@nzlkrcn
|
ALPERDEN.. Sedar ile konuşmamızın üstünden 10 gün geçti. İyice düşünmemi söylemişti. Yanıltıcı hislerle çıkamazdım karşısına. Neydi bu içimdeki. Kardeşlik desen değil ne Aysele nede diğer arkadaşlarımın kardeşelerine böyle değik yüreğim. Eceye hissettillerim ise bunun yanında sayılamaz bile. Evet kabul ediyorum sevdim. Sevmedim diyemem. Ama bu bu bambakşa bişey. Onun başkasıyla olabilme düşüncesi bile nefesimi kesiyor. Beni sevdiğini duyduğumdan beri içimdeki duygular daha bi üstüme gelmeye başladı. Duvarlar bile benimle konuyor gibi. Kafayı yemek üzereyim. Bu aşk mı? Aşk böyle insanın kalbini yerinden sökecek gibi hızlı atması mı? Bi gülüşü içimde bişeylerin kıpırdanmasına neden oluyor. Benden uzak kaldığında kalbimi biri elleriyle sıkıyor gibi hissediyorum. Keremi tehdit ettim herşeyinden haberdar olmak için. Gittiği her ortamı bilmek istiyorum. Bazen başka erkeklerin olduğu ortamlara giriyor. Başkasının onu görmesine bile tahammül edemiyorum. Kendime engel olamayıp soluğu yanında alıyorum. Ama kızdaki de kör inat. İlla çatışacak benimle her ortamdan kavga ederek çıkıyoruz. Sanane diyor. İşte orda iş bitiyor. Bugün için ise plan yapıldı. Serdar kendinden emin bu hissin adını biliyor. Bugün açılacak betüle. Ben hala yerimde sayıyorum. Aşık mıyım acaba? Ebrar ve serdar evden gelecek. Ayseli ümit alacak. Betül ise kendi gelecekmiş. Bende bürodan geçeceğim. Evet lunaparka gidiyoruz. Kapının önünde hep berabee buluştuk. Serdar motorla gelmiş. Kısada selamlaşıp içeride gezmeye başladık. Kızlar ilk olarak atlı karıncaya bindi. Diğer iki adam aşkla sevdiği kadınlara bakıyordu. Peki benim bakışlarımdaki neydi? Çarpışan arablara bindik. O kahkaha attıkça ben o gülüşe gömülmek istedim. Hızlı trene bindik elimi tuttu. Elimi tuttuğu içinmi hızlıydı kalbim bu kadar. Yoksa hızlı tren miydi buna sebeb. Şimdi hepimiz ebrarı dönme dolaba binmeye ikna etmek için çabalıyoruz. Kendisi korkuyorda yüksekten. Ama serdar da dönme dolapta açılacak betüle. "abicim hadi inat etme nolacak sanki? " "Korkuyorum" "Ben yanında olucam neden korkuyosun ebrar? " "alper düşecek olsa napabilirsin yanımda? hem neden hepimiz ayrı biniyoruz" "Abim bunu konuştukya güzelim" "Banane siz binin ben binmicem" "Beni yanlız mı bırakıcaksın? " "Ee sende binme" "Ama binmek istiyorum" "Bin madem" "Seninle binmek ıstiyorum" "Hayır! " "Evet! " "Alper biz gidiyoruz ikna et şunu binin" "Güzelim.bak abinin hevesini kırma biliyosun durumu hadi. Ben yanındayım bişey olmayacak söz veriyorum"güzelim dediğinde o gözlerinden geçen parıltıyı gördüm. "Söz mü" "Söz. Hiç bişey olmayacak" En sonunda ikna etmiştim. Hepimiz ayrı balona binmiştik. Ebrar