@nzlkrcn
|
Bir yandan nikah hazırlıkları, bir yandab klinik hazırlıkları herkes bir telaş içinde uğraşıyordu. Düğün olmayacaktı. Nikah ve ardından kendi aralarında ufak bir kutlama ile tamamlayacaklardı. Klinik için şansları yaver gitmiş. Canan hanımın bir tanıdığı taşınacağı için kliniği devredecekmiş onunla anlaştılar. Kliniği açabilmek için resmi işlemleri halletmesi kalmıştı. İçerisinde gerekli her malzeme vardı zaten. Sadece kendi istediklerini eklemek kalmıştı. Alper ise ilk olarak dinlenme odasına bir tane 3lü koltuk almıştı. Canan hanımın ordakine sığamadığı için bunu ahdetmişti zaten. Kliniğe yakın bir ev tutuldu. Aslında satın almaktı amaçları ama bütçelerini zorlayacağı için şişirdilik kiralık ev tutnuşlardı. Alperin bürodan gökhan beyin tabınığı vasıtası ile iki katlı Bahçeli bir ev tuttular. Ebrar özellikle Bahçeli olmasına bayılmıştı. Alper ve ebrar ne kadar kabul etmeyeveklerini söylese de diğerleri dinlememişti onları. Serdar oturma grubunu almıştı genç çifte yardım edebilmek için. Uraz ve eda misafir odası için koltuk takımı almıştı. Yatak istememişlerdi. Hem oturmak için hemde yatmak için kullanılabilirdi. Aysel daha yeni işe başladığı için büyük bişeye girişemedi belki ama tv ünitesini aldı oda. Ümit tv ve küçük ev eşyalarını aldı süpürge vs gibi. Gökhan bey ve eşi beyaz eşyalarını ayarlamıştı. Canan hanım perde ve halıları üstlendi. Alper'in arkadaşları sağdıçları ise mutfak eşyalarını tencere tava tabak çanak bardak ne varsa kendi aralarında pay ettiler. Sadece yatak odası mahrem olduğu için onu genç çifte bıraktılar. Evleri iki katlıydı üst katta 2 oda bir banyo vardı. Alt katta salon, misafir odası, mutfak banyo ve tuvalet vardı. Girişte geniş verandalı bir balkonları vardı. Üst kattaki diğer odayı şimdilik giyinme odası gibi kullanmaya karar verdiler belki ileride çocuk odası yapabilirlerdi. Klinik için bütün işlemler bitmişti. Açmak için nikah sonrasını beklediler. Nikah günü gelmişti. Ebrar gelinliği abartı bulduğu için sade ama çok şık bir nikah elbisesi giydi Aysel ve serdara düşen görev vardı. Alperin ailesi zaten burdayken Ebrarın ailesi son olaylardan sonra Ayvalık'a dönmemişlerdi. Serdar hala ailesi ile konuşmasa da bugün kapılarını çalmak zorunda kalmıştı. Oğullarını kapıda gören çift şaşırmıştı uzun zamandır telefonlara bile zorla çıkıyordu çünkü. Ebrar ona dahi çıkmıyordu. Aysel kapıdan girdi usulca. Anahtarı girişte dolabın üstüne koydu. Salonda anne babası çay içiyordu. Yanlarına oturdu. "İyi akşamlar" dedi çekinik tonda. Kendisine kızarlarsa diye de korkmuyor değildi. "Nerden böyle" dedi babası. Kız çantasından şekeri çıkarıp sehpanın üstüne bıraktı. "Abimin" dedi önce. "Abimin nikah şekeri." Hatice hanım bi anda elini ağzına kapattı. Biricik oğlunun mürvetini görememişti. Oysa Ebrarı kızı gibi severdi. Neden böyle etmişti ki. Babası ise kalbinin sıkıştığını hissetti. Dil altı hapını alıp uzandı. Yoksa sonları hastanede bitebilirdi.
