Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Evet, Mi Hayır Mı?

@nyazar

 

  1. Bölüm
Evet, mi Hayır mı?

 

“Aylin”

Yaklaşık 10 dakikadır arabayla hareket ediyorduk. Karşılıklı deri koltukları olan bu uzun arabalar bir tek Amerikan filmlerinde olur sanırdım. Birazdan siyah para dolu çanta ve silahlar da ortaya çıksa tam olacaktı. Karşımdaki koltukta 60’larında yaşlı bir kadın oturuyordu. Zengin bir kadın her zamanki gibi kendini aldatan kocasının mesajlarını bulamamı falan isteyecek diye düşünüyordum. Gözlerini üstüme diktiği dakikalardan sonra neyse ki konuşmaya başladı.

-Bütün bunların sana tuhaf geldiğinin farkındayım Aylin

( yok, canım ben her gece yarısı siyah minibüslerde, ormanın ortasında gizemli kadınlarla buluşurum zaten. Ne tuhafı!)

-Daha öncede sizin gibi müşteri buluşmalarım olmuştu hanımefendi. Ama bu gece çok vaktim yok artık tam olarak benden ne istediğinizi öğrenebilirsem iyi olur.(ilk kural korktuğunu asla karşındakine belli etme, bu ona daha güçlü hissettirir. Bu izlediğim hangi ajan filmindendi bilmiyorum ama şuan kuralı uygulamaya karar vermiştim.)

-Daha önce yaptığın işleri biliyorum Aylin, hakkında bundan çok daha fazlasını bildiğime emin olabilirsin.

-Beni tanıyorsunuz öyle mi? Peki bende ne istiyorsunuz?

-Adım Sultan. Buraya sana bir iş teklif etmeye geldim ama bu iş o küçük dükkânında halledebileceğin bir iş değil.

-Bakın Sultan Hanım hakkımda ne duydunuz bilmiyorum ama ben sizin düşündüğünüz gibi biri değilim. Benim sizin gibilerin karanlık dünyaları, kirli paraları ile işim olmaz. Lütfen arabayı durdurur musunuz?

-Oradan bakıldığında kötü birine benziyorum sanırım, bir de kirli paralı olan birine öyle mi?

-Birlikte iş yapmayacağım birine benziyorsunuz.

-Sana basit bir iş teklif etmiyorum Aylin sana benim ekibime katılmanı, bizimle çalışmanı teklif ediyorum üstelik bunun karşılığında aylık 200 bin lira alacaksın.

-Sizin bir ekibiniz var, kim bilir birlikte neler yaptığınız bir ekibiniz! Ve hakkınızda hiçbir şey bilmezken gelip oraya katılmamı istiyorsun doğru mu anlıyorum komik bir kamara şakası mı bu?

- Gerçek dışı göründüğünün farkındayım. Ama senin işlerinden çok farklı işler yapmıyoruz biz. Senin gibi başı derde giren insanlara yardım ediyoruz sadece daha büyük insanların daha büyük sorunları diyelim. Şimdiye kadar suçsuz hiçbir insana zarar veren bir iş yapmadık, düşündüğünün aksine kötülük değil yardıma ihtiyacı olan birilerine iyilik diyelim.

-Paranız istemiyorum, teklifinizle ilgilenmiyorum sultan hanım.

-Parayla seni ikna edemeyeceğimi biliyordum. Bir bilgisayarı eline aldığında neler yapabileceğini de bildiğim gibi, buna defalarca çok yakından şahit oldum. Senin gibi birine ihtiyacım var ve ben birini istersem alırım. Bu yüzden sana paradan daha fazlasını getirdim.

(Bu cümlelerden sonra sabah akşam beni takip ettiğini anlayıp çığlık mı atlamalıyım ya da ajan kurallarını dinleyip hiçbir şey çaktırmadan elinde ne olduğunu mu sormalıyım. Filmdeki ajan asla ölmediğini göre! )

-Her ne getiriyseniz kararımı değiştireceğini hiç sanmıyorum.

-Öyle mi, Aylin? Oysa ben konu Batu olduğunda her şeyi yapabileceğini duymuştum belki de aranızdaki bağ abartılmıştır ne dersin.

Batu’nun adını duyunca yüzümün aldığı hal bütün ajan kurallarını devre dışı bırakmıştı. Korktuğum çok net belli oluyordu. Bu saate kadar ortalarda olmadığımı düşünce beni çok merak etmiştir diye düşündüm üstelik bu olanları duyduktan sonar beni bir saniye gözünün önünde ayırmayacaktır.