demirleri sımsıkı tutmuş kesik kesik nefes alıyordu. Gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Balon yükseltikçe daha çok sıkıyordu gözlerini. En yukarı yaklaştığımızda seslendim "Ebrar? " "hıım" "Aç canım gözlerini" "olmaz, açamam" "Aç bu manzarayı kaçırmabı istemiyorum" "Olmaz çok yüksek korkuyorum" "Ben yanındayım. Bana güven aç hadi," Yavaşça açtı gözlerini en tepeden ışıl ışıl lunaparkı görünce gülümsedi. "Çok güzeeel" "Sen daha güzelsin" Diye fısıldadım. "Anlamadım? " "evet çok güzel" "Kartpostal gibi" "Ebrar? " "efendim" "Elimi tutar mısın? " "Ne! Neden? " "bişey denemem lazım. Ne diye sorma şimdi lütfen tutar mısın? " İkinci turta yukarı çıkmaya başlamıştık. İlk turda kalbim hiç hızlanmadı öyle. Demek yüksekten korkmadım. "Şimdi mi? " "Ever Ebrar lütfen şimdi" Öyle gözlerime baktı bir süre. Daha sonra yavaşça elimi tuttu. O küçük elini avcumun arasına aldım. Sıcacık ve yumuşacık elleri vardı. İşte tam o an başladi kalbim hızlanmaya. Korktuğum için değildi bu çarpıntı. O elimden tuttuğu içindi. Ellerine imdirdim bakişlarımı. Küçüçük kaldı ellerimin arasında. Öyle durduk bi tur daha. Artık inme vakti geldiğinde bıraktım elini. İlk biz indik daha sonra ayseller. En son serdarlar indi. EL ELE evet başarmıştı kardeşim. Sevdiğini söylemiş karşılığını almıştı. Serdar gülümseyerek gelirken kız ise utanıyordu. Ebrara baktım yine dolu dolu gülüyordu. Koşarak gitti ikisininde boynuna sarıldı. Sırayla hepimiz tebrik ettik. Yok olmuyor böyle artık konuşmam lazım. Yoksa kendi kendime konuşa konuşsa kafayı yicem. Lunaparkın içinde gezerken kolundan tuttum. "Ebrar konuşalımmı biraz" "N ne konuşucaz kki? " "burda olmaz başka yere gidelim. Yanlız konuşalim" "şşimdi mi" "Evet ben serdara söylüyorum" Hızla serdarın yanına gittim. Durumu anlattım onayı aldıktan sonra tam ebrara gidelim diyecektim ki. "Ama betül motora binemez korkar " "Serdar al arabanın anahrarını. Ver baba motoru" Anahrarı bana doğru attı. Bende aynısını ona. Dışarı çıktık. Kaskları takıp motora bindik. Ebrar arka demirleri tutmuştu. "Ebrar bana tutun" "Ben böyle tutarım sorun değil. " "Bana tutun lütfen. " Ellerini yavaşça belime koydu. Varla yok arası. Bileklerinden tutup kollarını karnıma sardım. "Böyle tutun" Ben ellerini bırakınca tekrar kollarını gevşetti. Mootoru hızla hareket ettirince sıkıca sarılmak zorunda kaldı. Onu hissetmek, kollarınıb beni sarması. Sırtımda hissettiğim kalbi. Bu bambaşks bişey. Tepeye sürdüm motoru. Sakim sessiz bir yer lazımdı. Uca doğru gidip taşların üstüne oturduk. "Neden buraya geldik" "beni dinle ebrar sözümü kesmeden dinlee. Sonuna kadar dinle. Sonra sen ne dersen ben onu