Yeni Üyelik
4.
Bölüm

2. Bölüm : Esaret

@nyctophilia_1

Herkese selammm

Nasılsınız bakalım? Ufak bir ara girdi aramıza ama çok güzel bir bölümle karşınızdayım.

Ufak bir ara vermek zorunda kaldım çünkü düşüncelerimi sıraya koymam gerekti. İlk bölümde yazarken heyecan yapıp her şeyi birbirine karıştırmış gibi hissettim. Bu yüzden biraz ara verdim.

Bu bölüme bir şarkı bulamadım. Bu yüzden bölüme uygun bir şarkınız vara bu satırın altına yorumlarınızı bekliyorum.

Sizi daha çok bekletmeden bölüme geçelim bakalımm.

🦋

 

 


Esaret


Tutsaklık neydi?
Dört duvar arasına sıkışmak mıydı yoksa birinin esaretine hapsolmak mı?

Belki de asıl tutsaklık bedenin içindeydi. Ve o tutsaklık ben son nefesimi verdiğim zaman biticekti.

Ben ruhumun esiri olmuştum, kendimi ne zaman kaybetmiştim bilmiyordum.

🦋

Edayla geçirdiğimiz günün sonunda Eda ona hazırladığımız misafir odasına geçmiş biraz daha muhabbet edip uykusu geldiğini söylemişti.

Bende kendi odama geçip biraz daha ders çalışıp gözlerim ağrımaya başlayınca yatağıma uzanmıştım.

Gözlerim ne kadar ağrısada bu gece de her gece olduğu gibi uyuyamayacağımı biliyordum.

Kafamdaki sesler susmak bilmiyordu. Benden çok onlar konuşuyordu aslında.

Daha fazla yatağımda dönüp duramayıp ayaklandım. Yatağımın yanındaki balkon kapısını açıp kendimi balkona attım.

Mayıs aynın ortasında olmamıza rağmen dışarda esen soğuk rüzgar ilk önce ürpermeme neden olsa da tenime iyi gelmişti.

🦋

Rüzgarı severdim. Tenimi hafif hafif okşaması bana özgürlüğü tattırıyordu.

Hiç bir zaman yaşayamadığım o özgürlüğü anımsatıyordu bana. Çünkü istediği her yere ulaşabiliyordu umarsızca.

Belki çoğu kız makyajını bozuyor yada saçlarını dağıtıyor diye rüzgara sinirlenebiliyordu ama ben onu tenimde hissettikçe ruhumdaki çığlıklardan uzaklaşabiliyor
o Ruh Kapanın dan kaçabiliyordum. Ben rüzgarın kızıydım.

🦋

Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve ben hala uykuyu hissedemiyordum.

Balkonda aldığım hava beni biraz düşüncelerimden uzaklaştırmıştı ama kapıyı kapatıp yatağıma uzandığımda sesleri duymaya tekrar hazırdım.

Hayır deli değildim gayet aklı başında bir kızdım ama kafamın içindeki düşünceler hiç susmuyordu.

Yatağıma yatmadan önce psikoloğumun bana verdiği uyku ilaçlarından birine uzandım ve uzanmadan önce içtim.

Normalde ilaç kullanmazdım hemencecik ama yarın erkenden uyanıp Edayla gitmemiz gereken bir okul vardı.

Yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladı ve artık uykunun kollarındaydım.

🦋

Eda sabah erkenden başıma üşüşmüş ve beni deprem yaşatır gibi sarsıyordu.

En sonunda gözlerimi açabildiğimde eline bardağı almış ve bana su atmaya hazırlanırken yakaladım onu.

"Çabuk indir elindeki silahı ve 5 dakika daha uyumama izin ver lütfen" dedim kafamı yastığın altına sokarken.

"Zaten seni 10 dakikadır uyandırmaya çalışıyorum artık uyanır mısın gene gece geç uyudun dimi sen?" Dedi başımın üstündeki yastığı alırken.