(Allah’ım şimdide sevdiklerim için ölüm tehditti falan mı alacaktım)

-Batu’nun annesini yıllardır aradığını biliyorum Aylin. Sana onu bulabileceğimi söylesem.

Duyduğum cümle beni allak bullak etmiş, çok gerilere götürmüştü. Batu 5 yıl önce ona rastladığım geceden beri annesini o evde, geride bıraktığı için pişmanlık duyuyordu. Bu konuda pek fazla konuşmazdı ama bazı geceler kâbuslar görürdü, anne diye sayıklayarak uyanırdı. Onu aradığını içten içe biliyordum ama bulamadığı için bana pek çaktırmamıştı. Üstelik hayatta olduğundan bile emin değildik. Bilgisayardaki yeteneklerimi kullanarak onu aradım ama pek bir şey bulamamıştım. Kadının adının Hülya olduğu dışında hiçbir şey bilmiyordum. Gerçekten de karşımdaki kadın onu bulabilir miydi? Kafamın içinde bu düşünceler dolaşırken kadın yine konuşmaya başladı.

-Hemen cevap vermek zorunda değilsin Aylin. Sana düşünmek için 48 saat veriyorum. Süre dolduğunda sana mesaj gelen numaraya evet ya da hayır yazarak bana cevap vereceksin.

Kadın şoförün duyabilmesi için yüksek sele

-Hadi şimdi Aylin Hanımı aldığımız yere geri bırakalım birileri meraktan ölmesin değil mi? Dedi.

Beni arabaya bindiğim yere getirdiklerinde arabandan indim. Bu olanlardan sonra afallamıştım, Aklımda deli sorular dolaşırken hava baya soğuktu kollarımı kendime dolayıp şaşkın şaşkın etrafa bakınırken tanıdık bir ses duydum Batu, Aylin Aylin! Diye bağırıyordu. Karanlıktan pek bir şer görmesem de sesi takip ettim. İşte ordaydı, tüm korkuları ve soruları durduracak adam.

-Batuuu!

-Aylinnn!

Koşarak yanıma geldi. ”Çok merak ettim seni” . Bu cümleden sonra bana sarıldığında ellerimi boynuna doladım. Beni kendine doğru çekti, sımsıkı sarıldığında kafamı göğsüne gömüp derin bir nefes aldım. Orda öylece ne kadar kaldığımızı bilmiyorum. Tek hissettiğim o an ikimizin de buna çok ihtiyacı olduğuydu.

Arabaya binip, Batu’nun evine geleli yaklaşık 15 dakika olmuştu. Ve arabaya bindiğimiz andan itibaren Batu bana soru soruyordu. Orda ne işim varmış, neden ona haber vermemişim, buluştuğum müşteri kimmiş daha pek çok soru sormuştu. Merak etmekte ve bunları sormakta haklıydı ortadan kaybolan o olsa çoktan canını okumuştum. Ama her şeyi ona olduğu gibi anlatmak konusunda emin değildim.5 yıldır birbirimize hiç yalan söylememiştik ve tek bir şey saklamamıştık. Olanları duyduğunda annesi ile ilgili hiçbir şeyi umursamıyormuş gibi yapıp kabul etmemi istemeyeceğini biliyordum ama onu bulmak istediğini de biliyordum. Bu yüzden Konuyu değiştirerek zaman kazanmaya çalıştım.

-Neden bara gitmedik, canlı müzik için orda olman gerekmiyor mu?

-Senin yanına gelmeden önce Özleme idare etmesi gerektiğini söyledim biletleri bir sonraki akşama erteledik ve bu gecelik iptal ettik. Ayrıca konuyu değiştirmeye çalıştığını anlıyorum Aylin. Artık anlatır mısın bu akşam neler oldu?

(Bir kerede şu taktiği ye be adam. Bende konuyu değiştirip sıyrılayım ama yok sizi sizden iyi tanıyınca biri öyle olmuyor. )

-Bir müşteri ile görüşecektim. Adreste yanlışlık oldu galiba gittiğimde de kimse yoktu.

-Hepsi bu yani, neden hemen geri dönmedin o zaman? Bu kadar saat kimsenin olmadığı o ıssız yerde ne yapıyordun Aylin?