dinlicem" "Tamam dinliyorum. " "Ebrar ben düşünüyorum ebrar. Ne zamandır düşünüyorum. Şu içimdeki hissi çözemiyorum. Öyle bi his varki içimde adını bilmiyorum. Kardeşim gibi değil aysele böyle hissetmiyorum o senin öz kardeşin diceksin ama öyle değil diğerlerinin kardeşlerine de böyle değil yüreğim. O yani ece ona olan hislerim bunun yanında incir çekirdeği gibi kalıyor. Sevmedim diyemem yalan olur seni üzmek için demiyorum. Ama bu içimdekü şey sevgiden de büyük. Öyle yüce ki ad koyamıyorum." Bi nefes aldım. Devam ettim "Deli gibi kıskanıyorum seni. Ben ayseli kıskanmam. Abisi olarak koruma iç güdüsü var içimde. Ben onuda hiç kıskanmazdım. Erkeklerle içmeye bile gitse kıskanmazdım ama senin değil içmen bi erkekle yanyana yürümene bile tahammül edemiyordum. Bi gün gidersen eğer bu hisle nasıl baş ederdim bilmiyorum. " "Edemiyosun zaten" İlk defa böldü lafımı. "Bi.başkasına gitse de baş edemiyosın bi başkasını öptüğünü görsende içinden atamıyosun. " " Ebrar ben bunun ne olduğunu Bılmıyorum. Hiç tatmadığım bi duygu. Bu aşk mı bilmiyorum çünkü daha önce kimseye aşık olmadım. Ama seni kendime saklamak istiyorum. Güldüğün zaman iki dudağının arasına gömsünler beni istiyorum sen her ağladığında göz yaşın kadar bıcak saplanıyor yüreğime. "Saçlarından bir tutam alıp burnuma götürdüm. " Bu kokunu doldurmak ıstiyorum ciğerlerime. Parfüm yapıp koklamak istiyorum delice. Bazen bize geldiğini kokundan anlıyorum tüm ev sen kokuyor. Elini tuttuğumda kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyorum. "Elini tuttum diğer elini kalbime koydum "Bu hissi öğret bana ebrar. Hissediyo musun kalbimi. Ben seninle bunun adını öğrenmel istiyorjm. İzin ver elini tutayım. Birini yanında gördüğümde sanane kelimesine verecek cevabım olsun." Öylece baktı bi süre gözlerime. Doldu gözleri. Bir yaş düştü yanağına. Sonra çekti ellerini ellerimden ve kalbimden. "Önce adını sen koy alper. Ben sen yokken koydum onun adını. Şimdi sen çalış dersine sıkıca öğren bu hissi. Sonra gel tutmaya ellerimi"
EBDARDAN.... Neydi bu yaşadıklarım? Dönme dolapta elini tuttuğum an gitti bütün korkularım. Motorda sıkıca sardırdı belini. Hissetmişmidir deli gibi atan kalbimi? Tepede anlattıkları. İşte tam benim içimde 6yıldır olan duygular. Elimi tuttuğunda benimki ile yarışan kalbini hissettim. Bakışları benim ona baktığım gibiydi. Ama kendi öğrenmeliydi aşkı. Kendi savaşmalıydı bu hislerle. Böyle daha güçlü gelirdi bana. İşte ozaman bırakmam bidaha ellerini. Bugün ise klinikten çıkışta beni alacakmış. Muzlu rulo pasta diyince reddedemedim. Şimdi çıkış saatimi bekliyorum. İlk buluşmamız gibi geliyor. Oysa daha adı konmuş bişey yok ortada.