En sonunda pes edip yattığım yerden doğruldum ve " hmm söyle bakalım nedir sabah sabah bu enerjinin sebebi?" Dedim.

" Ebru Abla, Hüseyin Amcanın birazdan geleceğini sana haber vermemi istedi o yüzden hazırlanıp çıkalım istersen."

Eda sırlarımı hayatımın çoğunu bilen tek kişiydi ve doğal olarak babamla pek karşı karşıya gelmediğimi bildiği için ben uyanmadan önce bana dolabımdan bir kombin yapmış ve çantamı bile hazırlayıp odama getirmişti.

Ona teşekkür edip ayaklandım ve ilk işim odamdaki banyoda kısa bir duş alıp üstümü giyinmek oldu.

Eda ben uyurken bana beyaz bir overize t-shirt ve kalem bir etek çıkarmıştı. Bu gün hava güneşli olduğu için güneş gözlüğümü de saçlarıma takıp aşağı indim.

Sabah kahvaltı etmeden önce mutlaka kahve içmeye alıştığım için Ebru Abla kahve bardağımı önceden hazırlamıştı.

Eda kapıda ayakkabılarını giyerken bende Ebru Abla' nın elindeki kahveyi alıp ona teşekkür ettikten sonra sonunda evin bahçesine çıkabilmiştim.

Evimiz iki katlı bir villaydı ve kocaman bir bahçesi vardı. Bahçenin arka tarafında bir havuz ve ön tarafında ise bir garaj vardı.

Geçen sene Selami Amcadan bana bir sera yapmasını istemiştim bu yüzdende bahçenin sağ ön tarafında da ufak bir sera vardı.

Selami Amca yani bahçıvanımız ben derslerime odaklandığım için seraylada ilgilenmek zorunda da kalmıştı.

Edayla beraber babamın bana on sekizinci yaş günümde aldığı Mini Cooper arabama doğru ilerledik.

Normalde havanın serin olduğu günlerde ve çoğu zaman taksi çağırır ve taksiyle derse giderdimki dönüşte yürümeye fırsatım olsun diye.

Bu gün Eda benimle beraber olduğu ve beni peşine takıp dışarda kahvaltı edeceğimiz için arabayla dışarı çıkmayı tercih ettim.

Ben arabayı garajdan çıkarırken Eda arabaya telefonunu bağlamakla uğraşıyordu.

Beyaz bahçe kapısını Selami Amca bize açtıktan sonra nihayet yola çıkabilmiştik.

Eda en son yabancı bir şarkıda karar kıldıktan sonra "Karnım çok acıktı, seni uyandırmaya çalışırken çok enerji harcadım." Dedi.

Kahvemden bir yudum alırken "Bilmez miyim Penguenim. Bende bu yüzden evden çıkmadan önce her zaman gittiğimiz o göl kenarındaki cafede bize güzel bir yer ayırttım." Dedim.

Eda gittiğimiz o göl kenarındaki cafeye bayılırdı çünkü çok güzel bir kahvaltısı ve tatlı mı tatlı bir Ayşen Teyzemiz vardı.

Eda yerinde ellerini çırpıp bana uzarak yanağıma sulu bir öpücük bıraktıktan sonra " Sen var ya sevilmeyecek kız değilsin. Arkadaşının göbüşünü de düşünürmüş." Dedi

"Rahat dur Eda araba sürüyorum şurada hem ben Ayşem teyzemi ve o sıcacık simitlerini özledim."

"Çok gıcıksın. Yani şurada güzel bir söz söylesen olmaz mıydı?'' dedi yastığa yaslanıp kollarını birbirine dolarken.

Gerçekten bazen küçük bir kız çocuğu gibi davranıyordu. Bu halleri benim çok hoşuma gidiyordu çünkü ben hiç bir zaman kimseye böyle çocuklaşamadım.

Her zaman kendimi savunmaya aldığım için asla böyle kendimi bırakamadım çevreme karşı.