-Etrafta birileri var mı diye bakınırken zaman geçmiş sonrada belki gecikirler diye biraz bekledim. Kimse gelmeyince geri dönüyordum tam sana rastladım.

-Bende buna inanıyım öylemi! Karşılaştığımda yüzün hiç iyi görünmüyordun bilmediğim bir şey olmadığına emin misin?

-Karanlıktı, telefonda çekmiyordu gelen giden olmayınca ıssız bir yerdeyim diye biraz tedirgin oldum ondan. Başka bir şey yok gerçekten. Uzun bir gündü, Uyuyalım mı artık? Sende haftalardır ilk defa eve erken döndün biraz uyuyup dinlen.

-Birincisi bu konu burada kapanmadı, sonra tekrar konuşacağız başım belası. İkincisi bu gece beni bu kadar korkuttuğun için cezalısın ve burada kalıyorsun. Bu aralar seni gözümün önünden ayırmaya hiç niyetim yok.

Ayrı evlerde yaşasak da çoğu zaman birbirimizde kalırdık. Bu konuşmamızdan sonra Batu üzerini değiştirip yatağına doğru gitti. Önce telefonumu elime alıp Toprak’a bir mesaj attım.

Gönderen: AYLİN

Toprak bu günkü müşteriyi araştır ismi Sultan. Bulabildiklerini bana gönderirsin yarın konuşuruz. İyi geceler.

 

Batu’nun dolabından gri bol bir eşofman altı ve siyah düz bir tişörtü elim alıp banyoya gittim. Ilık bir duş alıp bu akşamın sorular ile dolu stresinden biraz olsun uzaklaştım. Ben duştan çıktığımda Batu yataktaydı gözleri kapalıydı, sanırım uyumuştu. Sessizce yanına uzandım. Yorganı üstümüze doğru çekip gözlerimi kapattım. Batu o sırada yanına geldiğimi anlamış olacak ki beni kendine doğru çekip arkamdan sarıldı. İkimizde derin bir uykuya teslim olduk.

Uykumu arasında Batu’nun sayıklamalarını duyup gözlerimi araladım.

-Anne, anne! Kurtardım. Neredesin!

Kâbus gördüğünü anladım. – Batu uyan, bak benim Aylin, kâbus görüyorsun sadece uyan

Sıçrayarak kalktı. Gözlerini açıp gözlerime baktığında korku dolu yüzü yumuşadı. Gülümsedim kâbus gördün iyi misin?

-iyiyim

-sana su getireyim. Yataktan doğrulduğum an bileğimi kavrayıp beni geri çekti. İyiyim ben gerek yok. Senin de söylediğin gibi kâbustu sadece ve geçti. İkimizde yeniden uzanıp uyuduk.

Tekrar gözlerimi açtığımda saat dokuza geliyordu. Batu hala uyuyordu, kâbuslar yüzünde gece ara ara uyanmıştı bu yüzden biraz daha uyuması için yanından sessizce kalkıp banyoya gittim. Bir kahve yapıp termosa doldurduktan sonra askıdan montumu alıp giydim. Burada sürekli tokalarımı unuturdum Batu da hiç birini atmazdı konsoldan bir toka alıp saclarımı ördüm. Cüzdan ve telefonu da bulup evden çıktım. Mahalledeki markete doğru yürürken teflonumun ekranında yeni mesaj işaretini fark ettim. Mesaj Toprak’tan gelmişti, dün geceyi bizim gibi uyuyarak geçirmemiş olmalı diye düşündüm. Mesajı açtığımda baya uzunca yazılmış bir metin olduğunu fark ettin dün istediğim araştırmayı yapmıştı. Yürürken bir taraftan da ekrandakileri okumaya başladım.

Gönderen: Toprak

Kadının adı Sulatan Aksu. Bundan 10 yıl evvel koca ise bir reklam şirketi kurmuşlar kocasının adı Müfit Aksu, bundan 5 yıl önce gemi kazasında kaybolmuş kısa zaman sonrada cesedi bulunmuş. Yasal olarak ünlü firmalara reklam çeken bir ajansı var olarak görülüyor. Tabi aslında o ajansta neler döndüğünü bilemiyorum. Kadını bizim sektörde pek tanıyan yok ama ekibinde Can isminde bir çocuk var bilgisayar işlerini o bakıyormuş diye duydum.4kişilik bir ekibi varmış, ajans binası olarak ise bir villa görünüyor evden çakışıyorlar sanırım. Emniyet kayıtlarına ulaştım, sicilleri tertemiz haklarında tek bir şikâyet dahi yok. Kadın sürekli seyahat edip büyük müşteriler buluyormuş. Arada davetler falanda veriyorlar hem gizli hem göz önündeler anlayacağın. Sultan olmadığı zamanlarda ekibe asıl patronluk eden bir çocuk varmış. Hatta Sultan’ın sağ kolu gibi ajansın imza yetkisi bile ondaymış. Şimdilik bunları bulabildim. Dükkânda bekliyor olacağım gelince dün gece neler olduğunu konuşalım, seni baya merak ettim.