Alper ve ebrar evlerine gelmişti. Alperin ebrara bir süprizi vardı. Nu akşamı beklemişti söylemek için. Diğerleri zaten biliyordu. İçeri girdikleri zaman yukarı çıkmadan önce belinden tuttu. "Karıcım" Dedi kulağına "kocacım" Diyerek beline sarıldı ebrar. Beraber yukarı odalarına çıktılar. Önce üzerlerini değiştirip duş alacaklardı. Fakat ebrarın üstündekini tel başına çıkarmasının mümkünatı yoktu çünkü kızlar arkadaki iplere 41 düğüm atmıştı. Ebrar çekinerek alpere baktı. "Eee şey sanırım banyoya girmek için bu elbiseyi çıkarmam lazım." Ebrar duş alırken birazdan olacak şeyleri düşündü. Düşündükçe bacakları titredi. Eda ile konuştuklarını düşündü. "Kendini zorunlu hissetme güzelim. İlla bu gece olması gerekmiyor. Alper seni anlayıp sana zaman verecektir" demişti kız. Ama bugün olmasa yarın yada öbür gün illa bi gün olacaktı nasılsa. Acaba bugün mü diye kendini strese sokmaktansa bian önce olması daha doğru geliyordu kendine. Duşunu alıp banyodan çikti. Alper aşağıdaki banyoda işini halletmişti. Kız bornozla odaya girip aldıkları siyaj saten ince askılı sadece kalçasını örten geceliğini giydi. Üstüne sabahlığı geçirip aynanın karşisinda saçlarını tararken kapı tıklatıldı. "Müsait misin karıcım" Dedi kapıdaki kocası. Ay evet kocası. "Evet gelebilirsin" Dedi ebrar titrek sesiyle. Alper yavaşça açtı kapıyı. Karısının elinden tarağı alıp saçlarını taramaya başladı. Çekmeceden makineyi alıp saçlarini kuruttu. Boynuna minik bir buse kondurarak kaldırdı kızı. Saçlarını eline alıp kokladı "evime ömrüme hayatıma bana hoşgeldin karıcım" Dedi anlını öperken. Ebrar sokuldu kocasının kollarına. Bütün vücudu titriyordu adem elmasına bir öpücük kondurdu. "Hoşbuldum kocacım" Sabah yüzünde bir kaşıntı ile açtı gözlerini ebrar. Yavaşça gözlerini araladığında kendi saçı ile burnuny gıdıklayan kocasını gördü. Gülümsedi genişçe." Günaydin kocaam" Alper bu hitapla daha çok güldü. "Kahvaltı hazır karııım." Dedi burnuna öpücük kondurarak. "Ağrın varmı güzelim" Dün gece karısı beklenmeyecek şekilde ateşliydi. Alper ebrarın bu yönünü hiç tahmin etmemişti. Canı yansa bile zevkten çıkardığı sesler alperi daha da harlamıştı. Ebrar dün geceyi düşününce utanarak sokuldu kocasına. "Utandın mı acaba sen" diyerek uğraştı karısıyla. Ebrar omzuna hafifçe vurarak çikti yataktan. Daha iki adım atamadan kocasının kolları arasında kaldı. "Nereye kaçıyosun karıcım. Bundan sonraki her daim yerin benim kollarım" diyerek boynuna sulu bir öpücük kondurdu. "Hadi bakalım sen banyoya git ben mutfaktayım çayları koyuyorum" Diyerek ufak bi şaplak attı karısının kalçasına. Kız sahte sinirle yüzüne baksada banyoya yöneldi. Bugünü akşama kadar evde geçirip. Akşam abisini görmek istediği için dışarı çıktılar. Diğerleri ile buluşıp bişeyler yediler. Yarın yola çıkacakları için bugün abisini görmek istemişti ebrar. Sabah erkenden uyandılar. Kahvaltıyı yolda bi yerde yapacaklardı. Yol uzun olduğu için sabahın 6sında arabaya binmişlerdi. Tabi ebrar daha ayılamadığı için yolda uykusuna devam edecekti. Alper önce kızın ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını kucağına doğru uzattırdı. Yanlarına aldığı ince battabiyeyi karısının üstüne ötttü kapıya da ufak bir yastık dayamıştı başı acımasın diye. "Uyu sen bitanem ben kahvaltı için kaldırırım" Diyerek yola çikti tek eli direksiyonda diğer eliyle karısının ayaklarını severek yolculukları başladı. 10 günlük Karadeniz turu onlara cennette gibi hisseettirecekti. Her türlü zorluğa rağmen sonunda kavuşmuşlardı. Bazen kızıyordu kendine. Daha erken farkedemedi diye. Geç ve güç olmuştu ama olmuştu ya sonunda. Gerisi teferruattı. Önlerine konulan engellere rağmen sonunda karısı olmuştu. Her anlamda karısı. Dün gece biraz yorulduğu içim bu gece dinlensin diyerek müsade etmişti karısına. Ama tatilde pek uslu durmaya niyeti yoktu. Karadeniz'in her şehrinde karısıyla birlikte olmak istiyordu. Bundan sonra hayatlarında neler olurdu bilinmez ama yanında ebrar varsa eğer her anı ayrı güzel olacaktı o kesindi.
VEEE FİNAL GELDİ. BU KİTAP İLK GÖZ AĞRIMDI BENİM. BENDE YERİ HEP AYRI OLACAK. KİTAP HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZAR MISINIZ. BUNDAN SONRA YENİ HİKAYEMİZ UKDE İLE DEVAM EDECEĞİZ YONCANIN UĞUR'U HALA DEVAM EDİYOR. SON BİR ÖZEL BÖLÜM SONRASI SİZLERE VEDA EDECEĞİM BU KİTAPTA DİĞER HİKAYELERDR GÖRÜŞMEK ÜZERE... |
0% |