal medya kullanmalarını beklemek aptallık olurdu. Onun dışında ne aileleri ne de başka birini bulabildik. Ama kız Amerikan olduğu için hükümete bildirsek ailesini bulabilirler."
Bu iyi bir fikirdi ama elimizde net bir fotoğraf yada kayıt yoktu. Yinede tüm yolları denememiz gerekecekti.
"En kısa zamanda hükümet ile görüşme ayarlamaya bakın üst yöneticiler süreci hızlandırabilir."
Koltuğumda geriye yaslanırken bir yandan haberlere bakıyordum.
"Bir son dakika haberi ile karşınızdayız ünlü Kim holding sahibi Kim Yeri'nin eşi Kim Yoon Rusya ziyaretinde cani bir şekilde öldürüldü. Karısı Kim Yeri ile ekibimiz şuanda holding ön-"
Kim Yoon'mu? Chan mı acaba yapmıştı ve ne ara Rusya'ya gitmişti.
"Seungmin önce Kim Yoon'u araştırsan iyi olur."
|
0% |