Gönderen: Aylin

Merak etme iyiyim 2 saate dükkâna gelirim. Her şeyi anlatacağım sana. Araştırma için sağ ol iyi iş çıkarmışsın.

 

Kafamı telefondan kaldırdığımda markete gelmiştim bile. İçeri girdiğimde Esra ablayı ve küçük oğlu Keremi gördüm kasadaydılar. Her zaman bu markete geldiğim için ve Esra abla aynı zamanda mahalleden komşumuz olduğu için birbirimizi tanırdık. Selam verdim.

-Günaydın abla, nasılsın

-Günaydın Aylin hoş geldin iyiyim sen nasılsın. Dün gece evde değilmişsin Gülfidan abla söyledi her şey yolunda mı?

Gülfidan abla dün gece gözetleme nöbetindeymiş yine, sadece alt katın ışığını acık görünce dedikodu halkasını harekete geçirmiş anlaşılan. Üstümde bana en az üç benden büyük Batu’nun kıyafetlerini gören Esra ablada bunu diğer dedikodu ekibi üyeleri sevgili komşularımıza iletecektir. Eğer küçük bir yerde yaşıyorsanız herkes herkese tanır ve ne yaptığını bilir sizde buna alışırsınız.

- İyiyim abla, her şey yolunda merak etme sana kolay gelsin benim acelem var

Normalde biri yemek yapacaksa bu kesinlikle hep Batu olurdu bunun iki sebebi var birincisi o çok ikiyi ikincisi ben mutfakta baya kötüydüm. Ama bu sabah kahvaltıyı ben hazırlamaya karar vermiştim, dün gece ortadan kaybolduğum için küçük bir jest diyelim ayrıca kahvaltıda diğerlerine göre daha iyiydim. Marketten süt, yumurta, meyve sebze alıp eve döndüm. Hemen mutfağa geçip güzel bir omlet yaptım. Taze portakalı suyu da sıkıp kahvaltı için masayı hazırladım. İşim bittiğinde saat 10 ‘a geliyordu. Batu’nun yanına gidip onu uyandırmaya çalıştım

-hadi kalk uykucu

-5 dakika daha uyuyacağım Aylin, beni rahat bırak

- İşe gitmeyecek misin sen? Gecede kaytardın zaten. Bak batacaksın.

-Sabah sabah bu enerjiyi nerden buldun sen.

-Kahvaltı bile hazırladım sana bak omletleri soğutuyorsun.

-sana gece ile ilgili soru sormayayım diye beni zehirlemeye karar verdin yani iyi plan!

-Batuuu! Saçmalama ya o kadar kötü olmadı. Hadi kalak artık

Kötü yemek yapmam onun en sevdiği dalga konularındandı. Zar zor kalktıktan sonra birlikte kahvaltı yaptık. Henüz akşam ile ilgili bir soru sormamışken konu açılmadan işi gitmem lazım bahenesi ile erkenden kalktım

-Ben çıkıyorum Toprak bekliyor, geç bile kaldım

-Ben bırakırım seni

Yol boyu sorgulanacağımı bildiğimden ben kendim giderim deyip çıktım. Biraz söylense de kabul etti. Önce kendi evime çıkıp üstümdeki kıyafetleri değiştirdim. Mavi bir kot, beyaz bir kazak giyip saclarımı düzleştirdim. Dükkâna vardığımda Toprak çoktan gelmiş beni bekliyordu.

-Neredesin Aylin sen aklım çıktı sana bir şey oldu sandım dün gece Batu’nun sesi baya endişeki geliyordu.

-İyiyim merak etme, bana ulaşamayınca telaş yapmış sadece.

- Eeee neler oldu anlatsana ne istiyormuş bu kadın?