Belki de düşmekten korktuğum içindi bu kendimi bırakamam, savunmaya alışım.

Oysa çocuklar düşe kalka büyürmüş. Ben kaldıracak kimsem olmaz diye düşmekten korktum.

Beni düşüncelerimden ayıran Eda' nın arabanın içini dolduran telefon sesi oldu , arayan annesiydi.

"Eda. Kızım uyandınız mı?"

"Evet anne hatta şuan Derinle beraber kahvaltı etmeye gidiyoruz."

"Tamam kızım sadece ne yaptığınızı merak etmiştim. Size afiyet olsun şimdiden."

" Teşekkür ederim annem. Hadi görüşürüz."

Ufak bir anne kız konuşmasıydı belki de bu ama benim hiç yapamayacağım bir konuşmaydı.

Beni merak edecek bir annem olmamıştı. Sadece yavrusunu bırakıp giden bir kadın vardı geçmişimin kirli raflarında.

Eda telefonu kapattıktan sonra bizde kahvaltı edeceğimiz yere gelmiş ve arabayı park etmiştik.

Kapıda bir adamla konuşan Ayşen Teyze bizi görünce yanımıza gelip bir güzel sarıldı bize.

"Nerdesiniz kızlar. Gözüm yollarda kaldı uzun süredir uğramıyorsunuz bana."

" Bizde seni özledik ama son senemiz olduğu için derslere daha çok çalışıyoruz. Tabi ki Derin Hanım da başını hiç derslerden kaldırmadığı için ben bile onu göremiyorum."

"Aaa doğru ya siz son sınıf olmuştunuz. Tabi derslerinize çalışın ama bazen kendinize de vakit ayırın kızlar."

" Ya Eda niye öyle diyorsun az bir vakit kaldı sonuçta konularımı tekrar ediyorum sadece ilk sınav heyecanımız bu biraz daha çalıştıysam ne olmuş."

" Hadi kızlar ballı çörekleriniz soğumadan kahvaltıya size çok güzel bir masa hazırladım."

Ayşen Teyze benim ilk dadımdı yedi yaşıma kadar bana hiç tanımadığım annemin yerine bakmıştı. Sonra ise babası vefat edince babasından kalan bu yeri işletmek için yanımızdan ayrılmıştı.

Ayşen Teyze'nin bizim için hep ayırtığı masaya geçince Eda dayanamayıp hemen eline aldığı ballı çöreği koklayıp yemeye başlamıştı bile.

Biz kahvaltımızı etmeye devam ederken Ayşen Teyze de diğer müşterilerle ilgilenmek için yanımızdan ayrılmıştı.

Ben iştahım olmadığı için ballı çöreklerden birini yemiş ve çay içerken telefonumdan soru çözmeye devam ediyordum.

"Beğendiniz mi bakalım kahvaltınızı?" Diyen Ayşen Teyze'nin sesini duyunca elimdeki telefonu bıraktım.

"Beğenmez olur muyuz. Elinden ne olursa olsun yerim ben" demiştim.

"Tabi kesin öyledir. Sadece bir çörek yiyip sabahtandır telefonumla uğraşıyorsun." Dedi Eda beni ele verirken.

"Güzel olmamış mıydı Derin'im yoksa?" Dedi Ayşen Teyze yanımdaki sandalyeye otururken.

"Tabi ki güzel olmuştu. Ben sadece pek aç hissetmiyorum kendimi.

"Peki bakalım öyle olsun kızım." Dedi alıngan şekilde.

Eda o kadar çok yemiş olucak ki arkasındaki sandalyeye yaslanıp "Of ya ben çok yedim galiba. Buraya her gelişimizde böyle oluyor. Senin yüzünden kilo alıcam ya Ayşen Teyze'm" dedi bir eliyle karnını sıvazlarken.

Ayşen Teyze ve ben Eda'nın bu haline gülümserken artık gidip ders çalışmamız gerektiğini ve geç olduğunu söyleyip ayaklandım.

"Bizim borcumuz ne kadar tuttu?"