Saatim gelince kapının önüne çıktım. Abimin motorunu almış. "Neden motorla geldin? " "böyle olunca sarılıyosun hiç olmazsa" En azından açık sözlü. Bindik motora küçük bi pastane kafe tarzı biyere gittik. O kahvesini içti. Ben pastamı yedim. Geçenki konulara girmeden sohbet ettik. Sohbetimizi bölen ince bi ses oldu. "Miyav" Etrafıma bakındım hemen ama göremedim. Biraz bakındığımda dükkanın köşesinde duvarın dibinde ufacık tupturuncu miniği gördüm. Kucağıma alıp masaya geldim. Yüz hizama kaldırdığımda gözlerine aşık oldum. "Sen nasıl bişeysin böyle. Ama ben seni yerim. Portakal gibisin. " Alpere baktığımda hayram hayran bana bakıyordu. "Annen nerde senin. Tek başına napıyosun. Hem hasta gibisinde sen. Çokta zayıfsın." "annesine araba çarptı geçen hafta efendim biz burda bakmaya çalılıyoruz ama patron pek müsade etmiyor" Bizi bölen garsondu. "Teşekkür ederiz. " İşte şimdi sen benimsin minik. "Kıyamam ki ben sana annen yok mu senin. Benimle gelmek ister misin. Hem anlarım ben senin dilinden. Temizleriz seni ilaçlarını da yaparız mis gibi olursun" Cevap verecekmiş gibi baktım yüzüne. O ise başına elime sürttü. "Bunu evet sayıyorum ozaman. Anlaştıkmı? Ayy çok güzelsin adın ne olsun senin he ne koyalım adını? " "Porti ye ne dersin? "alper kediye isim mi önermişti "porti mi? " "Evet sen portakala benziyo demedin mi benimde aklıma o geldi sen beğenirsen tabi. " "Olsuuun.porti olsun adı. Pekte yakıştı." Kedicik ise kucagıma mayışmış uyku moduna geçmişti. "Kalkalımmı bu ufaklığa mama falan almamız lazım market kapanmadan gidelim. " "Tamam gidelim madem de o nasıl binecek motora,? " "Ben bindiririm" Hırkamın fermuarınu açıp içine soktum geri kapattım. "Ama bu defa çok sıkı sarılamam. Arada bebeğimiz var ezilir" "Bebeğimiz mi? " "ikimiz bulduk. Bizim bebeğimiz. Olmasamıydı? " "olsun olsun tabi çok güzel olur". Motora binip büyük bir markete gittik. Hırkamın içinde kimse onu görmediği içşn sorun olmadı. Bir kaç yaş mama. Mama ve su kabı aldık. Bide kum tabi ki. Şimdilik evden bir şeyle idare ederdim en kısa zamanda da diğer eksiklerini giderirdim. Ben mamalarla kaplarla ilgilenirken alper ise telefonuna gömüştü. Ödemeyi yapıp çıktık. Tam motora binecekken durdurdu. Telefonu bana çevirdi. Sepete eklenmiş bir sürü kedi eşyası vardı. Kedi evi, tuvaleti minder, tırmalama çubuğu, kumu, oyuncaklar ve dahası. "Bunlar ne? " "ee bebeğimizin ihtiyaçları. Eksik var mı? " "ilk zamanlar için fazlası bile var ama gerek yoktu. Ben halledebilirim" "Sen annesi olarak ilk ihtiyacını giderdin. Bende babası olarak eksiklerini tamamliyim dedim. " Neyi dedi o? Ney? "Neyi olarak dedin? " "Babası olarak. Bizim bebeğimiz demedin mi? " Gülümsedim. "Dedim dimi? " "dedin." Motora binip evin önüne geldik aldıklarımızı kapıya kadar getirdi. Bebeğimiz ise hala uyuyordu hırkamın içinde. Acaba abim ne dicek? "Çok teşekkür ederim alper. " "teşekkür edecek bişey yok. Eğer başka bir eksiği olursa mutlaka haber ver" "Tamam haber veririm" Önce etrafıma baktım. Benle bir oda baktı. Sonra omzundan tutup parmak ucumda yükseldim. Yanağına varla yok arası bi öpücük kondurdum. Gözleri fal taşı gibi açıldı Hızla içeri girip kapıyı kapattım. İçeri geçtikten sonra portiyş koltğun üstüne bıraktım. Perdenin arkasınsan dışarı baktım. Yüzünde gülümseme ile elini yanağına götürmüş öyle dikiliyordu. Bikaç dakika daha durup eli yanağında arkasını dönüp çıktı. Bir dakika sonra mesaj geldi. "Ben mahalleden yavru kedi toplamaya gidiyorum"
BİR BÖLÜM DAHA BİTTİ. SONUNDA ALPER EBRARA AÇILDI. EBRARIN TEPKİSİ DOĞRU MUYDU ? BETÜL VE SERDAR DA MUTLULUĞU BİRBİRİNDE BULDU. ONLARIN HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? YORUM VE OYLARI UNUTMAYIN LÜTFEN HEPİNİZE TEŞEKKÜRLER,🥰🌸 |
0% |