Dün gece olan biten her şeyi Toprak’a anlattım. Batu’ya hiçbir şey söylemediğimden de bahsettikten sonra bana şaşkın şaşkın bakıyordu.

-Bana ilk ulaştıklarında sıradan zengin bir müşteri gibiydi altından böyle bir şey çımasını beklemezdim. Ne karar verdin peki işi kabul edecek misin? Kadın iyi para teklif etmiş, bir de Batu’nun annesi ile ilgili durum var tabi

Lüks yaşama merakı olan biri değildim, Batu bardan bende buradaki işlerden hayatımızı rahatça sürdürebilecek kadar kazanıyorduk o yüzden bu meşede parayı hiç düşünmüyordum.

-Para mesele eğil sende biliyorsun

- Ama diğer konu, kafanı oraya taktın değil mi? Bizde o kadını bulabilmek için bir zamanlar çok uğraşmıştık.

-Batu için annesini bulmak çok önemli biliyorsun ve bende

- Ve sende Batu için her şeyi yaparsın hem de her şeyi bunu biliyorum Aylin

-Kadın hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz tehlikeli olabilir iyi düşünmelisin Batu da öğrendiğinde gitmeni istemeyecektir.

-Bunu bildiğim için dün gece olanları ona anlatmadım.

-Daha ne kadar saklayabilirsin ki ondan gizli işi kabul etmeyeceksin değil mi?

-ondan bir şey saklamayacağımı sende biliyorsun bu akşam anlatacağım.

Bütün gün kafamın bir tarafında her doğum gününde annesini bulmayı dileyen bir çocuk, bir tarafında karanlık dünyalara acılan kapılar vardı. İşlere de odaklanamadığımdan erkenden dükkândan çıkıp bara gittim. Batu şahaneye çıkacak ekip ile prova yapıyordu, saat yeterince geç olmadığından etraf fazla kalabalık değildi. Prova bitene kadar Özleme temizlik işlerinde yardım edip oyalandım. Sonrada Batu yanıma geldi

-Erkencisin, bu gece ortadan kaybolmak gibi gizemli planların yok sanırım

-Yok canım. Bu gece için tek palanım sesine bayıldığım bir adamı dinlemek onun için gizemli bütün işlerimi erteledim.

-Bak sen, baya önemli bir adam anlaşılan nerelerde bende bir tanışsaydım

-Şapşalsın sen ya! Yanağından öpüp sahne için bol şans dedim.

Tam gidiyordum ki beni kendine doğru çekip sarıldı. Kulağıma fısıldadı “ilk şarkı hep sana” gülümsedim o sahneye doğru giderken bende barın arkasına geçtim. Saat gece 12 olmuştu canlı müzik olduğu günler içeri sadece biletli müşteriler alınırdı ve bu gün biletler ful satılmıştı. Birileri Batu’nun sahnede olacağından her kese haber vermiş olmalı. Çok nadir sahneye çıkardı, sesi de çok beğenilirdi böyle zamanlarda bu kalabalığa alışıktık. Özellikle ön sıraların çoğu kız müşterilerden oluşuyordu. Yoğun olduğu için bu gece garsonluk yapacaktım. Elimdeki temiz bardakları kurulayıp raflara dizmekle uğraşırken önce gitar sesini duydum, duyar duymazda koşarak sahneyi önden görebileceğim bir yere geçtim. İlk şarkı banaydı ve ilk şarkı Çağan Şengül’ün “SEN “ şarkısıydı.

Gözlerimi kapattım duyduğum sese kendimi bıraktım. Gözlerimin önünden sımsıkı sarılmış iki küçük çocuk geçiyordu. Evet, ben Batu için her şeyi yapardım. Peki, o bunu ister miydi? Birini çok sevdiğinizde o hayatta kalmak için en güçlü yanınız aynı zamanda kaybetme korkusu ile en zayıf yanınız olabiliyor. Tıpkı o an gözlerinin içine baktığım adamın sesinden duyduğum gibi

“Gördüğüm en güzel kadın
Hem güçlü hem zayıf yanım
Bu duyduğun, senin şarkın”

Şarkı bitmişti, yanağımdaki yaşları silip bana bakan Batu’ya kocaman gülümseyerek alkış ve ıslıklara katıldım. Ortalığı inleten alkış sesleri arasında kafamda yankılanan tek bir cümle vardı. Peki, ben şimdi ne yapacaktım? Evet, mi Hayır mı diyecektim?

4.Bölümün Sonu

Loading...
0%