"Him sizin borcunuz buraya daha sık sık gelmeniz karşılığında silinir" dedi Ayşen Teyze.

"Sen bize hep öyle bir kahvaltı hazırlayıp bizi tontiş yanaklarınla karşılarsan burdan ayrılmayız ki biz" dedi Eda.

"Biz hiç gelmemezlik yapar mıyız. Sadece sınava az bir süre kaldığı için çok çalışıyoruz." Dedim Ayşen Teyze ile vedalaşırken.

Ayşen teyze bizi kapıya kadar geçirdikten sonra arabaya binmiş ve dershanenin yolunu tutmuştur.

Eda yol boyunca telefonuyla uğraşırken ben camı açmış ve içeriyi temiz havayla doldurmuştum.

🦋

Dershanede ki tüm işlerimizç bitirdikten sonra Eda yı evine bırakmış ve eve varmıştım.

Kapıdan girmeden önce babama eve geldiğimde dair bir mesaj atıp tam içeriye geçecekken daha yeni yeni kararmaya başlayan havayı babamın arabasının farları aydınlattı.

Ebru Abla' beni kapıda karşılamış ve eşyalarımı oda bırakmıştı bende üst kata çıkıp bir duş almış ve akşam yemeği için babamın belirlediği saate aşağı inmiştim.

Babam masanın başında oturmuş ve benim gelmemi bekliyordu bile

Bende masadaki yerimi alınca yemek servisi başlamış ve az da olsa bi kaç lokma bir şeyler yemiştim.

Masadan kalkıp tam odama geçecekken babamın kolumu tutmasıyla durdum.

"Bu aralar çok zayıflamışsın sana sağlıklı beslenmen konusunda ne demiştim." Dedi kolumu bırakırken.

"Dışarda Edayla bir şeyler atıştırdık gelmeden önce" dedim yalan söyleyerek.

"İşlerini hallettikten sonra oturma odasına gel" dedi. Oda masadan kalkıp oturma odasına geçerken.

Odama hızlı hızlı çıkıp kapıyı ardımdan kapattım.

Acaba benle ne konuşucaktı. Yeni kurallar mı geliyordu yada bir yanlışım mı olmuştu.

Normalde benle konuşmaz hatta benle göz göze bile gelmek istemezdi. Oysa benim tek suçum anneme benzemekti.

Annem gibi saçlara ufak bir burna ve kahve rengi gözlere sahiptim resimlerden onu gördüğüm kadarıyla.

Daha fazla odamda oyalanmadan alt kata inmiş ve derin bir nefes alıp odaya geçmiştim.

Evet kesinlikle bir sorun vardı çünkü babam ben uyuyana kadar içmezdi daha doğrusu uyuduğumu sanana kadar çünkü bana verdiği bir uyku saati bile vardı.

Gece 12 e kadar tek ders çalışmama izin verir ve sonra gelip uyuyup uyumadığımı kontrol ederdi.

Bende onun gitmesini bekleyen kadar yatağımda uzanır sonra ayaklanıp gece lambasının altında biraz daha ders çalışırdım.

🦋

Şimdi karşımda oturmuş ve kendine doldurduğu içeceğine bakıyordu.

Bana neden baksın ki zaten, o adımı bile kullanmazdı. Belkide adımı annem koyduğu içindir.

Bana hiç bir zaman şefkat göstermemişti. Sadece elimi tutup beni peşinden ordan buraya sürüklemiş. Bir dadıdan başka dadıya bir kreşten başka okula savurmuştu.

Uyumadan önce hiç bana masal okumamış.
Annemi gördüğüm hiç bir kabusumdan çekip almamıştı beni.

Sessiz çığlıklarımı bırakın sessimi bile duymak istememişti.

🦋

"Bazı şeyleri öğrenme vaktin geldi" dedi. Viskisinden bir yudum alırken.

Ben onun anlatacaklarını daha çok merak ederken ilk kez böyle bir konuşma yapacaktı.

"Sana bu yaşına kadar ben baktım. Hem eğitimin hemde normal yaşamın için çabalayıp durdum."

Doğruydu. Annemden sonra işe adamıştı kendini ve ona göre güzel bir yaşam sunmuştu bana, her yaptığımın onun kontrolünde olduğu.

"Bir kardeşin olucak Derin"
Dedi bir anda.

Benim için o an orda donup kaldı.

Hayatında biri mi vardı bunu bilmiyordum bile ama şimdi karşıma geçmiş ve bir bebekten bahsediyordu.

Ne zaman olmuştu bunlar?

Evlilik dışı bir bebek ve hiç tanımadığım annemin yerine bir kadın.

Ben düşüncelerimle boğuşurken babamın kadehini bitirip masaya bırakmasıyla irkildim.

"Ne zaman oldu bu?" Dedim zar zor iki kelimeyi yan yana getirirken.

"Yan firmanın ciosuyla aramızda bir ilişki vardı ve 1 hafta önce hamile olduğunu öğrendik..."

Daha fazla konuşmasına müsaade etmedim ve arabamın anahtarlarını alıp dışarı attım kendimi.

Arkamdan seslendiğini duydum ama aldırış etmedim oysa ilk defa kullanıyordu adımı.

Dış kapının önüne park ettiğim arabamı çalıştırıp ruhuma esir olduğum o evden son gaz uzaklaştım.

🦋

Gidebilecek kimsem yoktu.

Beni sarıp sarmalayacak şefkat verecek bir annem de yoktu, hiç olmamıştı.

Çocuklarla kavga ettiğimde saçımı okşayıp ne olduğunu sorucak bir babamda yoktu.

Benim beni hiç bırakmayan düşüncelerim sorularım vardı.

Beni Esaretine hapseden bir ruhum vardı.

Yalnızlığa o kadar maruz kalmıştım ki kendimle konuşmaya başlamış ve düşüncelerime esir olmuştum.

Şimdiyse kendimi içine çektiğim bu kapandan kurtaramıyordum.

Aklımda şuan tek bir yer vardı. Rüzgarı tenimde hissettiğim zincirlerimi koparabildiğim o yer.

Arabayı park etmiş ve her zaman kaçtığım o yere gelmiştim.

Evden çıkmadan önce üstüme aldığım hırkamı elime alıp yavaş yavaş yürümeye başladım.

Ta ki o hiçliğe ulaşana kadar.

Burası benim gibiydi. Yalnız ve terk edilmiş bir hiçlikti. Belki de bu yüzden iyi geliyordu bana.

Yağmurun altında durmuş önümdeki hiçliğe bakıyordum şimdi.
Karşımdaki hiçlik miydi derin olan yoksa ruhumdaki yaraların izleri mi?..

Burası kendimi aradığım yerlerden biriydi ve belki de çoğu insanın korktuğu yerlerden biriydi.

Bir uçurum kenarı...

🦋

 

 

Tekrar selammm herkese :D

 

 

Bir bölümümüzün daha sonuna gelmiş bulunuyoruz :')

 

 

Sizce nasıldı yorumlarınızı bekliyorum..

 

 

Hmmm 🤔 yeni bir kardeş ve babasının ilişkisi sizce Derinciğimiz bu durumla başa çıkabilecek mi???

 

 

Peki ya uçurum. Çoğu insanın korkuğu yerlerden biridir. Sizce Derin kendini o hiçliğe bırakmak ister mi?

 

 

Bu bölümde Derin'nin ve babasının arasındaki ilişkiye değinmek istedim.

 

 

Kurgumun asıl konusu Yaşadıkları yüzünden ruhunda boğulmuş kaybolmuş bir kız olan Derin olduğu için onun düşüncelerini daha çok okuyoruz.

 

 

Gelecek bölümde yeni bir karakterimiz varrrr!!

 

 

Arayı açmadan yeni bölümle karşınızda olucağım .

Loading...
0%